Şu anda THY’ de Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğuna oturan zat yabancı değil. Onu da aynı siyasi iktidar atadı. Bir farkla. Prof. Dr. Bolat yaklaşık 15 senedir THY’ nin içinde. !0 senelik Genel Müdür Yardımcılığının son döneminde İlker Aycı ekibinde bu unvanla görev yaptı. Dolayısı ile Bay Bolat bu günkü Türk Hava Yollarını ve insanlarını hepimizden iyi ve fazla tanır. Bu da normaldir. Eğer bu normal ise bu beyefendinin göreve başlar başlamaz üst yönetimde de değişiklik yapmasını ve dünya alemin duyduğu fazla başkanlık ve müdürlüklerin sayısını daha aza indirgeme çalışmalarına başlamasını da normal karşılamak gerek. Bu durumda kişisel fikrim, Sn. Bolat’ın YK Başkanı olarak THY’ ye atanması ve ithal edilecek herhangi bir tepe yöneticiye tercih edilmesi de normal ve doğrudur.
Evet, 15 senedir içinizde olan biri ve kendisi ile ilgili tek bilgim bu. Tabii ki duyduğum okuduğum şeyler var. Sektörümüzde her şey konuşuluyor. Hatta fazla konuşuluyor. Sizlerin gönderildiği notların da bir kısmının hissi olduğu ortada. Bunların doğruluğuna güvenip, inanıp bugün söylentiler üzerine yazı inşa etmek akıllı işi değil. Kaldı ki yazılsa ne olur, yazılmasa ne fark eder? Ama yine de Bay Bolat ile ilgili söyleyecek bir şeyim var. Kusuruma bakmasınlar ama seneler boyu halefinin tüm yanlışlarına nasıl oldu da sessiz kalabildi? THY’ de 15 sene çalışıp bunun 10 senesinde Genel Müdür Yardımcısı olarak kalabilmek başlı başına bir maharet. Hatta kuvvet göstergesi. Ve bunu takiben Yönetim Kurulu Başkanı olmak çok daha zor iş. Normalde THY’ nin tepelerinde 15 sene dolaşmak insanı yıpratır. Evet, kendileri yıpranmamışlar ki iki yukarı çıkabildiler. Bu da Sn. Bolat’ın kuvvetinin ve aldığı desteğin bariz bir göstergesi. Bu kuvvet ve desteğe rağmen uzun seneler olana bitene sessiz kalabilmek ise apayrı bir husus. Fazla detaylandırmak istemem.
Bir önceki Yönetim Kurulu Başkanı göreve başladıktan kısa bir süre sonra çalışanlara seslenmişti. O güne kadar duymadığımız hususların, bir adım öte çalışanların beklentilerinin yer aldığı bir duyuruydu. Ben çok etkilenmiştim. THY mensupları adam daha koltuğuna oturup nefes almadan muhalefete başlamışlardı. Yapmayın bekleyin görün vb. şeyler söyledim ve yazdım. Sözlerini yerine getirmez ise hep birlikte karşı çıkarız vb. Çok tenkit edildim. Sonuçta çalışanlar haklı çıktı. YK Başkanı söylediklerinin hiçbirini yapmadı. Ben de yanıldığımı kısa bir sürede anladım. Eh sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş ya. Şimdiki durumum işte o hesap. Bolat bey atandığından beri yoğurda üfleyip duruyorum.
YÖNETİMLER BİRBİRİNİN DEVAMIDIR. ANCAK BU SÖZÜ YANLIŞ ANLAMAMAK GEREKİR. YÖNETİMLERİN DEVAMLILIĞI BİR ÖNCEKİ YÖNETİMİN DOĞRULARI İLE SINIRLI KONULARDA OLMALIDIR. GİDEN YÖNETİMİN HATALARINI BİLEREK AYNEN DEVAM ETTİRMENİN ADI İSE KURUMA İHANET OLUR.
