Evet, arkanız kuvvetli ve de yönetim becerinize kimse söz söyleyemez. Hani sizi kimseler imtihan edemezdi ya. Büyük söylediniz veya büyük düşündünüz. Bakın 400-500 mikrometre çapında olup gözle görülmeyen boyutta bir yaratık sizi ne biçim sınıyor. Hem de açık açık. İmtihan kâğıdınızda yazılı suallere vereceğiniz cevapların not değerlendirmesinin yapılmasını, engin yönetim bilginizin not ile ifade edilmesini de kamuoyu nun önemli bir parçası olan “ çalışanlar “ denilen insan topluluğuna bırakmış. Bu yaşa gelene kadar ne yaptığınız, ne ettiğiniz hiç önemli değil. Ömrünüz boyunca bu sınavın sonuçları ile anılacaksınız artık. Şayet başarılı olamazsanız, sözlü sınava bile kabul edilmeyeceksiniz ve de konuştuklarınız sizi bir mikrometre bile ileri taşımayacak. Bu düşüş sonrası yaşam boyu kampa çekilmeniz de olası. Hani derler ya. Düşen tutunacağı dalı seçemezmiş. İşte o hesap.
Tabii tersi de var bu işin. Hani krizin fırsata çevrilebileceğini söyleyenler de var ya. Çince de Krizin fırsat anlamına geldiğini tekrarlar durular. Aslında doğru olmayan bu sözü doğru kabul edip üzerinde bir kurgu bina edelim. Örneğin, bu süreçte yapacağınız müspet uygulamalar bu güne kadar yöneticilik sicilinizdeki grilikleri ( kibarlık olsun diye gri diyorum ) siler ve belki de sizi ileriki günler için berrak bir yönetici yapar. Belli mi olur? Hangisi yakın, hangisi daha uzak ihtimal onu da en iyi siz bilirsiniz. Her ne ise hayal kurmanın sağlığa zararı yok derler ya. Hep karamsar olmayalım. Sivil havacılık sektörünün tüm şirketleri bu krize hazırlıklıdır mutlak. Krizden kastım Corona sonrası tüm dünyanın başına dert olan ekonomik kriz. Hoş daha Pandemiyi tam olarak atlatamadık ya.
Ben THY’ da görev yaparken şimdi çoğunluğun tanıdığı, o zamanlar tanımadığımız Cem Kozlu Türk Hava Yollarına atanmıştı. O şirkete bizim ona alıştığımızdan daha çabuk alışmıştı. Basın ve Halkla ilişkiler başkanıydım o zamanlar. Bir gün beni çağırdı ve de ünitelerin, özellikle başında olduğum Basın ve Halkla İlişkiler Başkanlığının acil durum planını görmek istediğini söyledi. Bir kriz durumunda ne yapılacağının nasıl davranılacağının, vb. hususların yer alacağı programdan bahsediyordu. Bir havayolunun acil / kriz durumu denince akla nelerin geleceğini düşünün. Her ne ise anladığımız kadarı ile hazırladık. Örnekler bulduk, yaptığımızı karşılaştırdık. Makama sunduk.
Seneler sonra yaşadığımız olağanüstü bir acil / kriz durumunda plana başvurarak hiç tereddütsüz ve telaşlanmadan yaptığımız uygulamalar sonunda kendisine hak vermiştik. Evet demek ki her kuruluşun geniş ve kapsamlı bir acil / kriz durum planı olmalıymış. O zaman anladık ki, Kriz yönetimi; bir şirketi, bütünü ile etkileyebilecek büyük ve etkili olaylara karşı kurgulanması gereken bir strateji bütünüymüş. Yaşadığımız kriz sonrası elde ettiğimiz verilerle planımızı güncelleştirdik.
Her krizin konusu değişik. Acil durum / kriz planları devletlerin ve kurumların acil durumun konusu ne olursa olsun ana uygulamalarda duyulacak ihtiyaca cevap verebilecek detaya sahip ve de bu durumla karşılaşıldığında alınacak önlemler konusunda hazırlıklı olunmasını sağlamalıdır
Evet, kriz önceden bilinmeyen ya da tahmin edilemeyen bazı durumların makro düzeyde devlet; mikro düzeyde ise işletmeleri tehlikeli şekilde etkileyecek sonuçların oluşmasıdır. Krizin olumsuz gelişmeler paraleline ortaya çıkan tehlikeli bir durum olduğu dikkate alınarak olabilecek en kötü şeyleri düşünülmeli ve bunlara göre bir strateji oluşturulmalıdır. En kötüyü bulabilmek zor değildir. Bu tür konular önem sıralamasının başında yer almalıdır.
Her ne kadar okurların yazdıkları yorumlardan pek anlaşılmıyorsa da eminim ki THY’de bu kriz ortamında kimin nasıl bir adım atacağını belirleyen detaylı bir plan mutlak mevcuttur. Ve de herkes ne yapacağını biliyordur. Sektörün diğer kuruluşları ne durumda tabii ki bilemiyorum.
