04 Aralık 2023, Pazartesi
Bilal YILDIZ
Bilal YILDIZ [email protected]
  • Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.
  • ağabeyimizin bu konuda bildikleri kitap olur. Fazlası yoktur ama eksiği mutlak vardır.
  • Bunlardan çok var THY de. Hacca gidip zemzemle yıkanıyorlar. Daha fazla hak yemek için.
  • AKP den önce atılmışsa kesin tarikat meczubudur. Bu durumda güvenlik soruşturmasından 100 puan alarak geçmiştir.
  • Elazığ'daki başarısızlık diyerek yukarıda yazdığınız tezviratın cevabı. Ahkam kesmeden önce, okuyun öğrenin bir zahmet. https://www.airporthaber.com/thy-haberleri/thy-muduru-bilal-yildiz-konustu.html
  • Yazdığınız doğruysa eğer, IK biriminin bu işte ağır kusuru var gibi. Şirketin müfettişleri üstüne gitmeli bu ihbarın.
  • Elbette vardır. Arkasında şaibe bırakan günü geldiğinde hesabını verir.
  • Hiç ilan çıkmıyor derken, THY yi kast ediyorsunuz herhalde. Yazıyı dikkatli okumamış olduğunuzu zannediyorum. THY de müfettiş yardımcılığı sınavı yok artık. Bu yüzden ilan da yok. THY de nasıl Müfettiş olunabildiğini ben bilmiyorum. İmkanınız varsa mevcut tepe yöneticilerine sorup öğrenebilirsiniz.
  • Müfettişlerin yazdığı raporlardan dolayı cezai hukuki sorumluluğu var mıdır?
  • Nasıl THY müfettişi olunur? Hiç ilan çıkmıyor.

AKP REJİMİNİN İŞLEVSİZLEŞTİRME OPERASYONUYLA BOZDUĞU TEFTİŞ SİSTEMİ (3)

Kamu Teftiş Kurulları tahribatına çarpıcı bir örnek: THY Teftiş Kurulu.

Kamu Teftiş Kurullarında yaşanan yozlaşmanın daha beteri, özellikle memur kadrosunda olmadıkları için, "Memur ve Müfettişlik Güvencesi" nden yoksun olan bazı KİT ve benzeri kuruluşlardaki Müfettişlerin adeta infaz edilmeleriyle sonuçlanmıştır.

Bu kuruluşlardaki deneyimli müfettişler çeşitli uyduruk gerekçelerle tasfiye edilerek, yerlerine müfettişlik eğitim ve nosyonundan yoksun, siyasi yandaş tabir edilen kişiler, adeta paraşütle indirilerek müfettiş yapılmıştır.

Ekonomik açıdan çok büyük kapasiteleri olan bu kuruluşlar, göstermelik ve kuşkusuz emir kulu yeni denetim elemanları ile güya teftiş edilmektedir. Sorulduğunda, bunların kendi Teftiş Kurulları var ve bu kurullar vasıtasıyla denetleniyorlar! Derler.

THY Teftiş Kuruluna bu kapsamda yapılan operasyon, profesyonel bir teftiş kurulunun işlevsizleştirilmesi açısından çok çarpıcı bir örnek oluşturmaktadır.

THY’nin planlı bir biçimde kamu denetiminden kaçırıldığı ama yine de kamu, daha doğrusu hükümet tarafından yönetilmeye devam edildiği artık herkesin malumudur. Maalesef THY de böyle bir çarpık bir yapı (formül) maksatlı olarak oluşturuldu ve bu oldu bitti durumu halen devam ediyor.

Bu oldu bitti durumunda THY, kamu yönetiminden, kamu denetiminden ve en önemlisi Meclis (TBMM) denetiminden kaçırılmıştır. Azınlık hissesiyle şirketi istediği gibi yöneten hükümet, iş hesap vermeye, kamu tarafından denetlenmeye gelince, sürekli olarak, THY' nin özel bir şirket olduğu aldatmacasına (riyasına) sığınmaktadır.

