Ne THY uçaklarındaki arapça yazılar ne yeni kurulacak olan havayolu şirketleri ne de Türkiye'de ikincisi düzenlenen IFTE fuarı. Son haftalara damgasını vuran gaf, Temel Kotil'den geldi. Kotil, "Ebola tehlikeli değil ama bulaşırsa ölümcül" diyerek akademik kariyeri ile de ters düşmüş oldu.
Öncelikle IFTE fuarından bahsetmek isterim. Geçen yıla oranla çok daha başarılı. Geleceğin havacıları için güzel bir platform. Gençlerimiz için alternatiflerin bir havuz içerisinde toplanması ve onlara gelecek için seçim imkanı verecek olan fuarın gelecek yıllarda da başarılı olacağını düşünüyorum.
Fuarın organizatörü Ferhat Bayındır'ın; bu güzel platformu iki yılda bir yapma düşüncesi olsa bile bana göre üniversitelerin tanıtım günlerine denk gelecek şekilde organize edelerek tarihsel değişikliğe gidilirse her yıl yapılmasında sıkıntı olmasa gerek. Bu sayede üniversitelerin TV'lerde para harcamasına gerek kalmadan fuarda öğrencilerle birebir görüşme imkanı bulabilirler. Ben böyle düşünüyorum. Tabii son karar fuar organizatöründe.
Gelelim havacılık gündemindeki gelişmelere.
Geçen hafta yazımı okuyanlar bilir. Hem yolcu taşıma hem de kargo şirketi olmak üzere iki ayrı şirketin kuruluş çalışmalarının devam ettiğini yazmıştım. Yazıya gelen bir yorum dikaktimi çekmişti. Yavuz Çizmeci önderliğinde kurulma çalışması yapan MyJet Havayolları'nın dosyasının altı aydır SHGM'de beklediği yönünde.
IFTE fuarında karşılaştığım Yavuz Çizmeci'ye "Altı aydır cevap verilmiyormuş. Doğru mu" diye sordum. "Bende Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi beye soracağım nedenini" diyerek geçiştirdi. Sonra da ekledi. "İlk defa benimle ilgili güzel şey yazmışsın" dedi. Fırsatını bulup Bilal Ekşi'ye bende soramadım ama kısa süe içerisinde netliğe kavuşacağını düşünüyorum.
Hala anlaşılamadık. Biz her türlü olumlu ya da olumsuz şeyi yazarız. Biz sektörü anlıyoruz. Sektörün de bizi anlaması için az biraz empati yapması yeterli.
Biz gazetecilerin özelliği iyi ya da kötü şeyleri kendi platformlarında gerek haber yaparak gerekse köşe yazısında yorumlayarak kamuoyu ile paylaşmaktır. Bu sebeple bazı kişiler bize küsüyor ama, bizim kimseye küskünlüğümüz olmaz.
Yazarken maksimum bilgiye ulaşmaya çalışırız. Oturduğumuz yerden bir iki dedikoduyu dayanak alıp yazı yazmayız. Bizi biz yapan da budur. Yoksa itibar görmeyiz. Bu tür yazı yazanların itibarının nasıl olduğunu gayet iyi biliyoruz. İsteğimize göre değil, gerçeklerle yazı yazıyoruz.
Ve bu haftanın en büyük gafı. THY'nin Genel Müdürü Temel Kotil. Terlikli VIP geçişinden daha feci bir gaf. Apronda deve kesilmesinden haberi olup inkar etmesinden daha büyük hata. Temel Kotil, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen toplantıda kendisine sorulan bir soru üzerine dünyanın topyekün tedbir aldığı Ebola virüsü ile ilgili söyledikleri. Kotil, Ebola virüsü ile ilgili; "Bu görüldüğü kadar kötü birşey değil. Tabiki bulaşınca öldürüyor. Ancak son aşamasında oluyor" dedi. Allah aşkına bu nasıl bir açıklama. Herşeyden önce Temel Kotil koca bir kurumun başında. Ağzından çıkacak her kelimeyi elli kere süzgeçten geçirmesi gerekirken öldürücü bir virüsü hafife almak ve aynı zamanda "öldürüyor" demesi nasıl bir gaflet içinde olduğunu gösteriyor.
Temel Kotil gibi bir akademisyenin, doçentlik gibi bir kariyerden beklenilmeyecek bu sözler için "Dil sürçmesi. Elbette tehlikeli ve dikkatli olmamız gerek" şeklinde açıklama beklerdim. Olmadı. Temel Kotil düşüncesindeki Ebola, e böyle olur.
Şimdi bombanın patlatılacağı tarihi söyleyeceğim. Havacılık sektöründe bu ayın sonunda veya Kasım ayı başında büyük bir bomba patlayacak. Şu anda gizlice yürütülen ve benim de bilgim dahilinde olan bir gelişme yaşanacak. Lakin söz verdim Ekim sonuna kadar açıklamayacağım.
Bir hafta, en fazla on gün sabredin. Yine Airporthaber'den bu flaş gelişmeyi sizlere duyurarak havacılık sektöründeki gelişmeden haberdar olacaksınız.
Bu haftalık bu kadar. Bir kaç gün heyecanlanmadan sıkıntı doğmaz. Kalın sağlıcakla.
Yorumlar Tüm Yorumlar (39)