4 Aralık 2012 tarihinde AirportHaber'de "THY'DE ŞOK GELİŞME! MÜDÜR VE MUHASEBE ŞEFİ GÖZALTINDA" şeklinde bir haber yayınlandı. THY, bu koca olayı basit bir açıklama ile geçiştirdi. Ama devamında neler oldu sır gibi saklanıyor. THY'nin Tel Aviv Müdürü ve Muhasebe şefi İsrail'de gözaltına alınıyor, hem de mali yolsuzluk iddiası ile ama sonuç herkesten gizleniyor. İsrail'den bilgi almak Sovyetler Birliği döneminin soğuk duvarlarını aşmaktan daha zor. Bu olay gizemliliğini korurken THY'de o günden sonra olay eksik olmuyor.
Hemen 5 gün sonra İstanbul-Duşanbe seferini yapan uçağın camı havada çatlıyor. Uçak geri dönüyor tehlike başlamadan önleniyor.
İki gün sonra 12 Aralık'ta THY uçağı yine geri dönmek zorunda kalıyor. Bu sefer Budapeşte uçağı hidrolik arızası veriyor. Aksiliklerin ardı arkası kesilecek gibi görünmüyor.
24 Aralık'ta tehlikenin boyutu daha da büyüyor. Bu kez İstanbul Düsseldorf uçağının motor kapağı kalkış sırasında düşüyor. Uçak geri dönüyor, sorunsuz Atatürk Havalimanı'na iniyor inmesine ama THY bu olaylar için ne yapıyor? Uçağın motor kapağı nasıl düşer, burada teknik bir sorumsuzluk var mıdır?
Hemen bir gün sonra bu kez THY cümle aleme rezil oluyor. Toronto-İstanbul seferini yapacak olan uçak arıza yapıyor. 16 saati aşkın bir süre bekleyen yolcular zıvanadan çıkıyor THY görevlileri ile tekme tokat kavgalar yaşanıyor ve Toronto polisi devreye giriyor. Peki, olayların bu derece büyümesini önleyecek aklı selim bir yönetici yok mudur? Yolcuları sakinleştirecek, her ihtiyacını karşılayacak tedbirler neden alınmaz?
25 Aralık sorunlu geçerde 26 Aralık sorunsuz geçer mi? Vallahi hatırı kalır 26 Aralık'ın. İstanbul-Accra seferini yapan uçak kapı açık ikazı verdi. Allah'tan uçak pist başındayken bu olay vukuu buldu da havadan dönülmedi.
THY'nin arızasız, sorunsuz bir günü geçti derken 28 Aralık tarihinde bu kez Paris'ten geldi alışa geldiğimiz haber. Paris-İstanbul seferini yapacak olan uçak çamura saplandı. Hay Allah beceriksizlik mi talihsizlik mi? Adını koyamadım ben. Hadi iyi niyetli olayım da talihsizlik diyeyim. Ya da şöyle sorayım da iyi anlaşılsın konu. O gün Paris'te bir başka havayolu şirketi çamura saplanma başarısını gösterebilmiş midir?
Oh 2012 bitti 2013 hayırlı olur, sorunsuz olur, olaysız olur derken dakika bir yediğimiz gol bir oldu. 2013'ün ilk dakikalarında Kamerun'dan geldi kuyruk acımız. Atatürk Havalimanı'nda piste değdirdiğimiz kuyruk Kamerun'a kadar sızlaya sızlaya gitti. THY'nin 2013 vukuatının başlangıcı oldu bu kuyruk vurma.
Yeni yılın sarhoşluğunu kısa sürede atan THY 7 Ocak günü bu kez hiç affedilmeyecek bir hataya imza attı. İstanbul-Denizli uçağı apronda arızalanınca yolcularda uçağın etrafında top koşturmak zorunda kaldı. Bazen Ali Sabancı'nın "79 yıllık şirket" diyerek inceden dalga geçtiği THY'ye hayretler içinde bakıyorum. Arıza yapan uçağın etrafında yolcunun ne işi var. Yolcu apar topar terminale getirilmek üzere otobüse bindirilir. Burada yer işletmeyi çok kusurlu buluyorum. Dostlarımızı acıtmasın ama deneyim ve tecrübe bu gibi olaylarda ortaya çıkar.
12 Ocak'ta İstanbul-Frankfurt uçağı güvenlik bandı dışarıda kaldığı için geri döndü. Burada kabin görevlileri kusurlu. 13 Ocak'ta kargodan ses geldiği düşünülerek geri dönen uçağın kaptanını da kutluyorum. En azından insani bir davranışta bulunuyor. "Ya varsa" ihtimalini düşünerek yapılan bu geri dönüş izah edilebilir.
Bu ne talihsizlik denecek olay 15 Ocak'ta yaşanıyor. Mombasa-İstanbul seferini yapan uçağa kuş çarpıyor. Kısa kısa geçiyorum ama 16 Ocak'ta da tehlikeli bir yaklaşmadan dolayı kule ile pilot arasında şiddetli bir tartışma yaşanıyor.
Son iki ayda THY uçakları korku, ihmal ve talihsizlikleri yaşar hale geliyor. 17 Ocak tarihinde Antalya uçağına yıldırım çarpıyor. Bir hostesin yazdıkları tüyleri diken diken ediyor. Ama THY anında müdahale ederek hostesin yazdıklarını sumen altı ettiriyor. Kim bilir hostesin akıbeti ne olmuştur? İstanbul-Antalya uçağına yıldırım çarpıyor ve uçak hasar görüyor. İddiaya göre Antalya'ya inene kadar yolcular tam bir kabus yaşıyor.
Ve bütün bu talihsizlikler yaşanırken, çok güzel bir haber geliyor. Hatta 2013 yılının en güzel THY haberi olacak cinsten. Sadece iki ayını özetlediğim ve onlarca olay ve talihsizliklerin yaşandığı THY'de başkan ve başkan üstü yöneticiler ekstra iki ikramiye daha alarak Napolyon'un para para para dediği ganimete fazlasıyla layık görüldüler. E bu kadar olayın yaşandığı THY'deki stresi kaldırabilmek her babayiğidin harcı olmamalı elbette. Helali hoş olsun.
Olsun olmasına da, gelecek yıl daha fazlasını hak edecekleri de malum oldu. Los Angeles'te meydana gelen arıza bunun göstergesi oldu. Arıza olmasını normal diyebilirsiniz. Ama arızalı yöneticiyi hoş göremezsiniz. Los Angelis'te tam bir kepazelik yaşandı. Planlamadan, yolcu memnuniyetine kadar.
En komiğime giden de artık hangi filmin seyredileceğine de THY karar verir hale gelmiş. Pilotlara Flight filmini izlemeyi yasaklamış THY. Bu ne garip bir yasaktır? Hoş yasaklansa ne olur ki pilotlar hangi filme gittiğini rapor mu ediyor?
25 Ocak'ta İzmir uçağının başına gelenler nazar boncuğu olsun derken son hadise meydana geldi. THY uçağının kapısı körük ya da körlüğün azizliğine uğradı. Kapısız kaldı THY uçağı.
Nedir bunlar? Bir soran sorgulayan yok mu? Bu kadar olayları talihsizlik diye açıklayabilir miyiz? Bunlar bizim bildiklerimiz. Ya bilmediklerimiz. Bilmediklerimizi de elbet bilenler vardır.
Hiç olay olmasın hiç bilmeyelim. BU gidiş pek hayra alamet görünmüyor.
Dilerim ben yanılırım.
Yorumlar Tüm Yorumlar (44)