THY mensubu (e) bir ağabeyimiz (Benden küçüktür ama ağabey diye hitap ederim) aradı. Yurt dışındaymış. Sesimi duymak istemiş. Deprem vb. güncel konulardan sonra bana bir aydır Ahmet Bolat Bey yazılarında yok. Başkan özlemiş midir bilmem ama senin özlediğine eminim dedi ve aşağıda sizlere nakledeceğim hikâyeyi anlattı. Anlattığı yaşanmış beni hiç ama hiç şaşırtmadı. Benden aldığı cevap onu şaşırtmış. Ne var ki bunda? İlk defa mı duydun bu konular artık haber niteliğini kaybetti.
Bay Başkan Türk Hava Yollarının yapacağı bir Turizm atılımını basına 15 Kasım 2022 günü bir duyuru formatında anlattıktan sonra sözlerini siyasi bir partinin sloganı ile bitiriyor. “Durmak yok. Yola devam.” Yanlış anlamadınız konuyu basına naklettiği basın duyurusunda yer alıyor bu slogan. Başkan bey bunu saklamıyor ki. Umurunda bile değil. Kim benim için ne der’i bile düşünmüyor. Öyle bir derdi yok.
Şimdi, sen bana falan partide İl Başkan Yardımcısı olarak görev yapan bir hanımefendinin THY kadrolarında bulunduğunu vb. söylüyorsun. Yok, özel araç tahsis etmişler mi? Edilmiş ise ne olur? Başkanımız kızarsa üst modelini verir. Bankamatik görevlisi mi? Yoksa değil mi? Esas görevinden arta kalan zamanlarda THY’ ye uğruyor mu? Sorsanız bu hanımefendinin her gün işe geldiğini söyleyen 500 kişi çıkar. Elektronik işe devam kartını bile ibraz ederler. Şişer kalırsınız.
Kuzum bunun nesi haber ki? Bugüne kadar kimler geldi, kimler geçti. Bay Aycı’nın yönetiminden farklı şeyler olmasını bekleyen aptalların başında ben geliyorum. Bir akademik unvan ve iyi konuşmak nelere kadirmiş. Evet, bu türlerin bazılarının gazetelere haber olan aldığı mükerrer maaşlara bir baksanız. Sizde hakikaten THY ‘da yapılan bu istihdamın lafı olmazmış dersiniz.
Neyse ki ikinci hikâye birincisi kadar önemsenmeyecek bir konu değildi. Her ne ise konuştuk, hasret giderdik. İstanbul’a dönünce tekrar görüşecek ve buluşacağız. İkale uygulanan çalışanların listesini nihayet alabilmiş. Eksik galiba der. Bir iki kişiden bahsetti. O listede rahmetli babamın ismini görsem artık sürpriz sayılmaz.
Gelelim ikinci anlatıma. Bu konuda yanlış düşünmeyin. Önemsediğim yapılan usulsüzlük olmakla birlikte aslında en büyük akademik unvana sahip THY YK. Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat’ın tutum ve ifadelerine takıldım. İyi, tarafsız ve her şeyden önce kurumun âli menfaatlerini kollayan bir tarzı var (?)Taşıdıkları akademik unvana, makamına ve de kendilerine bunu yakıştırmışlar belli ki.
Değersiz insan yoktur.
Evet ben buna ve bu söze inanıyorum. “Değersiz insan yoktur değerini düşüren insan vardır” Bay Bolat bunu düşünmelidir. Göreve geldiği zaman çoğumuz için bir ümitti. Ancak her konuya kendi inanışına, amacına uygun noktadan baktı. Yazıdaki dördüncü görselde de ifade edildiği üzere yanlış trene binmişsen; koridorda gidiş yönünün tersine koşarak gara geri dönemezsin. Evet, on beş seneyi aşkın bir süre trenin koridorunda hareketsiz durup tüm hatalara karşı sessiz kalarak aynı konumda tutunmayı beceren ve bu süreçte yapılan vahim hatalardan ötürü sıkılmayan bir insanı daha sonra bizzat ve bilinçli olarak yapacağı hatalar utandırmayacaktır. Bu hatalar çoğaldıkça insan değerini yitirecektir. Bugün için başka bir söze gerek var mı
Evet, başta YK Başkanı olmak üzere bu yöneticileri düşünün (?)
İlker Aycı Bey döneminde ki başlangıç.
Evet, biraz eskiye gidelim. Bay Aycı döneminde yurt dışında mahalli statüde görev yapan Bay (X) pek de hoş olmayan (?) bir nedenden ötürü THY’ den (haklı nedenlerden ötürü) dışlanmış. Evet, hikâyenin sonraki bölümü bu çalışanının yakın biri (?) olduğunu gösteriyor sanki.