Bugüne kadar, THY’nin gerektiği gibi denetlenmediği yönündeki eleştiriler kamuoyunda defalarca dile getirilmiş olmasına rağmen, sorulan sorular şirket yöneticileri ile iktidar mensubu siyasiler tarafından yapılan yanıltıcı beyanlarla geçiştirilmiştir.

THY Teftiş Kurulu’nun dönüştürülmesi sürecinde mevcut karosunun tasfiyesine, 2007 yılında başlamıştır. Bu yıl yapılan son halka arzdan sonra THY, sadece TBMM ve diğer kamu denetimi kapsamından çıkarılmakla kalmamış; iç denetimden sorumlu Teftiş Kurulunun Yönetmeliği de iptal edilmiştir.

Türk Hava Yolları A.O. Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin Başbakanlık tarafından yetkisiz ve usullere aykırı biçimde iptal edilmiş olması sebebiyle, benim de dahil olduğum dönemin müfettişleri tarafından açılan “yürütmenin durdurulması davası”, ilk dönemlerdeki şirket üst yönetim kadrosunun yandaş yargı ile yaptıkları uyumlu iş birliği! sayesinde yıllarca süründürülmüş ve sonuçta, aleyhimize karar verilmiştir. Temyiz süreci dahil, davanın sonuçlanması, yaklaşık11 yılı bulmuştur.

Bazılarınız şimdi yazacağımı, “Don Kişot” vari bir duruş olarak değerlendirebilir ve yel değirmenleriyle savaştığımı düşünebilirsiniz. Ama ben, birlikte yola çıktığım dava arkadaşlarımdan farklı olarak, adeta yılan hikayesine dönüştürülen bu davayı sonuna kadar takip eden tek kişi oldum.

Çünkü, maksatlı olarak uzatılan dava sürecinde, benim gibi verimsizlik iftirasıyla işten çıkarılan veya başka ünitelere “uzman” olarak gönderilen arkadaşlarım davadan peyder pey ümitlerini kestiler ve takip etmeyi bıraktılar. Hatta süreç içinde hala Teftiş Kurulunda kalabilen bazıları ise, dilekçe vererek davadan çekildiler. Bunu hangi endişe ile yapmış olduklarını tahmin edersiniz.

Yargılama süreci sonunda, avukatımızın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na yaptığı itiraz da olumsuz sonuçlanınca, tek davacı olarak ben, yaklaşık 11 yıl süren uzun yargılama sürecinde yapılan fahiş yargı hatalarını gerekçe göstererek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkımı kullandım ve yargılamanın yenilenmesini talep ettim.

Sonuç ne mi oldu? AYM beni haklı buldu. Haklısın Bilal Yıldız, yargı (infaz) süreci çok uzun sürmüş, al sana 10.000 TL tazminat, bununla idare et dediler. Önceki tecrübelerimden ders aldığım için, bu defa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmedim.

Bu arada, artık rahmetli olan bir emekli başmüfettiş arkadaşım bireysel başvuru yaptığımı duymuş, Dilekçe örneğini benden alıp müracaat etmişti. O’na ise 20.000 TL takdir ettiler. Ancak, bu arkadaşım çok kısa bir süre sonra yakalandığı kanser illetine yenilerek, hakkın rahmetine kavuştu.

Dava süreciyle geçen bu toplam 11 yıllık süre zarfında AKP li yönetim, Teftiş Kurulunu istediği gibi değiştirdi. Müfettişlik mesleği için gerekli öğrenim şartını taşıyan ve mesleğe müfettiş yardımcılığı sınavı ile girebilen kimselerin uzun bir yetiştirme döneminden sonra yeterlik sınavı ile kazanabildikleri bir kariyer mesleği olduğu; Müfettişlerin istekleri dışında Teftiş Kurulundan çıkarılamayacakları, idari görevlere atanamayacakları kuralının güvence altına alındığı prensiplerini içeren mevcut yönetmelik iptal edilerek, yerine teftiş usul ve esaslarına aykırı düzmece bir yönetmelik konuldu.

