Şirketin sağladığı eğitim ve iş imkanlarıyla mesleğe adım atan bazı II.Pilotların kafaları rahat değil. Temel eğitim almak ve sonrasında çalıştırılmak üzere istihdam edilen bu pilotlarla yapılan II. Pilot Aday Adayı Eğitim ve İş Sözleşmelerindeki eğitim bedeli borçlanmaları EURO para birimi üzerinden yapılıyor ve sürekli artan EURO/TRY kuru nedeniyle bu borçlar öde öde bitmiyor. Bu nedenle pilotlar bu borca bitmeyen borç adını vermişler.
Çünkü, bu borçların geri ödenmesinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Özellikle, bir çoğu haksız yere işten çıkartılan pilotlar söz konusu olduğunda. Eğitim sürecini tamamlayamamış olanlar hariç, (ki; onlardan da haksızlık ve mağduriyet yaşayanlar var.) işe iade davası açanların neredeyse tamamı açtıkları davaları kazanıyorlar ve yargının verdiği kararlarla yapılan haksız fesihler hükümsüz hale geliyor. Ama seçenek hakkı kullanılarak, davayı kazanan personel işe geri alınmıyor.
Bu pilotlar işlerini kaybetmiş olmaları bir yana, bakiye kalan eğitim borçları nedeniyle, daha ağır mağduriyet yaşıyorlar. Çünkü, işe alınırken uzun vadeye bağlanan ve aylık taksitler halinde maaştan kesilmesi karşılıklı taahhüt altına alınan borcun, muaccel hale geldiği iddiasıyla, II. Pilotun tazminat vb şirketten olan alacaklarına el konulup, bakiyesi için icra takibi yapılıyor. Çünkü pilot adayının işe girerken imzaladığı sözleşme, bunun yapılabilmesine cevaz veriyor.
Yıllardır, haksız yere işten atılan binlerce personelin pas bilet haklarını gasp eden zihniyet, haksız yere işten attığı pilotların eğitim borçlarında da kendisini gösteriyor. Çünkü zamanında, bu süreci hakkaniyete ve hukuka aykırı olarak “personel işçi” aleyhine kurguladılar. İş ve eğitim sözleşmesinde eğitim borcunun kanuna aykırı olarak EUR para biriminden belirlenmiş olması bir yana, yapılan sözleşme kapsam ve içerik olarak da kanuna uygun değil. Yani asıl sorun, adaylara imzalatılan prototip sözleşmeden kaynaklanıyor. İş sözleşmesi ile eğitim sözleşmesi birbirinden ayrı olarak iki ayrı sözleşme olarak imzalanması gerekirken, adaylarla tek tip sözleşme yapıldı.
Bunu Türk Parasının Kıymetinin Korunmasına ilişkin 32 Sayılı Kararda Değişiklik yapan 12 Eylül 2018 Tarih, 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı”ndaki uygulama kapsamını açıklayan Tebliğ’de değişiklik yapan 16.11.2018 Tarihli 32-52 nolu tebliğin 8/20 fıkrasından hareketle söylüyoruz. Söz konusu düzenlemeye göre:
"Türkiye'de yolcu, yük ve posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari hava yolu işletmelerinin Türkiye'de yerleşik kişilerle döviz cinsinden veya dövize endeksli bedeller içeren gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri akdetmeleri mümkün.
Maddeyi tersinden okursak, yasak kapsamına iş sözleşmeleri de dahil olduğu için, şirket tarafından II. Pilot temel eğitimi verilmek ve sonrasında çalıştırılmak üzere istihdam edilen Pilot adayları ile yapılan sözleşmelerde, eğitim ve istihdam ilişkisinin birbirinden ayrılması, daha daha doğrusu eğitim ve hizmet konulu iki ayrı sözleşme yapılmış olması gerekiyordu.
Pilot olmak, iyi bir şirkette işe girmek şevk ve heyecanıyla önüne konulan herşeyi zaten imzalamaya hazır olan adaylar da bilerek ya da bilmeyerek bu detaya dikkat etmediler. Etseler ne olurdu? İşe giremezlerdi. Sırada bekleyen binlerce aday vardı. Bu aşamada dikkat edebildikleri tek husus, eğitimin toplam ücretiydi. Piyasadaki benzerlerine göre bu rakam da çok yüksek olmasına rağmen, olduğunu zannettikleri iş garantisi nedeniyle ücretin normalden daha pahalı olmasını da umursamadılar. Vahim gerçekle, haksız yere işten atıldıkları zaman yüzleştiler.