Malum Türk Hava Yollarının İnsan Kaynakları Prosedürünün “Haklı Nedenle Fesih” başlıklı 6.11.3.2 maddesinin disiplin işlemleri bölümü ve İş Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirlenen haklı nedenle fesih sebeplerinden bir veya birkaçına binaen iş akdi feshedilen çalışanın bir daha şirkette istihdam edilmemesini öngörmektedir. Mevzuata göre bu durumda personele herhangi bir tazminat ödenmez ve hiçbir surette Ortaklıkta yeniden istihdam edilemez. Yönetmelik, iş kanunu ne derse desin başka bir konuda emsal olan Yargıtay kararını dikkate almayan bir zihniyetin Şirket yönetmeliğine uygun hareket etmedi diye zemmetmek ne kadar doğru bilmiyorum. Şu anda bunu ifade ederek acemilik yaptığımı düşünüyorum.
Her ne ise, 2021 yılında suistimal nedeni ile şirketten dışlanan Bay (x) 2022 yılında, Sn. Ahmet Bolat beyin döneminde yeniden Türk Hava Yollarına THY ilgili yönetmeliği ve İş kanunu hükümleri aksine tekrar kabul edilir ve de bu yetmezmiş gibi bir dış istasyonda yeni bir göreve atanır. Bu işlemden belki de Bay Bolat’ın haberi yoktur (?).
Ne demiş Hz. Muhammed. “Dağların bile yer değiştireceğine inanın ama insanların huy değiştireceğine asla inanmayın “buyurmuşlar. Evet Bay (X) huyundan vazgeçmemiş ve eski görevinde işlediği suç her ne ise (?) onu işe kabulünü takip eden kısa bir süre için de yeni iş yerinde de aynen işlemiş ve “huylunun huyundan vazgeçmeyeceğini şirket yetkililerine göstermiş. Bu tür durumlarda çok hassas (?) olan THY Yönetimi bunun üzerine Bay (X)’i THY’ den ikinci kez “haklı gerekçelerle” işten çıkartmış.
Bu örnek THY Yönetim Kurulu Başkanının, Yönetim ve İcra Kurul üyelerinin Genel Müdür ve İnsan Kaynakları sorumlularının şirket Yönetmeliklerine ne denli önem verdiklerini ve bu konudaki büyük hassasiyetlerini göstermiyor mu?
Mahalli kadrolarda görev yapanlara ilişkin bu tür kararları kim veriyor?
Bildiğimiz kadarı ile THY’ de yurt dışında mahalli kadrolarda görev yapan çalışanlarla ilgili bu tür kararlar icra kurulu tarafından veriliyor. Yönetmelik böyle. İcra kurulu konuyu değerlendirmeden Teftiş Kurulunun raporunu bu kurulun Görüşlerini talep etmiyor mu? Teftiş Kurulu bu raporu Genel Müdürlüğe sunmuyor mu? Genel Müdür bu konuyu icra kuruluna görüşü ile birlikte arz etmiyor mu? Eskiden sistem böyle çalışırdı. Şimdi nasıl işlediğini bilmiyorum. Herhalde birilerinin İcra Komitesini olay ve söz konusu çalışan hakkında bilgilendirmiş olması gerekir.
1. YK Başkanının sözünü doğru olarak kabul edersek sağlam kanıtlarla desteklenmeyen bir olay sonucunda (YK Başkanının sözüdür) nasıl oluyor da insanlar “haklı nedenlerle” tazminatsız işten atılıyor?
2.Her ne ise bu kararı veren 2021 yılı THY icra kurulunda üyeleri kimlerdi?
3.THY’ nin 2022 yılındaki icra kurulunda, 2021 yılı yöneticilerden bazıları aynı kurulda çalışmalarını sürdürmemişler mi? (BKNZ THY Faaliyet raporları: 2021’ de icra komitesinde üye olan 2 yönetici 2022 yılında da aynı görevi yürütmüşler)
4.Hadi diyelim ki 2021 yılında iş akdini feshettikleri görevlinin 2022’ de işe yeniden kabul edildiğinden bu zevatın haberi yoktu. Bu uslanmayan çalışanın 2022 yılında kısa bir süre önce yeni atandığı görev noktasında aynı suçu tekrar işleyerek haklı nedenlerle işten atılması talebi önlerine geldiği zaman İcra Komitesinin hiçbir üyesi YK Başkanına bu ne iştir diye sormadı mı?
5.Bu kurulun saygıdeğer üyeleri YK Başkanını, siz bizi sağlam kanıtlarla yeterince (ne demekse) desteklenmeyen konuda bir karar aldığımızı söyleyerek nasıl küçük düşürürsünüz diye sorgulayan bir tek İcra kurulu üyesi yok mu? Şirketin İnsan kaynaklarının başında oturan şahıs YK Başkanına Hoop ne oluyor diyememiş mi?
6.Belli ki bunu/ bunları soran kimse yoktu. Bu noktadan hareketle bu durumda döndürülen bu dolap’ dan ilgili herkes haberdarmış demek yanlış mı olur bilmiyorum.?
7.Ve de 2021’ de bu personelin işlediği suçtan ötürü aslında büyük bir meblağ olmayan (meblağ tarafımca bilinmemekte olup büyük olmayan meblağ sözü YK Başkanına aittir) şirket zararının şahsın babası tarafından şirkete ödendiğini söylenmesi en büyük akademik unvanı sahip bir Yönetim Kurulu Başkanına yakışıyor mu? Bu da söz konusu personelin THY’ nin tepelerine yakınlığının bir göstergesi değil midir?
