Evet, Devletin en tepesi 29 Ekim de Vahdettin köşkünde bir konuşma yaptı. Bu konuşmadaki çok kısa bir bölüm beni 7 sene gerilere götürdü. Konu ve konuşma linki görselde kayıtlı. Sayın Cumhurbaşkanımızın o dönemde yaptıkları konuşmadan da ümitlenmiştim. Ne demişti Cumhurbaşkanımız. Çin'den Türkiye'ye dönüşü sırasında uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, 'FETÖ' operasyonları için "At izi, it izine karıştı" diyerek uyarıda bulunmuştu. Konuşmasının devamı gazetelerde yer almıştı. Hata varsa düzeltilecektir. Bu uyarıyı değerlendiren Başbakan Bin Ali Yıldırım ise Valiler Toplantısı'nda darbe girişimi sonrası başlayan 'FETÖ' operasyonları hakkında konuştu. Yıldırım, Yanlış yapıldıysa, operasyonlar tamamlandıktan sonra dönülüp bakılacak. Yapılıp yanlışlar düzeltilecek" dedi. Sözlerine talimat verdim, tüm illerde bir kriz merkezi oluşturuldu Kendisine haksızlık yapıldığını söyleyenlerin şikayetleri bir birim vasıtası ile toplanacağını ifade etti.
Ancak görev noktalarına Cumhurbaşkanı tarafından atanan yöneticiler onun talimatını dikkate almamışlardı. O dönemdekiler dinlemedi, ondan sonra gelen de 3 mahkeme kararını dikkate almayıp kendisi araştırma yapacağını söyleyerek konuya tüy dikti. Kendisi nasıl bir araştırma yaptı. Bu insanları o çirkin listeye yazan ve şirketteki görevlerini sürdüren yöneticilere listeye koydukları çalışanları sözde yeniden inceletti. Netice Malum. 2 kişi dışında kilerin şirketten uzaklaştırılmasında haksızlık yoktu. O iki kişiden birini Genel Müdür yaptı. Diğeri de herhalde bir yerlere konulmuştur. Ondan sonra da THY YK başkanının bir iki kişiyi daha işe geri aldığı söylentisi yayıldı ortalığa. Evet YK Başkanı kimleri yeniden değerlendirmeğe tabi tuttu. Her biri şirketi mahkemeye vermiş olup Yerel mahkemelerde, istinafta ve yargıtayda davaları görüşülmüş ve davaları kazanmış olan eski THY çalışanlarını bu 3 mahkemenin kararını yok sayarak kendisine yakın, emri altındaki insanlara değerlendirme gibi anlaşılması zor bir işlem yaptı. Ne yaparsa yapsın İnanmaya hazır olanlar kendisine inandı.
Evet: Türk Hava Yolları, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yürütülen FETÖ’cülere yönelik operasyonlar çerçevesinde 211 personelinin işine son verdi. Cumhurbaşkanlığının verdiği talimat tüm kamu kuruluşlarında mevcut Fetöcülerin belirlenerek sistemden uzaklaştırılması yönündeydi. Evet, THY 22.030 çalışanını teker teker inceledi (?) ve bir hafta içinde yurt içi ve yurt dışında görev almış tüm çalışanların içindeki Fetö’ cüleri büyük bir başarı ile belirleyerek (?) 7.ci günde Cumhurbaşkanlığından önce basına duyurdu ve de talimatı en süratle uygulayan kuruluş oldu. THY Tepe yönetimi işin kolayını bulmuş ve öncelikle kurtulmak istedikleri 2004 öncesi şirkete girmiş olan 114 kişiyi listeye almışlardı. Daha önceleri şirketin tepelerinde oturan bir yöneticinin “THY’ de 2004 öncesi işe giren hiç kimse kalmayacak sözü” ortalarda dolaştı ise de tabii ki bunu ispat etmek mümkün olamamıştı. Bu sözün doğruluğunu sarf edildiğini bilenler teyit etmekten korkmuştu. Birtakım insanları da aşağıdaki THY İnsan Kaynaklar basına yaptığı duyuruda yer alan diğer nedenleri öne sürerek bu listeye dahil ettiler. Bu 211 kişilik listede kaç tane FETÖ sempatizanı olduğunu hakikaten insanlar merak ettiler?
Evet, 0 sıralarda Ankara fazlası ile meşguldü. Yaşanan bu olağanüstü dönemde hiç kimse bu listeleri İrdeleyecek durumda değildi. Türk Hava Yollarının uçtuğu yurt içi ve yurt dışı noktalarda çalışan personeli içinde mevcut olan 211 FETÖ’cü beş gün içinde tespit edilerek yapılması gereken işlemler görülmemiş bir süratle ikmal edildi ve 7nci gün bu büyük “başarı” kamuoyuna bir üst paragrafta yer alan insafsız ve insanlık dışı metinle duyuruldu. Cumhurbaşkanlığı talimatını en süratli şekilde yerine getiren sadık (?) yöneticilerin başında bulunduğu TÜRK HAVA YOLLARI oldu. Ortalığa yayılan Liste Ankara’dan onaylandı sözü bütünü ile yalandı. Ankara sözünün kimi ifade ettiğini anlamak zor değildi.
