28 Ekim 2024: ORTADOĞU HAVA SAHASININ KAPANMASI, ÜLKEMİZİ VE SİVİL HAVACILIĞIMIZI NASIL ETKİLER? başlığı ile köşemde yayımlanan yazıya aldığım 2 yorumu ve verdiğim cevapları sizlerle paylaşmak istedim. Muhtemeldir ki VPN arkasına saklanıp terbiyesizlik yapan bazı kendini bilmezlere bir şeyler anlatır.
OKUR YORUMU:1 “Türk havacılığı deyince aklına Türk Hava Yollarından başka bir şey gelmeyenlerin mega havacılık uzmanlığı gibi unvanlar aldığı ülkede hava sahalarının kapandığı senaryoda işin özünün seyrüsefer hizmetlerinden geçtiğini idrak edememesin” ve iki kelime yazamamalarına şaşmamak lazım. Bizler hava trafik kontrolörleri olarak her senaryoya hazırız”
YAZARIN CEVABI 1: Siz benden yazılarımdan öyle bir hava hissettiniz mi? Bana bu sıfatı yakıştıran yorumcuya da verdiğim cevabı da okusaydınız. “Keşke söylediğiniz gibi olabilseydim” demiştim. Başka bir okurun yakıştırması ile yorumunuzda beni çivilemeniz, yorumlayamıyorum. Sivil havacılık ne yalnız benim bildiklerimden ibaret ne de sizin. Seyrüsefer hizmetlerinin önemini haiz biriyim. Siz benim köşemde yayımlanmasına ve de kaleme alan yazarın isminin belirtilmesine rağmen, köşe benim diye şahsıma yakıştırılan bir hususu yorumunuzun girişinde sanki yazara söylenmiş gibi sunmanızı anlayamamamı mazur görün lütfen. Yalnız THY konularını yazan biri olmam kendimi sivil havacılık uzmanı olarak görmediğimin bir göstergesi değil mi? Hava sahası için oluşturulacak tüm senaryolara hazır olduğunuza inanırım/inanmaya mecburum. Zira aynı sektörün insanıyız. Ve de sizi çivilemek beni küçültür. (Çetin özbey)
OKUR YORUMU 2: Sayın Özbey öncelikle şunu belirteyim yorumumun haddini aştığını ve haksız ithamda bulunduğumu kabul ediyorum. Amasız fakatsız özür diliyorum ancak komşu hava sahası kapanırsa başlıklı bi yazı okuyup bizlere dair bi bilgilendirmeye ulaşamamak üzmüştür. Cevabınız için teşekkürler.
YAZARIN CEVABI 2: Özre gerek yok arkadaşım. Söylemler nezaket kaidelerine uygun olduğu sürece sorun değil. Konunuzdan bahsedip size yazıda yer verilmemesinden üzüntü duymakta haklısınız. Hem bunu telafi edelim hem de insanlarımızı doğru olarak bilgilendirelim. Lütfen Hava Trafik kontrollerinin işlevleri hakkında bana bir A4 'lük bir yazı kaleme alıp gönderin. ([email protected]) Ben de bu yazınızı köşemde yayımlayayım. Lütfen bunu göndereceğiniz mail adresinizin ve bana bildirmek zorunda olmadığınız isminizin ben de kalacağına inanın. Lütfen.
Buraya kadar güzeldi. Gel gelelim hotel rumuzlu yorumcu arkadaşım bana güvenip tekrar ediyorum bana güvenip Hava trafik kontrolörleri ile ilgili olarak istediğim yazıyı mevcut ortamda kimliğinin ortaya çıkma riskini göze alarak göndermedi / gönderemedi. Bu 2. yorumundaki nezaketini ortadan kaldıracak önemi haiz bir husus değil dolayısı ile beni amasız ve fakatsız bir özrün karşılığını vermekten alıkoyacak da değil.
Ben bir köşe yazarı değilim. Birtakım yazılarımda da belirttiğim üzere tesadüfen üç beş kelimeyi yan yana getirebiliyorum o kadar. Ben eski bir sivil havacılık mensubuyum. Kendi konumda uzman sayılabilirim galiba. Hava trafik kontrolörlüğü uzmanlık sahamın dışında. Bu nedenle Hotel rumuzlu Hava Trafik Kontrolörü arkadaşımızdan kendilerini anlatan bir yazı yazmasını ve onu sayfamda yayımlayacağımı söylemiştim. Olmadı.