8. YK Başkanının bu ifadesine rağmen hangi baba yeterince sağlam kanıtlarla desteklenmediği ifade edilen çirkin bir suçlama için şirketin bu suistimalden kaynaklandığını ifade ettiği zarar miktarını ödeyerek bir anlamda oğlu adına suçlamayı kabullenir ki? Türk Hava Yolları yönetiminin bugüne kadar suistimal nedeni ile işten çıkarttığı bir çalışanın babasını muhatap aldığı görülmüş bir şey midir? Sizce bu neyin göstergesidir? Yapılan işlem bu ilişkinin “tanışıklıktan, yakınlıktan” fazla olduğunu göstermiyor mu?
Ne demişti Bay Bolat?
Hedeflerimize ulaşmak için gerekli olan bazı yapısal değişiklikleri göreve gelir gelmez attığımız adımlarla uygulamaya koymaya başladık. Gerek şirkette görev yaptığım 17 yıl boyunca gözlemlediğim yaklaşımlar gerekse yönetici arkadaşlarımla yürüttüğüm istişareler sonucu ortaya koyduğumuz değişikliklerde amacımız karar alma mekanizmamızı güçlendirmek, tecrübenin ve bilginin hakkını vermek ve bazı çalışma arkadaşlarımızı daha verimli olanakları görevlerde değerlendirmek oldu. Aldığımız ve bundan sonra alacak olduğumuz kararlarda temel yaklaşımımız istişare ile adalet anlayışı içerisinde, atamalarda performans, ehliyet ve liyakat olacaktır.
Cevaplanamayacak Bir Sesleniş: Sn. Prof. Dr. Ahmet Bolat,
Yukarıdaki sorularla birlikte: Evet bu konudan şirketin hiçbir kaybı olmadı? diyor Bay Bolat. Söz konusu kaybın yalnız parasal olduğunu düşünüyorsanız doğruya yakındır yaklaşımınız. Kendinize bunu yakıştırdıysanız ne söyleyebilirim ki?
Çalışanlar size güvenmiyorlardı. Şimdi hiç güvenmeyecekler. Tabii size siyasi görüşünüz nedeni ile bağlı olanlar dışında. Onlar el mecbur. Hoş bu kitle daha önce de Bay Aycı’ya bağlıydılar ama. İnsanların size güven beslemelerini önemsemediğinizi biliyorum. Artık bunu tam olarak biliyorum. Laf ola diye yazdım.
Devletin en üst Mahkemesinin kararları bir tarafa THY’ nin hiçbir kuralını da dikkate almadığınız ortada. Bugüne kadar sizin döneminizde başlayıp, yine sizin döneminizde sonlanan yanlışlığınızı, ayrımcılığınızı bu kadar net bir şekilde ortaya koyan bu denli somut bir örnek daha yoktu.
Yukarıda söylediklerimi tekrarlıyorum. Her vesile ile de tekrarlayacağım. Şirketinizin saçma sapan suçlamalarla işten çıkarttığı, Yargıtay dahil tüm mahkemelerin haklarında işe iade kararı verdiği çalışanları işe geri almamak için ne denli direndiğiniz, ne tür bahaneler uydurduğunuz akıllarda olmasına rağmen, Türk Hava Yollarına maddi zarar vermiş ve suistimal gibi bir “haklı nedenle?” işten atıldığı kayıtlara geçmiş birini tekrar işe kabul etmeniz, sizden, bizden ayırımına ne denli yakın, yatkın ve bu konuda ne kadar cüretkar ve insanlara, çalışanlara karşı ne denli saygısız olduğunuzun en canlı örneği olarak hatırlanacaktır.
” Ben Ahirete ve en Yüce Mahkemeye hesap vereceğimize inanırım” sözünüzü samimi bulmadığımı ifade etmeliyim. Doğru değilsiniz Bay Bolat. Hakiki Müslüman bir insan yukarıda anlatılanları, bu çarpıklıkları yapmaz. İşlenen bu tür bir suçu hoş görmek insanoğlunun yetkisi aşar. Bu çalışarak evinize ekmeğini götürdüğünüz şirkete ihanettir. Ve de siz bu uygulama ile bunu da yaptınız.
Böyle olmamalıydı. Sizden çok ümitlenmiştik (m) Ancak gerçeği çabuk anladık. “İnsanların umutlarını ve hayallerini çalanlar, en büyük hırsızlardır” diye bir söz var Bay Bolat. Malum sarımsak ve kokusu. Evet siz çok kimsenin hayallerini ve umutlarını yıktınız. Yerle bir ettiniz. Sebuhi Quluzade’in yukarıda yer alan sözünden hareketle sizin için nasıl bir yakıştırma yapılabilir? Sizin ve okurların takdir ve düşüncelerinize bırakıyorum.
Ben beddua etmeyi sevmem Bay Bolat. Korkarım bedduadan. Size ancak, “Niyetiniz Kaderiniz olur İnşallah.” diyebilirim. Bunu temenni ederim, bunu dilerim ve de bunun için dua ederim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (83)