ABD Güney New York Bölge Mahkemesi’nin kamuoyuna açıkladığı iddianameden, 2015 yılından beri New York Belediye Başkanı Eric Adams’a sağlanan seyahat avantajlarının, yurtdışı bağış yasağı kapsamına girdiği için dava konusu olduğunu öğrendik. İndirimli bilet, ücretsiz “upgrade”ve bedava konaklama imkanlarıyla sağlanan bu avantajların toplam değerinin, 100.000 doların üzerinde olduğu iddia ediliyor. Gündeme oturan bu haber nedeniyle, bu yazıda sadece ücretsiz upgrade uygulamasını, olaydan bağımsız olarak, teorik çerçevesini de açıklamak suretiyle yazdım.
“Bu son olayla bir kez daha görüldüğü üzere, upgrade (UG) çok istismar edilen bir uygulama. Biraz teknik detay sunarak, önce konunun teorik çerçevesini çizelim. İngilizce “upgrade” kelimesi, havacılık terminolojisinde yolcunun uçuş sınıfının yükseltilmesi anlamına geliyor.
Bir çoğumuzun bildiği üzere uçakta, başlıca üç sınıf yolcu kompartımanı bulunuyor. Daha doğrusu, Singapur Airlines, Emirates vb. birkaç havayolu şirketinin uçaklarındaki “first class” uygulamasını ayrı tutarsak, aslında çok yaygın olarak hizmete sunulan 2 sınıf var: Business class (BC) ve economy class (EC).
BC kompartımanı uçağın ön tarafında yer alır ve bu bölümdeki koltuk genişlikleri ile koltuk aralıkları nispeten daha büyük olup; özellikle yurt dışı seferlere tahsis edilen uçaklarda, yolcuya daha rahat ve konforlu uçuş yapma imkanı tanır.
Bu sınıfta uçan yolcular için ikram menüsü vd. ikram ve kabin hizmetleri farklıdır. Hizmet kalitesi farkı havalimanına girişten başlar. Yolcu, uçuş öncesinde “BC Lounge” da ağırlanır. Her aşamada farklı ve nispeten daha kaliteli bir hizmet sunulur BC yolculara.
Herhangi bir ekonomi sınıf biletli yolcunun uçuş sınıfının yükseltilmesi (U/G) durumunda o yolcuya, uçağın BC kompartımanında uçma imkanı tanınmış olur. Elbette bunun bir maddi karşılığı var. Çünkü en yalın ücret tarifesinde bile, BC bilet. EC biletin en az 2 katıdır.
Yazı konumuz ücretsiz upgrade olduğu için, hangi durumlarda ekonomi sınıf bilete sahip yolcular ilave ücret ödemeden, BC kompartımanında seyehat edebiliyorlar? Buna bakalım.
Bu işlem, çoğunlukla promosyon amaçlı olarak ve/veya yolcu memnuniyeti kapsamında yapılıyor. Yolcu sadakat programlarının önemli pratiklerinden biridir bu uygulama. Bazen de yolcu mağduriyetini gidermek için boş olan BC koltuğuna ekonomi sınıf yolcu transfer edilebiliyor. Bu bölümde yer olursa tabi.
Yukarıda açıklanan pratikler dışında, ülkemizde ilave ücret almaksızın, bazı özel yolcularının uçuş sınıfını yaygın bir uygulamayla yükselten tek şirket var. Hatta bu yönüyle, bedava U/G uygulamasının, şirket için bir sorun haline dönüşmüş olduğunu söylemek de mümkün. Yazının başlığını bu yüzden, “Bazılarının Ücretsiz Upgrade Problemi” koydum. Çünkü çok istismar edilen bu uygulama, şirket açısından ciddi bir emek ve gelir kaybı olarak çıkıyor karşımıza.
İstismar konusuna gelmeden önce, bu sorunlu uygulamada, öncelikle hangi “özel” yolcuların U/G imkanından bedava faydalandırıldıkları konusuna açıklık getirelim.
Bu kapsamda ilk kategori yolcuyu “otomatik upgrade hakkı” olan yolcular oluşturuyor. Bunlar kimlerdir diye sorarsanız, çok kısa ve net bir cevabı var bu sorunun: VIP yolcular. Listesini Valilikler yapıp yayınlıyor. Bakanlar, miletvekilleri, valiler, büyükelçiler vb.
Müdür ve üstü mevkilerde çalışanlar da bu imkandan ücretsiz faydalanabiliyor. Yalnız bunların U/G (upgrade) imkanından faydalanmaları şarta bağlı. BC kompartımanında uygun yer olması (seat awailable) şartına.
