Sektörümüzde genç istihdam hali ile fazla, Belki de toplam istihdamın % 70’ den fazla gibi. Dolayısı ile “ne olacak bu gençlerin hali” sözü bizi yakından ilgilendiriyor. Gençlerimiz bozuk mu? Hayır. Yetişkinleri örnek alınca bozuluyorlar diyor Montesquieu.
Genç kelimesi kaç yaşındaki kişileri kapsar sizce? . Gençlik dönemi UNESCO tarafından 15-25 yaş aralığında belirlenirken, Birleşmiş Milletler Örgütü (BM) 12-24 yaş aralığını öngörmüştür. Türkiye Birleşmiş Milletlerin belirlediği 12-24 yaş arasını gençlik dönemi olarak benimsiyor.
Tabii ki bu konuyu düşünen ve zihninde şekillendiren insana göre değişirse de, genelde bu sınıflandırma şu şekilde yapılabilir. 12- 18 yaşına kadar olanların ergen genç, 18 ila 24 yaş arasındakilerin genç, 24 yaş ile 30 yaş arasındakilerin ise yetişkin genç olduklarının düşünülmesi mümkün. Tabii ki bir iki yaş farkla, başka gruplandırmaların da yapılabilmesi mümkün.
Muazzez İlmiye Çığ 20 Haziran 1914 yılında Bursa'da dünyaya gelen Çığ, Sümerolog, bilim insanı ve tarihçi gibi hatırı sayılır unvanlara sahip bir büyüğümüz ve 107 yaşında. Bakalım ne demişler.
Bundan binlerce yıl önce MÖ 350 Aristo aynı konuda yazmış. Ve gençlerin gidişatı ile ilgili görüşünü belirtmiş.
Sokrates MÖ 399’ da Gençlerin yaşamına değinmiş
Sokrates’ den yaklaşık 400 yıl sonra ise Hesiod’ un söyledikleri çıkıyor karşımıza. Aslında değişen yalnız seneler. İfadeler neredeyse birbirinin aynı veya benzeri. Baktım ki bu konuda fikir yürütmüş olan çok düşünür var. işte Sokrates ve Hesiod ’un düşünceleri.
Bu konuyu araştırırken gördüm. Bir arkadaşımız bir yorum yazmış. Alıntı mı, yoksa kendi ifadesi mi bilmiyorum. Ama çok doğru. “HER NESLİN SONRA GELENİ BEĞENMEMESİ ANTİK BİR PROBLEM.” Evet; bu bilgilere bakınca insanın böyle düşünmesi normal değil mi? Acaba böyle mi düşünmek gerek?
MİLLETİN GENÇ UNSURLARI BOZUK OLMAZ. O ANCAK YETİŞKİN ADAMLAR BOZULDUĞU ZAMAN BOZULUR. Bizler genç iken de hep bir söz işitir ve okurduk. Olgunlaştıktan sonra bizde aynı sözü sarf etmeğe başladık. Şimdiler de de aynı söz dolaşıyor ortalıkta. “ Ne olacak bu gençlerin hali” Bizden önceki kuşağında gençlerin hâli ne olacak diye derde düştükleri, kaygılandıkları malum. Bu günün yetişkinleri kendi durumlarına bakmayıp genç kuşağı sürekli tenkit ediyor. Tabii ki her toplulukta bozuk karakterler mevcut. Şimdi yetişkin kuşağa bir bakın ve de daha sonra gençleri düşünün. Bu değerlendirmeyi düğün yapmanız halinde Montesquieu ile aynı görüşü paylaşacaksınız.
Charles-Louis De Secondat, Baron De La Brède Et De Montesquieu, daha çok bilinen adıyla Montesquieu, bir Fransız politik düşünürdür.( 8 Ocak 1689 – 10 Şubat 1755) Ve de görüşüme göre bu konuda en doğru yaklaşımı sergileyenlerin ön sıralarında yer almaktadır. “MİLLETİN GENÇ UNSURLARI BOZUK OLMAZ. O ANCAK YETİŞKİN ADAMLAR BOZULDUĞU ZAMAN BOZULUR.” Sözü konuya bakış açısını net bir şekilde ortaya koymaktadır. MONTESQUİEU’ NÜN BU SÖZÜ 1600’LÜ YILLAR İÇİN DOĞRUYDU. BU GÜN İÇİN DE YANLIŞ DEĞİL. 1950’li yılların Türkiye’sine bakınca bunun en canlı, doğrulayıcı örnek sayılabilecek hareketini görebilmek mümkün.
Ülkemiz okumak konusunda maalesef çok çok gerilerde. Bu durumda gençlerimizi büyük bir kısmını istenilen yöne kanalize etmek zor değil. Maalesef her yaşta cahilimiz var. Hem de hayli fazla. Evet, İnternette “ ne olacak bu gençliğin halini araştırınız. İnsanların ümitsize yakın olduklarını görecek ve düşüneceksiniz.
Ben, Montesquieu’ nün sözüne “ MİLLETİN GENÇ UNSURLARI BOZUK OLMAZ. O ANCAK YETİŞKİN ADAMLAR BOZULDUĞU ZAMAN VE ÜLKENİN YAŞAM ŞARTLARI PARALELİNDE BOZULUR ilavesini yaparak yüzde yüz fikir birliğini sağlıyorum.