Bari bende bir uzmanın bu konudaki anlatımını bulup sizler paylaşayım istedim.
BİR HAVA TRAFİK KONTROLÖRÜNÜN GÖZÜNDEN HAVA TRAFİK KONTROLÖRLÜĞÜ
https://cdn.istanbul.edu.tr/file/JTA6CLJ8T5/73F53E24BD734DC28CDB0B33A90C6317
DHMI: HAVA TRAFİK KONTROLÖRLÜĞÜ
https://web.shgm.gov.tr/tr/havacilik-personeli/2129-hava
Tabii ki Hava Trafik Kontrolörü kardeşimiz, bu linklerdeki anlatımları beğenmeyebilir ve de daha detaylısını kaleme alıp sizlere sunabilirdi. Bu imkânı kullanmadı. Başka bir deyişle benim seçimimi beğenmeme hakkı yok. Ancak şunu ifade ermeliyim ki bu iki bilgi kutusunu açıp, okuyup kendi eksikliklerimi giderdim.
Güven duygusu zorla oluşturulmaz. Bunun için sitem etme hakkım yok. Belki yazdığı 2. yorumun netliğinden, bu okurumun bana güveneceğini düşünmüştüm. Kaldı ki Sn. okurumun bu tarzını üzerime almadığımı da söylemeliyim. Muhtemelen güvensizliği bana, şahsıma değil, ortama yöneliktir. Nalıncı keseri hep kendine yontarmış ya. İşte benim ki de o hesap. Sizler ne düşünürsünüz? Onu bilemem.
Bu arada, ben THY’ den atılmış biriyim. Yaşım 80’i buldu. Mutluyum ki, şirketten uzaklaştırılmış olmama rağmen kurumda birlikte çalıştığım arkadaşlarımın bana karşı duydukları güven duygusu zedelenmeden. O güzel hissi kaybetmeden ayrıldım yuvadan. İnanır mısınız? THY’ den ayrılalı 22 sene olmasına rağmen bu karşılıklı duygu beni halen ayakta tutuyor. Ve de Yer İşletme çatısı altında birlikte çalıştığım dost ve arkadaşlarımı çok seviyorum.
Değerli okurum, 2. yorumunuz ve göstermiş olduğunuz nezaketiniz için size teşekkür ediyorum. Sizi tanımıyorum ama ben hava trafik kontrolörü arkadaşlarımıza, sizlere güveniyorum. Eşimin, kızımın, torunumun, damadımın, tüm dostlarımın ve de uçakla seyahat eden insanlarımızın canları sizlere emanet. Sağolun, sağlıkla kalın.
"BAHANELERİMİZ YERİNE HAYALLERİMİZ OLMALI"
Sn. Okurlar. Bu yazının bir sivil havacılık sitesinde ne işi var diye sorabilirsiniz; fakat bazen hayatın içinde öyle konular var ki hepimizi ilgilendirir. Kim olduğunuz, hangi alanda çalıştığınız fark etmez. İster bir üniversitede yapay zekâ ve veri mühendisliği bölümünde görevli bir akademisyen olun, ister bir sivil havacılık çalışanı. Eğer bir insan, diğer insanların sağlığını geliştirmek için attığı her adımla onların yaşamını kolaylaştırmayı hedefliyorsa, o kişinin aldığı her nefes bile hepimize değer katar. Yarın, belki de bu buluşlara biz ya da sevdiklerimiz ihtiyaç duyabiliriz. Bn. Dağdeviren’ i o zaman arayacağımıza neden şimdiden dinlemeyelim ki?