Üçüncü kategoride, otomatik U/G hakkı olmayan ama VIP imkanlarından faydalanmak isteyen iktidar bürokratları, partililer, makbul sayılan bazı kişi ve gruplar var. İstismar tam olarak, bu kişilerin uçuş sınıflarının ücretsiz yükseltilmesinde ortaya çıkıyor.
Böyle bir yetkiye neden gerek görülmüş olabilir diye sorarsanız, toplumumuzun bir kesimine özgü haksız/etik dışı talep alışkanlığının (amiyane tabirle beleşçilik) dayattığı zorunluluktan diyebiliriz. Şirketin tepe yöneticileri, bu siyasetci, bürokrat beleşçilerle ve son dönemlerde özellikle bazı makbul kişilerle ve gruplarla ilişkileri iyi ayarlamak hissiyatıyla ve bazen de ne olur ne olmaz endişesiyle, bu talepleri karşılamak zorunda kalabiliyorlar.
Aslında ücretsiz U/G işlemi sadece Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanını yetkisiyle, yapılabiliyor. Bu nedenle, yani isnai durumlara özel yetki kullanıldığı için, prosedürel olarak bu işlemin yazılı talimatla veya yetkili kişiden doğrudan talimat/onay alan özel görevlendirilmiş personel vasıtasıyla yapılması gerekiyor.
Bu iki makamın bilgisi ve onayı dışında, işlem yapılmaması gerekiyor. Ancak, son dönemlerde çok yaygınlaşan uygulamada, bazı özel (dinci-siyasi) gruplara mahsus U/G işlemlerinin protokollere bağlanıp; yüzlerce, binlerce kategorik yolcuya, ücretsiz U/G hakkı verildiğine ilişkin haberleri de hepimiz duyuyoruz, okuyoruz.
Gelinen noktada, tanıtım-pazarlama ve müşteri ilişkileri kapsamında istisnai durumlarda kullanılan-kullanılması gereken bu takdir hakkı ve yetkisinin, partizan ve arabesk bir anlayışla, amacından saptırılmış olduğu, daha doğrusu istismar edildiği endişesi, kamuoyuna giderek daha çok yansıyor. Bu son olayda olduğu gibi.
Kurala göre, kendilerine takdir hakkı ve yetkisi verilenlerin, bu yetkiyi belirlenmiş usullere ve şirket menfaatlerine uygun olarak kullanmaları, bu kriterler dışında hiç kimseye indirimli bilet ve ücretsiz upgrade hakkı tanımamaları gerekiyor.
Çünkü bu işlemin şirkete bir faydasının olmadığı durumda, tahsis edilen BC koltuk vasıtasıyla hem vazgeçilen bir gelir ve hem de katlanılan bir maliyet söz konusu. Ama ortaya saçılan haberler, bu takdir hakkı ve yetkisinin doğru kullanılmadığını ve istismar edildiğini; heryıl binlerce BC koltuğun bu şekilde tahsis edildiğini gösteriyor.
Bazıları tam bu noktada, Amerika’da suç olan bizde değildir, buradaki takdir hakkının kullanımını yargılayamazsınız diye düşünebilirler. Ancak, bu ve benzeri tahsislerde yetkinin kötüye kullanılmamış olduğu söylenemez. Çünkü, iddialara göre 8 yıl boyunca, aynı kişiye ve yakınlarına tanınmış binlerce USD değerindeki seyahat avantajları söz konusu.
Uygulamayı istismar edenler, haberlerin asılsız olduğunu ve abartıldığını iddia etmek yerine, kişiye özel olarak verdikleri yüksek indirimli biletler ile yapmış oldukları binlerce ücretsiz sınıf yükseltme (upgrade) işlemlerinin kurallara uygun olarak, halkla ilişkiler, kamu yararı ve tanıtım amaçlı yapıldığını; bu hak ve yetkinin kesinlikle istismar edilmediğini, kamuoyuna açıklayabilmeleri gerekiyor. Somut iddiaları ve haberleri de cevaplamak suretiyle tabi. Bunu yapamayanlar inkar ya da tevil yoluna giderler.
İşin gerçeği, açıklama yapmaya da gerek görmüyorlar. Çünkü hesap soran, sorabilen yok. Belli ki; bir gün bizden hesap sorulur endişesi de taşımıyorlar. Bu rahatlıkla, bazen yaptıklarını inkar ederek, mesnetsiz “yalan haber” suçlamasıyla hesap veren değil, hesap soran kisvesine büründüklerini bile görüyoruz.
Yorumlar Tüm Yorumlar (15)