Bu ülkede iş yapmak isteyenlere nasıl haksızlık yapıldığını, nasıl haince bir saldırıya maruz kaldığına geçen hafta bir kez daha şahitlik etmiş olduk. Haftanın en tartışılan konusu Bora Jet adındaki bir şirketin aldığı uçak oldu.
BoraJet’in almış olduğu Global Ekspres uçağının nasıl alındığının sorgulandığı tartışmalarda konu dönüp dolandı şirketin Genel Müdürü Faruk Bayındır’a hakarete kadar getirildi. İddia sahipleri de bu güne kadar hiçbir şey üretmeden havacılık sektöründen geçinen birkaç amibin ortaya attığı salyadan başka bir şey değil. Üstelik bildiğim kadarıyla bu şahısların kendine özgü hiçbir yapıtları da yok. Hep başkalarının yaptıklarını taklit ederek, onun bunun eteğinin altında dolaşarak sektörde yer edinmeye çalışan fikir yoksunları bunlar.
Faruk Bayındır’ı savunmak bana düşmez ama havacılık için çaba harcayan insanları desteklemek gerekmez mi? Ne yapmış Faruk Bayındır? Şirket kurmuş, insanlara iş olanağı sağlamış, istihdam yaratmış. Kötü bir şey mi yapmış? Neden hemen bir pislik aranır ki bu çabanın altında?
Aslında, pislik arayanların yaptıkları pisliğe bakmak gerek. Bana göre değmez. Hatta muhatap almaya bile değmez. Zira havacılık toplumu bu tip insanları kendi içinde eritecektir. Sonra sonsuza dek kendi ekseni etrafında dolanıp duracak bu zihniyetteki insanlar.
Değerli okurlarım.
İçimde sır gibi sakladığım bir gerçeği de sizlerle paylaşmak istedim yeri gelmişken. Tüm havacılık sektörünün bir araya gelmesini arzu ettiğimiz dünya sivil havacılık günü kapsamında organize ettiğimiz gecemizin arifesinde şok bir bilgi aldım. “YUH” diyeceğiniz bir gerçek bu. Hani yukarda bahsettiğim fikir yoksunu insanlardan biri havacılık günü düzenleyeceğimiz günün sabahında Ankara’dan gelecek misafirlerimize İstanbul’dan telefon açmış. Bakanlığa ve bazı bürokratlara açılan telefonda “O geceye kimse gitmeyecek, kıytırık sitenin gecesinde ne işiniz var” deme cüretinde bulunmuş. Küstahlığın böylesine şahit oldunuz mu hiç? Bu satırları mutlaka okuyacaktır. Çünkü titreyerek takip ediyor bizi. Kâbus olduk o zihniyetteki insanlara. Sanıyorum okuduğunda yüzü kızarmayacaktır. Çünkü bu tip insanlarda ar denen bir duygu yoktur. Onların kıblesi bellidir. Kıbleleri sadece yalaklandıkları yerlerin yalakalığını yapmaktır.
Biz sektörümüz için fikir üretme, iş üretme, öneri üretme peşindeyken hayatını hainlik üzerine tesis etmiş bu insanlara gülüp geçerek yolumuza bakıyoruz.
Faruk Bayındır’a da aynı yolu tavsiye ediyorum. Doğru yaptığına emin olduğun hiçbir şeyden çekinme. Ayağından çekmek isteyen insanları umursama. Bu olay Faruk Bayındır’a kızgın kum tanesinin yaktığı yer kadar etki etmemeli.
Sektöre çomak sokmak isteyen bu insanların pinpon topu gibi sağa sola zıpladıklarını sık görürsünüz. Bu yüzden zikzak yapan insanları kaale almamanızı öneriyorum. İnsan hayatı ya siyahtır yada beyaz. Yolu düz olmayanla aynı yönde yürünülmez. Zira bir uçurumun tepesinde size dirsek atıp o yolda tek başına yürümek isteyecektir.
Sektörel her doğru atılımın destekçisi olacağımızı bir kez daha vurguladıktan sonra,
Hepinize iyi haftalar diliyorum
Yorumlar