Çamur haberleri kimler yayıyor ve kim hangi düşünceye hizmet ediyor bilinmez ama kaosdan beslenen bir zümrenin olduğu artık inkâr edilemez. Edilse de kimse bu numaraları yutmaz. Havacılık sektörü de demokratik kanun ve kurallarla yönetiliyor denilse de “içi beni yakar dışı seni yakar” durumunu kimse açık edemez. Havacılık sektöründeki demokrasiyi ve THY saldırılarını yorumlamak istiyorum.
Şu özelleştirmeleri çok iyi yaptığımız, hatta bu başarımızın model olduğunu söyleyebiliriz. İhaleyi yapmak iyi de bir de devamına bakmak gerek.
Devamında sadece denetleyici bir kurum olması gereken DHMİ’nin ne tür baskılar yaptığını bir ALLAH bilir bir de yatırımcı. Al ihaleyi çek çileyi.
Havacılık sektörümüz çok gelişebilir. Baskıcı anlayışlar, dediğim dedik tarzı yönetim tarzları olmasa özel sektör yatırımları daha fazla olabilir ve daha fazla istihdam sağlanabilir.
Elinde bulunan yönetim erk’ini işveren üzerinde negatif kullanan yönetimler sebebiyle sektör köşeye sıkışmış durumda.
Tüm samimiyetimle söylüyorum. Eğer sektör rahat bırakılsa emin olun havacılığımıza yapılacak yatırımlar çok daha fazla olacaktır.
Havayolu işletmeciliği, MRO, yer hizmetleri ve ikram gibi kuruluşlar da aynı dertten muzdaripler. Onlar yönetmelik, kural ve otoritenin baskıcı anlayışı arasında sıkışmış durumda. En küçük imzaya bile binlerce dolar haraç gibi ödemeler yapan sektör, son on yılda başarılı gözükse bile tam bir fiyasko yaşamıştır.
Batan şirketleri saymaya gerek yok.
THY’nin, Pegasus’un atılımları olmasa Atlasjet devamlılığı, Borajet’in her türlü olumsuzluğa karşı yoluna devam etmesi, Sunexpress’in arkasındaki güç olmasa maalesef daha vahim durumda olacağız.
Artık mevcutları koruma ve kollama zamanı gelmiştir. Yatırımcıyı daha fazla ezmek yerine teşvik etmek gerekir.
THY SİYASİ KAVGANIN İÇİNE ÇEKİLMEMELİ
Geçen haftayı tamamen İstanbul dışında geçirdim. Lakin havacılığı da yakından takip ettim. Türkiye’de son üç aydır devam eden siyasi dalgalanmanın Türk Hava Yolları’na da sıçratılmak istenmesini doğru bulmadığımı ifade etmek isterim.
Üçüncü havalimanı ile ilgili uluslararası lobi faaliyetlerini takip ediyoruz. Dünya ölçeğinde silahlı savaşların değil ekonomik savaşların daha etken olacağını düşünürsek, THY’nin başarısını engellemek isteyenler çok olacaktır. Her ne kadar THY’nin siyasal atamalar tarafından yönetildiğini bilsek bile uluslararası arenada THY’yi yem etmemek gerekir. Özellikle silah taşıma gibi hassas konuların net olmayan bilgilerle, sosyal medya aracılığıyla yaygın hale getirilmesi ülkenin havacılığına vurulacak olan darbelerin en büyüğü olur.
Siyasi çekişmeleri Türk Hava Yolları’na yamamamak gerekir. Daha önce yazmıştım. Bir kez daha belirtmeliyim ki THY de siyasi otoritenin özel şirketiymiş gibi hareket etmemeli. Kişilerin gelip-gidici olduğunu düşünerek, yarınlarda yüz yüze bakacağımızı düşünerek hareket etmekte fayda vardır. Biz bu ülkenin evlatları olduğumuzu her attığımız adımda düşünerek hareket etmeliyiz.
Birlikten dirlik doğacağını aklımızdan çıkarmadan, yalana yanlışa, baskıya korku salmaya gerek yok.
Adem olarak doğduğumuza göre ADAM olarak ölmeyi kendimize şiar edinelim...
Yorumlar