Şurası açık ki; tüm krizler insanların bedensel veya psikolojik bütünlüğüne zarar verir. Bu kez yaşadığımız küresel kriz tüm dünya ülkeleri insanlarının sağlığı ile psikolojik bütünlüğünü zedeledi. Beklenmedik bir zamanda meydana gelen acil durumlara / krize karşı devletlerin olduğu gibi bütün işverenlerin de mümkün olduğunca hazırlıklı olmaları gerekliliği bir kez daha ortaya çıktı. Hazır mıydılar? Bu sizler, sektör çalışanları mutlak benden daha iyi biliyorsunuzdur.
Konumuz THY değil. Konumuz sektörümüzün geneli. Birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilen kriz kavramına karşı işletmelerin en önemli savunması yukarıda da ifade edildiği üzere kriz öncesi dönemlerde krizlere karşı işletmeyi hazır, dayanıklı hale getirmektir. Bunu sağlamak için en büyük görev işletmelerde yöneticilere düşmektedir. Kriz yönetiminin tabii ki bir başı vardır. Ve de şirketlerde bu kişi genellikle CEO’ lardır. Eminim ki, krizin kokusu alınır alınmaz CEO’ lar tüm yöneticilerini bir araya toplayarak, durumu izah etmiş ve bir kriz komitesi oluşturmaktan öte komite üyelerinin bu konudaki eğitimini de organize etmişlerdir. Bilindiği üzere kriz durumunda ortak akıl ile
hareket etmek ve oluşan görüş ve fikirleri ortak akıl süzgecinden geçirmek en doğru sonucun alınmasında önemli olan faktörlerin başında gelir. Kriz komitesi elindeki tüm bilgi ve bulguyu yalın çıplaklık ile paylaşmalıdır. Aldığı kararların arkasında durmalı, fedakârlık yapılıyorsa bunu herkesin gözünde net olarak ortaya koymalıdır.
İyi gitmeyen işlerin, dönüşümü yönetememenin faturası pek çok şirkette CEO’lara kesildiği gibi kriz dönemlerinde iyi sonuçlar alamayan CEO’ların da suçlandığı bir gerçek. Son bir yılda ülkemizde en büyük 22 büyük şirketin CEO’su değişti. Bir yıl öncesine göre CEO değişimi yüzde 30’un üzerinde arttı. Sizce bu değişimi yalnız anlaşmazlık, emekli olma isteği, başka bir kuruluştan teklif almış olmak vb. hususlarla açıklamak mümkün olabilir mi? Pandemi tabii ki beklenmedik bir küresel kriz. Ya ülkemizde Pandemi öncesi uzun bir süredir söylenile gelen ekonomik kriz. Sakın değiştirilen bu tepe Yöneticilerin bir bölümü bu ekonomik kriz sürecinde gereken yönetim kabiliyetini sergileyememiş olmasınlar? Mümkündür. Bu konuda özel sektör Devlet sektörüne benzemez. Yapacağı budur. Yönetemeyeni değiştirir. Değiştirilmeyip yerinde kalanlar mı? Onlar başarılı olanlar (?)
Sektörümüz kuruluşlarında Kurum Sözcülüğü görevini kimin yaptığını ben anlayamadım. Örneğin THY’ de konu ile ilgili bilgi veren yalnız YK Başkanı. Kriz Komitesi Başkanı da kendisi herhalde ki, başka konuşan yok. Normal şartlardaki kurum sözcülüğü ile kriz sürecindeki sözcülük çok farklı olduğu ortada. Konu hakkında basına ve kamuoyuna kimin / kimlerin bilgi vereceğini belirlenmiş olması gerekir. İki en fazla 3 kişiyi geçmeyecek sözcü ekibi: kuruluş adına en rahat konuşabilecek, YÜZÜ YIPRANMAMIŞ VEYA DİĞERLERİNE GÖRE DAHA AZ YIPRANMIŞ, GÜVEN VEREN, konuşması düzgün olan kurum mensupları arasından seçilmelidir. Bilmem anlatabildim mi? Kriz sürecinde sözcülerin farklı konuşmalarından doğacak zararı telafi etmek çok zor. Söylenileni geri almak mümkün değil. Bu süreçte yalnız liderin veya CEO’ nun doğru yolu tek başına bulacağına güvenmek sizce ne kadar doğrudur bilemiyorum?
Bir zahmet çalıştığınız sivil havacılık kuruluşlarında CEO’larınızın, kriz komitesinin bu şekilde davranıp davranmadıklarını düşünün. Eğer böyle davranıyorlarsa, bunları uyguluyorlarsa sonuç başarısız da olsa onları suçlamamak gerek. Üzerlerine düşeni yapmışlardır. Bunlar ve tüm diğerleri benim şahsi görüşlerim değil. Krizle ilgili olarak yapılması gereken hususlar. Kitaplarda bunları yazıyor. Uzmanlar da aynılarını söylüyor. Okuyabilirsiniz. Amerika dada aynı, Fransa dada. Dünyanın her yerinde aynı. Tabii Türkiye’miz dede. Sonuç olarak, günümüz koşullarında çağdaş işletmeler, hedeflerine doğru ilerlerken karşılaşabilecekleri muhtemel krizlere karşı ayakta kalabilmek için kriz yönetimini mutlaka uygulamalıdırlar. Sahi sizin çalıştığınız şirkette bunlar uygulanıyor mu? Bilgilendirildiniz mi?
