Türk Hava Yolların Yolcu Trafik Memuru kadrosu ile girmiştim. İki üç ay içinde bir şeyi net fark etmiştim. Bu kuruluşta pilot ve teknisyenlerle oynanmaması gerektiğini. Evet, gördüğüm ve inandığım husus uçakları bu iki meslek sahibi grubu mensuplarının 24 saat havada tuttuklarıydı. Aradan 43 sene geçti. 2014’ yılında “Bu uçakları 24 saat kim havada tutuyor “ başlıklı iki yazı yazdım. Neden mi? O sırada THY’nin tepesinde oturan Hamdi Topçu bey ve etrafındakiler Teknisyenler üzerinde oyun kuruyorlardı. Bu gün THY’ giriş tarihimin üzerinden 50 sene geçti. Evet, uzaktayım ama halen aynı görüşteyim.
Peki, neden aynı konuyu tekrarlıyorum? Yeni bir Genel Müdür atandı THY Teknik A.Ş’ ye. Bay Mikael Akbulut. Okumayacağı malum ama kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali bir yazı işte. Duyacak, işitecek bir insan olup olmadığı hakkında hiçbir fikrim yok. Duymaz diyorsanız yazı yazarken spor yaptığımı düşünebilirsiniz.
Evet, o dönemin insanları hatırlayacaktır. THY sendikal korku ile organizasyonunu şekillendiren ve bu konuda yaptığı büyük harcama ile şirketi ve yanlış insan kaynağı uygulamaları ile de çalışanlarını mağdur eden tek şirket. Yeryüzünde bir örneği daha olmayan bir kuruluş. Tabii bunları akıllarınca planlayanlar da eşine az rastlanır tepe yöneticiler. Ne çare ki bu saygıdeğer yöneticilerin puzzle oynama merakı vardı. Yaptılar, bozdular iyice karıştırdılar. Tekrar denediler. Sizlere bu iki seslenişte dile getirdiğim şeyleri tekrarlamayacağım. Ancak o zamandan bu yana çalışanlar lehine düzelen dişe dokunur bir şeyler olmadığı için küçük alıntılar yapabilirim.
Uçak Teknisyenlerinin mesleğe ilk atıldıkları zaman insanlığa verdikleri söz var. Uçak teknisyenlerinin yemini. Teknisyenlik mesleğinin önemini tam olarak anlamak için meslekten olmayanların önce bunu okuması gerekir. Linkini takdim ediyorum. ( http://www.ucakteknisyeni.com/ucak-teknisyeni-yemini.html )
Türk Hava Yollarında uzun süre çalıştıktan sonra Bir dost bir vesile ile Uçak Bakım 850CK0002 sayılı Uçak Bakım ve Çevre dokümanındaki şu paragrafa dikkatimi çekmişti. “Uçak bakımında teknisyenin önemi unutulmamalıdır; Göz, kulak, beyin, duygusal stres, bedensel yorgunluk, dikkat, uyku, beslenme, solunum, öğrenme ve unutma gibi insanı insan yapan özellikleri de mutlak dikkate alınmalıdır.” yazıyor bu kitapçıkta. O yazıma umarım Sn. Topçu ve ekibi’ de bu yaklaşımın yer aldığı dokümanı Türk Hava Yollarından ayrıldıktan sonra görmezler demiştim. Şimdi öyle söylemeyeceğim. Genç Genel Müdür bunu mutlak biliyordur. Bu güne kadar bu hususların dikkate alınıp alınmadığını ise alt görevde yaşamış veya yaşayanları gözlemlemiştir. Benden iyi bilir. Ama tepedekilerin bundan bihaber olduğunu söyleyebilirim. Bu konuda mahcup olmak beni sevindirir.
Bana göre Teknik ünite havayolunun kalbi. Tabii ki bu ünitede çalışan mühendis, teknisyen ve diğer görevlilerde bu kalbin sistemli çalışmasını sağlayan güvenilir uzman eller ve kafalar. Teknik ünitenin belkemiği olan teknisyenlere bu anlatıma uyan bir önemin verildiğini söyleyebilir miyiz?
İTİBARSIZLAŞTIRMA: Farkında mısınız? Yapılan hatalı uygulamalar ile tüm Teknisyenlik mesleği itibarsızlaştırılıyor diye düşünüyorum. O zamanda da şimdide. Haksız isem nasıl olsa biri bana anlatır.
AMERİKALI BİR PİLOT’ UN TEKNİSYENLERE BAKIŞI “ Düşünün bir kere, içine 180 hayat koyulan uçağın bakım belgesine, her şey tamam, aksaklıklar giderilmiştir, ya da “bu uçak uçmaya elverişlidir” diye imza atıyorsunuz. Yolunda gitmeyen bir durum oluştuğunda ise ilk önce uçağın “ Load&Trim Sheet ” ine el konulur. Ondan sonra uçağı sefere yollayan teknisyen gözaltına alınır. İşte böyle, ağır sorumluluğu olan zor bir meslek uçak teknisyenliği.
