Yöneticilerin takdir yetkilerini kullanılış şekillerini soruşturacak başka kuruluşlar var. Bu benim işim değil. Ancak bu yetkiyi kullanan yöneticinin / yöneticilerin insanlığı ile ilgili değerlendirme yapabilirim. Tabii kendi ölçülerime göre.
Gazetede okuduğum pass bilet konusu aklıma bir şeyler getirdi.
THY yönetiminin değiştiği günleri düşündüm. Eski yönetim tarafından tüm Türkiye’ nin tanıdığı bir gazeteciye verilen iki adet ikram pası için Sn. Topçu bir kaşık suda fırtına çıkartmıştı Tayfalar işte biz böyleyiz, şirketin varlığını çar çur ettirmeyiz diye yayına başlamışlardı. Sağda, solda tahkikat, soruşturma vb. bir ton laf etmişti. Sn. Topçu. Bu kavga, gürültünün sonucunda ne oldu. Hiçbir şey. Takdir yetkisinin kullanılmasında bir hata yoktu. Yapılan işlem mevzuata da uygundu. Amaç hâsıl olmuş ve de Türk Hava Yolları çalışanlarına bir mesaj verilmişti. Dürüst ve şirketin menfaatlerini koruyan bir yönetim işbaşında.
ELAZIĞ KOVANCILARIN DEPREMZEDE ÇOCUKLARI İÇİN KAYMAKAMIN YAPTIĞI ULAŞIM DESTEK TALEBİ:
08.03.2010 tarihinde Elazığ’ın Kovancılar ilçesinde 6.0 şiddetinde bir deprem meydana gelmiş ve depremde çoğu kerpiç ve taş binalardan oluşan 10 köy ağır hasar görmüş, 41 vatandaşımız hayatını kaybetmişti.
Depremden olumsuz etkilenen ortaokul öğrencilerinin rehabilite edilmesi amacı ile dönemin Elazığ/Kovancılar Kaymakamı Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından Çanakkale’de organize edilen “Milli Bilinç Kampına” bu felaketi yaşayan ortaokul öğrencilerinin iştirak edebilmelerini teminen Elazığ / İstanbul / Elazığ seyahatlerinin sağlanması için THY’den ulaşım desteği talep etmişti.
Herkes hatırlar mı bilmem ama o günlerde, depremi hemen takiben THY’ nin Elazığ hattı için uyguladığı ve bölge halkı tarafından fırsatçılık olarak değerlendirilen ücret tarifesi üzüntülü ve moralman yıkılmış olan kentimizde büyük tepkiye neden olmuştu. ( BKNZ Google 2010 Elazığ depremi ) O zaman Elazığlı çocuklara verilecek olan bu desteğin Türk Hava Yollarının yaptığı hatalı ücret uygulamasının bir anlamda özrü olacağını düşünülmüştü. Maalesef öyle olmadı ve THY Kovancılar Kaymakamlığına yazdığı iki satır bir yazı ile talebin reddedildiğini bildirdi. Öyle ya verilecek biletlerin reklam olarak karşılığının tahsil edilmesi mümkün değildi. Reddedenler bunu mu düşünmüştür dersiniz? Komik. O dönemde THY’ nin başında kim mi vardı? İki adet ikram bileti için bulanık sura fırtına çıkartan Hamdi Topçu ve Temel Kotil.
Bir kısım okurlar bu anlatılanlar şu andaki yönetim döneminde olmamış, neden onların sorumluluğuymuş gibi yazıyorsun ki diyecektir. Haklıdırlar. Ancak, İlker Bey değil miydi göreve ilk atandığı haftalarda personele seslenişinde “ Biz giden yönetimin devamıyız” diyen. Evet, oydu. Bu söz, onu sarf edene geçmiş yönetimin hatalarını düzeltme, tekrarlamama mükellefiyetini yükler. Yanlış mı?
THY’DEN BİR PROGRAMA 1500 ADET REKLAM KARŞILIĞI BİLET.
Geçen gün gazetenin birinde bir haber okudum. Daha sonra aynı haber internette de yer aldı. THY merakımı bilenlerden bazıları ise aynı konuyu mail ile bildirdiler. THY bir programa destekleyici olmuş ve 1500 adet pass bilet vermiş. 2017 yılında. Başka bir deyişle 1500 adet ücretsiz ikram biletini bu yapımcının kullanımına tahsis etmiş. Bu konuya THY nezdinde kimin aracılık ettiği benim açımdan önemli değil. Evet, önemli olan bu sıkıntılı süreçte 1500 adet ücretsiz ikram bileti verebilmek. Kime verilmiş ise verilsin. Bu 1500 biletin karşılığının nasıl alınacağına dikkat etmek gerek. Sizce THY bunun karşılığını alacak mı? Nasıl Alacak? Hem de tanıtıma pek ihtiyaç duyulmayan içinde bulunduğumuz bu dönemde.
