Günümüzdeki eğitim sistemi, akademik yetenek üzerine kuruludur. Kamu yararı hiç düşünülmemiştir. Her şey, endüstrinin gereklerine bağlıdır. Bundan dolayı kamu eğitimi ikiye bölünmüş durumdadır. Endüstriyel iş sahaları önceliklidir. Geriye kalan sahalar ise desteklenmez. Müzisyen olma, resim mi yapmak istiyorsun, vazgeç. Tiyatrocu mu olacaksın, aç kalırsın. Sanat seni geçindirmez, sporcu olacaksan futbolcu ol.! gibi.
1.ci dünya savaşından sonra öngörülen bu akademik eğitim sistemi, yaratıcılığı öldürüp “başarı” ile özdeşleştirilmiş, bu sisteme uyan ülkemiz de işe alınacak herkese önce “üniversite mezunu” şartı koymuştu. Yani üniversite, başarının anahtarı olmuştu. Kimse yetenek, girişimcilik ve zeka istemiyordu. “Çamurdan olsun, üniversite mezunu olsun” düşüncesi o günlerde işi kotarmakta idi.
UNESCO önümüzdeki 30 sene içerisinde tüm dünyada, insanlık tarihinden bu yana gelmiş-geçmiş tüm nüfustan daha fazla üniversite mezunu insan yetiştirmiş olacağımızı hesaplamış. Şu anki durumumuza bakarsak, artık “üniversite mezunu” olmak işe yaramıyor. BA yapmış olanlar bir kısma, PhD yapmış olanlar diğer kesime hitap ediyor. Yani akademik eğitim iflas etmiş durumda. Ülkemizdeki “kaza” haberleri de onca eğitim görmüş insanlarımızın hangi seviyede olduklarını göstermekte.!
Peki yetenek, zeka ve girişimcilik nerede kaldı?
Geleceğin ve insanlığın kurtuluşu, “İnsan Kapasitesi”nde gizlidir. İnsanımızın bu kapasitesini ortaya çıkarmaya yönelik bir eğitim, günümüzün eğitimi olmalıdır.
Bknz: Yöneticilik.
Bu yazımı hatırlarsınız. Hatırlayamayanlar için kısa yolunu da koydum. 2014 senesinde yazmıştım.
Bazı durum ve oluşumlar, çağrışım yapıyor ve üzerine yeni bir şeyler ekleme arzusu duyuyor insan.
Benim ilk öğrencilerim hatırlarlar, ders sonrası, öğlen arası, ne zaman uygun ise o arada “okuma tiyatrosu” yapardık. Sadece bizim sınıf değil, herkese açıktı. 10-15 kişi ile başlamış, sonra sınıf dar gelmişti. Orada kendilerini keşfeden öğrencilerim şu an çok başarılı bir iş hayatı sürmekteler. Düzgün konuşma, diksiyon, vurgu ve akıcılık dolu bir iletişim becerisi iş hayatlarında fark edilmelerini sağlamış olmalı.
Asıl fark ettikleri ise sanırım etkili konuşmanın, daha doğru bir deyişle, kendini ifade edebilmenin kolaylaşması ile kendilerini yenilemiş olmanın getirdiği özgüven.
Hep söylerdim ama hala geçerli olan bir tespitim var;
“Eğer Üniversitenin bir bölümünü kazanıp okula girmiş iseniz, şöyle ya da böyle mutlaka mezun olacaksınız.!”
Sizi diğer mezunlardan ayıran bir farkınız yok ise yandınız.!
Artık kaldırımlar üniversite mezunlarından geçilmiyor.
Bu aslında övünülecek bir konu olmalıydı, çünkü hedef, endüstri ve sanayidir. Kalkınmanın temel unsuru.
Bugün 196 üniversitede 413 bölüm üzerine 17,924 program yürütülmekte.
Her sene onbinlerce üniversite mezunu vermekteyiz. Bazı bölümlerdeki program adetleri bana ilginç geldi;
Kaynak: 2013 ÖSYS Yükseköğretim Programlarına Ek Yerleştirme Kılavuzu.
