Bu haftanın yazısını Pazar akşamı gönderdikten sonra Pazartesi günü öbür haftanın yazısını planlamaya başlıyorum. Bu defada öyle oldu. Çarşamba günü 01 Kasım yazısını bitirdim. Tekrar okumak ve imla vb. düzeltmeler kaldı. Gel gelelim önce Hava-İş’in bildirimini okudum. Daha sonra da THY’ nin Kap’ a yaptığı açıklamayı. Güncel olmak adına onları da bir yerlere yerleştirdim. Baktım ki yazıyı yeniden yazmaya gerek yok. Aynı durumda sizlere sunuyorum.
Evet, yazının başlığına cevabınız muhtemelen hayır olacaktır. Evet; Sn. Aycı’ da siz çalışanlarınızın durumunu düşünememekte, anlayamamakta haklı galiba..
Hele bu ara, ortamı anlamak için Sn. Aycı’nın çarşı pazara bizzat gitmelerine tabii ki gerek yok. Yazılı ve sözlü basında bu konuda her türlü bilgi yer alıyor. Tabii ki dinliyorsanız. Çoğumuzun huyudur. Bizi ilgilendirmeyen şeyleri genelde okumaz ve dinlemeyiz. Aslında bu çarşı ve pazarlarda uygulanan fiyatların başka bir ifade ile mevcut pahalılığın THY’ den ve bağlı kuruluşların birinden (?) sağladığınız geliriniz dikkate alındığı takdirde hanenizin geçimini sarsacak boyutta olmadığı açık ve net.
Hikâyemiz malum. THY çalışanları Pandemi krizinden Türk Hava Yollarının çok fazla yara bere almadan çıkabilmesine destek olmak amacı ile maaşlarının bir bölümünden vazgeçtiler. Her ne kadar Sn. Aycı bu konuda da kendisine yakışanı yapıp, çalışanlara yapılan anket öncesi teklifi kabul etmeyenlerin ücretsiz izne çıkartılacağını el altından yayarak çalışanları hafiften ( ? ) tehdit ettiyse de aslolan personelin şirketine duyduğu bağlılıktı. Sonuçta THY emektarlarının çok büyük bir bölümü biraz ondan biraz bundan ankete kabul oyu verdi. THY ile Hava-iş arasında imzalanan bu konuya ilişkin protokolde sistemin normale dönüş tarihinin belirtilmemiş olması Hava-İş’in mi yoksa THY’ nin hatası mı? Bilmem. İkisi de mümkün. THY Hava İş’i aldattı deyip geçelim. Bu saatten sonra bunu tartışmanın çalışanlara bir faydasının olmayacağı açık.
Evet, maaşlar zaten eridi? İnsanlar 2019 ücretlerine geri dönme beklentilerinde haksız mı? Tabii ki değiller. Yöneticiler yalnız işi değil, çalışanların beklentilerini de yönetir diye bir söz var. THY tepe yöneticileri bu durumda çalışanların beklentilerini yönetemiyor. Yönetebilmek için önce onları düşünmek ve anlamak gerek. Öyle değil mi?
Her ne ise, Hava İş Başkanı 24 Ekimde yaptığı bir açıklama ile çalışanlara FERAGATLERİNİN bir bölümü olan ikinci bir % 10’ nun daha çok yakında İADE edileceğini duyurmuştu. Bu Sendikanın geçenlerde yaptığı duyurusunun etkisinden mi yoksa (?) Hava İş’e Genel Kurul Toplantısı öncesi işveren tarafından sağlanan bir destek mi? diye düşünürken 27 Ekimde aşağıdaki açıklama Airporthaber’ de yer aldı.” Önceki duyurularımızda siz değerli üyelerimize ilettiğimiz, 31.08.2020 tarihinde imzalanan protokol gereği feragat ettiğiniz maaşlarınızdan yapılmış olan kesintinin iadesini, söz verdiğimiz üzere yapmaya devam ediyoruz. Temmuz ayında maaşlarınıza iade edilen %10 oranına ilave olarak THY A.O. İle yapılan görüşme neticesinde ekim ayı maaşlarından geçerli olmak üzere, kabin ve yerde görev yapan üyelerimize % 20, cockpitt personeli üyelerimize %25 oranında hak edilmiş ücretlerin iadesi sağlanmıştır” diyordu Sendika.
Dikkat ederseniz Sendikanın 24 Ekim paylaşımında bu % 10 için İADE sözü kullanılmış. 27 Ekimdeki duyuruda da yapılan işlem aynı kelimelerle vurgulanıyor. Neticeten işveren çalışanlara kendi paralarını İADE ediyor. Bir şey verdiği yok. Yapılan ilk kesintiden bu yana enflasyonu hesaplamaya ise hiç gerek yok. Sabırla TIS’ i bekleyelim.
