25 Temmuz 2016, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

Her Şerde Bir Hayır Var mı? Yaşarsak Göreceğiz

Her Şerde Bir Hayır Var mı? Yaşarsak Anlayacağız.

Hoş yaşananın bir savaştan farkı yoktu ya. TSK üniforması giymiş teröristler,Türk halkına saldırdı.Sağa sola, sağa sola TBMM’ ne, Cumhurbaşkanlığına bombalar yağdırdı.Kalkışma ötesi bir oluşum gördük topraklarımızda. 20 Temmuz itibarı ile 246 şehit verdik, 246 Ocak söndü. 1500’ün üzerinde insanımız yaralandı. Allah tekrarını yaşatmasın.

15 Temmuz akşamı ülkemizin üzerine oturmuş bulunan koyu gri olan bulutlar aniden kapkara oldu. Tüm milletimizi zifiri karanlığa gömecek bir badire Allahın yardımı ve görevini müdrik ordu ve polis mensupları ile birlikte darbeye karşı duran halkın gayreti ile atlatıldı.

Geçmişte yaşadıklarımızı düşününce en iyi darbe yönetiminin halkın seçim ile iktidar verdiği en kötü yönetimden iyi olabileceğini kabul etmek mümkün değil. .

Evet; şimdi hepimizin yaşanan bu darbe girişiminden ders çıkartmamız gereken konular var. . Bu aşamada sanal medyayı daha kötü kullanamazdık. Klavye silahşorları içlerinden gönüllerinden geçeni belli bir kaynaktan bilgi almışçasına ekranlara taşıdılar. Falan öldürüldü, filan kayıp, köprüde askerin kafasını kestiler vb. Her ne kadar halkın bir kesimi kendilerine verilen mesajı yanlış değerlendirip askerle saldırarak linç girişiminde bulundu ise de kendilerinden istenilen tabii ki bu değildi. İleriki günlerde bu saçmalıkları yapanlar hakkında da hukuki işlem yapılacağına mutlak gözü ile bakmak istiyorum..

Türk Silahlı Kuvvetlerinin küçük bir bölümü kalktı bu işe. Ordumuzu küçük düşürmeyi amaçlayan bir takım insanlar bu aymazlıktan sanki tüm TSK’ ni sorumlu tutar havaya girdi. Cumhurbaşkanının ve Başbakanın bu konuda genele yaptıkları ikaza rağmen. Bunlar Cumhurbaşkanın yaptığı meydanlara çıkın çağrısını doğru yorumlamamışlardı. Bu davete icabet edenlerin bir bölümü emri uygulayan veya tatbikat yapılıyor vb. söylevlerle aldatılan askerlerimizi yerlerde sürükleyenlerdi. Ordumuzun milletimiz için vazgeçilemez bir unsur olduğunu dikkate almaktan aciz kafalardı bunlar. Bu arada dün gözaltına alınan 1200 er serbest bırakılınca aklıselimin galip gelmeye başladığını düşündüm. İnşallah yanılmıyorumdur. Bu konuda Er ve Erbaşlarda hata aramak doğru bir yaklaşım değildi..

Tüm olup bitene ve gerek darbeciler tarafından sergilenen çirkinliklere ve gerekse sokaklara taşan insanların ortaya koydukları sağlıksız tepkilere rağmen 16 ve 17 Temmuz günlerini yine de dostluk, kardeşlik, el ele hep birlikte olma çağrıları ile geçirdik. Tabii ki darbecilerin, başka bir deyişle teröristlerin insanları öldürmek üzere ateş açmalarını ve de halkın emir alan veya aldatılan erleri linç etmeye kadar varan saldırılarını “ sergilenen çirkinlik “ sözü tam olarak ifade etmiyor Aslında her iki tarafında bu tür hareketlerini bir vahşet olarak isimlendirmek gerek. Hepsi bir tarafa Türk askerinin kendi halkına ateş açmasını bir türlü anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Dolayısı ile bunlar Türk Askeri Üniforması giymiş teröristlerdi sözü gayet doğru.

Üç dört gün sonra bizim karakter yapımızı ortaya koyan davranışlara şahit olduk. Nedendir bilmem son günlerde insanlarımız “ falan darbe girişimini lanetlemedi “ vb. sözlerle yine birbirlerini hedef göstermeye başladı.

Akşam haberlerinin 15-20 dakikasını alan Ahmet, Mehmet’i, Hüseyin eşini ve çocuğunu, Ekrem kendisinden ayrılmak isteyen eşini silahı ile vurdu türü haberlere rağmen biri çıktı halkın silahlandırılması anlamına gelen “ silah ruhsatı alımının kolaylaştırılmasını “,. bir diğeri ise “ileride darbecileri tanıyabilmemiz için birer kulakları kesilsin” gibi çok yapıcı ve faydalı ( ? ) vahşi görüşlerini ortaya koydu. Sanki konuşmaları şartmış gibi. Hadi onlar konuştu da yazılı basın bu saçmalıklara nasıl yer verdi onu da anlamak mümkün değil. Hem de yumurtlayıcıların resimleri ile. Bazen ne yaptığımız hiç bilmiyoruz.

