Yorgunluktan kurtulmanın tek yolu yeterince dinlenmektir.
Ancak yapılan birçok araştırma, bu gerçeğin Avrupa'daki birçok pilot için bir çözüm olmadığını gösteriyor. Uzun görev ve bekleme saatleri, gece uçuşları ve rahatsız edici programlar genellikle uzun süre uyanık kalmaya, uyku yoksunluğuna neden olmakta ve bunu yetersiz dinlenme ve yetersiz uyku izlemekte. Avrupa'daki 6.000 pilot arasında ECA Üye Dernekleri tarafından yürütülen bir dizi anket, sorunun büyüklüğünü göstermektedir.
Pilotlardan deneyimledikleri yorgunluk seviyesini değerlendirmeleri istendi ve anketler çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Ankete katılan pilotların %50'den fazlası, uçuş görevindeyken iyi performans gösterme yeteneklerini engelleyen bir yorgunluk yaşıyor.
Anketler gösteriyor ki, ör. Almanya'daki pilotların %92'si, son üç yılda en az bir kez uçuş güvertesindeyken kendilerini çok yorgun veya görev için uygunsuz hissettiklerini bildiriyor.
Kendini uygun hissetmeyenlerin önemli bir kısmı (%79) bunun “bazen” veya “sıklıkla” olduğunu kabul ediyor. Diğer Avrupa ülkelerindeki benzer sonuçlar, bunun sınırlı bir durum olmadığını göstermektedir. Avusturya'da, pilotların %85'i, uçuş görevi için gerçekten çok yorgunken, zaten uçuş güvertesinde uyukladıklarını ve üçte ikisi de bu durumu birden fazla deneyimlediklerini bildirdi.
Bu oran İsveçli pilotlar için %89'a ve Danimarkalı pilotlar için %93'e kadar çıkmaktadır.
Pilotların 'yalnızca' %67'sinin yorgunluk yaşadığı Hollanda, ankete katılan ülkeler arasında en düşük rakama sahip. Ancak bu, 3 pilottan 2'sinin hala yorgunluk ve aşırı yorgunluktan mustarip olduğu anlamına geliyor.
Uyuklamak
Genel olarak, ankete katılanların üçte birinden fazlası, meslektaşları ile önceden anlaşmadan kokpitte uyuya kaldıklarını belirtiyor. 30.000 fitte uyuyan pilot fikri şok edici gelebilir ancak bu, sorunun ciddiyetini gösterir.
Avusturya (%33), Almanya (%37) ve Hollanda'da (%31) üç pilottan biri kokpitte kestirdiğini itiraf ediyor.
Fransa'daki pilotların üçte biri mikro uyku anları yaşadı. Bu, kısa ve istemsiz dikkat kaybı dönemidir. Mikro uykular (veya mikro uyku bölümleri), pilotaj gibi sürekli tetikte olmayı gerektiren durumlarda ortaya çıktıklarında tehlikeli hale gelebilir.
Danimarka, Norveç ve İsveç'te, ankete katılan pilotların %50'den fazlası kokpitte uyuya kaldıklarını bildirdi. İngiltere'de yapılan bir araştırma, pilotların %43'ünün uçarken istemsiz olarak uyukladığını ortaya koydu. Bunların üçte biri uyandıklarını ve yardımcı pilotlarını da uyurken bulduklarını söyledi.
Bazı havayolları, beklenmeyen yorgunlukla mücadele için taktik bir önlem olarak istisnai durumlarda ikinci pilotla anlaşarak kısa bir şekerlemeyi tolere ederken, bu sözde “kestirme” politikası, dinlenme değil, acil bir önlem olarak kabul edilmelidir. Anketlerde vurgulanan örnekler, böyle bir politika kapsamında gerçekleşmez, ancak pilotlardan birinin niyeti veya onayı olmadan gerçekleşiyor olması düşündürücüdür.
Yetersiz raporlama
Bu fenomenin yüksek yaygınlığına rağmen pilot yorgunluğu, önemli ölçüde eksik bildirilmeye devam ediyor. Sonuçlar, pilotların sadece %20 ila %30'unun görev için uygun olmadıklarını hissettiklerinde gerçekten rapor tuttuklarını göstermekte. Bu, %70-80'inin yorgunken rapor vermediği anlamına gelir. Yalnızca Birleşik Krallık'ta pilotların yarısı, yorgunluklarını bildirmiştir ve bu tür olayların %45'i ise bildirilmemektedir.
Yorgunluğun bu tür eksik bildirimi, Nisan 2011'de 50 UK Aviation Medical Examiners'ın bağımsız bir anketi tarafından onaylanmıştır. Aviation Medical Examiners'ın büyük çoğunluğu (%70), pilotların şirketlerinde yorgunluğu bildirmek konusunda isteksiz olduklarına inanmaktadır.
Eksik bildirim nedenleri ise, uzun ve yorucu bir uçuş görevi sonunda bildirimde bulunmanın basit zahmetinden, disiplin cezası korkusu veya işveren ve/veya iş arkadaşları tarafından damgalanma korkusuna kadar değişebilmektedir.
Eksik bildirimin bazı nedenleri Birleşik Krallık pilotları arasında araştırıldı. Raporlamanın önündeki en yaygın engeller arasında, raporlamanın hiçbir şeyi değiştirmediği veya hiçbir işe yaramadığı hissi ve yönetim tarafından damgalanma korkusu vardı. Pilotlar, bir raporun genel performans değerlendirmeleri üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini iyi bilirler. Dikkat çeken bir diğer husus ise, daha önce ihbarda bulunanların bir daha ihbarda bulunmak için kendilerini motive hissetmemeleridir. Bunun nedeni, olumsuz sonuçları zaten hissetmiş olmaları veya hiçbir sonuç görmemiş olmaları olabilir.