Her şeyi o zaman daha iyi anlayacağız. Ben bu işte danışıklı dövüş olabileceğine inanmak istemiyorum. Bu ikilinin tutumundan sizlerin düşüncesi“ danışıklı dövüş “ olduğu ortaya çıkarsa “ Bizi Bir Kez Daha Aldattılar” der ve geçeriz. Sonuçta sizler ev sahibisiniz. Ve de onlar kiracı. Mülk sizin. Bir gün gelir kötü kiracı meskenden atılır.
İşverenin de şunu unutmaması gerek. Bu İADELERİN yapılmış olması çalışanlara bu güne kadar çektiklerinin kesinlikle unutturmayacaktır. Tıpkı Hava İŞ Başkanının 24 Ekim duyurusunda belirttiği gibi “yapacağınız en büyük teklif bile üyelerimizin sarsılan GÜVENLERİNİ YENİDEN KAZANMAYA YETMEYECEKTİR.” diyor. Bu söz doğrudur. Bu iade işlemleri ile Türk Hava Yolları çalışanlarına + bir şey vermiş havasına girmemelidir. Sonuçta borçlarını ödüyorlar. Sendika için de aynı söylev geçerli değil mi?
Gelelim başlığa. SN. AYCI SİZ EVİNİZ İÇİN MUHTEREM HANIMEFENDİ İLE BİRLİKTE HİÇ ÇARŞI VE PAZARA ÇIKIP ALIŞVERİŞ YAPTINIZ MI? Sıvı yağın beş litresinin satış fiyatı ile beyaz peynirin kg fiyatı ne olmuş biliyor musunuz? Sivri biberin kilosu 20 TL olmuş. Domates 10 TL. Meyve daha beter. Pazara aracınızla mı gidiyorsunuz. Dün gece yakıta gelen zam 44 kuruştu. Bu gece gelen ise 28 krş. Her ne kadar yakıt gideriniz muhtemelen şirket tarafından karşılanıyorsa da en iyisi siz evde kalın. Kira gideriniz de yoktur herhalde. Evin bu ve diğer ihtiyaçlarını Getire veya başka bir şirkete sipariş verin. Toptan ödeme yapıp birim fiyatlarla uğraşmazsınız ve asabınız bozulmaz. Huzurla (? ) yaşamaya devam edersiniz.
Bu arada biz çalışanlar ise TIS’ de takınacağınız tavrı bekleriz. Ak mı, kara mı o zaman ortaya çıkacak. Ben inanmak istiyorum ki çalışanlara 2020 enflasyonu + 2021 enflasyonu + % 10-15 iadelerdeki gecikme için özür bedeli verilsin. Tabii ki ağanın eli tutulmaz.
Bu güne kadar, siz çalışanlarınızın durumunu düşünememekte, anlayamamış olmakta haklısınız sn. Aycı. Ne demiş Dostoyevski? “ RÜZGÂR ESİYORSA BIRAK SÖĞÜT DÜŞÜNSÜN. ÇINAR’A ZATEN BİR ŞEY OLMAZ” Size bir şey olmaz Bay Aycı. Yeter ki hep yukarılarda kalın. Huzurla yaşayın. Bu arada sakın aşağıya bakmayın. Maazallah başınız döner. Üzülürüz.
30-31 EKİM 2021: SENDİKA GENEL KURULU ÖNCESİ GEÇMİŞE BİR BAKIŞ
Malum Hava-İş’in Genel Kurulu ilk toplantısı 30-31 Ekim 2021 tarihinde. Bu toplantıda ekseriyet temin edilemez ise 6-7 Kasım tarihlerinde nihai toplantı yapılacak. Evet, biraz eskilere dönelim. Yaşadıklarımızın bir kısmını hatırlayalım. Bazı şeyleri unutmamak ve unutturmamak gerek.
THY bünyesinde yeni bir sendika kurulmuştu ve de çalışanlar yapılacak olan seçimle mevcut olan sendikalardan birini onaylayacaktı. Geçmişte örneği bulunduğu üzere ortada bir kriz yoksa krizi kendimiz yaratır ve yaşarız. İlker beyde böyle yaptı. Siyasi görüşü ile işi iyiden iyiye karıştırdı, açık seçik taraf tuttu ve bunu acemice sağı, solu hafiften tehdit ederek duyurdu. Bu yetmedi Hava Sen’in Genel Başkanını Disiplin Kuruluna çağırttı. Bunu da yeterli görmedi. Disiplin kurulu toplantısından önce Hava Sen Başkanına iş akdinin feshini yazılı olarak tebliğ etmeye kalktı. Aklınca kuvvet gösterisi mi yaptı? Bilemiyorum. Türk Hava Yolları gibi büyük ve uluslararası bir şirketin en tepesi, Yönetim Kurulu Başkanı böyle acemice bir stratejik hata yapsın? Olur, şey değil. Tabii ki kendilerine müdahale edip ne yapıyorsun diye soracak kimse olmadığına göre meydan onundu.
