THY kar açıkladı ama aslında zarar etti. Karşılaştırma geçen yıla göre bakılmalı. Bütün bu zararın hıncı da personelden çıkarılacak gibi. Mobbing üstüne mobbing yapılıyor. Tabi özellikle uçucu personele. Ve İGA’da yüksek kiraların, plansız dağılımların zararını esnaf çekmeye başladı.
Önce THY’den başlayalım. THY geçen hafta kar açıkladı. Eminim dışarıdan seyredenlerin kulağına hoş gelen bir durumdur. Ama gel gör ki geçen yıla oranla neredeyse yarı yarıya zarar ettirdi. Yani geçen yıl 4 milyarın üzerinde idi açıklanan kar oranı.
Bahane üretebilirsin ama patron her daim kasadaki paraya bakar. Yılsonu yaklaşıyor, hesap kesim zamanı da geliyor. Görelim bakalım hangi bahanenin arkasına saklanılacak.
Bahaneleri sıralayayım.
Efendim, İstanbul Havalimanı’na taşınma masrafları, ulaşımın getirdiği ek maliyetler, yeni havalimanının getirdiği maliyet artışları, yere indirdiğimiz Boeing 737 Max’lar hepsini üst üste koyunca zarardayız.
Peki, patron bunu yer mi? Yemez.
Yönetimin diyeceği söz. “Efendim Atatürk Havalimanı’nda olsaydık çok daha fazla kar ederdik”
Patron ne der? Hep birlikte göreceğiz.
Patronun tepkisini veya alacağı aksiyonu tahmin edenler, şimdiden çalışanlar üzerinde mobbing uygulayarak acısını çıkartmaya başladı bile.
Kabin memurları ağır baskı altında. Uçakların içinde ajanlar cirit atıyor. En küçük bir hareket rapor ediliyor ve uyarı ile başlayan işe son vermeler.
Hatta sorgusuz sualsiz işten atmaları duymaya başladık bile. Kötü idarenin getirdiği kötü gidişat yılbaşından sonra daha da hissedilecek.
Bu arada yılbaşından sonra personele yapılacak zam da üstüne binecek ve THY’nin zarar eden kasasından ek maliyetlerin getirdiği yük nasıl karşılanacak göreceğiz.
Yoksa sendikanın kapısı çalınıp, “Zammı öteleyelim mi” denecek bunu da hep beraber öğrenmiş olacağız.
İGA esnafı kan ağlıyor.
Batan batana. Müşteri yok, müşteri uğramıyor.
Araç kiralayan şirketleri kastediyorum.
İGA yönetimi araç kiralama işini yapan şirketleri tam bir kaosa sürükledi. Bu işi yapan firmalar olmaması gereken yerlerde konumlandırıldı.
Sonuç söyleyelim. Yedi ayda 4-5 firma iflas etti. Ayakta kalmaya direnenler de çare arıyor. Kimi evini satıyor, kimi arabasını satıyor, kimi kredi çekiyor ve kira ödemeye çalışıyor.
Esnafı bu duruma düşüren İGA yönetimi mi suçlu yoksa onları bu zor durumla karşı karşıya gelmesini sağlayan pazarlama departmanı mı? Sorunu cevabı İGA’da.
İGA bu kötü gidişatı görmüş olmalı ki, astronomik rakamlara kiralanan yerler kiralık araç işini yapanları uçurumun kenarından almak için yeni bir hamle yapıyor.
İşin başında olması gerekeni şimdi yapmaya çalışıyor.
Araç kiralama işi görünür yerde olmalı. Tıpkı Atatürk Havalimanı’nda olduğu gibi. İGA aynısını yapmak ve yanlıştan geri dönmek için yolcuların çıkış noktasına taşıyor kiralık araç firmalarını.
Ama nasıl? “İşine gelirse, keyfin isterse” modeli ile. Ek masraflar, ek taşınma maliyetleri, ek ofis oluşturma giderlerini göğüsleyecek olanlar için.
Ha burada çok dedikodu geliyor. İGA’daki araç kiralama işi yapanlardan bazıları hakkında çeşitli iddialar var. Mesela, turistler dolandırılıyor. Kredi kartlı ödemelerde fahiş rakamlar çekiliyor.
Turistler kandırılıyor, üç beş kuruş fazla almak için ülkemiz resmen sabote ediliyor.
Bir yandan iyi niyetli çalışmak isteyenler, diğer yandan üçkağıtçılar.
Bir yanda batanlar diğer yanda batmamaya çalışanlar ve haksızlığa uğrayanlar.
Ne diyelim...
Yorumlar Tüm Yorumlar (104)