Oysa teknisyenin kafasındaki bilgi birikimi, çoğu zaman pilotun kafasındaki bilgi birikiminden daha fazladır. Çünkü teknisyen durmadan bıkmadan her gün kafasına yeniyi ekleyip, güncel olmayanı silip atmak zorundadır. Kitapta ne yazıyorsa, uçak üreticisinden her ne geliyorsa, birebir ve hatasız bir şekilde bu talimatları uygulamak zorundadır. Yeni bir “ Airworthness Directive” gelmiştir ya da bir küçük boru değiştirmiştir. O küçücük boruyu değiştirirken bile bilmem kaç tane kurala uyma zorunluluğu vardır. Yok, basıncı, zartı zurtu, ucundaki rondelası, her ne ise. Walk Around yaparken farkına varırsan ne ala. "hocam şunu-şunu yapmışsınız?” diyerek ufaktan kılçık atarsınız. O size tam açıklar, ama yarısını bile anlamadan, “he-he” deyip geçersiniz. Gönül rahatlığı ile bilirsiniz. “ O gerekeni yapmıştır.” diyor Cpt. KennyJet ”
BANA GÖRE YAPILAN HATADIR. BU HATA YK BAŞKANINI MI? YOKSA YENİ GENEL MÜDÜRÜN MÜ? Yeni Genel Müdürün, Yönetim Kurulu Başkanı ile Teknik A.Ş çalışanlarına yaptıkları ilk ziyarette ( ki bunu bir nezaket ziyareti olarak düşünmek gerekir ) Aralık 2021 tarihinde bundan sekiz ay sonra görüşmelerine başlanacak olan Toplu İş Sözleşmesini konu etmek bir tarafa ihsas etmenin bile pek doğru bir yaklaşım olmadığı düşüncesindeyim. Çalışanlardan bu yönde sual gelse bile insan ilişkilerinde uzman bir tepe yönetici ortada bu denli fazla menfilik mevcutken bu veya benzeri bir suali sağı solu zedelemeden ( Buna çalışanların morali dâhildir ) geçiştirebilecek elastikiyete sahip olmalıdır. İlk görüşmede yapılan konuşmalarda çalışanlar açısından menfi olan hususları dile getirmenin ne denli hatalı olduğu ortada ve de haberle ilgili olarak alınan çalışan yorumlarından bunu anlayabilmek mümkün
Yine de yazıyı iyi bir şeyler söyleyerek bitirelim Ey. Yöneticiler eğer bal almak istiyorsanız kovanı tekmelemeyin. Beraber çalıştığınız insanlarla içtenlikle ilgilenin, Çalışanlarınızın kendilerini önemli hissetmelerini sağlayın. İnsanların yanlışlarına dikkatlerini dolaylı yoldan çekin. Önce kendi hatalarınızdan söz edin. Dolaysız buyruk verme yerine sorular sorun. Bırakın karşınızdaki yüzünü korusun. Örnek davranış Mustafa Kemal Atatürk’ den Türkler Yunanlıları topraklarından çıkartmaya karar vermişti. 1922 senesindeki bu savaşı Türkler kazandı. Savaşın sonunda Yunanlı General Trikopis ve Djonis M. Kemal’in karargâhına getirilirken Türk Halkı Yunanlı Generallere lanet yağdırıyordu. Oysaki Yunanlı generallere karşı Mustafa Kemalin tutumu değişikti. Oturun beyler dedi ellerini sıkarken. Yorgun olmalısınız. Bir süre çarpışmanın ayrıntılarını tartıştıktan sonra onlara şöyle hitap etti. Bir askerin diğerine söyleyeceği gibi savaş bir oyundur. Kimi kez iyi olanlarda yenilirler dedi. Ve onlara misafir muamelesi yapılmasını emretti. Savaşı kazanmanın coşkusu ile M. Kemal Paşa bu önemli kuralı unutmamıştı. Bırakın karşınızdaki yüzünü korusun. Bu anlatın Dale Carnegie’nin kitabından alınmıştır. Tabii ki herkes kendisine yakışanı yapar. Kimi örnek alacağını da kendisi belirler.
Baran Gülbaran: THY Yeni Uçuş İşl. Gen. Md. Yrd.
THY UÇUŞ İŞLETME GENEL MÜDÜR YARDIMCILIĞINA YAPILAN ATAMA: Bu konuyu yazmak neden zor anlamadım? Bazı arkadaşlar tabii bunu yazamazsın diyor. Aslında konunun geçen hafta yazdığım yazıda işlemiş bulunduğum formattan bir farkı yok. O yazıyı okumuş olanlar bu konu ile ilgili cevabı da bulabilirler. Ondan bir iki satır alarak tekrarlamak isterim. Aynı başlıkla. Dolayısı ile bu konuyu kaleme almak daha kolay.