Habitat Derneği 'Türkiye'de gençlerin iyi olma hali' isimli çalışma çerçevesinde önemli bulgular yayınladı. 2 Ekim-14 Kasım 2020 tarihlerinde kentsel gençlik nüfusunu temsil eden 16 ilde, 18-30 yaş arası toplam bin 230 genç ile yüz yüze yapılan araştırmaya göre 'yaşam memnuniyetinde 2017'ye kıyasla 13 puanlık bir düşüş gerçekleştiği görülüyor. Yaşamdan memnun olduğunu belirtenlerin oranı 2017’de yüzde 71 iken 2020’de yüzde 58 olarak hesaplandı.
Benzer şekilde 2017'ye kıyasla gelecekten umutlu olan gençlerin oranı da yüzde 67'den yüzde 57'e geriledi. Her 3 gençten 1'i yurt dışına yerleşmeyi planlıyor; en tercih edilen ülke Almanya. Nedeni ise belli. İş olanakları ve ülkenin geleceğini iyi görmeme. Türkiye’de 15-29 yaş arası gençlerin yüzde 30’u ne eğitim alıyor ne de bir işte çalışıyor! Ne yazık ki, bu sıralamada OECD şampiyonuyuz.
Başka bir ülkeye yerleşmeyi düşünen gençlere bunu istemelerinin sebepleri sorulduğunda, en fazla belirtilen sebepler şunlar: Yurt dışında daha iyi iş olanakları, Türkiye'de gelecek görememe, ülkenin kötüye gittiğini düşünme,
daha fazla kişisel özgürlük, daha iyi eğitim olanakları ve Türkiye'de düşünce özgürlüğü bulunmaması. ( Alıntıdır. Araştırmanın devamını takip eden linklerden okuyabilirsiniz. (https://habitatdernegi.org/blog/turkiyenin-en-kapsamli-genclik-raporunun-ucuncusu-aciklandi/-https://habitatdernegi.org/blog/turkiyede-genclerin-iyi-olma-hali-arastirmasi-raporu-4-aciklandi/)
Dolayısı ile gençlerimizi haklı, haksız suçlamaktan ve aşağılamaktan vazgeçmeliyiz. Her toplumda ölçü dışı davranışlar sergileyen kimseler var. Gençlerde de, orta yaşlılarda da, yaşlılarda da. Öncelikle bunu kabullenmeli ve onlara güvenmeliyiz.
ATATÜRKÜN GENÇLİĞE BAKIŞI
BİZİM BAZI GENÇ YORUMCULARIMIZ. İnsanların, gençlerin bir oluşuma bir kimseye bağlanması, onu benimsemesi ve takip etmesi normal. Bunda tenkit edilecek bir şey yok. Ters olan şudur ki gençlerin kendileri gibi düşünmeyen, aynı görüşü paylaşmayan kimselere, kişilere karşı takındıkları tecavüzkâr ve saldırgan zaman zaman tehditkâr tavırları. Bunun birçok örneğini bu yazılara yazılan yorumlarda görebilirsiniz. Tabii ki bu söylediğime karşı onlarında söyleyeceği bazı hususlar mutlak vardır. Örneğin “ sizde bizim inandığımız, savunduğumuz hususlara dil uzatıyorsunuz” diyebilirler. Doğrudur. Ancak ben de bu ülkenin vatandaşıyım. Kurumlardan şikâyetlerimi hakaret etmeden ifade etme hakkım var. Ve de bunu adımla ve soyadımla yapıyorum. Ben cevaplayan genç kardeşlerimiz ise cevabi görüşlerini salt kişiyi ( beni ) hedef alarak kaba ve çirkin sözlerle ifade ediyorlar. Üstelik 6-7 rakamla ifade edilen VPN ile çarpıtılmış IP’ numaralarının arkasına saklanarak. İşte ben bunu gençlere yakıştırmıyorum.
Dün bir deneme yaptım. Bana gönderilen çok çirkin ve hakaretamiz sözler ihtiva eden eski bir yorumu alıp yeniden yazdım. Hakaret etmeden aynı şeyleri ifade edebilmem zor olmadı. Allah belanı versin yerine Allah layığınızı versin diyerek. Biraz kafa yormak yeterli. Tabii kafanın içinde bir organ var ise.
Memnuniyet duyacağımız bir husus var ki o da bu tarzı benimseyenlerin adet olarak fazla olmaması. Bu türlerin yaptıkları yakışıksızlıkları genele atfetmek tabii ki doğru değil.
BU GENÇLERİM MİNNET BORÇLARINI ÖDEME ŞEKİLLERİ YAKIŞIKSIZ. Bilmiyorum, iki linkin ihtiva ettiği araştırma sonuçlarına baktınız mı? Bu kadar ümitsiz durumda bulunan gençleri davranışları nasıl sorgulanmalı? Veya sorgulamak doğru mu? Tabii ki bundan işi olup Ülkemizin iyi sayılacak şirketlerinde şu veya bu şekilde çalışma imkânı bulan ve de buna rağmen davranışlarını kontrol edemeyen saldırgan kendini bilmezleri hariç tutuyorum. Bu hususu daha fazla açmak haliyle kırıcı olacak diye düşündüğüm için konuyu burada noktalıyorum. Lütfen size o işi bahşedenlere duyduğunuz minnet borcunuzu adeta Trollük yaparak değil, şirketiniz için çalışarak ödeyiniz. Ne demişler ağaca yaslanma kurur,
İnsana dayanma ölür. Her ne kadar söz başkasınınsa da “ ölür ” kelimesi benim açımdan o görevden ayrılır anlamındadır.
Yorumlar Tüm Yorumlar (13)