16 Ekim 2017, Pazartesi
Servet BAŞOL
Servet BAŞOL [email protected]

Yalanlarımız Ortaya Çıkmadıkça…

Hepimiz Dürüstüz.. Schindler's List..

Havadan ağır makinelerin uçması imkansızdır.

Lord Kelvin - 1895

Royal Society Başkanı.

İcat edilecek herşey icat edildi.

Charles H. Duell - 1899

ABD Patent Dairesi Başkanı

Uçaklar ilginç oyuncaklardır ancak, herhangi bir işe yarayacaklarını düşünmüyorum.

Mareşal Ferdinand Foch - 1911

Hisse senetleri ulaşabilecekleri en yüksek seviyeye ulaşmıştır.

Irving Fisher – 1929

Yale Üniversitesi Ekonomi Profesörü

Açıkcası, bilgisayar denen makineye Dünyada en fazla 5 adet ihtiyaç olacağını düşünüyorum.

Thomas J. Watson - 1943

IBM Başkanı

 

ÜÇ DİL

En azından üç dil bileceksin

En azından üç dilde

Ana avrat dümdüz gideceksin

En azından üç dil bileceksin

En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin

En azından üç dil

Birisi ana dilin, Elin ayağın kadar senin

Ana sütü gibi tatlı, Ana sütü gibi bedava

Nenniler, masallar, küfürler de caba

Ötekiler yedi kat yabancı

Her kelime arslan ağzında

Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla

Kök sökercesine söküp çıkartacaksın

Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek

Her kelimede bir kat daha artacaksın

En azından üç dil bileceksin

En azından üç dilde

Canımın içi demesini

Kırmızı gülün alı var demesini

Nerden ince ise ordan kopsun demesini

Atın ölümü arpadan olsun demesini

Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini

İnsanın insanı sömürmesi, Rezilliğin dik alası demesini

Ne demesi be

Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin

En azından üç dil bileceksin

En azından üç dilde

Ana avrat dümdüz gideceksin

En azından üç dil

Çünkü sen ne tarih ne coğrafya

Ne şu ne busun

Oğlum Mernus

Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.

Bedri Rahmi EYUBOĞLU

“Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.

Dilin anlam zenginliği ve anlam derinliği gelişmedikçe o dil ile yapılan iş sayısı sınırlı kalacaktır.

Bu durumda, 200 kelime ile düşünen, 2000 kelime ile düşüneni anlamayacaktır.

Parafı şöyle bitirmek isterim: ’Dilin kadar varsın.’

Anooshirvan Miandji”

Türk çocuğu, liseyi bitirdiğinde, ana dilinde 9000 kelime

duyarak, okuyarak, öğrenerek mezun oluyor;

Bir Finli çocuk 40.000, bir İngiliz 98.000, bir Alman 88.000, bir Fransız 82.000 sözcük duyarak, okuyarak, öğrenerek mezun oluyor.

1924'de devreye sokulan TAVISLOK, İngiliz Psikolojik Harp Merkezi, ABD'deki Stanford Üniversitesi İnsan Davranışları Enstitüsü ile birlikte 40 yıllık bir çalışma yürütmüşler, 2012 Ekim’inde makale olarak yayınlamışlar ve aynen şunu diyorlar;

“İnsanların mantıklı karar verme yüzdeleri sadece %6.!”

Reklamlar, filimler, yazılı basın, vs.. hepsi etkiliyor beynimizi.

Beynimizin üst lobu 2 birim bilgi işleyebiliyorsa, alt lob, yani bilinçaltımız bunun 3,5-4 kat fazlasını işliyor biz farkında olmadan.

İstediğimiz kadar mantıklı karar veriyoruz diyelim, görülüyor ki, %94 oranında etkiledikleri beynimiz, onların bizim nasıl karar vermemizi istiyorlarsa o doğrultuda karar veriyoruz.

 “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim”

Maarif nazırı Emrullah Efendi’nin (1859-1914)

"Eğitim seviyesi arttıkça AKP oyları azalıyor!"

