Aylardır THY ile yatıp sendika ile kalkıyoruz. Her ağızdan bir ses, her sese bir cevap yetiştiriyor her iki taraf da. Hem THY hem de sendika, çalışanları kendi doğruları çerçevesinde ikna etmek için yarışıyor.
Defalarca yazdık. THY’nin geçen yıl 305 kişiyi işten çıkarmasına neden olan eylemden sonra sendika kendini ispatlama derdinde, THY ise sendikanın diretmesine boyun eğmeme kararlılığında.
Aslına bakarsanız siz niye dertleniyorsunuz diye bir soru sorabilirsiniz. Biz kaostan faydalanan bir anlayışa sahip değiliz. O yüzden her ne kadar, ne kadar haber, o kadar ilgi diye düşünülse bile sonucunu kestirebildiğimiz olayların çalışanlara vereceği zararı düşündükçe içimizin şimdiden acıdığını söyleyebilirim.
305 kişinin gözyaşları halen taze iken sendikanın sağduyulu davranması, THY’nin de vicdan muhasebesi yapması gerekir diye düşünüyorum.
Son dakikaya kadar grevin olmaması için çare aranması gerektiği gerçeğinden yola çıkarak kapıların açık kalmasını öneririm.
Sendikanın en korktuğu durum bakanlar kurulunun grevi ertelemesi. Çalışanlar ise iki arada bir derede kaldı. “Greve gidersem işimden olur muyum, gitmezsem sendikal haklarımdan olur muyum?” düşüncesi ile yatıp kalkıyorlar. Bunun cevabını sendika “yararlanamazsınız”, THY ise “Hiç kimse korkmasın herkesin hakkı korunacaktır” şeklinde veriyor.
THY çalışanı olsam kurumuma güvenirim. Bizim oralarda bir söz vardır “Ağzı hımbıldamayanın sırtı gümbüldemez” derler. Yani yaramazlık yapmayan dayak yemez anlamında. Kurumu aleyhine çalışmayan zarar görmez diyorum. Bir de sendika jargonu var. “Grev bizim hakkımız söke söke alırız, hak verilmez alınır”. Bu duygu içerisinde olanlar Çarşamba gecesi 03.00 itibari ile grev gömleklerini giyecekler. Ama ondan sonrası çalışanlar açısından kötü mü olur iyi mi olur bilinmez. Yaşayıp göreceğiz. Kaynaklarıma inanırsam greve gidenlerin canı yanacak. Bunu sendika yöneticilerine de söylüyorum.
Ne olacağını söylüyorum. Eğer son dakikaya kadar anlaşılmaz ve grev gidilirse bakanlar kurulu bu grevi erteleyecektir. İkinci bir alternatif greve katılım çok düşük olacak ve sendika masaya oturacak ve 305 kişi ısrarından vazgeçerek diğer maddeler üzerinde uzlaşılıp grev sonlandırılacak.
Yine edindiğim ve görüştüğüm çalışanların söylemleri üzerine söylemem gerekirse THY’de kabin personeli grevi daha çok isteyen çalışanlar olarak işaret veriyorlar.
Geçen sene yapılan eylemde yine kabin ağırlıklı katılım olmuştu. Canı yananlar da kabin memuru arkadaşlar olmuşlardı. Airporthaber’e gelen yorumlardan da bunu anlıyoruz.
Bir kez olsun sağduyu galip gelemez mi? Bir kez olsun çalışanlar için iki tarafta taviz veremez mi? Örneğin 305 kişi arasında haksız yere atılanlar geri işe alınamaz mı? Ve sendika buna rağmen 305 kişi de ısrar etmese ne kaybeder?
Bu gerginlik, bu atışma, bu sataşma sona ersin.
THY ne kadar güçlenirse sendika o kadar güçlü demektir. Çalışanlar o kadar mutlu demektir.
Son söz ;grevin her türlü sonucuna rağmen, çalışanları üzmeyecek sonuç doğurmasını diliyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (72)