VE DE YARGITAY KARARINA RAĞMEN SENELERCE ŞİRKETE EMEK VERMİŞ İNSANLARIN KAZANILMIŞ PASS BİLET HAKLARINI, VERMEYEN AYNI THY VE AYNI YÖNETİCİ.
Gelelim bu yönetim dönemindeki bir uygulamaya. Bilmem kaç sene şirkette çalışıp uydurma bir nedenle THY tepe yönetimince işten atılan ve de konuyu hukuki platforma taşıyan insanlar açtıkları tüm davaları kazanmış ve işe iade kararını ellerine alarak THY’ye durumu bildirmişlerdi. Öyle ya işten uzaklaştırılmış olmanın tüm nedenleri mahkeme kararı ile ortadan kalkmış ve de bıraktıkları yerden hiçbir hakları zayi olmadan THY’ye döneceklerdi. Öyle düşünüyorlardı. Yargıtay kendilerini haklı bulmuşlardı ya. Gel gelelim THY’nin tepesi iş yasasının falan maddesi uygulayarak bu insanlara iş başı vermedi ve kanunun öngördüğü +ödemeyi yaptı. Para ceplerinden çıkmıyordu sonuçta. Yönetici açısından önemli olan işten attıkları insanlara hiçbir şekilde prim vermemeleriydi. Ve de bu çalışanların aldıkları mahkeme kararlarına rağmen kazanılmış pass bilet haklarını kendilerine verilmedi. Yeni bir hukuki işlem başlamıştı. Pass bilet hakları için yeniden hukuka başvurdular. İşten çıkartılan personel bu konuda açtığı davayı da kazandı ve sonuç THY’ ye resmen bildirildi. Eski personele pass bilet hakları verilecekti. Hayret, Aycı Bey bu konudaki mahkeme kararını da büyük bir cesaretle dikkate almadı. Mahkeme kararı deyip de geçmeyin. Kararı veren Yargıtay’dı. Ve de ülkede daha büyüğü de yoktu. Ne yapsınlar ki? Bu durumda olan 3 kişi tanıyorum. Eminim ki son dönemde bu gruptan olup THY’yi mahkemeye verip kazananların tümü aynı durumdadır. Farklı olarak eski başmüfettişlerden biri bu durumu içinde sindiremedi THY için bu konuda icra işlemi başlattı. Şirket bu yönetim döneminde çok dava edilmişti ama ilk kez bir eski çalışanı tarafından icraya verilmişti. Sonucundan bilgim yok.
Bir şeye inanıyorum ki, bu beyefendi, İlker Aycı Türk Hava Yolları’ndan şu veya bu şekilde ayrılınca bu uygulama düzelecek. Evet, hiçbir unvan altında mevzuata karşı bu denli sağır olan biri daha bulunmadı bu çatı altında.
THY YÖNETİM KURULUNUN GÖREVİ SORUMLULUK PAYLAŞMAK MI? DOĞRU OLMAYAN BİR KONUYA/ HAYIR DİYEMEZ Mİ?
Sn. İcra Kurulu Başkanı veya Genel Müdür bu konuyu Yönetim Kuruluna götürmeden büyük bir cesaretle re ’sen hallettilerse bu paragrafta yazdıklarım için özür dilemem gerekecek. Her ne kadar İcra Kurulu Başkanının harcama yetkisine bakıldığı takdirde bu biletlerin verilmesini takdir hakkının kullanılması şeklinde mütalaa edebilmek mümkün. Yine de 1500 adet pass bilet verilmesine İcra Kurulu Başkanının veya Genel Müdürün tek başına karar vermesi zor. İcra kurulu Başkanı mevcut bağlantılarından ötürü kendisine iletildiği kuşkusuz olan bu talebi Yönetim Kuruluna götürmüştür. Tahminim budur. Onlarda Yönetim Kurulu Başkanını kıramamış (?) ve teklifi mecburen onaylamışlardır. Şu anda kimse sorgulamasa da bu sorumluluğu paylaşacak kimselere gerek görmüştür saygıdeğer Başkan. Şu anda THY Yönetim Kurulu sorumlulukları paylaşmak üzere var olan bir kademe gibi adeta.
SN. AYCI ŞİRKET İÇİNDE HER ŞEYİN BAŞKANI. BAĞLI KURULUŞLARIN VE İŞTİRAKLERİN TÜMÜNÜNDE DE YÖNETİM KURULU BAŞKANI O.
