“Kötü bir olay, bir kaza olduğunda her toplumun güvenlik bilinci sınanır.
Kötü bir olayın tekrarlanmaması birincil derecede önemlidir. Kazanın tekrarlamaması için kaza nedeninin ne olduğu öncelikle belirlenmeli ve ilgili önlemler ivedilikle harekete geçirilmeli.
Olayın ilgi çekecek sansasyon yapacak yönleri öne çıkartılmamalı. Nelerin bu kötü olaya yol açtığı üzerinde kafa yorulmalı. Bu aşamada toplumun dikkati nedenlerin belirlenmesinin önemine yönlendirilmeli.
Olumsuz olayın nedenleri ortaya çıkmadan ilgili sorumluluklar üzerine yorum yapılmamalı. İlgili sorumluluklar soyut olarak belirlenmeden kafadan atarak yapılan tahminlerle sorumlu kişiler ya da kuruluşlar ilan edilmemeli.
Eğer amaç kötü bir olayın tekrarının engellenmesi ise yalnızca 'tetiği çeken' değil, tetiğin hangi koşullarda çekildiği, çevre güvenliğini sağlamanın ya da riskleri göze almanın başka kimlerin sorumluluğunda olduğu da irdelenmeli...
İskeleden ayrılmış bir arabalı vapura 'atlamaya çalışan' bir şoför ne düşünür, görebilmiş midir, görmemiş midir, diğer arabalar binmişken bu araba nasıl sonradan 'yetişmiştir'... Türk insanının bunları irdelemesi gerekiyor, yoksa 'küçük kızın' ve 'anneannesinin' ölümlerinin çarpıcılığı, sansasyonu değil... Hele bunu kullanarak para kazanmak hep bana ölüm ile karın doyuran akbabaları hatırlatıyor, maalesef.
Kıssadan hisse, çizgiler çizip o çizgilerde durmayı bilen bir toplum olmalıyız.”
Ali Rıza SARAL’ın bu yazısı, ülkemizde havacılığa en son giren “kök neden-root cause” kavramını, çok güzel irdeliyor.
Yazarın bu ve diğer yazılarını http://largesystems-atc.blogspot.com.tr/ sitesinden takip etmenizi tavsiye ederim.
Yazmaya başladığım 2007 yılından beri birçok yasanın uygulanmadığını ve bazı önemli değişikliklerin yasa gereği yapılması gerektiğini vurguladım.
Hala uygulanmayış nedenlerini bu yazı ışığında incelemek, ancak düşünenler için olası.
Düşününce de yanlışı yanlış ile düzeltmeye çalışmanın moda olduğu bir dönemden geçtiğimiz ortaya çıkacak.
Demek ki oluyor muş! yazımda konuya çok az değinmiş ve “ben yaptım oldu” politikalarının bizi götüreceği çıkmazı anlatmaya çalışmıştım.
07.07.2005'de çıkartılan “Filoya Hava Aracı ilave etme Usul ve Esasları” genelgesi artık yok.!
Neden ve nasıl kalktı bilinmiyor.!
Bunun anlamı (Kök Nedeni) kendi insanına yatırımı değil, kendine yatırımı öne çıkarmaktır.
“Ben yaptım oldu!” mantığı ile havacılıktan anlamayanlar, dünyayı takip etmeyenler, “olsun, çalışıyorlar yahu…” nidaları ile etrafa caka satanlar, hala geldiğimiz durumun dışa bağımlılığın son safhası olduğunu göremiyorlar.
Asıl korkunç olanı, “satılan” lisanslar ile birçok sözüm ona yetkili kuruluş zaten meslek sahibi olmuş gençlerimizi “yeniden” eğiterek lisans sahibi yapmaya çalışıyor ama kimse “NGAP” ve gelişiminin farkında değil.
Kök Neden kısa yoldan para kazanmak ise, “para” insanın önüne geçiyor ve yetenekli gençlerin çoğu, parasızlıktan “lisans” sahibi olamıyor.
Temeli yetenek ve el yatkınlığı üzerine inşa edilmiş olan “NGAP” için 17-21 Kasım 2014 tarihinde Dakar’da yapılacak sempozyum ile kimse ilgilenmiyor. Üstelik bu yapılan 2. Küresel Sempozyum. Düşünen ve araştıranlar için bilgi: 2nd TRAINAIR PLUS/ NGAP Global Symposium. ICAO ve ASECNA* tarafından organize ediliyor.
Afrika ve Madagaskar’ın başı çektiği bu bilgi şöleni, belki de önümüzdeki 5 sene sonrasında ülkemize daha çok artarak gelecek olan “yabancı” lisans sahiplerini müjdelemekte. Biz kendi insanımızı yetiştirecek sistemi kuramazsak Afrika, Madagaskar, Bangladeş gibi ülkeler, kendi yetiştirdiklerini bize ihraç eder. Ne diyelim? Onca çabamız, ikaz ve uyarılarımız “Yeni Nesil Havacılık Profesyonelleri-NGAP” için.
Kök Neden mi dediniz?
Çizgilerimiz olmazsa, “kök neden” kavramı nasıl oluşsun?
Einstein’ın dediği gibi “Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz.”
* l’Agence pour la Securité de la Navigation Aerienne en Afrique et à Madagascar
Sevgiler
Yorumlar