Merhaba,
Son günlerde özellikle THY’nin MNG TEKNİK’i satın alması ve ONUR AIR işveren değişikliği konusu ile ilgili sorular geliyor. Soruların temelinde halen MNG ve ONUR AIR personeli olanların bu devir sürecinde ne gibi hakları olduğu soruluyor. Daha özet ifade edeyim : işyeri devri nedeniyle tazminatlarımızı alabilir miyiz? deniyor.ONUR AIR konusunda henüz devrin şekli ile ilgili resmi bir netlik yok bu nedenle ONUR AIR’i daha sonra yazacağım.
İşveren değişikliği ile ilgili mevzuata baktığımızda ; “ ……….. işyeri devri yapılması iş akti feshi için geçerli bir neden değildir …………” amir hükmü olduğunu görüyoruz.
İlk başta katı gibi gözüken bu durumun istisnaları var mı ?
Evet var; 4857 sayılı iş kanunu madde 22 bu istisnayı belirtiyor.
"...İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir….."
Konuyla ilgili bir Yargıtay 9. Hukuk dairesinin bir kararını aşağıda kısmen paylaşıyorum: Esas Numarası: 2007/24548 / Karar Numarası: 2008/19209 /Karar Tarihi: 07.07.2008 “……… 4857 sayılı İş Kanununun 22. maddesinden de yola çıkılarak, Anayasa, yasalar, toplu ya da bireysel iş sözleşmesi, personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ile işyeri uygulamasından doğan işçi ve işveren ilişkilerinin bütünü, çalışma koşulları olarak değerlendirilmelidir.
4857 sayılı iş kanununun 22. maddesinde çalışma koşullarında esaslı değişiklik sebebiyle işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshedebileceği öngörülmemiştir. Bununla birlikte çalışma koşullarının değiştirilmesi, aynı zamanda koşullarının uygulanmaması anlamına geldiğinden aynı yasanın 24/II- f bendinde belirtilen hal, işçinin haklı fesih nedenleri arasında sayılmıştır. Bu durumda işçinin ihbar tazminatı talep hakkı doğmazsa da, kıdem tazminatı ödenmelidir. Bununla birlikte, çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmeyen işçinin iş sözleşmesinin işverence feshi halinde, ihbar ve kıdem tazminatlarını talep hakkı doğar……….”
Görüldüğü üzere kritik olan konu , çalışma koşullarında esaslı değişiklik olmasıdır.
Neler esaslı değişiklik kapsamına girer ?
Bu sorunun çok net bir cevabı yok Yargıtay uygulamalarına baktığımızda esaslı değişiklik olup olmadığının, bilirkişi incelemesi ve sonuçta hakim’in takdirine bırakıldığını görüyoruz.
Genel itibariyle ; ücret , çalışma saatleri , çalışma yeri, görev, ünvan, sorumluluk alanı gibi konularda yapılan değişiklik esaslı değişiklik olarak kabul ediliyor.
Bu özetten sonra, işyeri özelliklerini incelediğimizde THY’nin kurumsal yapısı, kamu ortaklığı, sendikal çalışma ortamı gibi nedenlerle özlük hakları ve çalışma standartlarının objektif kriterlere tabi olduğu gözüküyor. Örneğin , aynı kıdeme sahip olan, aynı okul mezunu aynı çalışma şartlarına sahip personel aynı ücreti almaktadır. ( 10.3.A – 10.3.B – vb )
Oysa MNG tarafına baktığımızda aynı şartları taşıyan çalışanların farklı özlük haklarına sahip olabildiğini biliyoruz.
Haliyle devir alan işveren (THY) kendi standartlarına uygun bir çalışma düzeni kurmak isteyecektir. ( aynen devam durumu olabilir fakat uzak ihtimal olarak değerlendiriyorum) Bu nedenle iş sözleşmelerinin tek tip olması için tamamen yenilenmesi veya fiilen uygulamaya geçilerek zımni kabul beklentisi olacaktır.