Uygulamaya karar veren ve YK’ ya onay için sunan kim? İcra Kurulu Başkanı. Peki, İcra Kurulu Başkanı kim? İlker Aycı bey. Kendileri aynı zamanda Yönetim Kurulunun da Başkanı. İcra Kurulunu isteğini kim onaylar? Yönetim Kurulu. Aslında THY’ de her şey bu Beyefendiden sorulur. . Siz düşünün artık. Şirkette başka biri yok gibi. THY’ nin tüm iştirak ve bağlı kuruluşlarının tümünün (14 adet miydi yoksa 17 mi? Yönetim Kurulu Başkanı da kendisi olduğuna göre. Yalnız birinde Gn. Md. Bilal Ekşi Bey var. Merak etmeyin, emin olabilirsiniz ki o şirket Bay Ekşi’ ye huzur Hakkı ödemiyor. O kuruluşun böyle bir ödeme yapmadığını herkes biliyor.
Allahtan Sn. Aycı da bu görevleri için biri dışında diğer şirketlerden huzur hakkı almıyormuş. Kim mi söyledi? TMSF’ ye ait 40’a yakın şirkete kayyum olarak atanmış olup bunlardan yalnız birinden huzur hakkı aldığını açıklayan, İlker Aycı Beyin liseden okul arkadaşı, THY’ nin Basın Müşaviri, Yahya Üstün Bey açıklamıştı.
THY’ NİN YÖNETİM KURULU ESKİ BAŞKANLARINDAN CEM KOZLU SORUMLULUK KONUSUNA NASIL BAKIYORDU? VE GN. MD YUSUF BOLAYIRLININ YAKLAŞIMI.
Aklıma Yönetim Kurulu eski Başkanı Sn. Cem Kozlu geldi. Genel Müdürlüğe atanmasını takiben çalışmaya başlamasının ilk günlerinde, hiç birimizi tanımıyordu. Ve de bizleri toplayıp söylediği söz şuydu.” İşinizi sizin kadar bilmiyorum. Ama süratle öğreneceğime de eminim. Bu süreç zarfında Yönetim Kurulundan ve Genel Müdürden yazılı onay aldık sözünü bir savunma olarak kesinlikle kabul etmem. Konu her ne ise onu onay için makama teklif eden de müteselsil sorumluluğa sahiptir. Eğer teklif yanlış ve şirketin zararına ise Yönetim Kurulu ve Genel Müdür yanıltılmış demektir.” Ne mi oldu. Tanıtma ve Halkla İlişkiler Başkanı olan ben dâhil hepimiz daha çok ve detaylı düşünerek onay talep etmeye başladık. Cem Kozlu hakikaten de çabuk kavramıştı işi. Onaylarımızı bir kez daha kontrol edin diyerek geri gönderdiği de oldu. İkazın yapılma şekli hoşumuza gitmemişti önceleri. Sonra kendisine hak verdik. Kısa süren adaptasyon sürecini arızasız atlattık.
Gelelim Genel Müdürümüze: Sn. Yusuf Bolayırlı. İki yurt içi ikram pass’ ı talebim için anamı ağlatmış ancak “ Alıştırmayın “ nasihatini de esirgememişti. Başka bir deyişle 2 yurt içi ikram bileti istemiş ve nasihat almıştım. Bir gazeteciye vereceği İkram biletinin TK parkurunu takip eden uçuşuna ait biletin yabancı havayoluna bedeli ödenerek alınmış olması THY’den talep edilen Türkiye çıkışlı ikram biletinin verilmemesi için yeterli nedendi Yusuf Bey açısından. Yabancı havayollarına para öde, THY sana ücretsiz bilet ikram etsin. Yok, öyle şey. THY bu tür yöneticileri de gördü. Onlarla da yaşadı.
DEPREMZEDELERE HAYIR, 1500 BİLET TALEP EDEN PROGRAM YAPIMCISINA EVET. ÇALIŞANLARA HAYIR VE BİZ KEZ DAHA HAYIR. İCRAYA BİLE HAYIR.
Deprem olan bir kentimizin çocuklarını sevindirmekten imtina eden bir yönetimin devamıyız diyen, şirkete senelerini vererek, tüm hukuki kovuşturmaları kazanmış personelin şirketteki çalışmalarından ötürü hakları olan biletleri vermemek için inatla, hatta düşmanca direnen bu zihniyet, ağabeylerinin yaptığı çirkinliği hiç aklına getirmeden söz konusu 1500 ücretsiz bileti verebiliyor başkalarına. Evet, bu güne kadar Türk Hava Yolları devletin kanunlarına bu denli saygısız bir yönetici görmedi. İnşallah bir daha da görmez. Bu son olur.
Dilerim ki, bu yöneticinin eğer varsa tüm kötü niyeti kaderi olsun.
Yorumlar Tüm Yorumlar (59)