Evet, Prof Dr. Bolat camiaya ilk seslenişini yayınladı. Okuduk tabii ki. Metin olması gerektiği gibiydi. Fazlası yok. Daha sonra ise organizasyonel değişiklikleri ve görev değişikliklerini duyuran seslenişi okuduk. Ben Türk Hava Yollarından ayrılalı 19 sene oldu. Dolayısı ile bu günkü yöneticilerden hiçbirini tanımam. Bu nedenle atananlar veya görevden ayrılanlar hakkında fikir serdetmem doğru olmaz. Göreve devam etsin veya ayrılmış olsun THY’ nin yöneticileri ile ilgili olarak söyleyebileceğim tek husus geçen dönemde yapılan tüm yanlışlara sessiz kalmaları, itiraz etmemeleri ve kendilerinin önemsenmemesine müsaade ederek oturdukları koltukta “var gibi yok” olmayı kabullenmiş bir tutum izlemeleridir.
Bolat beyin seçimlerinin ise doğru olup olmadığını bekleyip hep birlikte göreceğiz.
BU ŞİRKET NELER GÖRDÜ? Bundan iki dönem önceki Maliye Bakanının unvanı değiştirilmiş ve unvana hazine kelimesi ilave edilmişti. Yeni unvan Hazine ve Maliye Bakanı olmuştu. THY bundan on veya yirmi gün sonra THY organizasyona, dünyada hiçbir havayolunda bulunmayan iki Müdürlük ilave etti. İç Hazine Müdürü ve Dış hazine Müdürü. Bu konuyu Airporthaber’ de 29 Nisan 2019 tarihli yazımda işlemiştim. Aşağıdaki görseli de 211’lerin mahkemesini takiben kaleme aldığım yazı için hazırlamıştım.
Aslında Hazine Müdürleri ile ilgili yazıyı kaleme aldığım zaman bu önemli iki Müdürlüğün hangi tarihte ihdas edildiğini bilemiyordum. Birine 02 Temmuz 2018’ de atama yapılıp diğeri için Nisan 2019’da dışarıdan istihdam sağlanmıştı. Bu husus Müdürlüklerin Hava Yolları açısından ne denli elzem olduğunu (?) ortaya koyuyordu. İhdas edildikten sonra 10 ay boş kalan bir kadro. Benim anlayışıma göre bir kadroyu ihdas edip uzun süre onu atama yapmadan boş tutmak o unvanın gereksizliğinin en somut göstergesi. Bilmem yanılıyor muyum? Bundan önceki yönetimin unutulmaz ve yakışıksız uygulamalarından biriydi. Bu iki Müdürlük kadrosu ve atanan müdürler halen yerli yerinde duruyorlar mı bilmiyorum? Peki şimdi ne yapacağız? İsterseniz oturup yazalım. Bilmem kaç kadro iptal edildi. Bu yetmezmiş gibi bazı müdürlüklerde benzeri hışma uğradı? Müdürleri şef yaptılar. Bu işsizlikte yazık değil mi insanlara. Bu mudur? Görevden haksız yere alınan, işten çıkartılan her insan için içim sızlar. Üzülürüm. Ama bu duyguyu Hazine Müdürleri ve benzerleri için hissetmem.
BU TÜRLERİN AYAK İZLERİ ÇAMURLU KALIR. Genelde görevden ayrılmış olan yöneticiler için yazmak veya bir şey söylemek istemem. Ancak şunu unutmamak gerek. Tüm tepe yöneticiler çalıştıkları kurumun ilerlediği yolda bir iz bırakır. Kimi yollar ve üzerindeki izler çamurludur. Ve de o çamur şirket var oldukça kurumaz. Seneler sonra şirket çalışanları o çamurlu ize bakıp yaşanan travmayı ve o dönemin tepe yöneticisini hatırlar. Bu durumda söz konusu eski yöneticinin nasıl anılacağı ortada. Sn. Aycı için şu an için söyleyebileceğim budur. ASLINDA BU CÜMLEYİ THY’ NİN ESKİ YÖNETİCİSİ İÇİN YAKIŞTIRMIŞ OLSAM DA YENİLER İÇİN DE GEÇERLİ OLDUĞU / OLACAĞI MUTLAK.
