Yazılı veya sanal basında şöyle bir başlık vardı. “ Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi Yuvaya Döndü “ Medyanın adını hatırlayamadım. Yazar bu başlıkla Bilal Ekşi Bey için Türk Hava Yollarının bir yuva olduğunu kabul ettiğini ifade ediyordu. . Temenni ederim ki yeni Genel Müdür’ de Türk Hava Yollarımıza aynı gözle bakıyor olsun.
ÖZGEÇMİŞİNİN ÇALIŞTIĞI YERLER BÖLÜMÜ SAĞLAM
İnternet’ de ve THY sitesinde yer alan özgeçmişine bakarsanız özellikle çalıştığı yerler bölümünün sağlam yapısını görmemek mümkün değil. Bu noktadan hareketle Sn. Ekşinin THY sisteminin konularına vakıf olduğunu söyleyebiliriz. İşi ne evde arkadaşları ile çalışarak ne de internetten öğrenecek. Her Yönetici gibi yardım ihtiyacı hissedeceği bazı konularda kendisine destek verecek alt yöneticileri doğru seçmekte onun becerisi olur.
2005 YILINDA TANIŞTIĞIM BİLAL EKŞİ.
2005 yılı başındaydı. Sn. Ekşi Genel Müdür Yer İşletme Yardımcısı olmuştu. O mu beni davet etti, yoksa ben mi kendisi ile görüşmek istedim net olarak hatırlamıyorum.Benim kendiliğimden gelin güvey olup Bilal beyi ziyarete gitmemin bir mantığı olmadığına göre davetleri üzerine gitmiş olmam daha akla akın gibi geliyor. Evet; THY Genel Yönetim binasında kendisini ziyaret etmiştim. Daha sonra bir yerde daha karşılaştık. Bir dernek toplantısıydı zannederim. Ya beni görmediler, ya da tanıyamadılar. İkisi de mümkün. Ama benim kendisi ile ilgili edindiğim ilk intiba “ Görüp de görmemezlikten gelecek” yapıda bir insan olmadığı şeklindeydi. Daha sonra hiç bir temasımız olmadı
Her ne ise, Bilal beyle bir saati aşkın bir süre ile görüştük. Şu anda en net hatırladığım ve de beni fazlası ile etkileyen husus kendisinin beklediğimin aksine Yer İşletme Ünitesinin tanıdığım eski çalışanları ile ilgili bana tek kelime sormamasıydı. Hoş o tarihe kadar eskiler bayağı tırpanlanmıştı ya. Benim Türk Hava Yollarında yaşadıklarımın tümünden de haberdardı. Yalnız bunu ifade etti ve konunun üzerinde durmadık. Yer İşletme ünitesinin sorunları ve bunların çözümleri ile ilgili görüşümü almak istemişlerdi. Ve anlatımım süresince kendisinin çok iyi bir dinleyici olduğunu görmüştüm. Evet; ben THY’ den 2002 yılının ilk yarısında ayrılmıştım. 2003 yılında da yönetim değişmişti. Bu sürecin İlk senelerinde haliyle Türk Hava Yollarını ve özellikle Yer İşletme Ünitesini mümkün olduğu kadar yakından izlemiş hatta yeni yönetimin bir iki üst yöneticisi ile de sektörün diğer şirketleri tarafından düzenlenen tören, yemek vb. toplantılarda tanışmış hatta sohbet etmiştim. Gördüğüm bu insan hepsinden farklı gelmişti bana. Kendi kendime belki de tanıdıklarımın arasında en iyisi budur diye düşünmüş ve bu görüşümü THY’ mensubu eski arkadaşlarım ile de paylaşmıştım.
Bu düşüncemin oluşmasında hissi nedenler etkili olmuş mudur? Mümkündür tabii ki.( Türk Hava Yollarından dışlandıktan sonra oraya davet edilmiş olmak, görüşlerinin öğrenilmek istenmesi, benim Türk Hava Yollarından uzaklaştırılmam sırasında iptal edilen Genel Müdür Yer İşletme Yardımcılığının yeniden ihdas edilmiş olması vb. vb.) Neticeten insanız. Bir taraftan da düşünüyorum da bu görüşmeden hayli zaman önce Genel Müdür Abdurrahman Gündoğdu beyde beni bir konu ile ilgili görüşmeye davet etmişti. Kendilerinden hiç etkilenmemiştim. Randevu talebinde bulunarak ofisine gittiğim Hamdi Topçu beyden de keza. İşte Bilal Ekşi Beyle ilgili 2005 yılındaki düşüncem böyle
BİLAL BEYİN GÖRÜŞ MENZİLİMDEN ÇIKIŞI.
