Önceki hafta THY’nin yüzde yüz hissesine sahip olduğu yeni bir şirketin daha, 24.07.2024 tarihli Ticari Sicil Gazetesinde tescil edildiğini okuduk, öğrendik. Ödenmiş kayıtlı sermayesi 2,5 milyar TL. THY’nin 1.380.000.000 TL lik sermayesinin neredeyse iki katı. Üç yönetim kurulu üyesi var. Başkan koltuğunda Ahmet Bolat, İki Yönetim Kurulu Üyeliğinden birini Genel Müdür Bilal Ekşi’ye, diğerini de Hukuk ve Uyum Başkanı Berkant Kolcu ’ya vermişler. Şaşırdık mı? Hayır.
Adı THY Gayrimenkul Yatırım Hizmetleri Anonim Şirketi. Yıllarca sivil havacılık alanında profesyonel olarak çalıştım. Sonrasında Bilirkişilik yaptım ve bir süredir amatör olarak yazılar yazıyorum. Grup şemsiyesi altında gayrimenkul yatırım işi yapan başka bir havayolu şirketi duymadım. Görmedim. Bilen varsa, söylesin.
Bu şirketin kuruluşu dikkat çekmiş olacak ki; THY’nin yüzde 49 hissesi Varlık Fonunda olduğu için CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, TBMM ne soru önergesi sunmuş. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından cevaplanmak üzere. Mutat olduğu üzere “Ulaştırma Bakanlığı’na sorun” ya da “THY özel şirkettir, kendi açıklamasını kendisi yapar” cevaplarından biri verilecektir. Diye düşünüyorum.
Bu yüzden, hemen THY’nin ilgili KAP açıklamasına baktım. Ticari Sicil Gazetesinde 22 maddede 1,5 sayfa yazılan amaç ve konunun, aynı gün yapılan KAP açıklamasında, “Ortaklığımızın çeşitli yatırım projelerinin bir iştirak şirket üzerinden yönetilmesi” cümlesiyle özetlenmiş olduğunu gördüm.
Gayrimenkul yatırım şirketlerinin amacının, getiri potansiyeli yüksek gayrimenkullere ve gayrimenkul projelerine yatırım yapmak, portföylerindeki gayrimenkullerden kira geliri ve gayrimenkul alım satım kazancı elde etmek olduğunu biliyoruz
Bu nedenle, THY’nin asli görevleri olan pazarlama-satış ve uçak alım-bakım dışında hangi yatırım projesi var? diye düşününce, ilk olarak, Kanal İstanbul güzergahında ve İstanbul Havalimanı yakınında bulunan, konut projesi geldi aklıma.
Emlak Konut GYO ve THY iş birliğiyle, Arnavutköy’de devam eden konut projesi bu yeni şirketin faaliyet alanına girecektir, muhtemelen. Sayın vekil de tam olarak bunu sormuş soru önergesinde. “Önergenin yanıtlandığı tarih itibariyle, bu sektörlerde herhangi bir yatırımda bulunulmuş mudur? Bulunulmuş ise mahiyetleri nelerdir?” Diye de eklemiş.
İkinci olarak, İBB' den 2009 yılında YİD modeliyle 25 yıl süreyle kiralanan ve sonradan süresi 31 yıla uzatılan ama 15 yıldır bir türlü işletmeye açılamayan Hatice Sultan ve Fehime Sultan yalıları geliyor akla. Doğal olarak önergede bu gecikmenin sebebinin yanı sıra projenin bu şirkete devredilip devredilmeyeceği sorulmuş.
Aslında önergede bu 2 somut örnek dışında oldukça ilginç ihtimallere işaret eden detaylı sorular var. Bu yeni şirketin faaliyeti kapsamında değerlendireceği başka gayri menkulünün olup olmadığı; şirketin gerek kendi mülkiyetinde bulunan gerek üçüncü kişiler mülkiyetinde bulunan gayrimenkuller üzerinde herhangi bir konut, iş yeri, sosyal tesis ve başkaca proje gerçekleştirip gerçekleştirmediği; Üçüncü kişilere bu amaçla herhangi bir sözleşme akdedip etmediği; herhangi bir yerli ve yabancı şahıs, şirket veya bankadan kredi kullanıp kullanmadığı gibi.