Bu düzmece yönetmelikle, (şimdiki adı prosedür) Müfettiş güvencesi ortadan kaldırıldı ve davacı kariyer müfettişleri peyder pey görevden alınarak, (uzman kadrolarına tayin edilerek ya da verimsizlik iftirasıyla işlerine son verilerek) Teftiş Kurulundan çıkarıldılar.

Bana yapılan mobing süreci de bu tarihten sonra başladı zaten. Önce Teftiş Kurulundan çıkarıldım. Sürekli tenzili rütbeye uğratıldım. İşten atıldığımdaki son kadrom uzmanlıktı. Müktesep hakkım gasp edilerek aylık ücretim bu kadronun ücretine indirildi. İşten atılma tehdidiyle görev yaptığım son dört yılda bu ücrete mahkûm edildim ve 2013 Temmuz’unda, 50 yaşında, verimsizlik iftirasıyla işten atıldım.

İşe iade davasını kazandığım halde işime geri dönemedim, emekli kimlik kartım ve pas bilet haklarım gasp edildi. Bu gaspın gerekçesi olarak, “Sen paşa paşa dilekçe verip işten ayrılmadın. Bu yüzden seni işten atmak zorunda kaldık” dediler. Bu ötekileştirmeci husumetin bütün olumsuz sonuçlarını yargıya taşıdım ama işe iade davası hariç, hiçbiri kabul edilmedi.

Pardon! Az kalsın mobing davasını unutuyordum. Son yılımda, THY ye ve bana eziyet eden, dönemin 9 üst yöneticisine karşı manevi tazminat davası da açmıştım. Yerel İş Mahkemesi, THY’nin beni savunmasız bir konuma iterek, düşmanca ve gayri ahlaki bir strateji çerçevesinde 4 yıl boyunca müfettişliğin mesleki itibarına ve özellikle de şahsıma karşı uygulanan dışlama, aşağılama, (kişiliği ve saygınlığı zedeleme) yıldırma, bezdirme vb. psikolojik tacize maruz bırakma şekillerinde gerçekleştirilen kasıtlı, sürekli ve sistematik ‘mobbing’ e tabi tuttuğunu kabul etti. Bir 10 bin TL de bu davadan lütfettiler.

Diğer davalılar yani dönemin THY üst yöneticileri benim gibi şirketin çalışanı oldukları için bu eziyetten sorumlu değillermiş! Bana mobbing yapmış olamazlarmış!

Bana göre adil olmaması bir yana, tamamen yanlış bir karardı. Ama az önce belirttiğim üzere, mahkeme, 10 bin lira manevi tazminata hükmedip davayı bitirdi. Aynı yargı yapılanmasının Yargıtay kademesindekiler bu yanlış kararı onadılar. AYM deki temsilcileri de yapmış olduğum, “yargılanmanın yenilenmesi ve maddi manevi gerçek zararımın tazmin edilmesi” talepli bireysel başvurumu reddetti. Maalesef kazandığım davada bile adalet tecelli etmedi.

Bu davada AİHM başvurusu da yapmıştım. Ancak, benim mağduriyetimi Türkiye’nin AİHM yargısını kabul ettiği protokollerden hiçbirine sığdıramadılar ve oradan da “yargılanmazlık” kararı geldi. İlgilenenler için davayı anlatan haber linkini aşağıya bırakıyorum.

https://t24.com.tr/haber/yargitay-karari-onadi-thy-mobbingden-mahkum-oldu,39548

Bizim yerimize, müfettişlik mesleği yeterlik şartlarını taşımayan ak-torpilli kişiler, sınavsız olarak kurula yerleştirilip bir süre sonra da yine sınavsız olarak müfettiş-başmüfettiş kadrolarına intibak ettirildiler. Halihazırda kurulda, 40 adet civarında müfettiş, başmüfettiş unvanı verilmiş kişi bulunduğunu zannediyorum.

