CENAZEDEKİ SORGULAMA: Hani cenazelerde imam cemaate sorar, “ Kişiyi nasıl tanırsınız, iyi bir Müslüman olduğuna şehadet eder misiniz? Cemaat iyi tanırız, ederiz diye cevaplar imam efendiyi. “Merhuma olan hakkınızı helal edin “ Üç kez tekrarlanır bu istek. Cemaatin hepsi müteveffayı tanısın veya tanımasın “ Helal olsun ” diye cevaplar hep bir ağızdan. Adet budur. Müslümanlıkta cenazeye iştirak edip imam tarafından yöneltilen bu sualleri “Hayır” diye cevaplayanlar hoş görülmez. Buna çok ender olarak rastlanmakta ise de bu hareket cemaatin büyük tepkisine neden olur. Benzeri bir olay en son Bodrum Yalıkavak’ da bir cenazede meydana gelmişti. Hakkını helal etmeyen adam vefat edenin yakınları tarafından hayli tartaklanmıştı.
GENEL MÜDÜR GÖREVDEN ALINIRSA: Falan şirketin filan makamında oturup senelerce çalışanlarla haşır neşir olmuş ( x ) Bey görevinden ayrılır olsun. Bu mesaisi esnasında Müslümanlık ile bağdaşmayan türde hareketlerde bulunan ( X ) Bey çalışanları kırıp, haklarına saygı göstermeksizin sebepsiz yere ekmekleri ile oynadıktan sonra şirketten ayrılırken kendisi için yapılan süslü bir uğurlama toplantısında veya şirketin çalışanlarına yaptığı yazılı bir seslenişte çalışanlara imam gibi seslenir. “ Bana Olan Hakkınızı Helal Ediniz”. İşte bu başka. Burada etmiyoruz diyene tepki koyan olmaz. Zira hakkını helal etmeyen çok kimse çıkacaktır. Vakıa ayrılan yönetici için bu bir şey ifade etmez. Bu nedenle hakkımı helal etmiyorum diye ağzını yormanın bir faydası yok. Haramı helali bilse zaten bu kadar insanın hakkını yemezdi. Evet, birçok şeyi gibi diğer bazı duyguları da göstermeliktir. Buna rağmen insan “ Benden helallik istemeyin. Hakkım üzerinizdedir” de diyebilir.
BUNLARI YAPANLARA HAK HELAL EDİLİR Mİ? Senelerce önce kapatılan Best Air çalışanları geçen on senede yaşadıklarını unuttular mı dersiniz? Bu insanlardan helallik almak sizce mümkün olabilir mi? Evet; A:Z.A.P mensupları, mağdur olan Atlas çalışanları patronlarına veya yöneticilerine haklarını nasıl helal etsinler ki? 2012 yılında grev yasağını protesto etmeleri nedeni ile iş akitleri feshedilen 305 çalışan iki sene sonra göreve yeniden kabul edilmiş olsalar bile, kendilerinin ve ailelerinin bu iki sene içerisinde çektiklerini unutup yaşamlarını karartan bu yöneticilere helallik verirler mi ederler mi? Hiç sanmam. Ya 2016 yılında iş akitleri anlaşılmaz bir nedenle sonlandırılan 211 THY çalışanı, şirket aleyhine açtıkları tüm davaları kazanmalarına rağmen işe iade edilmemelerini ve de kendilerine yöneltilen suçlamaları nasıl hoş görüp haklarını beyim istedi diye helal ederler mi? Eşyanın tabiatına aykırı. Hepsinin hakları buna sebebiyet verenin / verenlerin ve de ileride bir gün kendileri benzeri bir işlemle karşılaşmayacaklar gibi “ bunları atmakla iyi yaptılar” diye tezahürat da bulunan şirketin diğer çalışanların üzerindedir.
Hani pek temenni edilmez ama şayet bu eziyetleri çalışanlarına çektirenler Allah yine de gecinden versin, yaşama gözlerini yumarsa ve de cenazelerine bu sıkıntıları yaşamış olan insanlar da iştirak ederlerse imamın davetinin Müslümanlığın gereği olduğunu kabullenerek yine de “ iyi biliriz, hakkımız helal olsun “ diyebilirler. Tabii hepsi değil. Anlayacağınız bu gafillerin bu günahlardan arınmaları imkân dâhilinde değil. Dileriz ki gerek bu dünyada ve gerekse öbür dünyada bu günahlarının ağırlığını hep omuzlarında hissetsinler.
HAKKINIZI HELAL EDİN.
