TGS = TAM GAZ SANSÜR...
Malum geçen hafta İstanbul kara kışın kabusunu yaşadı. Bu kabustan bende nasibimi aldım. Sabahın erken saatlerinde, İstanbul’a yağan karın tipi şekline dönüştüğü anda sıcacık yatağımdan kalkıp Florya’da resim çekme hevesine kapılırsam soluğu hastanede alırım. Öyle de oldu ve ben üşütme sonucu hastalanırken, Atatürk Havalimanı’nda yüzlerce yolcuyu da TGS hastalandırdı.
“Olağanüstü durumlarda böyle şeyler olabilir” diye düşünerek Atatürk Havalimanı’nda yaşanan bagaj kayıpları keşmekeşliğini mazur görebilirdik.
Ancak uluslararası bir maç için yurtdışına çıkacak olan BJK sporcularının bagajlarının uçağa yüklenmemesi tam bir sorumsuzluk örneği. Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalır. Kriz yönetimi diye bir olgu yok. “Saldım çayıra Mevla’m kayıra” hesabı.
Bunun hesabını soracak kimse de yok galiba. Nasıl olsun ki? TGS’nin açılımını söyleyeyim size.
TGS = TAM GAZ SANSÜRKorku imparatorluğunun hüküm sürdüğü bir kurum. Hiç kimse kurum hakkında konuşamaz, hiç kimse makamı eleştiremez,
hiç kimse keyfi atamaları, akraba, eş, dost, okul arkadaşı gibi haksız makam vermelerin uygunluğunu tartışamaz.
Allah’tan TGS yöneticilerinin üstünde daha üst yöneticiler var da “Hop ne yapıyorsun” diyebiliyorlar. Tabi onlarda
bildikleri kadar “Hop ne yapıyorsun” diyebiliyor.
Şirkette çalışma barışından eser yok. Kaliteyi artırmak ve çalışma BARIŞ’ını sağlamak için ODTÜ mezunu diye yutturulup KTÜ’lü bir arkadaş getiren yönetim,
arkadaş kıyağının nasıl olduğunu göstermiş oldu.
TGS= (TAM GAZ SANSÜR) firmasında
ehil insanlar hak ettikleri yere gelemezken böyle
ahbap çavuş ilişkileri ile makam sahibi olanlara da gün doğuyor.
Onlar da kendi yakınlarını ve çocuklarının TGS’ye girmesine ön ayak olup daha sonra kendi çocuklarına TGS imkânları kullanılarak özel kurslar veriliyor.
TGS kurumsallaşmanın yerine hissi tutumlar ve kayırmalarla idare edildiği sürece hiçbir zaman HAVAŞ veya Çelebi olamayacaktır.
Son krizde de görüldüğü gibi resmen acemiler ordusu.
Neyse şimdilik bu kadar, yazılacak çok şey var ama zamanı ve yeri geldiğinde TGS’deki işleyişi tüm çıplaklığı ve aktörleri ile yazacağımızdan emin olabilirsiniz.
ÇELEBİ’NİN TALİHSİZLİĞİ VE İLETİŞİM ZAYIFLIĞI
Kara kış TGS’nin başarısızlığını ortaya koydu. Ama keşke Çelebi’de de hep başarısızlık olsa idi de Merve kızımızın başına gelenler olmasaydı. Bu olay THY’de veya TGS’de olsa emin olun yerden yere vururduk. Bu benim kendi özeleştirim. Bu kadar da objektifim.
Çelebi’de yaşanan bu talihsiz olayın ardından tam bir iletişim faciası yaşandı. Geçmişte Çelebi’de yaşanan en küçük bir olayda kamuoyuna bilgi geçiliyor ve durumla ilgili izahat yapılıyordu.
Leyla İrten diye bir arkadaş gelmiş Çelebi kurumsal iletişimin başına. Ne gören var ne konuşan. Daha ilk olayda bocaladı. Sesi soluğu çıkmadı. Böyle acil durumlarda vaziyeti idare edemeyecekseniz ne zaman edeceksiniz.
Doğrusu ben merak ediyorum, hele bir çıkın ortaya da görelim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (19)