Nükleer Enerji Mühendisliği | 1 |
Biyoteknoloji ve Moleküler Biyoloji | 1 |
Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım | 2 |
Uzay Bilimleri ve Teknolojileri | 2 |
Süt Teknolojisi | 3 |
Üretimde Kalite Kontrol | 3 |
Balon Pilotluğu | 4 |
Pilotaj | 4 |
Otobüs Kaptanlığı | 5 |
Malzeme Bilimi ve Nano teknoloji Mühendisliği | 5 |
Orman Mühendisliği | 11 |
Uçak Teknolojisi | 23 |
Moleküler Biyoloji ve Genetik | 49 |
İş Sağlığı ve Güvenliği | 90 |
İlahiyat | 149 |
Elektrik | 250 |
Makine | 321 |
Bilgisayar Programcılığı | 498 |
Gerek duyulduğu için mi bu programlar yürütülmekte, yoksa o da olsun diye mi?
Ortaçağın derebeylik düzeninde çok önemli bir unvânı olan ve “soyluluğu” simgeleyen “şövalyelik nişânı” ödülü, Fransa hükûmetince 129 yıl sonra bir Türk Bakan’a verildi.
Paris’te 7 Aralık Cuma günü törenle “tarım alanında şövalye liyakat nişânı” (Chevalier dans l-Ordre du Merite Agricole) Fransa Tarım Bakanı Stephane Le Foll’un elinden “tarımsal gelişime katkıları ve G20 toplantısında etkin çalışmalarından dolayı lâyık görüldüğü “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker’e” verildi.
Tarımsal Ürünler Muhafaza ve Depolama Teknolojisi | 6 |
Tarımsal Yapılar ve Sulama | 8 |
Tarımsal İşletmecilik | 9 |
Kayseri Uçak Fabrikası TOMTAŞ 15 Auğ. 1925 yılında kuruldu. 1931-39 yılları arasında 200 den fazla uçak üretildi ve çoğu yurt dışına satıldı.
Bunların yanı sıra, havacılık ile ilgili bölümlere gelince;
Havacılıkta Yer Hizmetleri Yönetimi | 11 |
Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri | 38 |
Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği | 67 |
Şu iki bölüm aklımı çeldi.
Öğrenci adedine göre mi yoksa ihtiyaca göre mi açılmış bu bölümler?
Her neyse, ikisine de ihtiyacımız var. Hem de çok..!
Üstün Zekalılar Öğretmenliği | 12 |
Zihin Engelliler Öğretmenliği | 41 |
Havacılık geliştikçe ortaya güzel örnekler çıkmakta.
Artık erkek hegemonyası kalkmış, kadınlarımız her işte olduğu gibi pilotlukta da başarılı olmuşlardır.
Bunun birçok örneğini gördük.
Bir gazeteci bindiği büyük bir uçakta ilk defa bir kadın Pilot’un anonsu duyunca, mesleki ilgisi dolayısıyla hemen kabin memuresini çağırır ve kendisini tanıtarak;
-“Böylesine büyük bir uçakta kadın Pilot ile uçmak çok ilginç. Çok heyecanlandım. Beni kendisi ile görüştüre bilir misiniz? Kendisini kutlamak isterim.”
-“Tabi, bir şeyler ayarlayabilirim, üstelik ikinci Pilot’umuz da kadın.!”
-“Bu müthiş bir şey! Lütfen görüşmeyi ayarlayın, hemen cock-pit’e gidip ikisini de kutlamak isterim.”
-“Bunu yapabilirim. Ayrıca tüm kabin ekibi de kadınlardan oluşmakta.”
-“Bu benim günüm desenize. Kaç kişi böyle bir fırsat yakalayabilir ki.! Lütfen hemen cock-pit’e gidebilir miyiz?
-“Hımm… Bilmeniz gereken bir şey daha var… Biz artık oraya “cock-pit” demiyoruz..!”
Şimdilerde YÖK SHGM’yi tanımıyor, (SHGM’nin verdiği Lisans’lar YÖK tarafından tanınmıyor), SHGM’de YÖK’ü tanımıyor (YÖK’ün verdiği diplomaların SHGM nezdinde hiçbir özelliği yok.!).
Nitelik ve nicelik hakkında kafa yormadan bölümler açmakta ama bunu hangi ulusal kalkınma planına göre yaptığımızı bilmemekteyiz. Belki sizler biliyorsunuzdur ama benim hiçbir fikrim yok.
Görünen odur ki, başkalarının yaptığı buluşlarla hizmet sektörüne öğrenci yetiştirmekteyiz.
Bu sektör ise çok gelişmiş ve çeşitli.
Bakarsınız Mars’sa bir gün gitmişiz ve hatta yerleşmişiz.
Artık orada ölmekten de korkmayın! Nasıl olsa su var!
Sizi yıkayan biri elbet bulunur.!
Yorumlar