Bir diğer Genel Müdür çalıştığı şirketteki görevinden alınmış. Adet olduğu üzere kendisine bir veda yemeği verilmiş ve bu yemeğe şirketin orta seviyedeki yöneticileri de dâhil olmak üzere pek çok çalışan çağrılmış. Görevden ayrılan tepe yönetici yemekte bir konuşma yaparak çalıştığı süre içinde şirket için yaptığı çalışmaları uzun uzun anlatmış ve de konuşmasının sonunda “ istemeden de olsa kırdığım mesai arkadaşlarımdan özür diliyorum Desteğiniz için teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin “ demiş. Arkalardan gelen bir ses yükselmiş Bu sesin sahibi giden Genel Müdür döneminde sağa sola çok çekilmiş ve hayli yıpranmış olan bir çalışanmış. Nedense Genel Müdür onu benimsememiş ” Bizi çok üzdünüz. Bu nedenle bu konuyu ilgililer ile daha sonra görüşeceğim. Şimdi helalleşme yok kendi payıma.“ diye bağırmış. Aslında kimse anlamamış ama yine de uzun bir sessizlik salona hâkim olmuş ve de daha sonra yemek başlamış. Arkalardan gelen sesin söylediği söz tabak, çatal bıçak sesleri arasında kaynamış gitmiş.
Gel zaman git zaman görevden alınmış olan eski Genel Müdür şirkete Yönetim Kurulu Başkanı olarak tekrar atanmış. Bu rastlanmamış bir şey değildi Türkiye’mizde. Başka bir deyişle eski Genel Müdür kuruma geri dönmüş ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak aynı çatı altında yine çalışmaya başlamış. Göreve başladıktan bir süre sonra ayrılış yemeğinde kendisine helalleşmemek için mazeret uyduran çalışanı makama çağırmış ve davranışının ve yemekte söylediği sözün nedenini öğrenmek istemiş.
Ayrılan bir yöneticiye helallik vermemek için mazeret uydurmak ayrı bir konu, şu anda şirketin en tepesinde oturan zatın bu sualini cevaplamak apayrı bir konu. Ancak çalışan hiç teklemeden söze başlamış. “ O an için helallik vermemin sizi aldatmak olacağını düşünmüştüm. Çalıştığımız dönemde şahsımla ilgili verdiğiniz kararların sıkıntısını, acısını ve tüm menfi sonuçlarını ailece çektik, hep birlikte yaşadık ve çok üzüldük. Çocuğumu okuduğu okuldan almaya mecbur olduk. Eşim evin çarkını döndürebilmek için çok zorlandı, kahroldu. Oğlumun en masum isteğini bile karşılayamaz olduk. Dolayısı ile sadece benimle helalleşmenizin yeterli olmayacağını düşündüm. Her ne kadar ailemin reisi isem de onlara danışmadan, size helallik vermem veya vermemem pek doğru olmayacaktı. O gece veda yemeğinizden sonra eve dönünce onlarla konuştum. Size karşı benden fazla hoşgörülü olduklarını gördüm. Geçti, gitti ve bitti diye düşünmeyi tercih ettiler. Şirkete bir daha döneceğinizi hiç düşünmemiştik. Tabii ki ben de bu konuda aileme uymak durumundaydım. Gıyabınızda sizinle helalleştik. Üzerimde kalmasın. Ailece size olan hakkımızı helal ettiğimizi bu gelişinizde duyurmak nasipmiş.”
Yönetim Kurulu Başkanı ne mi yapmış? Gülümseyerek dinlemiş çalışanını. Kurgulama, karar verme ve uygulama konusunda kabiliyetli, açık sözlü ve sıkı bir genç olduğunu düşünmüş. Muhtemeldir ki sonraki dönemde onun hizmetinden başka bir noktada faydalanacaktır. Peki, evdeki ekseriyete uyan bu çalışan sizce eski Genel Müdürüne olan hakkını helal etmiş oldu mu? Ne dersisiniz?
FIKRA: DİNİ GÖREVİME HARAM KARIŞTIRMAM.
Temel kiralık ev ararken Dursun’a ait bir dairenin boş olduğu bilgisini alır ve o akşam hemen Dursun’a gider. Hoş beşten sonra, konu kiralık daireye gelir. Dursun Temele senden iyi kiracı nasıl bulabilirim ki der ve kira bedeli hususunda pazarlık bile etmeye gerek kalmadan anlaşırlar. Dursun başlar evle ilgili bilgi vermeğe. Evde 3 adet musluk var.
İkisi kaçak suya bağlı, bir tanesi ise normal belediyenin saatine bağlı. Dursun tabii ki anlayamamış. Neden ki ikisini kaçak birini kayıtlı kullanıyorsun diye sorar. Temel’in cevabı Dursun’u iyice şaşırtır. “ O musluktan abdest alıyoruz” namazıma, kutsalıma haram karışsın istemedim”
Tabi ki abdest alınan musluğun suyu ile değil ama bu konularda Temel gibi düşünen böyle hareket eden çok kimse var. Kim kimden hangi konuda helallik isteyecek pek belli değil. Herkes bunun kendine göre bir yolunu buluyor. Evet, yaşamda harama ve dolayısı ile cehenneme giden yolu bulmak zor değil. Hele bu devirde öyle rehberler var ki insana nasıl davranacağını şaşırtırlar.
Yorumlar Tüm Yorumlar (34)