EVET, KURUMSAL DEVAMLILIK ŞART. Önemine binaen tekrarlıyorum. THY’ de aynı siyasi iktidar döneminde sahne alan yönetimler özellikle tepe yöneticiler birbirinin devamıdır haliyle. Ancak bu devam sözünü iyi yorumlamak, yanlış anlamamak gerekir. Söz konusu devamlılık bir önceki yönetimin doğruları ile sınırlı olmalıdır. Giden yönetimin hatalarını aynen sürdürmenin adı, bağlı olunan siyasi yönetime, kuruma ve çalışanlarına “İHANET” olur. Belli ki Prof. Bolat ihanet içinde olmaya niyetli değil. Göreve başlar başlamaz da bunu bir şekilde ortaya koydu. Bu tarz devam eder mi? Gerisi gelir mi? Yoksa göstermelik mi? Bekleyip göreceğiz.
MİNNET DUYARIZ: THY eski şirketimiz. Çok uzun süre çalıştık orada. Bağlıyızdır. Çok ama çok severiz. Her adımını da takip ederiz. Tabii ki dileğimiz Türk Hava Yollarımızın her konuda adım adım iyiye gitmesi. BUNU KİM YAPARSA YAPSIN, YAPAN KİMİN VEYA NEYİN DEVAMI OLURSA OLSUN BİZLER MÜTEŞEKKİR KALIRIZ. VE DE DUA EDER, DAHA BÜYÜK BAŞARILAR DİLERİZ.
PEGASUS’ UN BU GÜNKÜ PERSONELİ 2021’ DE ALDIKLARI ÜCRET ZAMLARINI İŞTEN ATILANLARA BORÇLU AMA YA SONRASI (?)
Temmuz 2021’ de sendikaya üye olan personeli dışladık ve bu konu bitti. Mahkeme ne derse desin. Yeniden üye olanlar çıkarsa onları da atarız. Pegasus açısından ilk bakışta doğruya yakın bir düşünce gibi geliyorsa da bakalım bu konu ileri de nasıl şekillenecek.
Evet gerçek bu. 21. Temmuz 2021’ de yapılan %15 artım ve de 2021 Eylül ayında uygulanan %8 zam. Üst üste koyup hesaplayın. Yemek giderlerin de ise aynı yılın temmuz ayında 120 TL, Eylül ayında ise 60 TL’lik bir artım
Uygulandı. Bu zamları zamanında yapsalardı ne sendikaya müracaat eden olurdu ne de Pegasus’ da bunlar yaşanırdı. 2022 yılı zamlarını zaten vereceklerdi. Ama daha az bir artım uygulasalardı çalışanlar ne yapardı bilmem.
%60 artımı verirler miydi? Yemek (Mültinet) istihkaklarında ise 280 TL artım uyguladılar. Çok dikkat çekici. Temmuz 2021’ de yalnız 460 TL olan bu istihkak bugün 960 TL. Toplamda 7 ayda artım 500 TL. Evet, şu anda görevde olanlar 2021’ de yapılan bu maaş artımlarını işten atılan arkadaşlarına borçlular. Herkes ne düşünür bilemem.
PEGASUS YER HİZMETLERİNİN BİR HANDLİNG KURULUŞUNA DEVRİ: Saygıdeğer Bay Nane şimdilerde tüm yer hizmetlerini sistemde mevcut Yer Hizmetleri Kuruluşlarından birine vermeyi düşünüyormuş. Şirkette bu tür sözler üretiliyor ve yaygın olarak konuşuluyor. Ve de Bay Nane bunun üzerinde çalışıyormuş. Muhtemelen bu günlerde Hizmetlerin devri halinde PGS’ nin bu ünitelerde görev yapan bütün personelinin Yer hizmet Kuruluşuna tüm kazanılmış haklarıyla devredeceği bilgisi yayılmaya başlayacaktır. Bir taraftan hizmet yürütülürken işin devredileceğinin gündeme getirilmesinin menfi etkilerinin azaltılmasına destek ver bu söylenti. Mantık bunu öngörür. Bu şeklin Pegasus’ a hizmet satacak olan Yer Hizmetleri kuruluşunun maliyetini ve hizmet satış fiyatını nasıl etkileyeceğini tabii ki hesap etmek gerekir. Bunun için Pegasus camiasında Havayolunun Yer hizmetlerinin Çelebiye devrine ilişkin olarak konuşulan yıllık maliyet rakamı doğruyu yansıtmıyor. Bu tür dedikodulara rağbet etmemek gerekir. Sayın Nane, bu ara kendinize sahip olun ve sakın çalışanlarınıza göz yaşartıcı teşekkür mektupları falan yazmayın. İnsanlarınız kendi varlıkları ile ilgili daha fazla kuşkuya düşmesinler.
