Ali Kıdık Bey geçen haftaki yazısında THY Yönetimine bir hatırlatmada bulunuyor. Ve de diyor ki: “Eğer çalışanlara bir zam verilecekse ne tefe ne tüfe doğrudan vicdan zammı yapılmalı. Vicdan zammı şudur. İdareciler açısından yaşam standartları ne ise çalışanların yaşam standartları da o nebze iyileştirilmeli. Emin olun ki dönem sonunda kazanan firma olacaktır. Personelin şirket aidiyeti pekişecektir” İlk iki cümlesinde kendisi ile aynı görüşü tamamı ile yürekten paylaşıyorum. Üçüncü cümlesinin ise THY’nin bu günkü yapısına ve de yöneticilerinin bu güne kadar sergilediği tutuma uymadığı görüşündeyim. Çalışanı bir makine gibi gören, ben söylerim onlar yapar diye düşünen ve de bunu çeşitli vesileler ve uygulamaları ile ortaya koyan bir zihniyet personelindeki aidiyet duygusunun pekişmesini dikkate alır mı? Şayet kurumun kazancı salt bu olacaksa, tepedeki bunun için gayret sarf eder mi? Cevap hayır. Kesin olarak hayır.
Pekişme ne demek? Lügat anlamı katılaştırmak, sertleştirmek, sağlamlaştırmak anlamına geliyor. Tek kelime ile ifade edersek Güçlendirmek. Peki de, takdir edeceğiniz üzere mevcut olan bir şey güçlendirilir. Mevcut olan bir şey sertleştirilir. Mevcut olan bir şey sağlamlaştırılır. Evet, şayet bir yapı mevcutsa bunları yapmak için çalışılabilir. Varsa veya mevcutsa.
Gençler bizlere göre daha fazla finansal odaklı. Finansal odaklılık işin yapılışı ile ilgilidir. Ve de bu gençlerin söz hakkı istemleri THY yöneticilerinin alışık olmadığı üzere üst seviyededir. Ve de onlar açısından para kesinlikle tek başına aidiyet duygusu yaratan bir olgu değil. Bu sözüme yaşanmakta olan krizin ve işsizliğin etkilerini göze almadan itiraz etmeyin. Yanılırsınız. Mevcut krizin sonunda veya bir süre daha sonra emekliliği dolanların kurumdan yavaş yavaş ayrılmaları halinde yeni istihdam yaratılma zorunluluğu durumunda THY Yöneticileri de bunu görecek ve anlayacaktır. Bu gençler bizden, bizim gördüklerimizden, sizin istihdam ettiklerinizden çok farklılar.
Çalışanlar üzerinde aidiyet duygusunun yaratılması için gençlerin şirkette önceliğin insana verildiğini kimsenin arkada bırakılmadığını yaşayarak veya yaşanmışları dinleyerek inanmaları ve görmeleri gerekecektir. Evet, gençler ne istediklerini biliyor. Dürüsttürler. Kabul edilsin veya edilmesin son yıllarda işe alımlarda THY tarafından ön planda tutulan kıstaslar bilinmektedir. Yarınlarda istihdam edeceğiniz gençler ise THY yöneticilerinin bu günkü ölçütlerden çok uzaktadırlar. Değil taraf olmak, siyaseti hiç sevmezler. Onlar için siyaset vatandaşlık görevi olan bir oyu kullanmaktır. Hepsi bu.
Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere çalışanlarda aidiyet duygusunun perçinlenmesi için öncelikle yöneticilerin aşağılık duygusuna kapılmadan kendilerini birkaç sınıf birden “ up grade “ etmeleri gerekir. Zordur. Zordur ama bu hususun kabulü bir itiraftır ve de yöneticilerimizin bu günkü durumunu ortaya koyar.
2021 İÇİN MAAŞLARA UYGULANACAK ARTIM.
Gelelim zam konusundaki beklentilere. 2021 için beklentilerimizin çok yüksek notada olmaması gerekir. Aksi realist bir yaklaşım olmayacaktır. Hayal kırıklığına uğramamak için beklentileri realist ve günün şartlarına uygun bir şekilde ayarlamak gerek
Mercer, bu zaman kadar Türkiye’de gerçekleştirdiği en geniş katılımlı ücret ve yan haklar araştırmasını gerçekleştirdi ve 619 firmanın katılımı ile yaptığı ücret ve yan haklar araştırmasının sonuçlarını açıklarken 2021 yılı ücret artış bütçelerini oluşturan firmaların çalışanlarına yüzde enflasyon rakamının biraz üzerinde 13,8 bandında zam yapmayı planladığını ifade ediyor. 2021 için duyduğum en güzel haber, şirketlerin genelde önümüzdeki sene istihdamda azaltma yapma eğiliminde olmamalarıdır. Firmaların büyük bir kısmı çalışanlarının maaşında artım yapmayı planlarken, yüzde 12’sinin 2021 ise ücret artışını ertelediği de çıkan sonuçlar arasında.