Yer İşletme Ünitesindeki görevinden sonra Sn Ekşi hali ile görüş menzilimin dışında kaldı. Emekli bir insanın boyunun yetmeyeceği, erişemeyeceği kadar yükseklere çıktı. Ve özellikle Türk Hava Yollarındaki görevlerinden sonra Sn. Ekşinin politikacılarla daha fazla ilişkisinin olduğunu da düşünebiliyorum.
BU GÜNE KADAR BU MAKAMLARA NASIL GELİNİYORDU Kİ?
Hemen başladık. Torpil sözlerine. Hamdi Topçu ve Temel Kotil Beyler gibi kendisinin de Rizeli olmasını Torpil göstergesi olarak değerlendirmemek gerek. Kendisine torpil yapıldıysa Ulaşım A.Ş’ den Türk Hava Yollarına ilk gelişinde, 2003 senesinde yapılmıştır. O günden bu yana Sivil Havacılık çatısı altında geçirdiği 13 sene az zaman değil.
Türk Hava Yollarında iki Genel Müdür Yardımcılığı görevini takiben iki değişik Sivil Havacılık kuruluşunda
Genel Müdürlük ve Genel Müdür Yardımcılığı yapmış ve de Ülkemiz Sivil Havacılığının en tepesinde yine Genel Müdür unvanı ile çalışmış birinin Türk Hava Yollarına Genel Müdür olmasını torpile bağlamak bu aşamada ne kadar doğrudur bilemem. Bana pek doğru gelmiyor.
Kaldı ki; sağa sola, diğer kamu kuruluşlarına yapılan atamalara ( Hayvanat bahçesinden Tubitak’a, Güreşten minderinden Tiyatroya, müzik dünyasından Avrupa Birliği uzmanlığına, İnşaat Mühendisliğinden Sağlık Bakanı Yardımcılığına yapılan atamalar vb. ) bir bakalım. Belki de Türk Hava Yollarına gelebilecek olanların içinde Bilal Beyin en doğru ve yakışanı olduğunu düşünüyorum. Hatta THY şanslıdır veya bu atamaya Binali Beyin Türk Hava Yollarını kayırması bile diyebilirim.Hayal kurmanın sağlığa bir zararı yok ama her halde hiç kimse bu göreve CHP’li bir yakışanın veya Partisiz bir uzmanın getirilmesini beklemiyordu. 2003’ den beri Türkiye de böyle bir atama yapıldığı görülmedi. Emin değilim ama her halde daha önceden de yapılmamıştı. Bu satırlardan o beylerle Bilal beyi karşılaştırdığımı düşünmeyin lütfen, Böyle bir düşüncem yok ve haddimi de aşar. Yine de belirli bir zihniyetin bu ifademi sakız edeceğine eminim.
BU ATAMADA YADIRGADIĞIM BİR HUSUS.
Bu atamada yadırgadığım bir konu var ki o da, bir önceki görevinden ötürü tüm sektörle ve sektör kuruluşları ile ilgili en üst seviyede bilgiye sahip olan birinin sektörün en büyük Havayolu ve ticari kuruluşu olan Türk Hava Yollarının başına getirilmiş olmasıdır. Bunun 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun çerçevesinde izahı bir yana rekabet mantığı ile çeliştiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Ancak bu kritik konuyu göz önüne almış olması gereken de Bilal Ekşi değil, bu çok önemli noktayı göz ardı ederek kendisini THY Genel Müdürü olarak atayanlardır. Umarım ki atamayı yapmadan önce konuyu Rekabet Kuruluna danışmış olsunlar. En hafif deyim ile yapılan iş etik değerlere uygun değil.
HAYIR, DEMEK MÜMKÜN MÜ? ZOR.
