Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal’ın adaletsiz atamalarını sizlerle paylaşmıştım. Bu adaletsiz atamalara ek adaletsizlikleri de ekleyeceğim bu yazımda. Geçen hafta Ankara’ya gittim. Dalaman ihalesini takip ettim.
DHMİ’deki bazı hazım sorunu olanlar beni görünce kızılca kıyameti koparttılar. Anlatacağım hepsini.
Önce Ankara temaslarımdan bahsedeyim.
Dalaman ihalesini dakika dakika aktarmak için Ankara’ya bir gün öncesinden gittik. Önce başbakan başmüşaviri ile bir görüşme yaptık. DHMİ’deki adaletsiz uygulamadan bahsettim. Anladım ki bu konuda benden daha bilgililer.
Ankara'da çok sayıda kişi ile görüştüm. Edindiğim intiba şu ki; hem DHMİ hem de SHGM'de ciddi değişiklik yapılacak. Hazırlıklar yapılıyor, isimler yazlıyor ve isimler üzerinde artılar-eksiler tartışılıyor.
Yani iki kurumda da koltuklar sallantıda. Bakalım kimler gidecek, kimler kalacak? Şimdilik bende saklı isimler var ama bunları açık etmem doğru değil. Bu görüşmelerde yanımda sizlerin çok yakından tanıdığı tanıklarım da mevcut.
DHMİ’de ciddi sıkıntı var. Bakan bunun bilincinde. Değişim süreci de çok yakında.
Şimdi gelelim Dalaman ihalesi ve DHMİ’de geçirdiğimiz saatlerin özetine.
Bir kere Orhan Birdal’ın ihale salonuna girişi, kurum içinden kurum dışına almasını taktir ediyorum. İyi düşünülmüş, şaibeyi bertaraf edecek bir çalışma olmuş. Keza ihaleye geleceklerin koridorlarda volta atmaları da önlenmiş bu değişiklikle.
Koridorlara da kartlı geçiş sistemi konulmuş. Güvenlikten bir personele kapıyı açmasını rica ettim ve DHMİ Genel Müdür Yardımcısı Funda Ocak’ı ziyaret ettim. DHMİ’ye girer girmez bütün memurların fısıltı şeklinde teşekkürlerini aldım.
Cesaretimden dolayı kutlayanlar, gözleri yaşartacak sözcüklerle iltifat ettiler.
Hele bir tanesi DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal’ın inanç ayrımcılığı yaptığından bahsetti ki, küçük dilimi yutacaktım. Bu ismi açıklamayacağım.
Funda Ocak’ın odasında iken sekretaryadan arkadaş bir telaşla içeri girdi ve “Orhan Bey geldi. Karşı odada sizi bekliyor” dedi. Anlaşılan ben odada olduğum için içeri girme cesaretini kendisinde görememiş. Belki de Funda Ocak’ın odasına girdiğimi kameradan izleyip gelmiştir.
Kuruma rahatsızlık vermemek için odadan çıkıp ihale salonuna yönlenecektim ki karşıma meşhur Binnur Şahin çıktı. Birşey söyleyecek gibi yaptı da cesaret gösteremedi. Ancak ben "Merhaba" deyip medeni tavrı sergiledim. Benim Binnur Şahin'e karşı bir art niyetim yoktu. Sadece atanmasını şık bulmadım. Binnur Şahin'in yüzü kıpkırmızı kesilmiş halde idi. Vay be! Bu arkadaş Trabzon’a başmüdür yardımcısı olmamış mıydı? Eeeee burada ne işi var? Anlaşılan o ki patronu Orhan Birdal ile birlikte hareket ediyor.
Söylemedik mi arkadaşlar, hülle atamalar diye?
Binnur Şahin hanımefendiyi savunanlar, hadi “liyakati yeter” dediğiniz arkadaşınızın Trabzon’da neden göreve başlamadığını da savunun. Bizim söylediğimiz gibi sadece kıdem sevdasına yapılan bir atama olmadığını kanıtlayın.
Kapı gibi ortada Binnur Şahin’in kıdemini yükseltmek için Trabzon’a başmüdür yardımcısı yapılması. Şimdi bu atamanın adalet neresinde? Hadi atadın, neden atadığın yerde değil de hala kanatlarının altında?
Çember daraldı. Orhan Birdal yaptığı hataları mevkisini kaybederek ödeyecek gibi. Allah adaletlidir. Lakin acelesi yoktur. O yüzden bizler dostane uyarırken hasmane anlayanların sonu kötü gidiştir. Ben olsam gönderilmeden giderim.
Yine benden dostane uyarı oldu. Sonu biliyorum o yüzden böyle uyardım.
Allah bundan sonraki hayatında adaletli olma ruh güzelliği versin.
Orhan Birdal'a son bir soru; Bodrum Güvenlik Müdürü hangi liyakat ile güvenlik müdürü yapıldı?
Yorumlar Tüm Yorumlar (131)