Endeavor Derneği ile Talentmelon’ın ortaklaşa hazırladığı rapora göre Türkiye’nin önde gelen 46 şirketi ile 3 binin üzerindeki çalışandan alınan veriler üzerinden yapılan araştırma, Pandemiyi gerekçe gösterip çalışanlarının maaşını zam yapmamayı planlayan, hatta işçi çıkarmayı düşünen şirketlerin aksine, girişimci şirketlerin çoğunun işçi çıkarmama ve zam yapma yönünde hazırlık yapıyor.
Rapor sonuçlarına göre, Pandemiye rağmen şirketler 2021’de çalışanlarına yatırım yapmayı sürdürecek. Katılımcı şirketlerin yüzde 92’si 2021 yılı için maaş artışı planlarken, zam yapacak şirketlerin de yüzde 86’sı maaşlarda enflasyonun üzerinde artış hedefliyor. Araştırmaya katılan şirketlerin, önümüzdeki yıl çalışanlarına ortalama yüzde 17 oranında zam yapacakları da belirlendi.
Şirketler, çalışanlarını işten çıkarma ya da maaşlarını düşürme seçeneğini ‘son çare’ olarak düşünüyor. Araştırmaya katılan 46 şirketten sadece 6’sı maaşlara belirli bir dönem için kesinti uyguladığını, bir şirket ise belirsiz bir dönem kesinti yaptığını bildirdi. İşten çıkarmak zorunda kalan şirketlerin ise kritik olmayan pozisyonlardaki çalışanlarının işine son verdiği belirtildi.
Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 85’i üretkenliğin salgın öncesi ile aynı ya da daha yüksek olduğunu, yüzde 43’ü Pandemi süreci bittikten sonra da çalışanlarının en az yüzde 60’ına uzaktan çalışma seçeneği sunacağını açıkladı. Pandemi döneminde zorunlu olarak uyguladıkları esnek çalışma modelinden memnun kalan şirketlerin esnek çalışmayı kalıcı hale getirmek istediği de tespit edildi. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 39’u esnek çalışmayı sürekli hale getirmeyi planladıklarını, yüzde 80’den fazlası da ofis alanlarını yeniden gözden geçirme kararı aldıklarını bildirdiler.
Yukarıdaki iki örnekten de görüleceği üzere tahminler birbirine yakın. Dolayısı ile enflasyon ile % 17 arasında bir artım uygulanması beklenmelidir. Tabii ki bu artım yüzdelerinin sektöre ve de iş gruplarına göre değişken olacağı da düşünülmelidir. Örneğin bir çalışmanın notları arasında % 17 artımın yazılımcılara uygulanacağına ilişkin bir nota da rastladım.
Evet, başa dönersek. Yazıyı kime ait olduğunu bulamadığım ancak mealen aynı olan “Aidiyet duygunuzu geliştirin ancak iş yerinizin sizi ne kadar sahipleneceği belli değildir bunu da unutmayın. Hiçbir şeyi bıraktığında sana büyük acı verecek kadar sahiplenmemek gerek” sözü ile noktalıyorum.
BİZİM MAX’LER NE DURUMDA:
Daha önce ABD Federal Havacılık Kurumu'ndan gelen 5.4 Milyon Dolarlık ceza, Boeing'e verilen 737 NG modelindeki hatalı parçalar için 3.9 milyon dolarlık cezanın ardından ikinci yaptırım olmuştu. Ve de söz konusu uçaklar parka alınarak kullanımdan kaldırılmıştı. Yirmi ayı aşkın bir süredir devam eden inceleme ve çalışmanın ardından Amerika Birleşik Devletleri Federal Havacılık Kurumu, uçaklardaki hatanın giderildiğini açıkladı. FAA uçakların artık
güvenli olduğunu duyurarak, geçen ay bu uçak tipine uygulanan uçuş yasağını kaldırdı. Ve de ABD merkezli Boeing firmasının 737 MAX uçağı, modeldeki teknik sorunlardan kaynaklanan iki büyük kazanın ardından geçtiğimiz günlerde ilk kez havalandı. Uçağın ilk yolcuları medya temsilcileri oldu. İlk ticari uçuş 29 Aralık 2020 tarihinde yapılacağı haberi basında yer aldı. Bu her ne kadar ticari uçuş olarak lanse edilmiş ise de aslında kamuoyunun güvenini yeniden kazanmaya yönelik bir operasyon olarak ifade edilmesi daha doğru. Şimdi adı geçen uçak tipini filosunda barındıran ülkelerin Sivil Havacılık teşkilatlarının yapılan modifikasyonları tetkik edip onaylaması gerekiyor galiba ki bir iki ülke buna ilişkin açıklamayı yaptı. Bizden THY’den çıt yok. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden de. Eğer bizde de çalışmalar başladı ise de kamuoyuna duyurulmadı. Zaman var. Nasıl olsa hallederiz diye düşünmek hatadır. Beklemedeyiz.
Yorumlar Tüm Yorumlar (23)