Salgın hastalıklar toplumları kasıp kavurduğunda, sağlık sistemleri ve tıbbi tedaviler, ekonomik yaşam, sosyoekonomik sınıf yapıları ve ırk ilişkileri, temel kurumsal düzenlemeler, topluluklar ve günlük aile yaşamı gibi kritik yapıları altüst eder. Uzmanlar, 2025'teki Yeni Normal in “çok daha teknoloji odaklı olacağını ve daha büyük zorluklar” ortaya çıkaracağını söylüyorlar.
2020'de patlak veren küresel salgın ve diğer krizlerin ardından 2025'te hayatın nasıl olacağını öngörmeleri istenen 915 yenilikçi, geliştirici, iş ve politika lideri, araştırmacı ve aktivist bu soruyu yanıtlamış. Bu kişilerin geniş ve neredeyse evrensel görüşü, nüfusun daha büyük kesimlerinin iş, eğitim, sağlık hizmetleri, günlük ticari işlemler ve temel sosyal etkileşimler için sayısal (dijital) bağlantılara daha fazla güvenmeye başlamasıyla insanların teknolojiyle ilişkisinin derinleşeceği yönünde.
Bazıları bunu “her şey tele” dünyası olarak tanımlıyor.
Bu katılımcıların kayda değer bir kısmı önemli bir değişim öngörmekte:
Aynı zamanda, bu uzmanların bir kısmı, salgının yol açtığı değişikliklerin nüfusun önemli bir kısmı için işleri daha iyi hale getireceğine dair umutlarını da dile getirmekte:
Bu altı tema, COVID-19 salgınının 2020'de harekete geçirdiği değişiklikleri göz önünde bulundurmalarını ve 2025'te “yeni normalin” neye benzeyebileceğini tanımlamalarını isteyen bir soruya verdikleri yanıtlarda bu uzmanlar tarafından yaygın olarak ifade edilmiştir.
Bu katılımcıların yaklaşık %47'si 2025 yılında çoğu insan için hayatın salgın öncesine göre çoğunlukla daha kötü olacağını söylerken, %39'u 2025 yılında çoğu insan için hayatın salgın öncesine göre çoğunlukla daha iyi olacağını söyledi. %14'lük bir kesim ise 2025 yılında çoğu insanın hayatının salgın olmasaydı yaşanacaklardan çok da farklı olmayacağını belirtmişti.
Salgının bir tür değişim getireceğini söyleyen %86'lık kesimin çoğu, sayısal yaşamın evriminin hem olumlu hem de olumsuz yönler içermeye devam etmesini beklediklerini ifade etmiştir. Bu uzman görüşleri, halkın tutumlarıyla ilginç bir şekilde bağlantılıdır.
Bu raporun büyük bir kısmı, bu uzmanların yanıtlarını açıklayan yazılı cevaplarını kapsamaktadır. Bireylerin ve grupların küresel kriz karşısında nasıl uyum sağladıklarına dair pek çok genel tema ortaya koyan uzmanlar, insanlar dijital teknolojilerin kullanımını ve uygulamalarını hızlandırdıkça ortaya çıkması en muhtemel fırsatları ve zorlukları tanımlamaktadır.
Bu uzmanlar 2020'nin ortalarında neler olduğunu ve önümüzdeki olası değişiklikleri düşünürken, "dönüm noktası", "düşünülemez ölçek", "üst süreç", "büyük bozulma" ve "benzeri görülmemiş zorluk" gibi sözcükler kullandılar. İnsanların diğerleriyle fiziksel "varlığı", insanların güven ve hakikat kavramları gibi temel gerçeklikleri yeniden yapılandırabilecek değişiklikler hakkında yazdılar.
Ayrıca bu uzmanlar, daha zengin insan etkileşimine (bazen hologram avatarlar aracılığıyla) olanak tanıyan 3 boyutlu sosyal medya sistemlerinin yaratılmasını; sayısal aracıların kademeli olarak çok daha fazla yinelenen veya zaman alan görevleri devralmasını; dronların gözetleme, keşif ve teslimat görevlerinde daha üretken hale gelmesiyle “uçan Nesnelerin İnternetini”; her yerde bulunan artırılmış gerçekliği; evden çalışan ücretsiz aracılar etrafında inşa edilen genişletilmiş bir iş ekonomisini; endüstriyel ölçeğe ulaşan kentsel çiftçiliği öngörmekte; daha fazla sayıda işbirliğini mümkün kılan güvenilir kripto para birimindeki gelişmeler; yerel tabanlı, talep üzerine üretim; “ruhen yerel ve pratikte yerel” tedarik zincirleri; öğrencilerin kişiselleştirilmiş eğitim menüleri oluşturmasına olanak tanıyan güçlü bir eğitim seçenekleri pazarı; mahkemelerin çok sayıda davayı uzaktan ele almasına olanak tanıyan “tele-adalet” gelişmeleri; dezenformasyonun cazibesini azaltan “gerçek değerleme” protokolleri; ve enerji üretimi için küçük, daha güvenli nükleer reaktörler.
Daha gündelik düzeyde, bu uzmanlar ayrıca daha iyi konuşma tanıma, yüz tanıma (yüz ifadelerinden duyguları ayırt etme dahil), gerçek zamanlı dil çevirisi, altyazı ve otomatik düzeltme kapasitesi, duyusal giysiler, güçlü video arama, vücut hareket sensörleri, 3D gözlükler, multimedya veri tabanları ve tam 3D sanal deneyimleri mümkün kılacak daha geniş ağ bant genişliği ve yapay zekadaki gelişmelerin insanların daha fazla ihtiyacına hizmet etmesini sağlayacağına inanıyorlar.
Tüm bunlara bakınca, eğitimin nereye doğru evrileceği gerçeği aklımızı zorlamakta. Hele bizdeki eğitimsizliğin varacağı nokta, içinde bulunduğumuz cahiliye dönemi göz önüne alındığında, paha biçilemez bir değere sahip. Ne bilimi, ne ilimi doğru ve düzgün öğretemiyor, çıkarlara yönelik bir seyir ile gücü elde tutmaya çalışanların dikkate almadıkları bir çöküş içerisinde, komşularımızdan da ders almadan yuvarlanıp gidiyoruz.
Öyle bir duruma geldik ki, ulusal bir beceriye gönlümüzce sevinemiyoruz. Sevinmek istesek de başarı diye sunulan olayın bir yanılsama mı, çıkar amaçlı kendini övme mi yoksa bu cahiliye döneminde vasıflı ve üstün yetenekli bir Türk evladının yadsınamaz bir başarısı mı olduğu konusunda kararsızlığımız, bizi karamsarlığa sürüklemekte. Tıpkı “çobanın yalanı” hikayesinde olduğu gibi.! Bu cahiliye döneminde artan ahlaksızlığın “bir kereden bişii olmaz”, “küçüğün rızası vardı” gibi veciz sözlerle yasallaştırıldığını da unutmayalım.
Dünyanın “yeni normal” öngörüsü, bizdeki “yeni anormal” ile paralel gitmekte.
Yine de herkese “yeni-yıl, yeni-umutlar ve yeni-normal” düzende sağlık, huzur ve refah diliyorum.
Yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun.
Yorumlar