Sn.İlker Aycı Airporthaber’den Ali Kıdık Bey ile yaptığı görüşmede “ Ben bir başarı hikâyesinin başına geldim. THY çok başarılı bir şirket. Benden önceki yönetimin başarısı bu. Ben bu başarı hikâyesini daha yukarı çıkartmak zorundayım" demişler.
Hani biz enkaz devraldım sözüne alışkınız ya hafiften yadırgadım demem tuhafınıza gitmesin lütfen. Galiba bu beyefendi bildiklerimizden değişik, müspet bir yapıya sahipler. Tabii ki Sn. Aycı, halen yanında taşıdığı Genel Müdürün ve görevden ayrılan Yönetim Kurulu Başkanının başarısızlıklarından bahsedecek yapıda bir insan olmadığını, ilk günlerdeki “ Bu aynı dönemin bir bayrak değişimidir “sözü ile ve de Ali Kıdık bey ile yaptığı görüşmedeki sözleri ile ortaya koymuştu. Başka türlü davranabilir miydi diye soracaksanız, kişiliğine ilaveten siyası bağlantıları ve bazı insanlara yakınlığından ötürü, hayır. Dolayısı ile Sn. Aycının bu sözlerini ihtiyatla değerlendirdiğimi söylemiştim. Bekleyip yaşayalım ve görelim. İfadeleri doğru ve samimi ise kendilerine daha yapıcı bir şekilde kalben yaklaşalım. İşlerin iyi gittiğini görürsek hep birlikte alkışlayalım kendilerini.
Eğer Türk Hava Yollarının mümtaz çalışanlarından bu yazı için sana ne vb. bir takım yorumlar alırsam, onlara son iki hafta üst üste yazdığım yazıları okumalarını önereceğim. Ve de Sn. Aycı ile ilgili yazdığım ilk yazıya yapılan yorumlardan bahsedeceğim.
Adaptasyon Süreci?; Sn. Aycı YK Başkanlığı görevine atanalı nerede ise üç ay doluyor. 2014 senesinden bu yana THY Yönetim Kurulu üyeliği görevini yürüttüler. Doğal olarak Türk Hava Yollarını ifade ettikleri bu başarıya taşıyan her uygulama ile ilgili üst seviyede bilgi sahibi oldukları kabulü zorunlu olan bir gerçek. Zira alınan her kararda kabulleri ve imzaları var. Bu hususlar göz önüne alındığı takdirde Sn. Aycının adaptasyon sürecinin çok yakın bir gelecekte sonlanacağına eminim. Esasen sonlanmalıdır da.
Aycı Beyin atacağı adımları bekliyoruz: Yönetim Kurulu Başkanı hangi konuların üzerinde duracağını ve de öncelik sıralarını bu süreç içerisinde mutlak belirlemiştir. Dolayısı ile Türk Hava Yollarının hepinizin benden iyi bildiği sorunlarını sıralayıp yazıyı uzatmayacağım. Her ne kadar Türk Hava Yollarının bazı mensupları YK Başkanının uçak temizlik hizmetine soyunmasını nasıl alkışlayacaklarını şaşırdılar ve bazı gayretkeşler bunu ilk kez yaşanan özel bir davranış olarak yorumladılarsa da, umarım ki, kendileri işçi elbisesi giyip uçak yükleme ve boşaltma ekibine de destek olmaya çalışmazlar. İlker beyi samimi olarak sevenlerle, THY için müspet adımlar atmasını bekleyenlerin bu hareketten haz duymadıkları kesin. Hayati konularda adım atmalarını heyecanla bekliyoruz.
Çalışanları Tanımak: Evet; başarılı bir şirketin başarılı yöneticisinin öncelikle işletmenin temel unsuru olan çalışanlarını tanıması şart.. Çalışanlarını bir makine olarak gören bir zihniyeti bu zihniyetin hâkim olduğu bir şirketin başarılı olduğundan söz edilememesi gerekir. İşten adam çıkartmak, istihdam etmek kadar zor ve oda profesyonellik isteyen bir çalışma. İnsana nasıl kıymet verildiği ise bu aşamada daha net görülüyor. Makineleri bile kal ederken belirli işlemler yapılıyor.