Şirketin söz konusu eğitim bedellerini tahsil edemediği ve bu alacakların tahsili için icra takibi başlattığı bir sürü dava var. Toplam pilot eğitim borcunun ise100 milyon Euro’nun üzerinde olduğu söyleniyor.
Yaklaşık 2 yıl önce bu sorunu çözmek için, mevcut borçları ödemede iskonto ve kredi kullandırma formülleri üzerinde çalışıldığını duymuştuk. Borcu defaten kapatanlara iskonto yapmak, toplam borcu birkaç taksitte ödemek gibi. Ama bu formüller, özellikle mağdur pilotları rahatlatacak öneriler değildi.
O dönemde ben de bu konuyla ilgilenmiştim. Sorunun gündeme getirildiği bir önceki genel kuruldan sonra, Divan Başkanının hissedarlara, özellikle eski personel olan hissedarlara yönelik olarak söylediği “Hep yıpratıcı eleştirilerde bulunmayın. Biraz da sizin tecrübelerinizden faydalanalım” sözlerini ciddiye almış, inanmıştım. Daha doğrusu bu konuyu kendime iş edinerek, tüm yasal ve hukuki boyutlarıyla inceleyip; bizzat kendisine kısa bir rapor bile sunmuştum.
Soruna olumlu katkı yapmak için ortaya koyduğum bu çalışmaya, sonraki süreçte kendileri, değişik bir şekilde teşekkür ettiler. Açık kaynaklarda, herkesin izleyip, okuyup öğrendiği somut yanlışlarını, usulsüz işlemlerini yazıp eleştirdiğim için, hakkımda mesnetsiz ve maksatlı suç duyuruları yaptırdılar.
Zaten ülke ekonomik gerçeklerinin çok çok üstünde maaş alan bu kişiler, kendi maaşlarına fahiş zamlar yapmışlardı. Bu maaşları yetmezmiş gibi grup şirketlerindeki yönetim kurulu üyeliklerini üçer beşer paylaşıp huzur hakları da alıyorlardı. Bunları yazarak kamuoyunu bilgilendirdiğim için afişe oldular ve bana karşı besledikleri husumetlerini, pardon şükran duygularını bu şekilde ortaya koydular.
Biz konumuza devam edecek olursak, kendisine sunduğum kısa değerlendirme yazısında bu sözleşmelerin EUR para birimi üzerinden yapılmış olması sorununu yasal boyutuyla incelemiş ve pilot eğitim borçlarının TL ye çevrilmesinin bir tercih olmaktan ziyade kanuni bir zorunlululuk olduğunu tespit etmiştim. Bu kapsamdaki tespit ve değerlendirmelerimi esas olarak 2 noktada özetlemiştim.
Birincisi demin bahsettiğim Türk Parasının Kıymetini Korunmasına ilişkin 32 Sayılı Kararda Değişiklik yapan 12 Eylül 2018 Tarih, 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararına göre, pilot iş sözleşmeleri yabancı para cinsinden düzenlenemezdi. Çünkü kararın ilgili maddesinde bu tip hizmet bedelleri için açıkça döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz deniyordu. Yani bu maddeye göre tek bir metin halinde yapılmış olan pilot iş ve eğitim sözleşmeleri geçersizdi.
İkincisi, geçici 8. maddeye göre Karar kapsamına giren sözleşmelerdeki bedellerin, TL ye çevirilmesi gerekiyordu. Daha doğrusu mezkur sözleşmelerdeki borçların, 2 Ocak 2018 tarihi itibarıyla, zaten TL ye çevrilmiş ve aylık TÜFE artışları oranında güncellenmiş olması gerekiyordu.
Karar öncesinde akdedilmiş olan bu tip sözleşmelerde, Pilot tarafından borçlanılan eğitim bedelinin, Türk Lirasına dönüştürülmesinde mutabakata varılamamış olduğu durumları düzenleyen ilgi tebliğin (28). Fıkrasında konu bu yönüyle açıkça düzenlenmişti.
***
Bu emredici düzenlemeye rağmen gelinen noktada sorunun muhatapları, daha doğrusu soruna “Cumhurbaşkanlığı Kararı” doğrultusunda çözüm getirmesi beklenenler, bildiklerini okumaya devam ettiler. Ediyorlar. Ancak biz yine de en azından haksız işten atılmış olan ve bu yüzden büyük mağduriyet yaşayan pilotlara yol göstermek, yardımcı olmak adına bu husustaki tespit ve önerilerimizi özetleyerek, yazımıza son verelim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)