Yukarıda da ifade ettiğim üzere bir ara PGS’ nin hizmetini Çelebi üstlenmişti. Pegasus hizmeti geri aldığı zaman Çelebinin PGS hizmeti için istihdam ettiği kaç personeli PGS’ ye kabul etti. O zamanda Çelebi personeline aynı sözleri söylemiştik (O dönemde ben Çelebi’ de çalışıyordum. Ben de inanıp aynı lafları ettim) Şirketiniz sözünde durmadı. İsterseniz etrafınıza bir bakın. Çelebi kökenli kaç kişi çalışıyor Pegasus ‘da ve de işe hangi tarihte girmişler. Sonuç olarak söylenilenler doğru ise ve de Yer Hizmetleri Çelebiye verilecekse şu andaki Pegasus kadrosunun (Yer hizmetlerinde çalışan) büyük bir miktarı işsiz kalacak demektir
YOKSA BAŞKA BEKLENTİLER Mİ VAR? PGS çalışanları ve şirketi takip edenler bilir. Ali Sabancı beyin eski bir ortağı vardı. Hatırı sayılır bir yatırımcı. İşi şirket alıp satmak. Tesadüfün aksiliği eski ortak şimdi Çelebinin büyük hissedarı ve Yönetim Kurulunda. Bu eski ilişki ve şu andaki görevden kaynaklanan dedikodu ise Ali Beyin Pegasus’ u satmak istediği. Buda dışarılarda konuşulan. Muhtemeldir ki hizmetlerin devredileceğine ilişkin söylenti de Çelebinin yatırımcı büyük ortağının adı geçen kuruluşta hissedar olmasından kaynaklanıyor. Şu ada Çelebinin Anadolu İstasyonlarında PGS’ ye Yer Hizmetlerini veriyor olması bu söylemleri canlı tutuyor. Nedeni ise basit. O istasyonlarda yer hizmeti için teşkilatlanmak Pegasus açısından daha büyük bir maliyet.
Ben Yer Hizmetleri kuruluşlarının neye nasıl baktıklarını iyi bilirim. İyi tanırım. İkisinde de çalıştım. 3. kuruluş olan TGS ve de Havas bu şartlarda hizmete soyunmaz zaten. Hata edip soyunsalar bile, PGS o tarafa zinhar bakmaz. Evet TGS’ nin %100’ ü THY’ nin, HAVAŞ’ ta da Türk Hava Yolları hissedar. Türkiye’ de Rakipten hizmet almak mantıklı değil. İş olgunluğumuz daha o seviyelerde değil. Ayrıca Çelebinin Sendikalara bakışı değişiktir Kuruluştaki hisseler değişti. Yatırımcı ortağında konuya Çelebioğlu ailesinden farklı bakacağını zannetmiyorum.
Yatırımcı kuruluşlar altıkları şirketleri işletme sevdasında değildir. Amaç uygun zemini bulduktan sonra karla satmaktır. Şimdiye kadar satılamamış olmasının nedeni ise ortamın bu tür bir satış için müsait olmamasından öte değil. Çalışanlarının içinde eski işvereni tarafından tespit edilememiş sendikalı personelin olabileceği düşüncesi şirketin satış fiyatını haliyle etkileyecektir. Evet, bu tür ortamlarda üretilen sözler çalışanlar açısından düşündürücüdür ve de zaman zaman rahatsızlık verici olur. Telaşlanmayıp konuşulanlar olmayacakmış gibi çalışmayı sürdürmek gerekir.
