Skyguide 12.12.2018
Skyguide, Zürih Yüksek Mahkemesi'nin bir hava trafik kontrolörüne karşı verilen mahkumiyet kararını, hayal kırıklığı olarak yorumladı. “Bu mahkumiyet, İsviçre'nin hava seyrüsefer servislerinde derinden yerleşik güvenlik kültürünü, İsviçre ve Avrupa için tehlikeye sokan bir örnek teşkil etmektedir” dedi.
Güvenlik kültürü risk altında
Eğer hedef, hava trafiği faaliyetlerinin güvenilirliğini daha da artırmak ve iyileştirmek ise, havacılık sektörü -pilotlar, teknik personel ve Hava trafik kontrolörleri - temiz vicdan ile kendi bilgi ve becerilerinden en iyi şekilde faydalanıp gönüllü ve korkusuzca meydana gelecek olayları rapor ederek yapacaklardır. Hava trafik güvenliğini daha da iyileştirmenin tek yolu budur. Sonuçta ortaya çıkan “adil kültür”, Zürih Yüksek Mahkemesi'nin kararıyla bir gerileme yaşamakta ve şu anda İsviçre'de görülen bu tür olaylara ilişkin yüksek raporlama oranları düşebilmektedir.
Güvenliğin merkezi bir rol oynadığı (hastaneler veya nükleer santraller gibi) diğer alanlardaki süreçlerin, teknolojilerin ve yetkinliklerin sürekli olarak geliştirilmesini sağlamak için adil kültür, bir vazgeçilmezdir.
Skyguide, hava trafik güvenliğini daha da iyileştirmek için elinden gelen her şeyi yapıyor olacak. Ancak bugünkü karar, bu görevi zorlaştırıyor.
Orantısız karar
Yaklaşık yedi buçuk yıl önce, 15 Mart 2011 günü saat 12: 40'ta iki uçak, kısa aralıklarla Zürih Havalimanı'ndan kalkış izni aldı ve havalimanının kesişen 16 ve 28 pistlerinden kalkışlarına başladılar. Pist 16'daki uçak planlandığı gibi kalkarken, Pist 28'deki uçak kalkış koşusundan vazgeçerek muhtemel olayları engelledi. Bu olay, hiçbir kişi veya mülke zarar vermemişti. İlgili hava trafik kontrolörü, olayı aktif olarak rapor etti ve böylece olayın koşullarının netleşmesine katkıda bulundu.
Bununla birlikte Bülach Bölge Mahkemesi, görev yapan hava trafik kontrolörüne karşı Aralık 2014 ve Nisan 2016'da cezai takibat başlattı. İç ve dış soruşturma raporunda, hava trafik kontrolörüne karşı herhangi bir disiplin cezası alması için gerekçe bulamadılar. Kendisi halen Skyguide’da görev yapmaktadır.
Yargı güvenliği geliştirmez
Mahkeme kararı, uçuş güvenliğinin arttırılmasına hiçbir katkı sağlamamaktadır. Havacılık sektöründe güvenlik kültürü çeşitli olayların rapor edilmesine dayanmaktadır. Eğer ağır ihmal veya kasıttan kaynaklanmayan olayların rapor edilmesi mahkumiyete yol açıyorsa, emniyet kültürü zayıflatılır ve hava trafik güvenliği için kaçınılmaz sonuçlar doğurur.
Güvenlik incelemesinin ardından, Skyguide 15 Mart 2011'den beri Zürih Havalimanı'nda mevcut yasal çerçevede bu tür eylemlerin mümkün olabileceği riskleri en aza indirmek için bir dizi önlem almıştır.
https://www.suasnews.com/2018/12/conviction-of-air-traffic-controller-endangers-safety-culture/
SHY 65-02: Hava Trafik Hizmetleri ile bağlantılı emniyet olaylarının rapor edilmesi ve değerlendirilmesine dair yönetmelik,
MADDE 1 – Bu Yönetmeliğin amacı, Türk hava sahası ile havalimanlarında uçuş emniyetini etkileyen, hava trafik yönetim hizmetleri emniyet performansıyla bağlantılı her türlü hava olayının rapor edilmesi, değerlendirilerek muhtemel risk alanlarının belirlenmesi, olayların tekrarının önlenmesi, emniyet artırıcı gerekli tedbirlerin alınması ve Türk hava sahası dışında Türk tescilli hava araçlarının karşılaştığı hava olaylarının raporlanması, değerlendirilmesi ve emniyet artırıcı gerekli önlemlerin alınması için yapılacak olan çalışmalar ile olayları raporlamanın, rapor eden kişiye herhangi bir suçlama veya sorumluluk yüklemeyeceğine ve gönüllü raporlamanın teşvikine ilişkin hususları düzenlemektir.
