Merhaba,
THY’nin uzun süredir başarılı bir şekilde uyguladığı uçan şef projesinde, ilgili personelin statüsü ve çalışma şartları açısından bakıldığında hukuken soru işaretleri olduğu görülüyor. Uçan şef ve Uçan servis şef olarak adlandırılan ve Turkish DO & CO personeli olarak çalışan uçan şefler tedarikçi firma personeli olarak THY adına uçuşlara katılıyor ve uçuş sırasında hizmet gerçekleştiriyor. Bu durumda uçan şeflerin ünvanı, statüsü ne olacaktır ? hangi kanuna tabii olacaklar ? iş kanunu mu? Borçlar kanunu mu?
Okurlarımız arasında uçan şefler de var ve onların Airporthabere yazdığı bilgilere göre ; 20 eylül 2016 tarihinde son revizyonu yapılan uçan şeflerin görevlendirme prosedürü uçan şefleri, Pre Selected Passanger / Yardımcı yolcu olarak tanımlarken, uçuş planlama sayfalarında kendi isimlerinin karşısında “L / Loadmaster “ olarak yazıldığını belirtiyorlar.
Uçan şeflerin yardımcı yolcu olarak veya loadmaster olarak kabulü mümkün değil.
Uçan şeflerin iddiasına göre , kalite sisteminde kendilerini yardımcı yolcu olarak gösteren dökümanda dayanak noktası olarak gösterilen kural : EASA OPS CAT.GEN.MPA.115. EASA burada yardımcı yolcuyu değil, aktif personel harici kabinde bulunan diğer personeli tanımlıyor. ( “…CAT.GEN.MPA.115 Personnel or crew members other than cabin crew in the passenger compartment….” )
**
Uçan şeflerin işvereni olan DO & CO ‘ nun web sitesi bu konuda ne diyor ?
http://www.doco.com/en/airline/concepts/flying-chef (The “ Flying Chef”- a DO & CO chef who is part of the airline crew – is responsible for the perfect product presentation in the Business Class on board) Görüldüğü üzere açık olarak uçan şeflerin havayolu ekibine dahil olduğu belirtiliyor.
THY, Uçan şef hizmet bedeli olarak DO&CO’ya ilgili personelin brüt ücretini ödüyor olmalı. THY, uçan şef kriterlerine uygun adayları, THY A.O personeli (KM) olarak istihdam edip gerekli tüm KM eğitimlerini gerçekleştirerek Uçan şefleri KM statüsünde fakat fiilen uçan şef olarak çalıştırmış olsa ilgili personel gelir vergisinden müstesna olur.
Bu durumda THY, maliyeye ödediği milyonlarca lirayı tasarruf etmiş olur.
Sonuç itibariyle personele aynı net ücretin daha düşük brüt ücret ile ödenmesi halinde aradaki fark işverenin kasasında kalacaktır.
THY’nin yıllık tasarrufunun 10 milyon tl civarında olacağını tahmin ediyorum. Sonuçta bu vergi de devletimize ödeniyor diye düşünebilirsiniz fakat bu istisnayı da sağlayan yine devletimiz yani bu hak THY lehine kullanılabilir. Kaldı ki bu vergi istisnası zaten uçuş personeli için uygulanıyor. THY, devletin aleyhine olur diye düşünse uçuş ekipleri için de bu haktan faydalanmazdı.
Mevcut durumda bile uçan şeflerin uçuş personeli olarak kabul edilip vergiden müstesna olmaları mümkün. İlgili madde gereği fiili uçuş ve sertifika şartı var.
Fiili uçuş zaten tereddütsüz gerçekleşiyor, Uçuşa katılan ve fiilen çalışan personelin yardımcı yolcu veya loadmaster olarak kabulü mümkün olmadığına göre SHGM ile görüşülerek sertifika için çözüm üretilmesi mümkün olabilir.
Uçan şefler, Kabin memuru statüsünde çalışabilir mi ?
SHGM web sitesi ; http://web.shgm.gov.tr/tr/havacilik-personeli/2138-kabin-memuru Kabin memurlarının servis ile ilgili görevleri şirketlere göre değişkenlik göstermektedir. Servis, havayolu şirketinin uygun gördüğü ürün ve malzemelerin uçağa yüklenmesi sonrasında yine şirket tarafından belirlenen akış ve düzen çerçevesinde yolculara sunumunun gerçekleştirilmesi olarak özetlenebilir. Yurtdışı uçuşlarda gümrüksüz ürünlerin satışlarının yapılması bu kapsam içerisinde değerlendirilmektedir.
**
Uçan şeflerin işvereni Turkish DO & CO çalıştıkları havayolu ise THY. Burada THY ve Turkish DO & CO işveren – alt işveren olarak değerlendirilirse THY açısından da işveren sorumluluğu doğabilir.
(4857 md 2: ….Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur....)
Yasal kurallar bütününe mevzuat diyoruz, mevzuat tarafından serbest bırakılan ya da alt ve üst limitleri belirlenen alanlarda inisiyatif kullanmak mümkün iken emredici hükümlere uygun davranmak zorunluluktur. İşçi ve işveren anlaşıp emredici hükümlerin aksine sözleşme imzalasalar bile bu sözleşme hukuken geçersizdir.
Saygılarımla
Erdal Gülmez
Yorumlar Tüm Yorumlar (49)