THY YÖNETİM KURULU BAŞKANI GÜLBARAN KAPTANIN ATANMASINDAN MUTLU MU? Mutlu olmasaydı atamayı yapmazdı diyecektir bazı alışılagelen şakşakçılar. Güldürmeyin beni.
Şirketin tepesindeki insan dediğim dedik yaradılışlı, her şeyi en iyi ben ve sadece ben bilirim” diyen Süpermen yönetici sendromundan mustarip bu insan. Her dediğinin onaylanmasına dolayısı ile övgüye ihtiyaç duyan biri. Kimseye güvenmediğini çeşitli vesilelerle ortaya koyan bir yönetici var orada. Düşünün ki bağlı kuruluş ve iştiraklerin neredeyse tamamına yakınının Yönetim Kurulu Başkanlığını da kendisini uygun görmüş biri. Çok hırslı. Ortak karar alma konusundaki kanaat notu sıfır. Hep ben, tek doğru benim diyen bir kişilik oturuyor orada. Bazı insanların benzersiz veya özel olduğuna inanan ve tüm davranışlarını ona göre ayarlayan bir yönetici var orada.
Bir yönetim dehası düşünün ki, yanında kendisinin hışmına uğrayarak pasifize ettiği ve itibarsızlaştırdığı bir Genel Müdür olsun. Ve de yaptığı bir atamayla bu Genel Müdürün bir yardımcısını statü olarak Genel Müdüre talimat verebilecek konumda olan “İcra Kurulu’na atasın. ( Konumuz dışı ama o Genel Müdürde halen makamında oturmayı kendine yedirsin.) İcra Kurulunu atayan kimdir? Tabii ki şirketin Yönetim Kurulu. Artık sayın kurul üyelerinin de yönetim mantığına ne denli sahip olduklarını siz düşünün. Sonuçta hepsinin, tüm üyelerin olur dediği bir uygulama. Buna üyelerden hiç biri itiraz edip karar defterine muhalefet şerhi koymadı mı? Bilmiyorum.
Evet, Gülbaran kaptan işte bu zihniyetle birlikte çalışacak. Çoğunluk tarafından iyi tanınan bu karaktere rağmen artık uçucu grup için verilecek her karar, yapılacak her menfi uygulama ve bu uygulamaların şirket menfaatlerine uyumsuzluğu için tek başına Aycı beyi suçlamak mümkün olmayacak. Gülbaran kaptan Sn. Aycı tarafından alınacak olan uygulama kararlarında büyük ölçüde etkili, ortak ve de sorumlu olacağı açık. Ve de normalde böyle olması gerekir. Çalışanlar hatalı uygulamaların müsebbibi olarak kendisini göreceklerdir.
Ortak karar alma konusuna hiç alışkın olmayan Aycı beyin bu atamanın yapılmasına her ne kadar itiraz etmesi mümkün değilse de pek de mutlu olduğunu / olacağını düşünemiyorum. Aycı beyin bu atamadan memnun olması eşyanın tabiatına aykırı bir durum olurdu.
Yukarıda bir örneği verildiği üzere astlarına açık seçik uyguladığı üst görevliyi devre dışı bırakıp yetkilerini kısıtlayarak, çalışanlar gözünde o insanı ve makamını pasifize etme ve itibarsızlaştırma sistemini Gülbaran Kaptan’a uygulaması mümkün değil. Onu atlayıp karar alması da bir o kadar zor. Nasıl mutlu olsun ki? Uçuş İşletmede artık “One Man Show” yapamayacak. Kararlarını dikte ettiremeyecek. Bilmem anlatabiliyor muyum?
BARAN GÜLBARAN CPT AY’ DAN MI GELDİ? 1980 doğumlu olan Baran Gülbaran’ ın havacılık kariyeri 28 yaşında başladı. 2008’de THY’nin Boeing 737 filosunda uçuş kariyerine başlayan Gülbaran, 2008’den yılının sonunda ise Gülbaran, Boeing 737 filosunda kaptan pilot olarak görev yapmaya başladı. Gülbaran, THY Ekip Planlama Başkanı olarak 3 yıl süreyle görev yaptı. 2020 Ocak ayında 777 / 787 filosunda görevlendirilmek üzere tip eğitimine başlayan Gülbaran, 2020 yılı şubat ayından bugüne kadar uçuş eğitimden sorumlu yönetici olarak görev yaptı. Evet; Gülbaran Kaptan Türk Hava Yollarına bundan tam 14 yıl önce girmiş. Çalışmış, uçmuş ve şimdi Genel Müdür Yardımcısı. Atama haberlerinde ( VPN kullanarak? ) iyi şeyler yazıp, ikili, üçlü birlikteliklerde değişik konuşulduğunu ilk kez gördüm bu atamada. Tersine alışkındık desem yalan olmaz. Her ne ise aslında kimin ne konuştuğu pek önemli değil. Herkes icraatına bakacak hali ile.
