19 Aralık 2011, Pazartesi
Servet BAŞOL
Servet BAŞOL [email protected]

EĞİTİM ZORUNLU AMA HALA ÖĞRENMEYE GEREK VAR

“Yaşadıkça öğrenirsin” sözü sanırım havacılıkta tersine işliyor.

“Öğrendikçe yaşarsın!”

Havacılıkta başımızdan ve başkalarının başından geçen deneyimlerden bir şeyler öğrenebiliyor muyuz? Yani öğrenmeye devam edebiliyor muyuz?

CRM ilk devreye girdiğinde kişinin kendini rapor etmesi çok sorgulanmıştı. Belki de hala sorgulanmakta. Bir Lufthansa pilotunun Flap ayar kolu yerine İniş takımları koluna uzandığını, ama gülerek bu hatasını fark ettiğini, yine de kendisinin bu hareketini rapor ettiğini hatırlayalım.

Lufthansa, bu rapor üzerine geniş bir araştırma yapmış ve “muhtemel neden - probable cause” ile “temel neden – root cause” kavramını geliştirmişti.

Yaşantımız öngörülemeyen nedenlerle gebedir. Uçakta ise bu nedenler birbirini tetikleyecek kadar karmaşık ve çoktur. Bunların üstesinden gelmek için eğitilmek çoğu zaman yetmemektedir. Öğrenmeye devam etmenin bir başka yolu da bilgi akışını daima kullanılabilir şekilde akıcı kılabilmektedir.

Flight Safety Foundation (FSF) Teknik Program Müdürü Jim BURIN, geçmiş senelerdeki kaza özetlerindeki nedenlerin, hala devam etmekte oluşuna dikkat çekmektedir. Yazdığına göre hala eski tip kazaları tekrar yaşamaktayız. Aynı senaryolar ve aynı tip kazalar. Üstelik her kaza sonrası önleyici tedbir alınıyor olmasına rağmen.

Peki, tüm bunlardan hala neden ders almıyoruz?

Burada iki temel nedenden bahsetmek olası.

Önce bilgi.

Ne kadar zeki olursak olalım, tek başına bilgi yeterli olmuyor. Bilgiyi oluşturan parçaların bütünlüğü sağlanmadıkça, o bilgi işe yaramıyor. Bilgi kullanımının paylaşımı burada devreye giriyor. Toplumsal farkındalığın genelleşmesi ve bu farkındalığın bireylere indirgenmesi en önemli hedef olmalı.

Sonra bu farkındalığın yaşama geçirilmesi.

Yani, bir kaza olmuş, bizler de nedenini bulmuş isek, toplumsal farkındalığı bireylere kadar yayabilecek sistemler yaratmalıyız. Ancak bu şekilde benzer ya da tekrar kazaların önüne geçebiliriz. Bunu başarabilmenin tek yolu bireyler ve kurumlar olarak öğrendiklerimizi günlük yaşantımıza yansıtabilmekten geçer.

Eğitim bunun neresinde?

Eğitim, öngörülenlere hazır olmaya yöneliktir. Elinizde ne var ise, ona göre eğitim verirsiniz. Bu çalışmıyor ise, şu bozuldu ise, o sıkıştı ise, dikine rüzgar yersen, yan rüzgar limitlerde ise, vs… Amaç, belirli bir disiplin içerisinde öngörülemeyene hazır olmaya yönelik bir sistemin sadece öngörülenlerini kapsar. Mesleki tavır ve bakış açısı edinilmesine yardımcı olur. Bu nedenle “meslek” kavramına çok önem vermekteyim. Mesleklerine katkıda bulunanlara “uzman” denir derken, öngörülemeyenler karşısında ezilmeyen, üstesinden gelenlerden bahsetmekteyim.

Öğrenme bunun neresinde?


Öğrenme işte burada başlar. Önce öğrenmeyi bilmek gerekir. Sefer arası çay içerken yapılan konuşmalar, anlatılan hikayeler ve hatta abartılan durumlar bile “öğrenmenin bir parçasıdır”. Sosyal yaşamda buna “kültür – birikim” denmekte ve deneyim ile eş tutulmaktadır.

Kontrolörlüğümün ilk yıllarında bizlere mikrofon vermeden önce asistanlık yaptırırlardı. Hala da aynı sistem var. (Usta-çırak ilişkisi). Bu stripleri yazmaktan tutun, çay servisine kadar uzanan çetrefilli bir yoldur. “Usta” kontrolörlere asistanlık edenler de sonradan usta kontrolör olmuşlardır. Bunun nedeni ise sizin düzgün ve okunaklı strip yazmanız değil, aralarda “usta”nın size aktardığı ipuçlarında gizlidir. Bazen “Bak, böyle bir durum geçen sene şu şirketler arasında da yaşanmıştı ama şimdi ben öyle değil, böyle talimat veriyorum” gibi övünme ya da dikkat çağrılarıdır sizin de iyi bir kontrolör olmanıza sebep.

Havacılıkta artık böyle ayrıcalıklara yer yok. Pilot da, kontrolör de, Uçuş İşletme Uzmanı da, AIM de, herkes iyi, üstelik çok iyi olmak zorunda. Artık sadece ustalara, onların deneyim ve çözümlerine değil, herkesin yaşadığı ve üstesinden geldiği deneyimlerin paylaşılmasına, sonra da bunların “öğrenilmesine” gerek vardır.

Hep söylediğim bir söz;

Meslekler arasında fark yoktur, meslektaşlar arasında fark vardır.

Bizler bu farkın arasını kapatmaya ve hep aynı seviyede tutmaya zorunluyuz.

Eğitim ve öğretim bunu gerektirmektedir.

Kısaca özetlersek;

“Öğrendikçe yaşarsın!”

Sevgiler

www.servetbasol.com
EĞİTİM ZORUNLU AMA HALA ÖĞRENMEYE GEREK VAR

Yorumlar

Misafir ~ 13 yıl önce
hocam eğitim ile meslektaşlar arasındaki seviye kapatılabilir diyorsunuz ama yetenek unsurunu göz ardı ediyorsunuz. (Yüksek algı, yoğun dikkat, analitik yetenek, el melikesi gibi) Doğru ve sürekli eğitim bu yetenek farkını azaltabilir ama tam anlamıyla yakın seviyelere getiremez diyenlerdenim. Sevgilerimle,

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000