Neticeten Cumhurbaşkanımız talimatının yerine getirilip getirilmediğini veya ne şekilde yerine getirildiğini izleme imkânı bulamadı. Altındakilere güvendi. Altındakiler ise kendilerinin bu talimatı vermelerine rağmen takip edilemeyeceğinden emindiler. Hatta bizim yöneticilerin bunu açıklıkla ifade ettikleri de şirket için de konuşulmuştu. Tabii ki her konuda olduğu gibi duyanlar bunu da teyit etmediler. Fetöcü ilan edilmekten mi korktular dersiniz?
Bu arada bu 211 kişinin çoğunluğunun yapılan işlemden ötürü THY’ nı mahkemeye verdiklerini ve tümü yerel mahkemelere ilaveten istinaf mahkemelerinde ve Yargıtayda bu davaların tümünü kazandılar. Ama işe iade kararı uygulanmadı. Zira THY’ na gelen tepe yönetici gidenden farklı değildi. Hatta ve hatta?
Şayet bir gün Cumhurbaşkanı, THY tarafından işten atılıp kuruluşu mahkemeye veren ve açtığı davayı kazanan/ kaç çalışan var, THY yönetimi kaç davayı kazandı diye sorsa ve listesini istese THY’ nin tepeleri
ne yapar acaba? Böyle bir liste bakanlara ne anlatır dersiniz? Her ne ise konumuz bu değil. Bu rakama dikkat edin.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılı vesilesi ile Vahdettin Köşkü’nde Saat 19.23’te saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından katılımcılara hitap etti. Türkiye’nin gururlu bir gün yaşadığını söyleyen Cumhurbaşkanı, “29 Ekim 1923 yılında ilan ettiğimiz Cumhuriyetimiz, bugün ilk asrını tamamlayıp adına ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak isimlendirdiği ikinci asrına yelken açıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm kahramanları minnetle anıyorum. Binlerce yıllık devlet geleneğimizin yeni bir halkası olan Cumhuriyetimiz, bu topraklarda kurduğumuz ilk değil en son devletimizdir” dedi.
Cumhuriyetimiz ‘Türkiye Yüzyılı’ dediğimiz asra yelken açıyor” diye sözüne devam Cumhurbaşkanımız konuşmasına Türkiye yüzyılında yapılacak olan / yapılması hususları ifade ettiler. Ve de hitabının 22.43 dakikasında kanaatimce Türkiye’mizin en çok ihtiyacı olan konularından birini vurguladılar. BİR OLMAK, KARDEŞ OLMAK. Evet işte iki kelime. Eminin ki bu yazının kahramanı olan şirketin tepe yöneticileri bana gülüyordur.
Evet, Cumhurbaşkanımız 2. nci Türkiye yüzyılı için hayli büyük, iddialı bir program koydu ortaya. Bunları gerçekleştirmek için ise YETER Kİ ile başlayan u cümleyi kurdular. Sn. Cumhurbaşkanımız bir ve kardeş olma olgusunu benimsetmeğe öncelikle kurumlara atadıkları yöneticilerden başlamalıdır. Zira bu bir ve kardeş olma uygulamasında özellikle tanıdığımız yöneticilerin samimi olabileceklerine bugüne dek yaşananları dikkate alırsak inanmak pek mümkün değil. Cumhurbaşkanımızın işi çok, nasıl olsa ilgilenemez ve bize sorar diye düşüneceklerinden herkes emin. Onlara bunu anlatmanın hiç görmemiş olan birine gökkuşağını anlatmaktan daha zor olduğuna eminim.
Evet; buna inanma eğilimimden ötürü bazılarının birçok örnek vererek konuyu alay mevzuu yapacaklarına inanıyorum. Geçen dönemde hiçbir şeye uzanamadı THY çalışanları. Ama hepimiz halen yaşıyoruz. Ve bir yerde yaşam varsa orada ümit’ de vardır. Hiç olmaz ise ona sarılalım. En büyük olaylar içinde dahi ümidini kaybetmemek gerek. Unutmamız gerekir ki ilik en sert kemiğin içinden çıkar. THY’ nin tepeleri Cumhurbaşkanımızın bu sözünden bir anlam çıkartırlar ve de Cumhurbaşkanımız ise isteğinin tersi davranışları değerlendirirler.
Cumhurbaşkanımızın konuşma videosu linki:
(TEDx) PAYLAŞILMAYA DEĞER FİKİRLER
Betül Mardin’in harika konuşması.
Betül Mardin; 1 Aralık 1926 doğumlu olup Türk halkla ilişkiler uzmanıdır. Türkiye'de halkla ilişkilerin temellerini atan kişidir. Kuvvetli bir iletişim ağına sahip olduğunu düşünür. Bu yüzden arkadaşları ‘Ahtapot Betül’ adını yakıştırır ona. Kökleri İslam dininin peygamberi Muhammed'in torunu Hüseyin'e kadar gittiği iddia edilen bir Osmanlı ailesi olan Mardin ailesinin ikinci çocuğudur.
Yorumlar Tüm Yorumlar (20)