Pilot yorgunluğu Nedenleri
Yorgunluğun birçok olası nedeni vardır. Bununla birlikte, pilot yorgunluğu en çok düzensiz uyku ve çalışma düzenlerine, uzun uçuş saatlerine, uzun süre uyanık kalmaya, erken kalkışlara, gece görevlerine, çoklu sektörlere ve "komutanın takdirine" bağlı olarak uçmaya bağlanır.
İnsan vücudu geceleri uyumaya, gündüzleri ise uyanık ve aktif olmaya programlanmıştır.
Pilotlar arasında yapılan anketlere göre, gece uçuşları veya bir dizi gece uçuşu, yorgunluğa en büyük katkıyı sağlıyor.
Örneğin Fransa'da pilotların neredeyse %70'i gece uçuşlarını yorgunluk nedeni olarak tanımlıyor. Almanya'da ankete katılanların yaklaşık yarısı, gece uçuşlarının pilot yorgunluğunun başlıca nedenlerinden biri olduğu konusunda hemfikir. Fransız pilotların %69'u gece uçuşlarının yorgunluğa ciddi bir katkıda bulunduğunu belirtiyor
Mevcut Uçuş ve Görev Süresi Sınırlamaları yönetmeliği ile ilgili temel sorunları tanımlamaları istendiğinde, gece uçuşları ve aşırı gece görevleri, Avusturya ve Almanya'daki katılımcılar tarafından işaret edilen en yaygın yorgunluk sorunları arasındadır.
İngiliz pilotlar arasındaki çalışma, yorgunluk yaygınlığının sektör sayısı, uçuş ve görev saatleri veya takdir sıklığı ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Ortalama sektör sayısından fazla uçan veya ayda bir kereden fazla kaptanın takdirine ihtiyaç duyan pilotların yorulma olasılığı önemli ölçüde daha yüksekti (Kaptanın onayı ile mesai uzatarak görevi tamamlama). Yorgunluk, son uçuş görevlerinde kaptanın takdirine ihtiyaç duyanlar arasında da daha yüksekti.
Yorgunluğun Nedenleri
Fransız pilotların %67'si bir dizi sabah kalkışını sorunlu ve yorgunluğa katkıda bulunduğuna inanıyor. Danimarka'daki pilotların %88'i çalışma süreleri arasındaki dinlenmeyi yetersiz olarak tanımlıyor ve %83'ü uzun çalışma saatlerini yineliyor.
Almanya'daki pilotların %69'u, yedek listesinden çağrıldıklarında, uçuş görevini tam yerine getirmek için çok yorgun hissettiklerini belirtti.
Bir dizi erken veya geç göreve çağrılmaya ek olarak Hollanda’da pilotların 1/3’ü, genellikle dinlenme odası/dinlenme yeri eksikliğine dikkat çekiyor.
Fransa'da ankete katılan pilotların %50'sinden fazlasının benzer endişeleri var. Yeterli dinlenme alanlarının olmaması sorunlu ve yorgunluğa katkıda bulunduğuna inanıyor.
Sonuç;
Bu Barometre, Avrupa'daki pilot yorgunluğunun boyutuna ışık tutuyor. ECA üyesi dernekler tarafından Avrupa'da toplam 6.000'den fazla havayolu pilotu ile yürütülen sekiz anket değerlendirilerek bu yazı gerçekleştirilmiştir.
Pilot fatigue - Barometer
https://www.eurocockpit.be/sites/default/files/eca_barometer_on_pilot_fatigue_12_1107_f.pdf
SHT-FTL’de UGS için mesai uzatma ve istirahat süresini azaltma hakkında talimat mevcut. Buna da Sorumlu Kaptan karar vermekte. Talimatta şartlar sayfalarca sıralanmış.
Benim konuya bakış açım ise daha değişik. Uçucuların dinlenme süreleri ve bu sürelerin hesaplanması.
Bir uçuştan dönen uçucu, kendisine verilen dinlenme süresi içerisinde hem yol yapacak hem evine gidip kendine bakacak, fizyolojik ihtiyaçlarını giderecek, hem en az sekiz saat uyuyacak ve kalktıktan sonra kendine bakıp beslenecek ve bir sonraki uçuşu için hazırlık yapıp yeniden yola dökülecek. Tüm bunlar için kendisine 12 saat verildiğini düşünürsek, ev, aile, sosyal yaşam ve çocuklar ile ilgilenmenin de buna dahil olamayacağını takdir edersiniz. Tüm bunlara bir de “yatı” denilen, ev dışında başka başka yerlerde gecelemeyi de eklerseniz, sorun içinden çıkılamaz bir hal alır.
Ayaklarını uzatınca dinlenme, gözünü kapayınca uyku gerçekleşebilir belki ama beyin, bunların hiçbirine kanmaz. Psikolojik dinlenme, “normal yaşam” döngüsü ile olur. Bu konuda yapılan araştırmalar gereğinden fazladır.
Tüm bu yazışmalar, araştırmalar, klinik deneyler ve istatistikler sadece bir sınırlama. Şirket ile uçucu arasında yapılan sözleşmelerin bile “borçlar kanunu” kapsamında işlem gördüğünü düşünürseniz, bu borç asla ödenmez. Bir bakanın dediği gibi;
Yorgunluğa karşı elimizde büyük bir koz var: Yorulmamak.
Yorumlar