Öyle popülist yaklaşım yapıp çalışanlara şirin görünme gibi bir derdim yok. Önce kendi şapkamı önüme koyup "Ben neler yapmışım, ne gibi uyarılarda bulunmuşum" bunları bir kez daha unutkan hafızalarımızdan çıkartıp "Neden"leri sizinle paylaşıp sonra diğerlerinin şapkalarını önlerine koymaları için gerekçelerimi sıralayacağım.
"Ben demedim mi" sözünü hiç sevmem. Ama ben dediysem mutlaka bir dayanağım vardır. Boşuna zırvalayan tiplerden değilim. Evet THY, HAVA-İŞ VE KAMBURLARI başlıklı yazımda işinize sahip çıkın diye uyarmadık mı sizleri? Çakma rapor alıp işinizi savsaklamayın demedik mi? THY KABİNİNİN PARA EGOSU başlıklı yazımdan bir paragraf; "Planlar yapılıyor, bu planların altında kalmayın. Yeni süreçte "çalışanlar ön planda olacak çalışmayanlar kapı dışarı edilecek" diyorum.
Oldu mu peki şimdi? Anadolujet uçaklarını Sunexpres uçuracak, daha ucuz ekip kiralanacak, işinize sımsıkı sarılın demedik mi? Kabin memurları sözleşmeli alınmaya başlamadı mı? Peki, nedir bu hırs? Kızın bana şimdi. 305 kişinin ekmeği elinden alındı. Biz uyardık diye mi yoksa uyarıları dikkate almadınız diye mi? Varın kararı siz verin. Sizin paranızda gözümüz var sandınız, "Paramızla uğraşmayın" diye galiz küfürler ettiniz. Oysa biz sizin paranızı korumak için çabalamıştık. Anlayamadınız, tekdüze baktınız. Ne demek istediğimi sorgulamadınız.
Sendika. Çuvalladın resmen. Hatta şu anki yasaya göre bittiniz. Formalitesiniz artık. Sendika nedir? Sabiha Gökçen'de 450 kişinin, Türk Hava Yolları'nda 305 kişinin işine son verdiren bir işçi düşmanı mıdır? "Şehit vermeden savaş kazanılmaz" sözleri sendika için geçerli bir gerçek değildir. Sendika, günün koşullarına göre kendisini yenileyen işçi ile işveren arasında bir köprüdür, köprü olmalıdır.
Hangi köprüyü kurabildin Atilay Ayçin? İyi hatipsin anladık ama hatipliğin sökmedi, yemedi, itibar görmedi. Kaybettin Atilay Ayçin. Sana inanmış emektar insanların nazarında da kaybettin. Kendini yenileyemedin. Sendika başkanlığına geldiğin günden bu güne bir karınca boyu yol alamadın. Sendikacılığı kabadayılık sandın. Yüksek volümden konuşarak insanları etkileyeceğini sandın. Bitti o dönemler. Diyalog dönemi, çözüm üretme dönemi. Şimdi herkes "Vurun abalıya" misali seni hedef tahtasına oturtacak. Muhaliflerin kıs kıs gülüyor. Başaramadın Atilay Ayçin. Bir an önce istifa etmelisin.
Bir çift sözüm de muhaliflerine var. Sendika yönetimine aday olanlar neredeydi? Kaosu seyrederek kendilerine gün doğmasını mı beklediler? Hani çalışanların yanındaydılar. Neden göremedik onları orada. Bu da gösterdi ki kimse işçiyi falan düşünmüyor. Herkes popülizm adına, koltuk sevdası adına mangalda kül bırakmıyor. Olaylar bittikten sonra bilgisayar arkasından yazılan iki satır açıklamaya kim inanır? Çalışanlara sesleniyorum. Kimseye inanmayın.
Sadece ekmeğinizi kovalayın. Herkes sizin üzerinizden kazanç peşinde. Hava-İş Sendikası da, onun muhalifleri de THY'de hepsi sizin üzerinizden geçiniyor.
Türk Hava Yolları'na gelince. Çok acımasızca davranıldı. Kılıç öyle bir sallandı ki suçlu ile suçsuz ayırt edilmeden, gerçek anlamda mazereti olan ile olmayan arasında denge sağlanamadı. Kurunun yanında yaş da yandı. Çok canlar yandı. Çalışanlar üzerinde korku imparatorluğu yerine şefkat kucağı açılsa daha iyi olabilirdi.
Çalışanlar sendikanın süslü kelimelerine aldanıp böyle bir eyleme kalkışmış olabilir. Aslında eylem Türk Hava Yolları'na yönelik değil idi. Grev haklarının ellerinden alınmasına yönelik yasaya idi. Ama hesapları tutmadı.
Karşılarında "Kurallara uymayanların iş akdi feshedilecek" diyen THY yönetiminin kararlı olduğunu göremediler. İşte bu yüzden hak ararken haksız duruma düştüler. 2 milyon dolarlık zarar edildi. Bu zararı sadece çalışanlar ettirmedi.
Kabin memurlarına sahip çıkamayan Emine Lim baş sorumludur. Kokpit ekipleri bu olaya karışmadı. Kokpite sahip çıkan yöneticiler varken, kabine sahip çıkamayan Emine Lim de istifa etmelidir veya görevden alınmalıdır.
Ve TBMM. Türkiye'nin başka meselesi yokmuş gibi havacılık sektörüne grev yasağı getiren kanun çıkartıldı. Ben şahsen tasvip etmiyorum. Yanlış bir yasa diyorum. Bu yasadan önce yıllardır meclisin tozlu raflarında bulunan havacılık yasası çıkartılmalıydı. Pilotların, hosteslerin iş kanununda yeri bile yok. Borçlar kanununa göre çalışıyorlar. Metin Külünk önce bu yasanın çıkmasını sağlasaydı heykeli dikilirdi. Ama şimdi yaptığı veya yaptırılan grev yasası ile çok eleştiriliyor. Her ne kadar açıklamaları ile reddetse bile kendisine ait www.istihdam.net sitesi aracılığıyla cv toplaması akıllarda "Acaba" sorusunun sorulmasına neden oldu.
Olan çalışanlara oldu. THY kazandı, çalışanlar kaybetti. Hava-İş zaten kaybetmişti. Hem de yıllar öncesinden. Uzatmaları oynuyorlardı. Önerim Türk Hava Yolları'na olacak. İşten çıkartılan personel hakkında hakkaniyetli karar vermeleri için bir kez daha düşünmeleri yönünde.
Son söz. Bu kaos ortamında Başbakan'ın tabiri ile "ölü seviciler" çok olur. Onlara dikkat edin. Sağa sola selam vermeye, sitelere yorum atarak "Bana gel bana gel" diyerek çağrı yapacaklardır. Bunların çağrılarına kulak asmayın.
Onlar gerçekten ölü sevicidir.
Yorumlar Tüm Yorumlar (18)