Başarı bir bütündür. Ölçümlenebilir. THY Sahiden Başarılı mı?: Dünyanın en iyi şirketlerinin altında sadece güçlü yatırımlar bulunmuyor. Onları diğer şirketlerden ayıran özelliklerinin başında yönetim tarzları var diyor Sn. Nur Gün Mutlak ve mutlak çok önemli hatta en önemli faktörlerin ilk sıralarında olduğu açıksa da bir şirketin başarılı olmasını salt bilançosunun sağ alt tarafında bulunan rakamlara bağlamak ne denli doğru bilemiyorum. Veya bu olgu alınan uçak adedine ve uçulan nokta ve yolcu sayısına bağlanabilir mi? Zannetmiyorum. Özellikle günümüzde başarının tüm ticari ve yönetimsel konuların bir araya gelmesinden oluşan bir bütün olduğu kabul ediliyor. Şirket kaynaklarının ( alt yapı, insan ve eğitim ) verimli ve etkin bir şekilde kullanılmadığı bir kurumun başarılı olduğunu söyleyebilmek mümkün değil.
THY’ nin Finansal olmayan konularının performansı nasıl dersiniz? : İnsan kaynağını, insan gibi ve insana yakışır bir şekilde yönetmek gerek. Geçtiğimiz dönemde THY bu konudan sınıfta kaldığını bilmeyen yok. Bir yönetim ki, sendika korkusu ile baş edebilmek için şirketin en hayati ünitesi olan Teknik birimi, deneme yanılma metodu uygulamaları ile allak bullak edip yüzlerce personelini perişan ve bir o kadarını da işinden etsin. Ve de bu yöneticilerin bu şekilde idare ettiği şirket başarılı olsun.
Finansal olmayan bazı konularda yapılan performans ölçümlerine ilişkin alınan tüm sonuçların titizlikle değerlendirilmesinin şirket yöneticilerinin doğru kararlar almaları konusunda çok önemli bir rol oynayacağı kabulü zorunlu olan bir gerçek. Türk hava Yolları yönetiminin herhangi bir prensip ile bağdaşmayan insan kaynakları konusundaki bariz hatalı uygulamaları bir tarafa yalnız ve yalnız HABOM konusunda sergilenen acemilik bile THY yönetiminin stratejik planlama mantığından ne denli uzak olduğunun bir göstergesi değil mi?.Kamuoyunun ilgisini çeksin veya çekmesin bu denli yanlış uygulamalar ile yönlendirilen ve insanların perişan edilmeleri bir yana gereksiz yere milyonlarca dolar sarf ettikten sonra bahis konusu uygulamadan vazgeçerek tekrar eskiye dönen bir kuruluşun başarılı addedilmesi sizce nasıl mümkün olabilir ki? Laf aramızda İlker beyinde buna yakın düşündüğüne eminim. Ama Aynı dönemin bayrak değişimi demişlerdi ya. Ne yapabilirler ki?
Konunun özeti şudur ki; artık finansal ve finansal olmayan performans arasında bir neden-sonuç ilişkisi olmadığına artık inanılmaya başlandı gibi. Neticeten bu iki performans kapsamında bulunan tüm konulardaki ölçüm sonuçları üst seviyede değerlendirebiliniyorsa o şirket başarılıdır. Mantık budur ve gerisi lafta kalır ve de bu başarı ancak masal veya hikâye olur.
Bu durumların yaratılmasına sebebiyet verenler malum. Biri halen yanı başınızda duruyor. Ya ben ya o diyenler gitti. O halen gülümseyen yüzü ile yerinde duruyor. Görünüme göre sizde bu değerli ağırlığı taşımaya mecbursunuz. İşiniz çok zor İlker Bey. Allah size kolaylık versin. Samimiyetle ifade ediyorum ki, ilk yaklaşımınızdan ötürü Türk Hava Yollarının hakiki başarıyı bir bütün olarak sizin döneminizde yakalamasını bekliyoruz.
