Son yazım ile ilgili bir not aldım. Sektör dışından. Metnin içinde hakaret, iftira, kaba söz vb. hiçbir şey yoktu. APH okurlarının yorumlarından çıkarımları ile genel bir analiz yapmıştı. Maalesef ki ifadelerinin çok büyük bir kısmı doğruydu. Ve de onunla aynı görüşteyim. Buna rağmen bu notu sektör dışından kimse okumasın diye sansürledim o notu. Okurumdan özür diliyorum. Ben de THY’ de senelerce çalıştım. Ve de halen bu tür durumlarda üzüntü duyuyorum. Umarım ki Sn. okurum beni anlar ve hoş görür.
1978 yıllarıydı yanlış anımsamıyorsam. Rahmetli Selahattin Babüroğlu THY Genel Müdürüydü. Rahmetli Rıza Çerçel ise Yönetim Kurulu Başkanı. Siyasi açıdan birbirine tamamen zıt görüşteki iki siyasi partinin üyesi olan bu iki kişi, birlikte Türk Havayollarını yönetiyorlardı. Siyasi görüşleri işlerini etkiliyor muydu? Doğrusunu isterseniz etkilediğini hatırlamıyorum. Veya kimseye belli etmiyorlardı. Yine de istihdam konusunda alt seviyelere inmeyen bir mücadeleleri vardı. Belki de işi etkilemediği sürece bu mücadeleyi normal karşılamak gerekirdi. Kim bilir? Şunu işten atıp bizden olanı alalım diye düşünmeyen insanlardı. Böyle bir şey yaşanmadı. Ama boş veya boşalan bir kadroya istihdam ihtiyacı baş gösterince de kendileri ile aynı görüşte olanların tercih edilmesi için çaba sarf ederlerdi. Bizden, bizden değil diye alt tabakanın ekmeği ile oynamazlardı. Böyle bir şeye hiç şahit olmadım. Aslında ve birbirinin her yaptığını kontrol eden ve karşı görüşün mevcudiyetini göze alarak birbirini frenleyen, ben yaparsam o da yapar diye düşünen iki büyük tecrübe yan yanaydı. Her ikisine de saygı ve sevgi duyardık. Toplantı salonuna YK Başkanı girince, üst makama gösterilmesi gereken saygı konusunda toplantı iştirakçilerine örnek olmak amacı ile ayağa kalkardı Selahattin Bey. Biriyle konuşur gibi yapıp kapıya arkasını dönüp salona giren insanı görmemezlikten gelmezdi. Zaman için de başka yönetimlerde buna bile şahit olmıştuk Bu onun büyüklüğünün bir göstergesiydi.
BİR BAKIN ETRAFINIZA. BELİRLİ GENEL MÜDÜR YARDIMCILARINIZ DIŞINDA 2004 – 2005- 2006- 2007-2008 VB. YILLARINDAN KALAN KAÇ YÖNETİCİNİZ VAR?
Bu güne bakarsak, senelerce yönetimdeki hemen hemen herkes aynı siyasi görüşü paylaşan kimseler. Onlara bu koltukları sunanlarda halen aynı durumda veya daha yüksek konumdalar. İlk başta belediyeden gelenlerle, diğer yerlerden gelenler birbiri ile anlaşamadılar. Onlar Halk ekmekten geldiler diyerek birbirleri ile eğlendiler mi yoksa küçümsediler mi anlayamadık. Daha sonra ne oldu bilmem tepedekiler birbirini yemeğe başladılar. O gitti bu geldi, bu gitti öbürü geldi. Kuvvetli olan kaldı, zayıf olan gitti. 15 Temmuz sonrası yöneticilerin birbirini yemesi ve huzursuzluk bitecek diye düşünürken, durmadı. Aslında THY bünyesi buna alışmıştı. Şirkette geçen uzun senelerde THY’nin tepeleri nedense hep birbirine düştüler. Abdurrahman Gündoğdu ve Candan Karlıtekin, Candan Karlıtekin ile Hamdi Topçu, İlker Aycı ile Temel Kotil ile bir türlü geçinemediler. En son olarak İlker Bey çok konuda olduğu gibi bu konuya da tüy dikti. Ve Bilal Ekşi ile mevcut anlaşmazlığını değişik bir şekilde ortaya koydu. Ne üstlerinden, ne astlarından saklamadı bu anlaşmazlığını. Ben kuvvetliyim diyordu adeta. Neden Bilal beyi işten uzaklaştıramadı? Onun da arkası kuvvetliydi de ondan tabii ki. Bu duruma “ Var Gibi Yok ” ifadesi çok uymuştu Bilal Beyin durumuna. Düşünün bir Genel Müdür ki “ Var gibi yok”. Kavga gürültü hep sürdü. İlk başlarda bir AKP’li arkadaşım iktidar THY’ ye mevcudun en iyi yöneticileri gönderildi demişti. Bu söz. İyisi buysa diye düşünerek şirketim için çok korkmuştum. Neyse seneler geçti, o arkadaşım halen AKP’ li ama şimdi yazılarımı muntazaman okuyor ve tenkitlerime hak veriyor.
Sonuç olarak bu yöneticilerin hiç biri iyi örnek olmadı / olamadı çalışanlara. Bunu gören çalışanların birbirlerine takındığı acımasız, düşmani tutum aklı başında insanlar için her türlü izahtan varestedir Tepe makamlar istese de çalışanlara sulhun avdeti zor..Tabii ki denemekte fayda var.
