23 yılı aşkındır bu sektörü takip eden biri olarak o kadar çok bakan gördük ki, kimine alışamadık, kimini tanıyamadık kimi ile hiç karşılaşamadık. 1991 yılında takip etmeye başladığım bu sektörde 2002 yılına kadar 11 yılda toplam 14 bakan görmüşüz.
2002 yılından sonra ara dönemler yani seçim dönemleri hariç sadece 1 bakan görmüşüz, tanımışız, sohbet etmişiz, sektörün sorunlarını masaya yatırmışız. Zaman zaman ters düşmüşüz, çoğu zaman düşüncelerimiz örtüşmüş. Ortak düşüncenin havacılığı geliştirmek olduğu anlaşılmış. 2002 yılında "Türkiye Havacılık Bakanlığı" kurmalı diye söylediğimde "Havacılık endüstriyel anlamda geliştirilmeli, yolcu taşımacılığı tek başına havacılık değildir" dediğimde düşüncelerim bazılarına ütopik gelmişti. Ama şükürler olsun ki sadece havacılık bakanı imiş gibi davranan bir bakanla tanıştık.
Kısacası ve sözün özü Binali Yıldırım bu sektör için bir şans olmuştur ve bu şansın hedeflere ulaşana dek, sistemin tüm dişlilerinin işler hale gelmesine dek devam etmesinden yanayım.
Ak Parti'nin üç dönemlik seçilme sınırlaması belki de başarının devamlılığı açısından en sakıncalı durumdur. Yukarıda da belirttim. 11 yılda 14 bakan değiştiren bu sektör bir havacılık politikası oluşturamamıştır. İşte bu yüzden de THY'nin elit kesime sunduğu hizmetten öteye gidememişiz.
Özel sektörün gelişimi THY tarafından kesilmiş, iç hatlara girişi tamamen engellenmiş, charter uçuşlara hapsedilmiş bir özel sektör. Gel gör ki şimdilerde de THY'nin orantısız büyümesi özel sektörü boğacak hale getirdi ama bu duruma da bir çare bulunacak diye düşünüyorum. Tabi sektör kendi gölgesinden korkup durumun önemini anlattığı zaman ibre eşit rekabet şartlarına dönecektir.
Asıl üzerinde durmak istediğim konu Binali Yıldırım'ın Ak Parti tüzüğüne göre son dönemi olması.
Duble yollara baktığımda Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Denize baktığımda Marmaray ile Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Uzaya baktığımda kendi uydumuzla Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Havalimanlarına baktığımda Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Havayollarına baktığımda, teknik bakım merkezlerine baktığımda Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Hızlı trene baktığımda Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Tünellere, viyadüklere baktığımda Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Telekom'a, PTT'ye, internete baktığımda Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Kısacası ulaştırma konusunda hangi aynaya baksam Binali Yıldırım'ı görüyorum.
Son birkaç yıldır İstanbul Belediye Başkanlığı ile İzmir Belediye Başkanlığı arasında gidip geliyor Binali Yıldırım. Başbakanın İzmir milletvekili yaparak İzmir'den belediye başkanlığına adaya gösterecek düşüncesine sapladığı insanların yanılacağına inanıyorum.
Binali Yıldırım'ın İstanbul'dan aday yapılacağını düşünüyorum. İstanbul Belediye Başkan adayı olması halinde başkanlığı kazanacağını ve İstanbul'un çok daha yaşanabilir bir şehir haline geleceğini şimdiden görebiliyorum.
Belediye başkanlığı konusunu bir kenara bırakıp dilimin altındaki baklayı paylaşmak istiyorum. Binali Yıldırım, 3 dönem sınırına bakılmaksızın yeniden Ulaştırma Bakanı yapılmalıdır. Tüzük gereği milletvekili seçilmesinin önü kesiliyor. Tüzükte üç dönemden sonra bakan olamaz maddesi olmadığına göre Binali Yıldırım dışarıdan bakan atanmalı.
Ben böyle düşünüyorum. Peki ya siz nasıl düşünüyorsunuz sayın sektör?
Yorumlar Tüm Yorumlar (23)