Herkes bir hazımsızlık içinde, söylenen her sözü tersinden anlama yarışında. Kim ne söylerse söylesin “benim görüşüm doğrudur” çabası içinde. Karşı taraf konuşurken diğer taraf sözün bitmesini beklemeden hemen atağa geçme ve anti tez sunma gayretinde. Dinlemeden verilen cevaplar birbirimize hazmedememe görüntüsü veriyor.
Neden böyle girdim yazıma?
Geçen hafta yine Airport TV’de moderatörlüğünü yaptığım Fikir Fırtınası Programı’na, havacılık alanında oluşturulmak istenen Sivil Havacılık Akademisi adı verilen sivil toplum örgütünün nasıl olacağına dair tartışma damgasını vurdu.
Kabul etmek gerekir ki, kurulması istenen Sivil Havacılık Akademisi adındaki örgüt amacı doğru ve yapıcı bir anlamda geliştirilirse Türkiye için faydalı olacaktır. Ancak, Sivil Havacılık Akademisi adı verilen bu örgüt kişisel hırslar ve geçmişe yönelik hasetler üzerine kuruluyorsa o zaman ölü bir doğum olarak bakmak gerekir. Örneğin, Airport TV’ye bağlanan Kaptan Pilot Bahadır Altan’ın Fikir Fırtınası Programı yorumcularından Oktay Erdağı’ya “Sizin orda olmanızı ben istemiyorum. Siz devletten gelen bir insansınız” demesi şimdiden kadük bir şeylerin olacağını gösteriyor.
Hatırlatmak gerekir ki, Bahadır Altan kaptanda askeri kökenli bir kaptan. Yine oluşumun fikir babası olan Sayın Dr. Muzaffer Çetingüç de askeri kökenlidir. Diğer katılımcılar da hepsi birer meslekten. Şöyle düşünmek gerekir. Örneğin, DHMİ’den katılacak olan bir kişi DHMİ’yi mi savunacak? THY’den katılan bir kişi THY’yi mi savunacak?
Geniş bir yelpazede oluşum olması isteniyorsa herkese kucak açılmalıdır. Sen oradansın, ben buradanım demenin bir anlamı yok.
Bir başka sorun daha var. Fikir Fırtınası’nda tartıştığımız Sivil Havacılık Akademisi konusunda bu işin önderlerinden sitem işittik. Oysa tartışmadan ortaya çıkacak bir sivil toplum örgütünün ortaya çıkaracağı sonuç “Körler sağırlar birbirini ağırlar” şeklinde olacaktır. Asla ve kat’a bu oluşuma karşı değilim, kurum olarak da değiliz. Aksine ayakları yere basan her türlü oluşumu destekleyeceğimizi kendi adıma belirtmek isterim. Yeter ki havacılığımıza katkı sağlasın, gelişmesine önderlik etsin.
Kurulması için çaba sarf edilen Sivil Havacılık Akademisi’ne destek verirken, sivil havacılığımız adına önemli olan yatay anlaşmanın imzalanmasını da önemli bir adım olarak görüyorum.
Türkiye gelişiyor, havacılığımız gelişiyor, havacılık sektöründe baş döndürücü bir yükseliş var. Bütün bunlar olurken süreç içerisinde değişik ihtiyaçlar doğacaktır. Günün koşullarına göre çıkan ihtiyaçlara Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün çözüm üretmesi için elbirliği ile destek vermek gerekir.
Her yapılan işe “Tu kaka” demek yerine öneri sunmak daha mantıklı olacaktır. Birbirimizi engellemek yerine destek vermek ve başarıyı ortak yakalamak en güzel hizmet olacaktır. Dünya her türlü anlamda iş birlikteliğine giderken bizlerin iç çekişmelerle uğraşmamız Türkiye’ye ihanet olacaktır. Elbet tartışacağız, elbet gelişmek için değişik önerilerle birbirimize anti tezler sunacağız. Kırmadan, dökmeden anlayış içerisinde büyüyeceğiz.
Havacılık sektörümüze gerek yatay anlaşmadan doğacak olan sonuçlar ve gerekse Sivil Havacılık Akademisi hayırlı olsun.
Haftaya görüşmek dileğiyle.
Yorumlar