Bu süreçte iş sözleşmesine aykırılık veya fiili işyeri uygulaması sonucu oluşan özlük haklarının esaslı değişikliğe uğradığını düşünen personel haklı nedenle tazminatlı iş akti feshi veya iş akti feshedilirse tazminat ve işe iade talep edebilir. İşe iade pratikte olmayan sadece alınacak tazminatı artıracak bir hak olarak düşünülebilir. ( uygulamada bazen yazılı iş sözleşmesi yapılmamaktadır bu durumda genel kaideler ve işyerinde ki fiili çalışma şekli ve özlük hakları, sözleşme müktesep hakkı olarak kabul edilir)
**
Sektörümüzü ilgilendiren bir başka gelişme ise PEGASUS’un halka arzı oldu.18-19 Nisan 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş. paylarının halka arzında birim fiyat 18,40 TL olarak belirlendi.İş Yatırım Menkul'den KAP'a yapılan açıklamaya göre, sermaye artırımı ve ortak satışı yoluyla halka arz edilen payların tamamı satıldı.
Pegasus’tan gelen açıklamada bu kaynağın şirketin büyütülmesi için kullanılacağı açıklandı. Arzın 2 katı talebe bakıldığında çok pozitif algılanıyor moral bozmadan belirtmek isterim ki daha önce yapılan bazı halka arzlarda 10 katı ve üzeri talepler oluşmuştu.
Halka arz sonrası şirketin piyasa değeri 1 milyar usd civarında oluştu. THY’nin çok sayıda iştiraki ve gayrimenkulü ile yaklaşık 5 milyar dolarlık piyasa değeri düşünüldüğünde PEGASUS’un çok iyi bir noktaya konumlandığını düşünüyorum.
AHL’de yeterli slot olmadığı için –biraz da zorunlu- SAW tercihi, 12 milyon euro’ya satın alınan şirketi bugün milyar dolarlık hale getirdi.
Sektörün daha derinlikli yapılanması adına çok güzel bir gelişme olarak değerlendiriyorum.
**
Uçuşlarda silahlı görevli olması konusunda da birkaç satır müsaadenizle yazayım.Uluslar arası uygulaması olmayan ve diğer ülke hukukları ile sorunlar yaşanabilecek (Ülkelerin karasuları ve hava sahaları prensip olarak kendi hukuklarına tabiidir) bu çalışmanın faydadan çok zararı olacağına inanıyorum.
**
Bu hafta sektörün STK’ları için de hareketli geçiyor.
SİMED ( Anadolu üni.sivil havacılık mezunları derneği ) dernek merkezini Eskişehir’den İstanbula’a taşıdı. SİMED dernek başkanlığına Osman DENİZ seçildi.Uzun yıllardır dernek başkanlığı yapan ve çok hizmetleri olan Hasan LİK Bey’e hem hizmetleri hem de İstanbul merkez olmasının faydasını görüp gereğini yaptığı için teşekkür ediyorum.
PİLVAK yönetimi de hafta içi olağan genel kurulda değişti.
SİMED ve PİLVAK’ta yeni seçilen yönetimlere başarılar diliyorum.
THY personel vakfı ( HAVAK ) genel kurul heyacanı yaşayan başka bir stk.
Vakfın yönetim kurulunun ağırlıklı çoğunluğu kabin memuru.THY’de 6500 civarı personel ile en çok çalışan sayısı kabinde. Haliyle yönetimde diğer bölümlerden daha çok sayıda olmaları makul bununla beraber sayısal olarak daha dengeli tüm bölümlerin temsil edilebildiği bir yönetim olmasında fayda var. Aksi takdirde aynı meslek grubunun desteğini alacağını bilen yönetimlerin daha rahat hareket ettiği görülebiliyor aynı zamanda dengeli yönetim dağılımı üyelerin taleplerini dile getirmeleri açısından da daha uygun.
Doğru karar vermek için iki tarafı da önyargısız ve yeterli vakit vererek dinlemek gerekiyor.Tek tarafı dinleyerek ya da iki tarafı da dinliyormuş gibi yaparak verilen kararlar objektif olmaktan uzaktır.
Saygılarımla.
Erdal GÜLMEZ
Yorumlar