Önce, geçen haftaki yazıma bir iki kelam edip sonra THK'de yirmi gün sonra yapılacak olan seçimlere değinmek istiyorum. Gerçekten THK seçimlerini kim kazanırsa kazansın ateşten gömlek giyecek. Ve kararı verecek olan delegeler, kurumun ya kaderini ya da batışa giden yolda kederini oylayacaklar.
İlk cümlede söylediğim gibi yazımın bir bölümünü geçen hafta yazmış olduğum yazıya ithafen gelen ve halen anlamakta direnen ya da anlayış yetisini kaybedenlere cevaben bir iki noktayı açıklığa kavuşturacağım.
Eğer bizim sitemizi takip ediyorsanız THY'nin en küçük hatasını bile kaleme alıp eleştiren ve bana göre bir nevi THY eleştirmeni olan Sefa İnan'ın gözünden bu konunun kaçabileceğini mi sanıyorsunuz. Eğer devlet büyüklerinin kullanımına sunulan uçakların alımında yöntem THY üzerinden ise bu konu üzerinde yaygara koparmak olsa olsa paralel iktidar hesabı içerisinde olanların kopardığı yaygaradan öteye gidemez.
Noktayı koyuyorum. Devlet idaresini yapanlar için alınan uçakların THY üzerinden alınmasında herhangi bir yanlışlık yoktur. Öyle “SPK'ya şikayet ettiler” gibi asparagas dedikodulardan da bir şey çıkmayacaktır. Lakin böyle bir şikayet var ise bile yine de emin olun ki paralel yaftasını hak edenlerin uyduruk safsatalarıdır.
Eleştiri konusu olan bir başka nokta; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, kısacası devlet ricalinin tamamının kullanabileceği uçakların kullandığı hangarlar da hedef noktasına konuldu. Konu ne? Hangarları neden DHMİ yaptı? Kim yapacak arkadaşlar? Allah aşkına eleştirirken attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değsin. DHMİ, zaten devlet demek. Kamu kurumları arasında alınan-verilen tüm işlemler kanun ve yönetmelikler çerçevesinde yapılır. Ama şunu derseniz anlamaya çalışırım. Deyin ki bana "Bu hangarlar fahiş fiyatlara yapıldı. DHMİ zarar ettirildi" işte o zaman koyun belgeleri, doneleri ortaya derim.
Ha bu arada, "seçimler yaklaşıyor, milletvekili adaylığı için yalaka yazılar yazıyorsun" diyenleri hiç mi hiç umursamıyorum. Benim kadar yanlışı eleştiren doğruyu alkışlayan pek az adam bulursunuz.
Gelelim THK seçimlerine.
Zor dönemden geçen THK'nın kaderini oylayacak delegelere seslenmek istiyorum. Şu ana kadar iki aday çıktı. Birisi MHP Adana eski milletvekili Kürşat Atılgan, bir diğeri ise THK Adapazarı Başkanı Vacit Öktem.
İki aday ile de görüştüm. Kürşat Bey ile telefonla birkaç kez, Vacit Öktem ile de hem telefonla hem de kendilerinin ofisimize yaptığı nezaket ziyareti ile yüz yüze görüşme imkanı buldum.
Delegeleri etkilemek için bir kelam bile etmeyeceğim. Zaten delegelerin internette bile küçük bir araştırma ile adayların artılarını eksilerini tartabilecek ve buna göre karar verecek bilgilere erişeceklerini düşünüyorum.
"El vicdan" diyorum ve geçmişi göz önüne alarak THK'nın KADERİNİ belirlemelerini arzu ediyorum.
600 delege oy kullanacak. Bu 600 delegenin vereceği karar THK'nın 2015 yılında 90'ncı yılını ya kabusa çevirecek ya da gül bahçesine.
Şimdi şunu açık ve net olarak söylüyorum; Bu seçimlere sakın ola ki Hava Kuvvetleri Komutanlığı karışmamalı. Aldığım bazı duyumlar beni ziyadesi ile üzdü. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın "Eğer THK seçimlerini bizim desteklemediğimiz bir aday kazanırsa bir tane uçak kaldırmayız" dediğini iddia olarak duydum. Umarım böyle bir düşünce yapısına sahip değillerdir.
Zira benim bildiğim kadarıyla ve tutuklu THK başkanı Osman Yıldırım'ın bana söylediği kadarıyla Etimesgut Havaalanı tamamen THK'nın malıdır. Hava Kuvvetleri kullanıyor ise THK'nın tesislerini kullanıyor. Yine Osman Yıldırım'ın bana söylediği "Ben orayı askeriyeden alıp, Onur Air için Özel Havalimanı yapacağım" sözünden yola çıkarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın beş delege ile 595 delegeyi etki altında bırakmasını normal karşılamıyorum.
Bazı komutanların yakınlarının THK'da çalışıyor olması bu ihtimalleri güçlendiriyor. İşte en üzücü nokta da burası; Çıkar için kurumun temellerine dinamit yerleştirilmeye devam ediliyor.
THK bir dernektir ve bu derneğin seçimlerine baskı altında gidilmesini zorbalık olarak görürüm. Askere sevgimiz, saygımız sonsuzdur. Asker ruhluyuzdur. Ancak bu demek değildir ki haksızlığa karşı dilsiz şeytan olacağız. Haksızlık karşısında bugüne kadar nasıl dimdik durduysak bundan sonra da dimdik durmaya devam ederiz.
Eğer böyle bir seçimde taraf tutuluyorsa ve bu taraftarlık, baskıcı bir süreç işletiyorsa buna müsaade edilmemeli diyorum.
Ben delegelere güveniyorum. Onlar el vicdan diyerek oy kullanacaklardır. Asker-sivil tartışması yerine, kim bu kurumu kurtarabilir onu düşünerek oy kullanacaklardır.
Şimdiden hayırlı olsun diyorum.
Biz, kim seçilirse seçilsin takip etmeye devam edeceğiz…
Yorumlar Tüm Yorumlar (77)