Paraşütle müfettiş yardımcısı ve müfettiş atananların en meşhur olanların ünlü akrabalarını örnekleyelim isterseniz: Nurettin Canikli’nin yengesi, Celalettin Cerrah’ın kızı, Binali Yıldırım’ın bacanağının oğlu, Numan Kurtulmuş’un yeğeni, Kemal Unakıtan’ın eşinin yeğeni, Ahmet Erdem’in oğlu vb. Astsubaylıktan atılmış bir tarikat militanı ve diğer tarikatların, cemaatlerin bazı müritleri ile bir adet siyasi referanslı turist rehberi.

Çoğunun asgari hukuk, muhasebe, ekonomi, finans vb formasyonu yoktu. Çünkü seçerken böyle bir kriter ortaya koymadılar. Dört yıllık diplomaya sahip olmaları yeterli görülen bu ak-torpilli kişiler, işe girdikten sonra yeterli meslek içi eğitim alamadılar, herhangi bir yeterlilik ölçümüne-sınavına da girmediler ama, neticede “müfettiş” oldular.

Siparişe göre copy-paste (kopyala-yapıştır) raporlar düzenlemeyi becerebildiklerini söylüyorlar. Bazen, teftiş göreviyle gidip soruşturma yapıyorlarmış. Yani sağ gösterip sol vuruyorlarmış. Tek bir ifade bile almadan, savunma hakkı tanımadan işaret edilen kişi hakkında Soruşturma Raporu düzenliyorlarmış.   

Bazen de rüzgâra göre pozisyon alıp, soruşturmasına gittikleri personelin ikramını kabul ediyorlarmış. Özel ve gizli istişareler yaptıkları yemeklerde, şirketin müdürlere ticari ve sosyal ilişkileri geliştirmek için tahsis ettiği “ikram faslını” birlikte harcıyorlarmış. Özellikle yurt dışı görevleri çok eğlenceli geçiyormuş.

Ben söyleyenlerin yalancısıyım. Ama ateş olmayan yerden de duman çıkmaz. Değil mi?

Yapılan işlevsizleştirme, sadece bu liyakatsiz ve partizan kadrolaşmadan ibaret değildi elbette. İptal ettirdikleri yönetmeliğin yerine koydukları prosedürle, Teftiş Kurulunun “kurul” olma özelliğini de ortadan kaldırdılar. Müfettiş, başkanın adamı/emir eri oldu. Çünkü, yaptıkları maksada matuf düzenlemelerle müfettişin başkandan ve ilgili herkesten bağımsız, özgür iradesiyle çalışma ve rapor yazma yetkisini ve imkanını da ortadan kaldırdılar. Teftiş, inceleme, soruşturma ve rapor düzenleme sürecini, her aşamada kontrollü ve güdümlü hale getirdiler.

Neticesinde, müfettiş güvencesi de ortadan kaldırıldığı için, THY Teftiş Kurulu bu süreçte isim olarak varlığını korudu ama mevcut kadrosu ve yapısı itibarıyla gerçek bir kurul olmaktan uzaklaştı.

Böylece, teftiş hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin objektif kurallar yok edilerek, kamu yararı, hissedarların haklarının korunması ilkesi ve hizmet gerekleriyle bağdaşmayan etki ve düşüncelere açık, teftiş görevinin/fonksiyonunun keyfi olarak kullanılmasını ya da konu bazlı ve bazen de kişiye mahsus olarak hiç kullanılmamasını olanaklı kılan bir ortam yaratılmış oldu.

Tarihinde Sayıştay tarafından hiç denetlenmemiş olan ve yapılan son düzenlemeyle, sermayesinin yarısından azının devlete ait olduğu gerekçesiyle, resmi olarak da Sayıştay denetiminden (yani dış denetimden) muaf tutulan halk ve kamu ortaklığı THY, dışarıdan hiçbir kurum, otorite tarafından denetlenmiyor artık. Şirket Teftiş Kurulu’nun (yani iç denetimin) hali pür melalini de yukarıda anlattım zaten.