PGS İNSAN KAYNAKLARI ÜNİTESİNİ KİM YÖNETİYOR: PGS İnsan Kaynakları ünitesi kime bağlı, hangi beyin yönetir bunu bilmem. Ama bu tensikat konusunu iyi organize edemedikleri, bu krizi yönetemedikleri belli. Eğer İş kanununda, çalışanlar mahkemeleri kazansa bile iş yeren bu personele 12 maaş tutarında + ödeme yaparak iş başı vermeyebilir maddesi olmasa ileride mahkemelerin hitamında dışlanan çalışanların tümü Pegasus çatısı altında oturuyor olacaktı. Önce performans, sonra alçak ve herkesin duymayacağı bir sesle sendikayı bu işlemin sebebi olarak göstermek, daha sonra bilmiyoruz, Nane Beyin talimatı ile yapıldı gibi karmakarışık sözlerin bu konuda Pegasus’ u. Ne adalet önünde ne de vicdanlarda düzlüğe çıkartmayacağı açık
ÇALIŞMA BAKANLIĞI RAPORU BU DÖNEMDE AYNI NEDENLE İŞ AKTİ FESHEDİLENLERİN TÜMÜNÜ KAPSAR MI? Evet, ilk partide işten çıkartılan 35 çalışan için düzenlenmiş olan Çalışma Bakanlığı denetim sonucu raporunun, PGS yönetimince sonraki tarihlerde aynı nedenden (?) ötürü partiler halinde işten uzaklaştırdığı tüm çalışanları da kapsıyor olması kabulü zorunlu olan bir gerçek. Danıştığım Hukukçu da aynı şeyi söylüyor.
MAHKEME KAZANILIP BU İŞ BIRAKILMAMALI: Evet konu bu şekilde noktalanmamalı. Temenni ederim ki hukukçular TCK’ nın 118 maddesini hatırlarlar. Şimdi PGS hukukçuları Türkiye’nin hangi kentinde, hangi şirketin hangi yöneticileri hangi numaralı Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava sonucunda işten sendikal nedenlerle attıkları her bir personel için yöneticinin kaç ay hapis cezasına çarptırılmış olduğunu araştırsınlar. (Örneğin ceza 4 ay, 10 personel için 10 defa 4 ay) Daha sonra hangi Bölge Adliye mahkemesinden de aynı yönde bir karar alınıp alınmadığına da bir zahmet baksınlar. Daha daha sonra Yargıtay kararlarında aynı konuya ilişkin bir içtihat veya emsal karar bulunup bulunmadığını da gözlemleseler iyi olur. Zor bir iş değil. Bulamazsanız Nane Bey çok kızar ve size de bir mektup yazabilir. Takdir ve teşekkürlerini iletir. Sonu malum.
BUNU NEDEN YAPMAK GEREK: Evet, işten uzaklaştırılan personeli temsil eden avukatların konuyu bu çerçevede düşünmelerini önermek isterim Bunu yapmak gerek. Zira bu kez olan oldu. İnsanların kovuşturmalar sonucunda sendikal tazminat ve işe iade davalarını kazansalar bile işe iade edilmeleri kanaatimce zor hatta mümkün değil. Daha fazla tazminat alacaklardır o kadar. Tabii ki bu geçim zorluğunda para çok önemli. Ancak her şey para değil. Bu takip yapılmalı ki bu yöneticiler şirket bizim, biz istediğimizi kovarız havasından çıksınlar.
Şunu da ayrıca ifade etmek isterim ki, bu personel mesai saatleri içinde sendikal konularla uğraşıp işini ihmal etseler ve bu ispat edilmiş olsaydı tabii ki şirketten atılmaları normaldi. Bunu hiçbir kimse müdafaa etmez ve iş akitleri sonlandırılan çalışanların yanında durmazdı.
Evet Türk hakimleri insaflıdır. Mahkeme daha sonra uygun gördüğü cezalarda 6’da 1 oranında indirim yapmış başka bir deyişle cezayı indirmiş olsun. Cezanın 2 yıldan az olması ve işveren hakkında daha önce 3 yıldan fazla hapis cezası bulunmadığını (şayet yoksa) dikkate alarak, cezanın ertelenmesi yönünde karar vermiş olsun.