Tüm Turizm sektörümüz gibi Türk Hava Yolları ’ da önünü net olarak göremiyor. Aydınlığa çıkabilmek için geçilmesi gereken hayli uzun bir vadi var önlerinde. Ve bu tabii koridoru kat ederek aydınlığa çıkılabilmesi için alınması şart olan bir takım tedbirler var. Hepsi can sıkıcı, iç karartıcı tedbirler. Belki de sonuçları itibarı ile insanın ömür boyu yaptığı bu işle anılmasına neden olacak tedbirler. ( Aynı siyasi görüşe bağlı bir önceki Türk Hava Yolları İcra yönetimince açılan ve ütilizasyonu temin edilemeyen ancak prestij konusu ön plana alınarak iptal işlemi yapılmayan bazı uçuş noktalarını ekonomik nedenler göz önüne alınarak hizmet ağından çıkartmak. Abartılı büyüme stratejisine bağlı olarak alınan uçakların paralelinde büyüyen istihdamı makul seviyeye çekmek, park edileceği söylenen uçaklar için çözüm bulmak vb. ) Bunların tümünü ve sektörün genel durumunu bizden iyi bilen bir tepe yönetici gönül arzusu ile Türk Hava Yollarının dümenine geçer mi dersiniz? Hele bu sektörün en tepe noktasındaki görevini bırakıp. Hiç zannetmem. Ama devletin üst noktalarında çalışan insanların örneğin bir Başbakanın “Direksiyona Sen Geç” Sözü ile şekillenen görevlendirmesine “ Hayır ” demesi de mümkün değil. Çok senelerce önce rahmetli Özal döneminde Örneğini görmüş ve yaşamıştık. Atama böyle mi yapıldı bilemiyorum. Aslında sık rastlanan bu olabilirliği dikkatten uzak tutmamak gerek.
YA MAYA SAHİDEN EKŞİMİŞ İSE.
Gördüklerimden ve yaşadıklarımdan sonra ben politikadan da, politikacılardan da korkar oldum Bu hususta satırlara dökmek istemeyeceğim kadar tecrübe edindim. Politika sisteminin bürokrasinin en düzgün insanlarını nasıl zedelediğine şahit olduk. Siz politikadan kopsanız bile o sizi bırakmıyor.
Evet; Bilal beyin siyasetle ve siyasilerle ilişkisinin hangi düzeyde olduğunu bilemiyorum. Tabii ki bu tahmin edemiyorum demek değil. Siyasilere çok yakın ise bu yakınlığın mayayı ekşitmiş olabileceği akla yakın geliyor ama başka bir deyişle bu mayanın ekşiyip ekşimediği konusunda net bir bilgi sahibi değilim. 2005 yılındaki ilk ve son temasım sonucunda oluşan görüşümle bu gün için bu konu ile ilgili fikir serdetmem en azından ayıp olur.
Bir fırıncıya sordum. Mayaya tuz konulursa ekşimesi gecikirmiş. İnternete baktım, orada da böyle bir not var. Tuz mayayı ekşitmeden 10 -11 sene ilk halinde tutabiliyorsa hem THY hem de çalışanları için Bilal Bey güzel kurabiyeler yapabilir. Yok; tuzun etkisi bu süre için yetersiz kalıyorsa ekşiyen o mayadan ne kurabiye ne de ekmek yapılır. Ekmeği içine banmak için yoğurt bile çalınmaz. Dilerim ki Bilal Beyin öz mayasına koyduğu koruyucu tuz onu, fikir ve düşüncelerini ekşitmeden muhafaza etmiş olsun.
ÖNEMLİ OLAN VERİLEN SÖZDE DURMAK.
Bu arada temenni ederim ki Sn. Ekşi’ de Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Aycının Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanlığına atandığı ilk günlerde yaptığı gibi bir genelge ile personele seslenirken bu dönemin karakteristiğine ters düşen, yapılması mümkün olmayan şeyleri vaat ederek işe başlamasın. ( şirketi bir aile olarak görmek, çalışanlar arasında ayırım yapmamak, adaletli olmak vb.) Bu güne kadar yapılanlar dikkate alındığı takdirde bu tür göstermelik seslenişlerle güven duygusu daha ilk günden zedeleniyor ve de aynı siyasi görüşü paylaşan kişiler dışında kimse yazılan veya söylenenlerin samimi olabileceğini düşünmüyor. Evet aynı siyasi görüşü paylaşan Türk Hava Yolları çalışanlarının bir bölümü de bu tür sözlere kalben inanmıyor ama ne yapsınlar ki, bayağı bir yükümlülükleri var. Kendilerini bu yuvaya kabul eden ve dolayısı ile minnet duydukları zihniyetin o dönemdeki temsilcilerine olan vefa borcunu, Türk Hava Yollarının tepesinde bu gün kimler oturuyorsa onlara ödemek gibi. Bilmem anlatabildim mi?
Sn. Bilal Ekşiye başarı dileklerimle hoş geldiniz diyor, bu atamanın THY ve çalışanları için de hayırlı olmasını diliyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (25)