Atlasjet Havayolları ile Irak arasında yaşanan kriz, Türk Sivil Havacılığı'nın ne denli bir sahipsizlik içinde olduğunun göstergesidir. Bir havayolu şirketinin uçuşlarının ticari anlaşmazlıklar sebebiyle durdurulması üzerine yetkililerin sessizliği anlaşılabilir değil.
Sorunu tam olarak anlamak için detaya inmek gerek. Şöyle bir geçmişe bakarsak, havacılığımızın sıkışmışlığı, büyüme kaygısı içinde olan şirketleri Türkiye sınırları dışında arayışlara itmiş durumda. THY özeline hapsedilen havacılığımız, özel sektöre maalesef kısıtlı büyüme şansı vermektedir.
İşte bu sebepledir ki; gerek Atlasjet gerek Pegasus Havayolları yurtdışı açılımlara yönelmiş durumda. Atlasjet'in Kuzey Irak'ta bulunan Zagros Grubu ile yaptığı ticari anlaşma gereği ortak kurulan ZagrosJet ile uçuşlar gerçekleştiriyordu.
Her ticari ortaklıklarda olacağı gibi Atlasjet ile Zagros Grubu arasında da ticari anlaşmazlık olabilir. Lakin bir taraf, diğer tarafta olan alacağını alamıyorsa ki Atlasjet tarafı bu iddiada, o halde alacaklarını alabilmek için kanunların ve uluslararası kuralların kendine tanıdığı hakları kullanabilir.
Ne yapmış Atlasjet Havayolları? ZagrosJet'in bir uçağını alıkoymuş. Peki hangi kanuna göre diyebilirsiniz? Hemen söyleyeyim. Türk Medeni Kanunu'nun 950'nci maddesine göre. Kanun aynen şunu söylüyor.
"Madde 950⁽¹⁾ - Alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması hâlinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir.
Zilyetlik ve alacak ticarî ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılır.
Alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olur"
İşte bu madde Atlasjet Havayolları'nın haklılığının net göstergesidir. Sakın sizi ilk paragraf yanıltmasın. Orada bahsedilen ticari ortaklıkla ilgili olanlar değil. İlk paragraf iki kişi arasındaki alacak-verecek sorununda, borçlu olanın alacaklı olana karşı bir nevi rehin vermesi olayıdır.
Ancak ikinci paragrafta net olarak zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden kaynaklı ise hapis hakkını kullanabileceğine hükmediyor kanun. Burada mahkeme kararı da istemiyor.
Atlasjet Havayolları'nın uçuşlarının tek taraflı iptal edilmesinin ardından Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi ile yaptığım telefon görüşmesinde "Herhangi bir mahkeme kararı olmadan uçağın hapsedilmesi doğru değil. Ticari bir mesele olduğu için biz karışamayız. Ancak Atlasjet'e yardımcı olacağız" demişti. Anlaşılan o ki, telefon konuşmamızda benim haberdar olmadığım yukarıda bahsettiği kanun maddesinden Bilal Ekşi'nin de haberi yok. Keza olsa idi mutlaka mütekabiliyet esasına göre ZagrosJet için aynı kararı vermek için tereddüt etmezdi.
Irak veya ortadoğu ülkelerinin herhangi biri. Demokrasiden nasibini almamış, herşeyin "yaptım oldu, ben ne dersem o olur" mantığı ile yönetilen ülkelerin ne kadar riskli olduğu bu olay özelinde de bir kez daha net olarak anlaşılmıştır.
Şimdi şunu özellikle vurgulamak isterim. Hiçbir ülke, şirketler arasındaki anlaşmazlıklara doğrudan müdahale edemez. Uluslarası mahkemeler vardır ki bu olay da mahkemeye götürülmüştür. İki ülke otoriteleri iyi niyetli sulh çözümü konusunda telkinde bulunabilirler sadece.
Şimdi ben başta Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan olmak üzere SHGM Genel Müdürü Bilal Ekşi'ye de örnek teşkil etmeleri açısından sadece bu olaya benzer bir konuyu örnek olsun diye hatırlatmak isterim.
Benzer olay Irak Havayolları ile Lufthansa arasında yaşandı. Lufthansa, Irak Havayolları'nın Boeing 747 uçağına el koymuştu. Sebep 600 bin dolar. Irak Havayolları'nın Lufthansa'ya 600 bin dolar borcunu ödemediği için koca jumbo uçağına hapis uygulanmıştı. Peki, Irak Lufthansa'nın uçağına veya Germanwings Havayolları'nın uçuşlarını durdurabilmişmiydi? Hayır. Yapamadı, yapamaz. Lufthansa 600 bin dolarını aldı ve uçağı öyle serbest bıraktı.
O halde Atlasjet Havayolları 2 milyon 800 bin doları için uçağa el koymasına kim ne diyebilir? Üstelik bu uçakta ortaklıktan dolayı Atlasjet Havayolları'nın da hakkı var.
Yapılacak şey belli. SHGM derhal ZagrosJet'in veya Irak Havayolları'nın uçuşlarını durdurmalı. Kısasa kısas uygulamalı. Aksi halde SHGM'nin itibarı kalmaz.
İki aynı olay, iki zıt sonuç. Lufthansa el koyunca Irak'ın yaptığı borç ödemek, Atlasjet yaptığında uçuşları durdurmak. Şimdi soruyorum. Güçlü ülke Irak mı Türkiye mi? Irak aynı durumda Lufthansa'nın uçuşlarını neden durdurumadı?
Kafamızı elimizin arasına koyup düşünme zamanı. Kimiz biz? Pısırık bir ülke mi yoksa haklılığını savunup haksızlığa "dur" diyecek güçte bir ülke mi?
Hadi verin cevabını! Türk sivil havacılığını kim koruyacak?
Kaynak 1 - Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü - Türk Medeni Kanunu / 950. Madde
Yorumlar Tüm Yorumlar (20)