Ana faaliyet konusu sivil havacılık, yolcu, kargo ve posta taşımacılığı olan bir şirketin yüzde yüz hissesine sahip olduğu alt şirketinin faaliyet amacı ve konusu kapsamında, turizm, enerji ve elektrik, petrol vb. faaliyetlerinde bulunabileceği yazılınca, bu soruların akla gelmesi gayet doğal tabi.
Diğer yandan, durup dururken bu GYO işi nereden çıktı? Sorusunu sormak da mümkün. İhtimaller bir yana, yukarıda sayılan 2 somut proje ve THY’nin ana faaliyetleri kapsamında yaptığı kiralamalar, zaten yıllardır var olan işler. Neden şimdi sorusunu bu işlerden anlayan bir arkadaşıma sordum. Daha doğrusu danıştım.
Kendisi bana, GYO larla ilgi yeni düzenleme yapıldığını söyledi. Bazı vergi istisnaları ve kolaylıklarından bahsetti. Kurumlar Vergisi istisnası gibi. Keza GYO şirketlerine ait gayrimenkullerde, yıllık amortisman ayırma zorunluluğu sadece yüzde ikiymiş. Ayrıca, GYO projeleri için fon, yani para toplama imkanları varmış. Mesela şirketin hisselerinin en az yüzde 25 inin borsada satılması gibi.
THY birkaç yıldır bir hesaplamaya göre (UFRS) milyarlarca dolarlık kar açıkladığı halde, Tek Düzen Muhasebe Raporlama (VUK: Vergi Usul Kanununa göre) sistemine göre de zarar açıklıyor ve bu yüzden kurumlar vergisi ödemiyor. Kurulan bu yeni şirket kurumlar vergisinden kanunen muaf olacak, yani vergi ödemeyecek. Diğer kolaylıklar da oldukça önemli avantajlar sağlayacak şirkete. Ayrıca, gireceği herhangi bir gayri menkul projesinde, THY isminin ağırlığı yadsınamaz bir gerçek.
Açıklanan finansal, mali kolaylık ve istisnalardan faydalanılmasını eleştiri konusu yaptığımı düşünmenizi istemem. Ancak, TBMM ye sunulan soru önergesinde dile getirilen endişeler de yabana atılacak gibi değil. Çünkü, bir uluslararası sivil havacılık şirketinin, gayrimenkul işine ya da herhangi bir ana faaliyet konusu dışındaki işe değil, kendi işine yoğunlaşması beklenir. Eşyanın tabiatı gereği.
Diğer yandan, meclise sunulan soru önergesinde bazı endişe ve tereddütlerin dile getirilmesinin. başka bir sebebi daha var. Başta hissedar olmak üzere vatandaşı doğru ve yeterli bir şekilde bilgilendirme noktasında yıllardır görülen eksiklik, hatta umursamazlık. Bu nedenle, soruların muhatapları daha şeffaf ve sorumlu bir yönetim anlayışını ortaya koyarak, kamuoyu nezdinde oluşan tereddüt ve endişeleri gidermek için, detaylı ve net açıklamalar yapmalıdır.
Halkın ve kamunun şirketi olan THY’nin başarısının sürekli ve istikralı olması istendiği için soruluyor bu sorular. Umarım sayın Cevdet Yılmaz bu defa, iktidarın önceki soru önergelerine verilen cevaplarda görülen “Bizi ilgilendirmiyor. Ulaştırma Bakanlığına sorun.” ya da “THY özel şirkettir. Açıklamasını kendisi yapar” tavrından farklı bir tavır ortaya koyar ve soruları açık ve net bir şekilde cevaplar.
Yorumlar Tüm Yorumlar (15)