EVET, SN. EMİNE ERDOĞANIN YEĞENİ? YANİ HER ŞEY BU MU? Konu ile ilgili yayınlanan haberlere bakınca Baran Gülbaran’ın adından önce Sn. Emine Erdoğan’ın adı geçiyor. Bu normal sayılabilir? Basın daha ilgi çekici bir haber haline getirmiş bu atamayı. Önemli mi derseniz bana göre değil? Emine Hanımın yeğeni olmayan bir AKP sempatizanını atasalardı ne fark edecekti ki?
HANIMEFENDİ KAÇ SENEDİR AKP GENEL BAŞKANININ EŞİ. Evet, hanımefendi kaç senedir AKP Genel Başkanının eşi ve de bu siyasal kuruluş ne kadar süredir iktidarda? 20 sene diyelim. Peki, yeni Genel Müdür 14 senedir kurumda görev yaptığına göre, hanımefendi yeğeninin THY’ de çalıştığını unutmuş muydu bu güne kadar? Neden yapılmadı Biri bunun nedenini bana izah eder mi lütfen. Kendilerine göre bir sebebi vardır mutlak. Belki Yönetim Tecrübesi yeterli değil, biz yakınlarımızın başarılı olmasını isteriz. Biraz bekleyelim kendisini yetiştirsin kurumu daha iyi tanısın diye olabilir mi? Tabii ki hayır inanamayız.. Neden hayır? İyiye inanma güdümüzü yitirdik hepimiz onun için hayır. Böyle olsa da, yemin billah edip öyle söyleseler de inanmayız. Dediğimiz dedik, bildiğimiz bildik. Kendi İnandığından başka, inanılacak bir şeyi olmadığına inanan insan’ a softa derlerdi galiba. Softa kelimesinin bir anlamı da, Yobaz, kaba, sofu. Aslında bu tür olduğunuza inanmak istemiyorum ama.
MEVCUDUN İYİLERİNDEN BİRİ İSE SORUN YOK: Bu atamada en önemli nokta kaptanın mevcudun iyilerinden biri olup olmadığıdır. Ben kendisini tanımam. Eğer böyle ise bu atama bu dönemde yapılabilecek doğrulardan biridir. Tabii ki bu benim Kişisel kanaatim.
Bu arada güvendiğim bir Kaptan arkadaşımızdan Baran Kaptan ile ilgili çok müspet bilgi aldım. Gülbakan Kaptandan çok çok daha uzun bir süredir THY’ de uçmakta olan bir kaptan arkadaşımız ise Baran kaptanın iyi niyetli, çalışkan biri olduğundan bahsetti. Diğer bir kaptan dostumuz Gülbakan Cpt’ nın bir süre kendisi ile II Pilot olarak uçtuğunu ve kendisi ile ilgili müspet intibalarını anlattı. Bu arada Ekip Planlama Başkanlığı görevinde iken uçuculara yönelik kısıtlamaların bir kısmını kendi inisiyatifi ile ( tabii ki sorumluluğunu da üzerine alarak) dikkate aldırmadan çalışanlar lehinde işlem yaptırmış olduğuna ilişkin bilgi aldım. Bu süreçte THY’ de inisiyatif kullanan bir üst yönetici bulunabileceğini hiç düşünmezdim. Tabii ki mutlu oldum.
Uçuş İşletme kadrosundan birinin, on dört senedir sizlerle o havayı teneffüs eden birinin Genel Müdür Yardımcısı olması onun Hanımefendinin yeğeni olmasından çok daha önemli olduğu yönünde. İyi ve etraflı düşünmek gerek. Belki birilerini kızdıracak ama benim görüşüm böyle.
Evet, genç adam işini yapsın. Gençliğine, eğitimine yakışmayan bir yönetim tarzı sergilerse aslanlar ( ?) gibi karşı çıkarız. Aynen ve THY’ nin en tepesine yaptığımız gibi. Aslanlar gibi dikiliriz karşına. Sizler VPN ile ben de ismim ve soyadım ile.
Şimdi bizler samimi başarı dileklerimizle kaptanı uzaktan izleyelim. Sonra değerlendirelim. Daha akılcı olmaz mı?
Belki de Baran Kaptana teşekkür ederiz. Kim bilir?
EVET, BAL ALMAK İSTİYORSANIZ KOVANI TEKMELEMEYİN.
Yorumlar Tüm Yorumlar (58)