Geri kalmış toplumları incelersek olaylara karşı ortaya genelde duygusal bir tavır koyduklarını, çabuklukla galeyana geldiklerini, kendi ölçülerine göre fazla incinmiş olduklarını düşünmelerinden ötürü yaşananlarla ilgili olarak anlık ve kırıcı tepkiler verdiklerini, dar bir vizyona sahip olmaları nedeni ile günü kurtarma telaşı içerisinde olduklarını ve içinde bulundukları ruh halinin  sorunlarını sürekli olarak artırdığını görülür. Her konuya güdümlü yaklaşım bu toplumun insanını konulara ön yargılı olarak yaklaştıklarını sıklıkla fark ederiz. Zayıf ve geri kalmış toplumların karakteristiği çoğu insanın çevresine göre din, inanç, hayat görüşü sahibi olması ve belli temel inancı hazmedince öğrendiği ve yaşadığı her şeyi onun etrafında algılayarak yorumlamasıdır. Eminim ki kendimizi benzeri bir formatta görmek istemeyiz. (Sosyal Bilgiler öğretmeni Halil Kırık’tan esinlenme. Teşekkürlerimle)

Hatırlarmısınız, bir fakültenin Rektör Yardımcısı koltuğunda oturan Sayın Profesör “ Okuma yazma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor, cahil, okumamış hakla daha çok güveniyorum “ demişti. Profesörün cahili olur mu derseniz? Olur, Örnekteki gibi. Her ne kadar daha sonra yanlış anlaşıldığını söyleyerek görevinden istifa etmiş ise de söz ağızdan çıktı bir kere. Ve de söylenilen buydu. Bu arada kopyacı bir hoca çıktı ortaya ve bir demokrasi şehidinin cenazesinde yaptığı duada “ Her türlü şerden ve şerliden sen bizleri muhafaza eyle yarabbi. Bilhassa okumuşların şerrinden bizleri muhafaza eyle yarabbi “ dedi. Bu muhteremin duasını yaptığı şehit ise okumuş, tahsilli biriydi. Arter Ajansın sahibi Erol Olçok.  

Evet; 21 ci yüzyılda cahillerin ve cehaletin yüceltildiği / yüceltilmeğe çalışıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Yüce Allahın Kuranı Kerim de kendisiyle ümmeti arasına imam sınıfını hiç bir şekilde sokmamış olmasının nedenini şimdilerde daha iyi anlaşılıyor.

Bu cahil din adamı " İlim tahsil etmek her Müslüman’a farzdır." anlamındaki hadisi bilmez mi? Belli ki bilmez. Veya kendisini dinleyenlerin bu hadisi bildiğini düşünmez. Şunu hiç unutmamalıdırlar ki, herkes cahil değil. Cenaze namazında bunu söyleyebilen bu softanın bu kutsal görevden alınacağını ümit ediyorum.

Başlıktaki suali hep sorar dururum kendi kendime. Acaba biz, Türkler ne zaman birlik ve tek yürek olacağız? Siyasi ve dini ve insanların dünya görüşlerini ne zaman insani duyguların, sevgi ve saygının üstünde görmeyecek ve birbirimizi bunlara göre değerlendirmeyeceğiz.

Bu arada yakışmayan bir şeyler de yaptık. Bu kadar şehidimiz varken ulusal bir yas ilan etmedik. Üstelik 16 Temmuz gecesinden başlamak üzere sokaklarda Türk Milli futbol takımı dünya şampiyonu olmuşçasına kornalar çalarak kutlama turları attık. Bu gün ayın 23’ü. Halen araçlar korna çalarak dolaşıyor sokaklarda

Evet, kötüler, darbeciler, milli irade düşmanları yenildiler. Eğer baştakilerde isterlerse veya hassasiyet gösterir ve insanların siyasi ve dini görüş ve inanışlarını bir kenara koymayı becerebilirlerse, şimdi sıra halkın içindeki bölünmeyi fitilleyenleri yenmekte. Bu da hükümetin işi. Bu diğeri kadar can alıcı ve önemli bir savaş. Tarih kitapları halkı bölünmüş olan milletlerin yaşadıkları hüsranlar ile dolu. Bunlardan herkesin ama istisnasız herkesin ders çıkartması gerek. Tepelerdekilerin de, halkında. Hepimizin.

Yönetim kitaplarının tümünde ortak bir husus yer alır. O da Yöneticilerin, yönetim kabiliyetlerini kriz dönemlerindeki karar ve uygulamaları ile ortaya koyduklarıdır. Bekleyip göreceğiz.

Dualarımız; “ Türk halkının birlik ve beraberliğinin oluşturulması, insanlar arasındaki ayırımcılığın sonlandırılması ve Türk toplumunun bedelini bir şekilde ödediği “Aldatılma” ve “Kandırılmaların” ağır sonuçlarının farklı bir konuda bir daha yaşatılmaması” için. Dün Milli iradeye sahip çıkması nedeni ile her türlü övgüyü hak eden Türk İnsanının ülke yönetiminden bunu bekleme hakkı var

Her Şerde Bir Hayır Var mı? Yaşarsak Göreceğiz

Yorumlar

Dip ~ 8 yıl önce
Diploma ne oldu rıza ne oldu

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Üstadım ~ 8 yıl önce
Yazınız çok güzel. Fetocuları şımartan, elele insanları ayrıştıran,kutuplaştıran,haklarını yiyen, makamları,kurumları,işleri,ihaleleri,paraları kardeşçe aralarında paylaşan, ne istediniz de vermedik diyen,bugünleri yaşamamıza neden olanlar da fetocular kadar suçlu değil mi ?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Hakikat ~ 8 yıl önce
Yorum ve Görüşlerinizi canı gönülden paylaşıyorum.Teşekkürler. İyi ki varsınız. Umarım okurlarınız ve görüşlerinizden samimi olarak pay alanlar çoğalır. Selamlar.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000