Öncelikle THY Hat Bakım Başkanı Mehmet Yılmaz’ın gönderiliş şeklini anlamlandıramadım. “Paralelci” dediler ama onu da Mehmet Yılmaz’a konduramadım. Çok şeyler oluyor THY’de. Çok şey de olacak gibi duruyor. Asıl olması gerekenlerin ne zaman olacağını da merak ediyorum.
Türk Hava Yolları’nda son dönemde çok sayıda personelin görev yeri değiştirildi, kimileri de işten atıldı. Ve bazılarına da “istifa et, git” dercesine görev verildi.
Daha önceki yazılarımdan bir tanesinde, paralel yapıya dikkat çekmiştim ve THY yönetiminin bazı hatalarını vurgulamıştım.
THY’nin geçmişten bu yana siyasi tarla halinde olduğunu bilmeyenimiz yok. Siyasetin arka bahçesi halindeki kurum, siyasetin yanına cemaati de ekleyince bugün yaşanan kaosun temeli de atılmış oldu.
Atatürk boşuna din işleri ile devlet işlerini ayırmamış birbirinden. İşte gördünüz, gördük, görmeye de devam edeceğiz.
Paralelci denilen insanların çoğunun ülke zararına çalıştıklarını düşünmüyorum. Aksini yapanların az olduğunu da düşünmüyorum. Sırf cemaatçi diye işe alınanları, onları işe almak için profesyonel insanları işinden edenlerinde bugün “Ah keşke ah keşke işe almasaydık” dediklerini duyar gibiyim. Ama iş işten geçti. Şimdi hem bu insanları küstürdük hem de THY’nin bel kemiği profesyonel insanları küstürdük.
Bunları çokça örnekleyebiliriz.
Kanaatim şu ki; asıl paralelciler THY’nin içine çöreklenmiş durumda. Onlara ulaşmak zor olduğu için önce garibanların defteri dürülüyor. Oysa tepelerdeki cemaatçiler herkese gülücük dağıtırken, halen içindeki hoca aşkıyla yanıp tutuştuğunu çok iyi biliyorum.
Hatta ben buradan işaret vereyim. Anadolu Üniversitesi’ndeki üst düzey yöneticilerin hoca bağlantılarına bakın ve sonra o yöneticinin THY’deki bağlantıları takip edilirse ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Anadolu Üniversitesi’nde eğitim almış, sonra hasbelkader birilerinin gölgesinde THY’de yönetici kadrosuna yükseltilmiş insanların bağlantıları ve THY makamlarını işgal eden bazı sempatik insanların hareketlerine bakıldığında her şey daha iyi anlaşılacaktır.
Amerika merkezli organizatörlerin tertiplediği toplantılarda boy gösteren yöneticilerin, hoca hayranı olduklarının başkaca delile ihtiyaç duyulmadan anlaşılacağını söyleyebilirim.
Bu yöneticilerin Ankara’ya şirin görünürken, aslında Amerika hayranı olduklarını kesinlikle söyleyebilirim.
Başbakan başmüşavirlerinden birisi bana aynen şunu söylemişti. “Bu paralelciler o kadar içimize girmişler ki, kimin ne olduğunu çözmek çok zor olacak”. Aynen THY’de de durum bu merkezde.
Oysa THY gibi bir kurum, profesyonelce yönetilmiş olsa idi bu tür şeylere enerji harcanmayacaktı. Bu gerçekler ışığında yapılması gereken; ne iktidar yakını, ne cemaat yakını ne de ideolojik insanlar bu şirkete getirilmemeli.
Hem ehil insanlar hem de bu mesleğe gönül verenlerle zenginleştirilmesi gereken bu kurum, hak etmediği davranışlarla uğraşmamalı.
3. HAVALİMANI HAYIRLI OLSUN…
Tartışmasız kendi fikrimi söylüyorum; Atatürk Havalimanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski bakanı Binali Yıldırım’ın da daha öncede açıkladığı gibi 4. pist yapılsa idi 3. havalimanına ihtiyaç belki 25-30 sene sonra ihtiyaç duyulabilir.
Eğer THY’nin de projelendirdiği pist yapılsa idi, askeri meydan tamamen devredilse idi çok şey değişebilirdi. DHMİ bu işi iyi organize edemedi. DHMİ, siyasi çalışmalar yerine teknik çalışmalar yapsa idi bugün geldiğimiz noktanın çok daha ilerisinde olabilirdik. Daha teneke mahallesini bile çözememiş bir DHMİ’nin başarılı olduğunu söylemek çok garip olur.
3. havalimanı siyasi de olsa ülkemiz açısında hayırlı olsun.
İzleyip göreceğiz. Ömrümüz yettiği sürece...
Yorumlar Tüm Yorumlar (19)