Evet, konumuz dünya bilim camiasına, henüz 28 yaşındayken ‘giyilebilir kalp pili’ icadıyla imza atan, Harvard Üniversitesi Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanı olan Doç. Dr. Canan Dağdeviren, BBC’nin ‘İlham Veren 100 Kadın’ listesinde de yer alıyor. Çalışmalarını The Massachusetts Instute of Technology (MIT) Media Lab’da sürdüren Dağdeviren, meme kanserini erken teşhis edebilecek giyilebilir elektronik sütyen çalışmalarına son hızla devam ediyor. Buluşlarıyla bilim dünyasında kendine önemli bir yer edinen Doç. Dr. Dağdeviren, Acıbadem Üniversitesi’nin 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni için Türkiye’ye geldi. Geleneksel ilk Ders ’i verdi
“Bahanelerimiz yerine hayallerimiz olmalı: Başarıya giden yolun; hayal kurmak, hayalinin peşinden koşmak, çok çalışmak, çok soru sormak, düştüğü yerden kalkıp tekrar çalışmak ve hiçbir zaman yılmamak olduğunu belirten Doç. Dr. Dağdeviren “Bahanelerimiz yerine hayallerimiz olmalı!” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Bana sık sık soruyorlar ‘hocam siz ne yaptınız da bu kadar farklı fikirleri ortaya çıkardınız ve bu kadar değişik aletler yaptınız?’, diye. Ben hep ünlü şair Robert Frost’un şiirini örnek veriyorum: “Bir ormanda yol ikiye ayrıldı ve ben, ben gittim daha az geçilmişinden... Ve bütün farkı yaratan bu oldu işte.” Aslında benim öğrencilerimle birlikte yaptığım şey de biraz bu. Biz farklı, düşünülmemiş, hayal edilmemiş, hayal edilmiş ama cesaret edilip yola çıkılmamış işler yapıyoruz.
Bununla birlikte kendi tarzını, kendi standardını yaratmak da son derece önemli. Öğrencilerime hep ‘Kendi tarzınızı, kendi standardınızı öyle bir yaratın ki, insanlar sizin şu kısacık zamanda, kısacık hayatınızda, bu dünyaya bıraktığınız bir tarzınız, bir iziniz olduğunu görsün’ diyorum. Öte yandan ‘kendiniz’ olmak, kendinizi başkalarıyla kıyaslamak yerine kendi yapabileceğiniz işte uzman olmak da çok büyük önem taşıyor.” Günümüzde gençlerin sayısız avantajları olduğunu, sosyal medyayı kullanmanın ve kilometrelerce uzaklıktaki insanlarla saniyeler içerisinde irtibatta bulunabilmenin çok değerli olduğunu belirten Doç. Dr. Dağdeviren, gençlere bundan çok iyi faydalanmalarını ve hayallerini inşa etmek için global dünyaya ulaşabilir olmanın avantajlarını kullanmalarını önerdi.
“ABD’de yaşıyorum ama tedavimi yaptırmaya Türkiye’ye geliyorum”: Doç. Dr. Dağdeviren Amerika’da yaşamasına rağmen tedavisini yaptırmaya Türkiye’ye geldiğini, ülkemizde çok başarılı doktorlar olduğunu belirtti.
Acıbadem Üniversitesi’ni ziyaretinde gerek teknolojik altyapı gerekse öğrencilerin bilgi ve beceri düzeylerinden çok etkilendiğini söyleyen Doç. Dr. Dağdeviren “Eğitim ve araştırma imkanları kesinlikle dünya standartlarında, hatta bazı alanlarda bu standartların da üzerinde” diye konuştu. Dünyada kadın sağlığı üzerine araştırmaların yıllarca geri planda kaldığına, ekibiyle birlikte kadın sağlığına yönelik araştırmalarına hızla devam ettiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Dağdeviren “Bu açığı kapatmamız gerekiyor” dedi. Doç. Dr. Canan Dağdeviren şöyle konuştu: “Meme kanseri için geçen yıl hayata geçirdiğimiz cihazımızın şu an insan denemelerini gerçekleştiriyoruz. Bu elektronik sütyen teknolojisi ayrıca başka organların izlenmesi ve başka kanser türlerinin izlenmesi için de çok verimli bir şekilde çalışmakta. İç çamaşırının üzerinde aynı zamanda böbrek kanseri ve mesane progbleminin izlenmesine olanak sağlıyor.
Sn. Canan Dağdeviren’in bu konuşmayı yapmasına, gençlerimizle tanışmasına vesile olan Acıbadem Üniversitesi yönetim ve yöneticilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Yorumlar