Hemen aklıma şu soru geldi; “Bu paralelci dediklerinizi işe alırken aklınız neredeydi?”. Sonra aklıma söylenen şu sözler geldi; örneğin askerler bugünün paralelci denilen kişilerine “İrticacı” derdi. Ve başbakanın sözleri geldi aklıma: “Taraf olmayan bertaraf olur”. Şimdi taraf olanlar, bertaraf oluyor galiba. Aklımız karıştı. Ne desek bilemiyoruz ki?
Türk Hava Yolları, birçok müdürün yerini değiştirdi. Deyim yerinde ise hallaç pamuğu gibi attı savurdu müdürleri. Dünün irticacıları, bugünün paralelcileri mutasyona uğrayıp “biz hiçbir tarafın adamı değiliz” deseler bile gazaptan kurtulamadılar. Tabi ben bu savurmalara en başından karşıyım.
Rotasyona evet, lakin bile bile işe aldığınız insanların rencide edilmesine hayır. Eğer işiniz gereği bu personelleri takip edip, düşündüğünüz gibi paralel bir organizasyon içinde iseler neden kafaları kopartılıp işten atılmadılar. İnsanları rencide etmenin anlamını kafamda cevaplandıramıyorum.
İstanbul Ak Parti il başkanı Aziz Babuşçu’nun yeğeni bile “paralellik iddiası ile atıldık” diyorsa; söylemlerin gerçek olmadığını tartışmamak gerek.
Ama ben de bu sızlanan yeğene şunu söylemek isterim; torpille THY’ye girerken her şey güzeldi ve işgal ettiğin makamlarda caka satarken keyifler yerinde idi şimdi sızlanmaya hakkın yok.
Türk Hava Yolları bu gaflete, bu yanlışa düşeli çok uzun zaman oldu. “Omuz omuza yürüyoruz” diye bir alo ile, bir selam ile, bir tavsiye ile çokça insanı kadrosuna kattı. Bu alolar, bu selamlar, bu tavsiyelerin getirdiği sel, kurumun yerleşik deneyimlerini kapı dışarı attı. Kültürünü yeniden inşa etme yoluna giren THY, İslami motiflerle süslenmiş makyaja pek heveslendi. Oysa yapılması gereken havacılık kültürünün geliştirilmesi idi. Hatta bir ara Dilek Hanif’in yaptığı eskiz kıyafet tasarımları olay olmuştu.
İnanç, ibadet bizlerin uhrevi yaşamlarıdır. Dünyevi yaşamlarda çağın gerektirdiği gibi davranmak zorundayız. Uhreviyatı kendi vicdanımızda yaşayıp ve mecbur olmadığın sürece göstermeden, reklama kaçmadan yapmak esas olandır. Biliriz ki, bu dönemde çokça sakal bırakan riyakârlar, çokça namaz kılan bukalemunlar gördük. Ama inanın ki bu insanlar iş, aş korkuları sebebiyle bunu yaptılar. Daha da ötesini söyleyeyim. Cuma namazlarında apron kartını bilerek düşüren kişiliksiz insanları gördük. Allah ıslah etsin.
Şimdi THY aklı başına yeni gelmiş gibi davranıyor.
Biz Airporthaber olarak bu tehlikelere birkaç kez dikkat çekmiştik. Örneğin, THY Teknik A.Ş’de çalışan bazı insanların kurum gelenekleri ile örtüşmeyen garip hal ve hareketlerini izah etmiştik. O gün bize tepki gösterenler bugün haklılığımızı teslim ederler mi onu bile bilmiyorum. Biz hak arayışında değiliz ama THY’nin hak ettiği şekilde yoluna devam etmesini arzu ediyoruz.
THY’nin paralelci yaftası ile sağa sola savurduğu insanların atandıkları makamlara gelişinde ön ayak olan kişilerin sorgulanması gerektiğine de inanıyorum. Madem böyle bir yapılanma var ve bu yapılanmanın THY’de oluşmasına sebep olanların hesabını kim dürecek?
Yani bu insanlar o makamlara gökten zembil ile inmedi. O halde, paralelci denilen insanların arkasındaki gerçek gücü veya güçleri de bir şekilde ortaya çıkartmak gerekmez mi?
Bu yazdıklarım gazeteci mantığımla ortaya koyduğum realitelerdir. Vicdanen söylemem gerekirse THY çalışanlarını “paralelci” diye toplum önünde rencide etmek kimsenin ne haddi olmalı ne de hakkı olmalı. Tıpkı askerlerin “irticacı” diye yaftalamaları gibi “paralelci” yaftalamasına da karşıyım. İstihbaratınız vardır, gözlemleriniz vardır, raporlarınız vardır, kısacası elinizi güçlü tutacak dayanağınız vardır. İşte bütün bunları bir araya getirip sessiz sedasız birer birer kurumdan uzaklaştırırsınız.
Hiç kimseyi insani anlamda küçük düşürücü makamlara gönderip sonra onu istifaya zorlamak doğru değil.
Bu atamaların veya paralelci kaydırmaların arasına gizlenmiş bir atama dikkatlerden kaçırılmak istendi. Kabin Hizmetleri Başkanı Emine Lim. Tek söyleyeceğim yolu açık olsun. Çokça uyarı yaptık, eleştirdik. Eleştirilerimizi hazmedemedi düşman belledi bizi. Oysa dost olan eleştirir olgusunu hazmetmeliydi önce. Neyse hatasını o da anlar ama artık çok geç.
Son olarak, THY çalışanları arkadaşlarıma şunu söylemek isterim; ne dinci (din ticareti yapana denir) olun ne de kinci olun. Dindar olun ama kindar olmayın. Kalbi dindarlık, reklamsız dindarlık hepsinden eftaldir. Birilerine kalbinizin içini göstermeye hiç mi hiç ihtiyacınız yok. Yaradan zaten görüyor onu.
Kalın sağlıcakla.
Not : Hiçbir inanç, dil, din, ırk, mezhep, renk, kültür ayrımım yoktur. Yaratılana insan gözü ile bakarım. Yeterki yaptığı işe hainlik yapmasın. Allah nezdinde tüm insanlar eşit ise bize sadece o eşitliğe saygı duymak düşer.
Yorumlar Tüm Yorumlar (33)