Bildim bileli pilot zümresi ile ilgili düşüncem belirli bir konu dışında birbirleri ile anlaşamadıkları yönündedir. Şimdikiler değişik mi bilemiyorum. Eskilerden kime isterseniz sorun aynı veya yakın cevabı alırsınız. Ve de İlker Beyin üstün yöneticilik vasfı ve stratejik düşünme becerisi ile bu zümreyi kaynaştırdı. Vallahi bunu bu güne kadar yapabilen kimse olmamıştı. Türk Milletini uçuran İnsanlar şimdi daha fazla düşünüyor. Ve de TK Yönetim Kurulu Başkanının uygulaması onları bir araya getirdi. Tek yumruk sözü çok iddialı olur. Kaynaştırdı diyelim.
Bu arada Hava İş Başkanı Sn. Tatlıbal çok önemli bir fırsatı kaçırdı. Çıkıp; Disiplin Kuruluna yazılı davet edilen bir Türk Hava Yolları çalışanının iş akdini bu şekilde feshedemezsiniz. Biz rakibimizle Genel Kurulda mücadele ederek sonuca gitmek isteriz. Diyebilseydi keşke. Sendikacılık mefhumuna tamamı ile ters olan bu uygulama bir takım çevrelerce Sendikamıza destek olarak düşünülür ve bu Hava İş’i küçültür. Vb. demeyi becerebilseydi, hem kendisi hem de Hava İş açısından mükemmel olurdu. Eğer bu hususlar bu gün yaşansa Sn. Tatlıbal’ ın aynı şekilde hareket etmeyeceğine ve Hava İş’in imajını % 100 düzeltecek bu fırsatı heba etmeyeceğine inanıyorum. Deneyim başka bir şey. Evet, aslında Sn. Aycı’yı kutlamak gerek. Bu konuda Hamdi Topçu beyin söylediklerini, yaptıklarını herkese unutturdu. Unutulacak şeyler değildi ama yine de İlker beyin gölgesi hepsini örttü. Bay Topçu artık akla gelmiyor.
Geçenlerde Hava-İş THY’ye “seslenişinde bir hatırlatma yapmıştı. Ve diyordu ki “2018 yılında işçi düşmanı politikalarınız yüzünden gruplar halinde şirketten ayrılan pilot üyelerimizi durdurmak üzere, kapımızı çaldığınız gibi tekrar geldiğinizde yapacağınız en büyük teklif bile üyelerimizin size karşı sarsılan güven ve aidiyetlerini kazanmaya yetmeyecektir.” Evet, söz doğru. Doğru ama çalışanların bir bölümü bu ağır söze bile danışıklı döğüş diyor. Gösterdikleri neden ise Genel Kurul Toplantısı. Öyle konuşuyorlar. İlker Bey yalnız çalışanlara değil, aslına bakarsanız sendikaya da kötülük yaptı. Bakalım Hava İş’in seslenişi danışıklı döğüş mü, değil mi? Kısmetse görecek ve anlayacağız. Genel Kurul Toplantısından ve özellikle TIS’ den sonra.
TED (TECHNOLOGY, ENTERTAİNMENT, DESİGN)
İlk kez 1984 yılında düzenlenen ve ismini ‘Teknoloji, Eğlence ve Dizayn’ kelimelerinin ilk harflerinden alan ‘TED konferanslar’ dizisi, 1990 yılından itibaren her yıl düzenli olarak yapılıyor. Önceden sadece teknoloji, eğlence ve tasarım üzerine yapılan konuşmaları kapsayan etkinlik, günümüzde aklınıza gelebilecek her konuyu içeren konferanslar haline dönüştü. TED konuşmalarının’ sloganı ‘paylaşmaya değer fikirlerdir.. TED konuşmalarının’ lisans sahibi, Amazon. com’ un da sahibi olan ve dünyanın sayılı zenginlerinden olarak kabul edilen Jeff Bezos.
TEDx gün geçtikçe genişleyen kapsamıyla Paylaşmaya Değer Fikirler ilkesi doğrultusunda dünya çapında insanları bir araya getiren bağımsız, yerel organizasyon girişimidir. Bu organizasyonlar, sadece TEDTalks videolarının
gösterimlerinden oluşabilen etkinlikler olabildiği gibi TEDTalks videolarıyla birlikte katılımcıların sunumlarının da dâhil olduğu ya da tamamen belirlenen tema üzerinden katılımcıların yapacağı özgün sunumlardan oluşan bir etkinliktir.
Görselin üzerinde sizlere 2 adet TEDx konuşmasının linklerini sunuyorum. Biri Sn. Betül Mardin’in diğer ise Cem Seymen’in. TED Konuşmalarını okumanın, dinlemenin sizlere büyük katkısının olacağına inanıyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (32)