Şirketler, kriz döneminin yoğun belirsizlik ortamında “zor” kararlar alacaklardır. Belki yıllardır eğitim ve gelişimleri için çok emek verilen, yatırım yapılan bir kısım insanların işine son verilecektir. Belki de, belirsiz bir süre üretim duracak, kurum ve tedarikçiler “gelecek” kaygısı içine gireceklerdir. Finans bölümü ise belki ödemeleri durduracak, alışılagelmiş ödeme politikaları askıya alınacak, hatta çalışanlar bir dönem maaş
bile alamayacaklardır. Adı üstünde “kriz” olan bu dönemde en fazla gereksinim duyulan şey ise “Güven’dir. Kararlar ne kadar zor, acımasız hatta yanlış olursa olsun “güvenin yitirilmemesi” gerekmektedir. ÇÜNKÜ İŞ HAYATINDA BİR DE “ KRİZDEN SONRAKİ DÖNEM ” VARDIR Kİ, ŞİRKET İTİBARI ASIL BU DÖNEMDE KENDİSİ İLE HESAPLAŞACAKTIR. YÖNETİCİLERİN ŞUNU DA UNUTMAMASI GEREKİR; KRİZ DÖNEMLERİ, İYİ YÖNETİLEBİLİRSE ŞİRKETLERİN GÜVEN TAZELEDİKLERİ VE İTİBARLARINI TOPLUMUN HER KESİMİNE ETKİLİ BİR ŞEKİLDE YANSITTIKLARI DÖNEMLER DE OLABİLİR. Krizin sektörümüz hatta tüm sektörlerimiz açısından böyle Sonuçlanmasını dilemekten başka yapacak bir şeyimiz yok. Eh hayal kurmanın da sağlığa bir ziyanı yok.
Lütfen birisi çıkıp geçen hafta kibar ( hakikaten yorumu kibardı) bir arkadaşımızın yaptığı gibi bu konu sivil havacılıkla ilgili değil, bu yazıları Facebook’da yayınlayın bu sitede havacılık camiası ile ilgili yazılar yer almalı, vb. yorum yazmasın. Ben mi yanılıyorum. Bu krizden en fazla etkilenen sektörlerin başında yer alan bir sektör şirketinde çalışmıyor muydunuz?
Ne istiyorsunuz? Havayollarının halen kesinleşmemiş olan filo durumunu mu yazıp çizelim? Buna bağlı olarak yapılacak diğer işlemleri mi? Yoksa Havayollarının ilan ettikleri uçuş tarifelerini mi konu edelim? İster misiniz hep beraber pilot ve kabin memurlarına saldıralım. Her şirkette adet olarak fazlalar, maaşları da yüksek, onları çıkartın işten diyelim? İstihdamla ilgili neyin nasıl olmasının gerektiğini mi konuşalım. Veyahut kimleri işten çıkartsalar iyi olur, o konuyu irdeleyip yönetime ışık tutalım isterseniz. Bunu herkesten iyi biliriz ya. Bizim filika yüzdüğü sürece tekne batsa da olur diye mi düşünelim bazıları gibi. Tüm bu işlemlerin nasıl şekilleneceği bilinmemesine rağmen bu hafta maaş ödemekte zorlanan THY bünyesinde yapılan iki adet müdür atamasını konu etmemiz sizi mutlu eder mi? Bu dönemde bunu yapabilenlerin toplumu ciddiye almadıklarını ve de toplum tepkisinden çekinmediklerini yazarak konuyu siyasete mi kilitleyelim? Yoksa şirketteki Müdür adedini bir kenara bırakıp CEO’ nun bu konu için verdiği çok çok tatminkâr ( ? ) yusyuvarlak cevabı mı konuşalım. Maaş vermekte zorlanan şirket kriz sürecinde iki yeni Müdür alıyor. Toplam Müdür sayısı 700 oldu diyorlar, iyi konu. Hani Corona sonrası her şey değişecekti? Görünürde hiçbir şeyin değiştiği / değişeceği yok. Hangisini, Neyi konu etmemi istersiniz? Şu anda belli olan bir şeyi söyleyin de oradan başlayalım.
Evet; yorumunuzda da ifade ettiğiniz gibi sivil havacılık konusunda benim alanım ve görüş zaviyem hayli dar. Üstelik sizdeki engin tecrübe de bende yok. Hadi beni bir kenara koy, eskimiş bir adamdan ne köy olur ne de kasaba. Ya siz. Dünden, daha öncesinden vazgeçtim, Sivil Havacılığın bu gününden de habersizsiniz galiba? Kaldı ki oralarda bu günü yaşıyorsunuz. Bilgisiz ve habersiz
Yorumlar Tüm Yorumlar (32)