EEEE. SONUÇTA NE OLDU, NEDEN UĞRAŞILDI BU KADAR DERSENİZ? işveren 5 yıl içinde herhangi bir suç işlerse, bu hapis cezasını çekmek zorunda kalır. Ve de iyi bir PR çalışması ile bu meziyetsiz yöneticiler ülke çapında çok çok meşhur edilir (?). Hepsi bu. Bu konuyu pişirenlerden olan yönetici pilotlar emekli olur giderler. Üzüntüm bu insanlar yüzünden kurumunda zedelenmesi. Ancak bunu düşünmesi gerekenler bu uygulamayı yapan yöneticilerdir. Onların da niyetleri kaderleri olur inşallah.
PGS YÖNETİCİLERİNİN, BİLMEDİKLERİ VEYA UMURSAMADIKLARI TÜRK CEZA KANUNUN (SENDİKAL HAKLARIN KULLANILMASININ ENGELLENMESİ) 118 MADDESİ NE DİYOR? Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Evet Bay Nane, şu anda yer hizmetlerinde yaklaşık 1750 adet personeliniz var. Bu da demektir ki buna yakın bir miktarda yönetime inancını kaybetmiş, sesini çıkartmaktan, işsiz kalmaktan korkan insanlar mevcut sisteminizde. İçin için yaşanan bu güvensizlik Pegasus’ u nereye götürür bilmem? Tabii ki işsizliğin bu denli yoğun olduğu bir ortamda bunu size hiçbiri söyleyemez
Hayli deneyimli bir hukukçumuz ne diyor? Müsaadelerini alıp sizlerle paylaşmak istedim” Pegasus’ daki Sendikal örgütlenme şirketin yok edilmesi veya zarar etmesi için gerçekleşmiş bir örgütlenme değil. İşçilerin tek derdi, modern standartlarda, sağlıklı koşullarda ve insanca yaşanılacak maddi gelirin sağlandığı bir işyerinde çalışmaktan öte değil. Ama ne yazık ki Pegasus yönetimi bu durumu algılayamadı. Pegasus modern bir iş kolunda yüz yıl önceki işveren mantığıyla iş yapmaya çalışıyor. Kâr etmenin tek yolunun ucuz işgücü olduğunu düşünüyor. Benim kanaatime göre bu deneyimli personelin yerine alınan/alınacak olan işçiler Pegasus' a fayda yerine zarar getirecek ve daha ucuz olsa da daha kalitesiz hizmet sunumuna neden olacaktır.” Benim uzun uzun yazdığım konuyu 6-7 satırda anlatmış Sn. Hukukçu.
HANGİ İZİN KİME AİT OLDUĞUNU BULMAK ZOR DEĞİL. Tüm tepe yöneticiler çalıştıkları kurumun ilerlediği yolda bir iz bırakır. Kimi izler çamurludur. Ve de o çamur şirket var oldukça kurumaz. Seneler sonra şirket çalışanları o çamurlu ize bakıp yaşanan travmayı ve o dönemin tepe yöneticisini hatırlar. Bu durumda söz konusu eski yöneticinin nasıl anılacağı bellidir
PEGASUS’UN SAYGIDEĞER HUKUÇULARI: Pegasus’ un Sn. Avukatları. Anadolu 3. İş Mahkemesine tanık olarak sunduğunuz şirket çalışanlarının “Davacı verilen işleri düzgün bir şekilde yapmıştır” şeklindeki ifadeleri sizleri şaşırttı mı? Şirketinizde bu çalışanların tutum ve davranışlarında örnek alacakları bu kadar saygıdeğer (?) yöneticiler mevcutken, tanıkların bu ortamda halen insanlıklarını nasıl muhafaza ettiğini düşünmeden yapamıyorum. Şaşırtıcı değil mi?
Evet, Bay Nane ve şürekâsı. Çalışma Bakanlığının incelemesi sonucunda düzenlenen rapor acaba onları utanmışlar mıdır? Tabii bu suali bu konuyu oluşturan, alkışlayan herkese unvanına bakılmaksızın sormak gerek. Tepedeki beyefendi. Yüzünüz kızardı mı? Eğer cevap hayırsa, bilirsiniz ki bu tür yöneticileri istihdam eden şirketler tökezler.
Yorumlar Tüm Yorumlar (57)