Torpil Müessesesi ve Turgay Ciner Örneği: Sn. Turgay Ciner’in sahibi olduğu Havaş Yer Hizmetleri Kuruluşunda bir sene gibi bir süre görev yapmıştım. Kısaca anlatacağım bir yaşanmıştan ötürü kendilerini hep saygı ile andım. Şirkete girdiğimizde Turgay Ciner beyin bir yakını ( akraba ) Havaş’ da görev yapıyordu. Ve de bir süre sonra bu delikanlı kardeşimizin dengeleri bozduğuna inandım. Sn. Ciner’ e bu durumu açarak bu yakınının Havaş bünyesindeki görevinden alınmasını ve arzu etmeleri halinde Ciner Holding ‘ de görevlendirmelerini talep ettim. Kendisinin konuya yaklaşımını hiç unutmam. “ Biz sizden şirket için bir şeyler bekliyoruz, onun için buradasınız. Bu konuda size karşı çıkmam. Eğer bu yakınımın dengeleri bozduğuna inanıyorsanız, yarın hemen iş akdini sonlandırın ve bana gönderin “ dediler. O günden sonra patrona çok yakın olan bu personeli şirkette görmedik. Bu delikanlı Turgay Ciner beye, Sn. Hamdi Topçu beyin ve Kotil beyin bizden dedikleri ve yalnız bu nedenle istihdam ettikleri bir takım çalışanlardan çok çok daha yakındı. Yakın bir akrabasıydı. Çok kimseye basit gelecek bu örnek patronu benim gözümde yüceltmişti. Benden hoşlanmazlardı ama halen de iyi bir patron olarak gönlümdedirler. Buyurun Topçu ve Kotil beyefendilerin zihniyeti ile Ciner beyin “ torpil” müessesesine bakışını mukayese edin. İnsan ayırımı ile kayırmanın bu denli önde olduğu THY’ nın başarısından nasıl bahsedilebilir ki?
Sn. Süleyman Demirel’i ve Bedii Faik beyefendiyi kaybettik: Birçok siyasetçinin yaşamından kendilerine örnek çıkarabileceği bir insan olan 9. Cumhurbaşkanımız Sn. Süleyman Demirel’i kaybettik. Ve de basın dünyamızın duayenlerinden örnek insan Bedii Faik Beyefendiyi yitirdik. Birçok üstün vasıfları yanında İkisi de yaşamı nükteleri ile renklendiren, hayata mizahın değişik pencereden bakabilme kabiliyetine sahip, egolarını şahsiyetlerinin önüne geçmesine müsaade etmeyen yapıda insanlardı. Allahtan kendilerine rahmet, ailelere ve milletimize, sevenlerine başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Bu arada. Rahmetli üstat Bedii Faik beyefendiyi kendisinin bir deyişi ile anmak isterim. AP iktidarı zamanında, Bedii Faik bey, köşesinde iktidar partisinin aleyhinde yazıyormuş. Adalet Partisi mensuplarından bir telgraf almış. “ Senden nefret ediyoruz. Yazılarını da artık okumuyoruz. Gazeteni ise tuvalet kâğıdı olarak kullanmak için almaya devam edeceğiz.” Bedii Faik Bey bu telgrafı gazetesine yazdığı çok kısa bir cümle ile cevaplamış .” Devam edin. Ancak bu şekilde bir gün kıçınız başınızdan, daha akıllı olacaktır ” Bu anlatım, Bedii Faik beyefendinin deyişi ile o gün mevcut olup bu gün de ortalarda gezinen YALAKA zihniyete verilen cevaptır. Anlatabildim mi acaba? Her iki büyüğümüzü de rahmet, saygı ve hürmetle anıyorum.
Yorumlar