Hatırlıyorum da 2002 yılında THY’nin tepesindekilere haklı veya haksız fazla yük olmuştum. Üst yöneticiydim o sıralarda. Birkaç kez ikaz ettiler. Anlamak işime gelmedi. Tuttular kulağımdan attılar dışarı. Göze almıştım zaten.
Tabii ki konu bir işin yapılışı ile ilgiliydi.
Bu günkü yönetim tutup atmak için bu türlerin kulaklarını bulamıyor herhalde. Örneklemek kolay. Genel Müdür Yardımcıları seviyesinde hayli fazla örnek ver. Belki de biz onlara dokunursak birleri de bizi kulağımızdan tutup atar diye düşünüyorlardır kim bilir? Mutlak böyledir, Doğruluğunu bilemiyorum ama THY Müfettişlik imtihanını kazanamayıp Türk Hava Yollarına giremeyen bir zat hayli uzun senelerdir THY’ nin üst makamlarını işgal ediyor diye anlatılıyor. Zira belirtilen yöneticiler bu gün için Türkiye’de mevcut olan en büyük desteğe sahipler. Bunu da bilmeyen yokmuş.
İMAM GAZ ÇIKARTIRSA CEMAAT DEF’İ HACET EDERMİŞ.
Evet, tepe yöneticilerin hiç biri çalışanlara iyi örnek olamadı. Kendi durumları ortadayken yapmayın etmeyin de diyemediler. Belki de alt taraftaki çatışma bazılarının işlerine de geldi kim bilir? Esasen boynuzlar kulağı geçmişti. Kimsenin yöneticilerini örnek alacak hali kalmamıştı. İmama bakmak eskilerde kalmıştı. Şimdi çalışanlar ( cemaat) dâhil herkes istediği zaman, istediği yere ne isterse onu yapıyor. Yazıyor, çiziyor ve söylüyor. Tabii VPN ile.
Bu dönemde İstihdam, tayin terfi ile ilgili işlemlerde hep onun veya bunun adamı olmak en önemli değerlendirme kıstası oldu. Şirketin çalışanları zaten siyasi görüş açısından bölünmüş, bölünmekle de kalmayıp düşman olmuşlardı birbirine. Yazık oldu insanlara. Demek ki onlarda karakter olarak zayıflarmış. Şu anda THY’ de birbirine düşman iki kamp var.Bunu bilmeyen yok.
Türk Hava Yolları temel değerleri arasında: dürüstlük ve adil davranmanın, bireye saygının, takım çalışmasının ve liderlik İle açık kapı” politikasının da bulunduğu bir şirketti. Sivil Hava Taşımacılığı sektöründe Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayrak Taşıyıcısı kimliğiyle; uçuş emniyeti, güvenilirliği, ürün yelpazesi, hizmet kalitesi ve rekabetçi konumu ile tercih edilen, Avrupa’nın önde gelen ve küresel ölçekte faal bir havayoluydu. Ve de bu beyefendiler bu şirkette çalışıyorlar.
Türk Hava Yollarını mezunu oldukları lisenin veya yakınlık duydukları, belki de üyesi bulundukları teşekkülün toplanma kampı, birbirilerine olan şahsi konularıyla ilgili mücadelelerinin yürütüleceği bir arena olarak görmemeliydiler. Yazık ettiler Şirkete. Yazık ettiler çalışanlara ki onların % 100’ü bu döneminde işe girmişlerdi. Peki de o zaman bu aleyhte yorumları kimler yazıyor? Eskiler kalmadı ki onlar yazsın? Kendi insanlarınız hatalarınızı görüyor artık. Bu tür davranışlarda bulunanlar çalıştıkları firma bir tarafa inandıklarını söyledikleri teşekküle de ihanet etmiş olabileceklerini hiç düşünmediler / düşünemiyorlar.
THY, TAM OTOMATİK ENDÜSTRİEL KESİTLİ BÜYÜK ÖLÇEKLİ BİR İNSAN ÖĞÜTME MAKİNESİ Mİ?
Ve de bu insanlar bu görevlere nasıl geldiler, neden ve nasıl ayrıldılar. 2003 öncesi THY’ ye girmiş olanlar artık bitti ve tükendi. Yalnız bir çalışan gördüm eskilerden kalan. Evet, onları sizden bizden karmaşası içinde hep birlikte bitirdiler. Bir önceki Yönetim Kurulu Başkanı olan beyefendi (?) tutumu ile THY çalışanlarının bir bölümünü etkiledi. Bir adım öte körükledi. Sahi o zata methiyeler düzen kalemşorlar şimdi neredeler? Evet, sistem böyle işliyor. Yoklar ortada Gelin vazgeçin bu düşmanlıktan. Geç kalındı. Tadı zaten kaçtı ama yine de zararın neresinden dönülürse kardır.
Diliyorum ki Rahmetli Rıza Çerçel ve Selahattin Babüroğlu Beyefendiler nur içinde yatsınlar. Onlara rahmetler diliyor şükranla anıyorum. İnşallah yukarıdan geçmiş dönemi seyretmemişlerdir. 42 sene sonra insanları böyle anmak çok güzel bir duygu. Evet. Şimdi THY’ nin başında diyaloga açık bir tepe yönetici oturuyor. Başarılı olup olmadığını zaman gösterecek. Hayırlısı diyelim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (40)