Taner Yıldız (Enerji Bakanı-AKP) 18.06.2013

“Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Cahil kesimin ferasetine güveniyorum”

Bülent Arı, YÖK Denetleme Kurulu üyesi 13.12.2016

Buradan şu sonuç çıkarabiliriz; Türkiye’de bu iş, diğer ülkelere göre daha, hatta çok kolaydır. 9000 nerede, 85.000 nerede?

Bir nedenle olur olmaz durumlarda size bir şeylerin sunulması, akıllı insanlarca sorgulanır ve şu sorulara cevap aranır. Gerekli mi?

1- Hangi nedenle önümüze kondu?

2- Gereklimi?

Tetik mekanizmasının şartlanmışlığı, insan yaşamına önem verilmeyen ülkelerde, serbest silah satışı olarak karşımıza çıkar. Sadece silah olarak değil, kavram olarak da.

Ortalıkta serbestçe duran ve her an kullanıma hazır silah (çünkü öldürme fiilinden uzak bir kavramdır, tabanca yada tüfek fark etmez) daha başında Savunma kelimesi ile özdeşleştirilmiştir. Kullanımı için konulmuş olan "Emniyet Mandalı" aldatmacadır. Bu mandal sizi sınırlamaktadır ve bu kabul edilemez.

Asıl sorulması gereken 1 No'lu sorudur.

Her tetik, iyi bir nedenle yapılmış olup, güzel bir amacı tetiklemesi gerekirken, yersiz yada gereksiz bir durumda karşınıza çıkarıldığında, şartlanmışlığınızı yenmek ve gerekmediği halde kullanımını önlemek çok zordur.

Enbiya.37 "Benden acele istemeyin!"

"Üzerine yatmak" tabiri akıllı insanların yöntemidir. Belirli bir süre "dinlendirmek", insanın değer yargılarını tetikler ve insani bir sonuca varılmasını sağlar.

Bilgiye önem veren yazılımlarda ise, her iptal "DEL" tuşu tetiklendiğinde, "Gerçekten silecek misin?" sorusu ile karşılaşırsınız.

Yaşamda bu soruyu siz kendi kendinize sormayı öğrenmemiş yada birisi size öğretmemiş ise, şimdi bu yetiyi edinmenin tam zamanıdır.

Aklını kullananlar hariç.

Kullanmayanlar için ise en güzel örnek "Yunus 100";

“Allah pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.”

Karar verme mekanizmasını nasıl çalıştıracağınız değil, elinizdeki verileri nasıl değerlendirdiğiniz önemlidir (Data processing).

Bir olayda, binlerce kişinin hayatını kurtarmak için 5-10 kişi feda ediliyor ise, karar verende değerlendirme özrü var demektir. Önce "Neden bu noktaya geldik?" demelidir (Root cause). Sayısal çokluk, bir karar verme kıstası değil, sorgulamadan karar verme kolaycılığıdır.

Yeryüzünde her şey zıddı ile mevcuttur. Bir şeyi tanımak için karşıtını da bilmek zorundasınız (Thesis, antithesis and synthesis). Aksi halde yanlışa yelken açarsınız.

Neye niyet ederseniz, ona kavuşursunuz. İyi ve kötüyü, doğru ile yanlışı, insani değerleri ve saygıyı bilmeden sizi tetikleyecek olan beyin, acaba hangi hedefe yönelik karar vermenize yardımcı olacaktır? (Subconscious recording).

İşte bu nedenle arkadaş seçmek çok önemlidir. Komşu almak ve mahalle seçmek de. En güzeli de kitap okumak. Hele bir de güzel sanatların bir ya da birkaç kolu ile ilgileniyorsanız, demeyin gitsin.!

Biz havacılar ise hepimiz birer filozof olduk. Ya da zorla olduk desem yeridir.

2011’de yazmıştım (APH-1107), toplam 145 maddeden oluşan bu olguyu, 1225 günde özünü kavrayıp uygulamaya geçeriz, Doc. 9859’da verilen beş sayfalık (s.232-236) araştırmayı da üniversitelerimiz yapar diye.

Beni yanıltmadıkları için çok mutluyum.

İyi insanlar, iyi insanları bulur.

İyilikler de iyilikleri çağırır (tetikler).

Sevgiler

www.servetbasol.com

Yalanlarımız Ortaya Çıkmadıkça…

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000