KİGEM Kişisel Gelişim Merkezinin yaptığı açıklama. Global İnsan Kaynakları Danışmanlık Firması Mercer’ın 24 Avrupa ülkesinde 821 şirket ile gerçekleştirdiği 2008 yılı Avrupa, sağlık ve yan haklar raporu açıklandı. Rapora göre, Avrupa’da yılda ortalama işe devamsızlık kişi başı 7,4 gün. En fazla işe devamsızlık yapanlar Bulgarlar olurken, en düşük devamsızlık ise yüzde 4,6 oran ile Türklerde. Bu yeni bir araştırmanın sonucu değil. Bu kadar zaman, koskoca bir beş sene geçmesine rağmen konuyu bu gün neden işledik dersiniz?
Araştırmada katılımcı şirketler devamsızlıkların sebebini yüzde 78 eklem ağrıları ve buna bağlıklı fiziksel rahatsızlıklar, yüzde 52 stres ve mental hastalıklar ve yüzde 20 kanser olarak sıraladı. Fransa yüzde 55’lik oranla kanseri devamsızlık sebebi göstermesiyle Avrupa ortalamasının üstüne çıkarken, stres ve mental hastalıklar ise en çok Hollanda, İngiltere ve İskandinavya’da görülmüştü.
Araştırmaya göre, işe en fazla devamsızlığı Bulgarlar yapıyordu. Bu ülkeyi Portekiz, Norveç ve Çek Cumhuriyeti izlemekteydi. Türkler yüzde 4,6 ortalama ile Avrupa’nın en az devamsızlık yapan milleti olurken, İngiltere yüzde 5,5 ve İspanya yüzde 5,7 ile Türkiye’yi takip ediyordu. Diğer yandan Amerika yüzde 5,1 ortalama ile Avrupa’dan farklı bir tablo çizmişti o dönemde.
Evet, şimdi gelelim konuyu neden bu gün işlediğimize. O dönemde araştırmayı değerlendiren Mercer Türkiye Genel Müdürü Sibel Yücesan, Türkiye’nin işe en az devamsızlık yapan ülke olmasının nedenlerinin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini söylemişti. "TÜRKİYE’DE ÇALIŞANLARIN İŞ KAYBETME ENDİŞELERİNİ MUTLAKA GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK DURUMUNDAYIZ derken Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye’de çalışma saatleri ile ilgili esnek uygulamalara çok daha az rastlanıldığını da ifade etmişti.
Aynı zamanda hastalıkla ilgili devamsızlığın raporlanması süreci de prosedürel olarak kendi içinde belirli zorluklar barındırdığını da ifade eden Yücesan. DOLAYISIYLA TÜRKİYE’DE ÇALIŞANLARIN HASTA DA OLSALAR İŞE DEVAM ETTİKLERİNİ İFADE EDEBİLİYORUZ." diye konuşmuştu. İşte konuyu bu gün Airporthaber sayfalarına taşımamın nedeni bu.
Hemen hemen her yazımda işten olma korkusunun insanları birçok şeyi kabule zorladığını söyleyip duruyorum. Aylardır ısrarla ifade ettiğim bu hususun alınmış olan bu sonuçla önceden onaylanmış olduğu anlamını taşıyan bu rekora sahip olmamızın etkenleri kısmen de olsa belli olduğuna göre işverenlerin artık bir şeyleri düzeltmelerinin gerektiği açık. Beş senedir bu konuda bir şey yapılmamış. Bu gün aynı konuda bir araştırma daha yapılsa sonucun aynı olacağı mutlak. Türkçesi işten olma korkusu o gün Türkiye’yi birinci yapmış. Hiç kuşkunuz olmasın bu günde çalışanlarımız aynı sonucu alacaklardır. Yöneticilerimizin bu sonucun alınabilmesindeki büyük başarıları ise işyerlerinde ördükleri ve de ülkedeki işsizlik tarafından da sağlamlaştırılan korku duvarının yıkılmasına müsaade etmemeleri. Ve de bunun için her türlü tedbiri eksiksiz olarak almış olmaları. Arada bir de olsa hatırlatma babından sesi fazla çıkma temayülü gösteren üç beş çalışanı işten çıkartmak sureti ile sık sık “ biz buradayız “ demeleri.
Şu işe bakın hele. Korku bizleri Avrupa’ da en öne çıkartmış. Bundan patronlar mutlu olmalı. Bu durumda bir şeyler yapıp korkularından arınmış bir toplum yaratarak pişmiş aşa su katmak tabii ki işlerine gelmeyecektir. Ancak şurası mutlak ki, iş kaybetme endişesi de insanları ömür boyu sessiz ve sakin, tutmaz. Bir noktada patlama olacağı mutlak. Devlet mi dönüp o tarafa bakar, ne olur bilemem ama bir husus var ki, oda bir gün çalışanlar “Korkunun kölelik olduğunu” mutlak anlayacaklardır.
FAYDASI OLACAĞINI ZANNETMEM AMA AŞAĞIDA BULUNAN EPİTEKOS ’UN SÖZÜNÜ BU SAYGIDEĞER ZEVATA BİR KEZ DAHA HATIRLATMAKTA FAYDA VAR. BU GÜN ÖNÜMÜZE ÇIKAN SIKINTILAR SANKİ GÜNAHLARIMIZIN ŞEKİL DEĞİŞTİRMİŞ HALİ GİBİ. KADER ENİNDE SONUNDA ŞÖYLE VEYA BÖYLE GÜNAHLARIMIZIN BEDELİNİ ÖNÜMÜZE KOYAR. GÖRÜNEN YA DA GÖRÜNMEYEN ZAMAN İÇİNDE HERKES GÜNAHLARININ BEDELİNİ ÖDER. EKTİĞİNİ BİÇER. BUNU BİLEN ADAM KİMSEYE KIZMAZ, GÜCENMEZ, KİMSEYİ AŞAĞILAMAZ VE İTHAM ETMEZ NEFRET ETMEZ, KİN TUTMAZ. BUNU BİLEN ADAM İSE KARŞILAŞTIĞI AKSİLİKLERE ŞAŞMAZ. ÖNÜNE ÇIKAN MADDİ-MANEVİ ENGELLERİN KENDİ GÜNAHLARINDAN BAŞKA BİR ŞEY OLMADIĞINI BİLİR. ( EPİKTETOS ). PATRONLAR VE YÖNETİCİLER BUNU HİÇ DÜŞÜNÜRLER Mİ ACABA?
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)