Merhaba,
İstanbul 3. Havalimanı ile ilgili farklı konularda yazıldı çizildi, sonunda tüm süreçler bittiği gibi ne zaman hizmete başlayacağı sorusunun cevabı da netleşti. Havalimanının hizmete başlaması için 4 ay gibi kısa bir süre kaldı. Ekim ayı sonunda yeni havalimanı faaliyete başlayacak. Şimdi soru değişti artık yeni soru: Atatürk Havalimanının akıbeti ne olacak?
Bu sorunun cevabı için hükümet tarafından yapılan son açıklama, AHL’nin park olacağı şeklinde idi. Park fikri için muhalefet tarafından da itiraz olmadı. Sanıyorum yapılaşma olmasın da ne olursa olsun diye düşündüler. AHL gibi büyük bir yatırımın değerlendirilmesi için daha önce hükümet adına farklı beyanatlar olmuştu. Örnek olarak Ulaştırma Bakanı Sayın Arslan’ın konuyla ilgili demecini aynen alıntı yapıyorum: Kaynak» "Atatürk Havalimanı hizmet vermeyecek ancak biz tesisleri fuar merkezleri olarak kullanacağız, yapılaşmaya hizmet vermeyeceğiz. "
Tüm taraflar yapılaşma yerine park yapılmasını daha doğru buluyor fakat seçenekleri ya yapılaşma ya park olarak sınırlamak doğru değil. Mevcut hali ile AHL içinde yer alan tesisler , pistler ve hangarlar dikkate alındığında Bu kadar büyük bir yatırımın atıl kalması ve parka dönüştürmek ülke kaynaklarının optimum kullanımı ilkesine ters düşer. Yeni havalimanının maliyetinin ( hangarlar vb. yatırımlar dahil edilmemiş halde ) 10 milyar Euro üzerinde olduğunu düşünürsek bu durumda AHL’nin mevcut tesisleri ile en az bu rakamlar civarında bir yatırım sonunda bugün sahip olduğu duruma gelebildiğini söyleyebiliriz. Yani bugüne kadar AHL için ülkemiz kaynakları ile 10 milyar euro civarında bir yatırım yapıldığını düşünürsek 10 milyar Euro değerinde bir park bizim gibi bir ülke için fazla lüks olur. Hem verilen sözün tutulması adına hem de cazibe merkezi olabilmesi için mevcut tesisler korunarak AHL içinde orta ölçekli bir park yapılabilir. AHL mevcut tesisleri ve imkanları ile , Ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından olan Havacılık ve Uzay teknolojileri , Savunma Sanayi , Fuar Merkezi , Ar Ge , Havacılık Eğitim Kampüsü ( Üniversite – Ortaöğretim – Pilotaj kursları , DHMİ hizmet içi eğitimleri vb. ) , Havacılık İhtisas OSB , Havacılık Müzesi , MRO, Heliport gibi çok daha geniş bir yelpazede hizmet verebilir.
Biraz da güncel eğitim konularından bahsetmek istiyorum, Bu günlerde hem ortaokul mezunları hem lise mezunlarının sınav ,tercih , kariyer planlaması gibi konular konuşuluyor, sürekli ülkemizin eğitim sorunu olduğu söyleniyor. Çözüm adına konuşanların büyük bir bölümüne bakıyorum onlar da başta Finlandiya olmak üzere farklı ülkelerin eğitim modellerinin ülkemize transfer edilmesini savunuyor. Teşhis doğru olmayınca maalesef tedavi de doğru olmuyor. Sizlerin de etrafında mutlaka öğrenciler vardır onlar ile küçük bir çalışma yapın lütfen ( ortaokul – lise hatta üniversite ) onlara dünyanın kendi etrafında ki dönüş hızını sorun, göreceksiniz çoğundan cevap gelmeyecek. Aynı öğrenciye ekvatorun çapını ve dünyanın kendi ekseni etrafında kaç saatte döndüğünü sorduğunuzda ise 40 bin km ve 24 saat cevaplarını hemen söylediğini göreceksiniz. Aynı öğrenciye peki dünya bu kadar hızla dönüyorsa biz niye hissetmiyoruz diye sorduğunuzda bunun da cevabı pek olmuyor maalesef oysa aynı öğrenciye ivme nedir diye sorduğunuzda ivme hakkında bilgisi olduğunu görüyorsunuz. Bu küçük testler bile öğrencilerin bilgi sorunu olmadığını esas sorunun mevcut bilgileri kullanarak çözüm üretmek olduğunu gösteriyor.
Bu şekilde eğitimin sağlayacağı farklı bakış açısı ve bilginin üretime dönmesi ile katma değer üretmek / ülke olarak mesafe kat etmek mümkün. Diğer türlü mevcudu muhafaza etmek iyi bir özellik olmakla beraber yeterli özellik değil maalesef.
Konuyu bir örnek ile somutlaştırmak istiyorum. Günümüzde icat edildiğini sandığımız şeylerin çoğu aslında mevcut, herkesin bildiği özelliklere farklı bakış açısı sayesinde yapılıyor. Örneğin 90’lı yıllarda yaygınlaşan cep telefonu aslında bir çeşit kişisel telsiz ve telsiz neredeyse yüzyılı aşkın süredir kullanılıyor. Yeni olan nedir diye baktığımızda kişisel kullanıma uygun , basitleştirilmiş ve baz istasyonları ile aktarım sağlanarak kullanım sahası genişletilmiş küçük telsizler bunun dışındaki temel telsiz teknolojisi hemen hemen aynı. Çocuklarımızı “Başımıza icat çıkarma” diyerek yetiştirmenin yan etkileri oluyor maalesef. Eğitim sisteminin, hazır bilgiyi-formülü ezberleyip test sorularına en iyi cevapları vermek yerine ; farklı bakış açısı ile düşünmeye - araştırmaya – bilgiden çözüm üretmeye dayalı olması ve salt akademik başarı değil aynı zamanda mekanik kabiliyet , sportif kabiliyet , sanatsal kabiliyet gibi farklı başarıları da değerlendiren geniş bir yelpazede olması halinde öğrencilerimiz “ başımıza icat “ çıkarabilir.
Saygılarımla
Erdal Gülmez
Yorumlar