THY’nin denetimden kaçırılış hikayesini, başka yönleri itibarıyla daha önce de Airporthaber sitemizde konuk yazar olarak yazmıştım. Okumak isteyenler için linkini aşağıya bırakıyorum.

https://www.airporthaber.com/kose-yazilari/bir-sirket-denetimden-neden-kacirilir-ki.html

Gelecek hafta, “ülkemizdeki teftiş sistemini işlevsizleştirme” hedefinin ve projesinin arkasında yatan asıl niyeti, daha doğrusu zihniyeti  ifşa edeceğim.

AKP REJİMİNİN İŞLEVSİZLEŞTİRME OPERASYONUYLA BOZDUĞU TEFTİŞ SİSTEMİ (3)

Yorumlar Tüm Yorumlar (91)

Abdülhamid Han ~ 12 ay önce
Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
kitap olur ~ 12 ay önce
ağabeyimizin bu konuda bildikleri kitap olur. Fazlası yoktur ama eksiği mutlak vardır.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Kulhakkı diyene ~ 12 ay önce
Bunlardan çok var THY de. Hacca gidip zemzemle yıkanıyorlar. Daha fazla hak yemek için.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Kaptana ~ 12 ay önce
AKP den önce atılmışsa kesin tarikat meczubudur. Bu durumda güvenlik soruşturmasından 100 puan alarak geçmiştir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Teftiş.cvp ~ 12 ay önce
Elazığ'daki başarısızlık diyerek yukarıda yazdığınız tezviratın cevabı. Ahkam kesmeden önce, okuyun öğrenin bir zahmet. https://www.airporthaber.com/thy-haberleri/thy-muduru-bilal-yildiz-konustu.html

Yanıtla

Kalan karakter 1000
GOTEBORG.cvp ~ 12 ay önce
Yazdığınız doğruysa eğer, IK biriminin bu işte ağır kusuru var gibi. Şirketin müfettişleri üstüne gitmeli bu ihbarın.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
8000 EUR net maas ~ 12 ay önce
Su ana kadarki haksiz kazanilan paralar ne olacak? Yillar önce Italya da da benzeri olmustu ve seflerden paralari haksiz zenginlesme diye geri almisti sirket. Brut maasi dusurup net maasi diger avrupa ulkeleri ile ayni seviyeye denk getirmislerdi. Diger avrupa ulkelerinde ortalama maas 5000 EUR. Eger Göteborg da maas 8000 EUR ise millet oraya gitmek icin birbirini yer yakinda. Hele bu TK da bir duyulmasin.Afrikada yok o para. Rahat 6500 eur kenara atilir ayda.
8000EURnet.cvp ~ 12 ay önce
Tabii ki birbirlerini yerler. Neredeyse bir büyükelçi maaşı bu.
Muhasebeciye ~ 12 ay önce
Elbette vardır. Arkasında şaibe bırakan günü geldiğinde hesabını verir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Kontrolör.cvp ~ 12 ay önce
Hiç ilan çıkmıyor derken, THY yi kast ediyorsunuz herhalde. Yazıyı dikkatli okumamış olduğunuzu zannediyorum. THY de müfettiş yardımcılığı sınavı yok artık. Bu yüzden ilan da yok. THY de nasıl Müfettiş olunabildiğini ben bilmiyorum. İmkanınız varsa mevcut tepe yöneticilerine sorup öğrenebilirsiniz.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Muhasebeci ~ 12 ay önce
Müfettişlerin yazdığı raporlardan dolayı cezai hukuki sorumluluğu var mıdır?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Kontrolör ~ 12 ay önce
Nasıl THY müfettişi olunur? Hiç ilan çıkmıyor.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000