Avrupa'daki hava trafik kontrol endüstrisi, artan hava trafiği ve parçalı bir hava sahasının neden olduğu yetersiz rutinler nedeniyle yapısal baskısı altındadır.
Talepleri yerine getirmek için Avrupa Komisyonu, Avrupa üzerinden hava trafiğini ele almanın daha verimli bir yolunu teşvik etmek isteyen ‘Single European Sky’ girişimi başlıklı bir program başlattı. Bu süreçte hava trafik yönetiminin yeniden düzenlenmesi ve Avrupa'daki hava trafik kontrol merkezlerinin birleşmesi sağlanacaktı. Böylece yeni teknoloji daha da çabuk uygulanacak ve havalimanları iyileştirilecekti.
Bu yapısal gelişme, yeni teknoloji yanı sıra yeni psikolojik kavramları da gündeme getirdi;
-Yenilikçi, yüksek düzeyde düzenlenmiş bir örgütsel ortamdaki değişikliklerle başa çıkabilmek için hazırlık ve kapasite yeterliliği;
-Durumsal liderlik için iyi gelişmiş bir güvenlik kültürüne sahip yüksek riskli bir organizasyonda gerekli liderlik özellikleri tanımı;
-Zorlu iş operasyonları ile yüksek riskli bir organizasyonda kritik psikososyal çevresel faktörlerin tespiti;
-Güvenlik kültürü algıları ile güvenlik kültürü boyutları ve örgütsel ortam boyutları arasındaki ilişkileri inceleyen yeni güvenlik kültürü tanımı.
Sonuçta, üçü deneysel olan bu dört çalışma, üniversitelerimiz tarafından hala yapılmamıştır. Henüz Hava Trafik Birimleri içerisinde henüz böyle bir çalışma yapıldığına da tanık olmadım.
Daha önce Lider Etkinliği ve Uyarlanabilirlik, diğer psikososyal çalışma ortamlarında ölçülmüştür elbette ama ATCo ile henüz yapılmadı.
Emniyet Kültürü Değerlendirme anketi ile emniyet kültürü üzerine çok şey yazıldı ve söylendi ama havacılıkta bunlar sadece lafta kaldı. Çeviri üzerinden eğitimler verildi hep. Henüz hiçbir üniversite bu araştırmaya soyunmadı.
Havacılığın çeşitli kollarında çalışanlar, işlerinin kendilerine yüklediği sorunları herkesten çok daha iyi bilirler. Ne de olsa işlerindeki eğitim ve deneyimleri, sadece onlar yaşar ve sorunlarla nasıl baş edileceğini ancak onlar bilir.
Hele lisans sahiplerinin sırtlarına yüklenmiş olan Önerilen Hüküm verme Bildirimi (Notice of Proposed Amendment-NPA), ki bağımsız bir kural koyma sürecinin bir parçası olarak bir kural veya düzenleme eklemek, kaldırmak veya değiştirmek istediğinde, kanunen yayınlanan bir duyurudur; hayati önem arz eder. Kuralın yazılımı, anlaşılması, uygunluğu, uygulanması, uygulama pratiği ve uygulama sonuçları hakkındaki mesleki düşünceleri ve tavsiyeleri sonucu ICAO Ek’lerindeki yenilik ve değişimlere bu tavsiyeler esas teşkil eder. Lisans sahipleri bu bilgi ve deneyimlerini ülkeler arası uygulamalarla pekiştirir ve kendisi ile birlikte uluslar arası havacılığın da gelişmesine yararı olur.
Bir sosyal ortamda bahsi geçen “Türkiye’deki Kaza-Kırım Raporları’nın yayınlanmayışı” üzerine söylenenler, henüz havacılıkta kendimize nasıl bir yer edindiğimizin göstergesi olarak kabul edilebilir.
Adil Kültür kavramının da “gibi” yaparak yerleştiğine inananların sayısı da hiç bahse konu olmayacaktır, nedenini de hepimiz bilmekteyiz.
Yasalarımız bile tam değil, tamam değil.
Hala kimse bana bayrağımız ne renk söyleyemiyor.!
Hala kimse yasalarımıza uymuyor, yasamızı uygulamıyor.
Bilen var mı uçaklarda Türk bayrağı nereye resmolunur?
Ayrıca sinema repliği haline gelmiş olan bir iş görüşmesi;
-İngilizce biliyor musunuz?
-Evet, yani sayılır.!
-Nasıl yani?
-Altı sene İngilizce okudum. Orta ve Lise’de. Öyle yani.!
Emeğimizi, gücümüzü ve zamanımızı, kontrolsüz ve amaçsızca harcamaya devam.
Yorumlar