Ne zamandır, neden sıklıkla Türk Hava Yollarına ilişkin konuları yazdığımı soranlar oluyordu. Ama bu defaki gibi üst yöneticilere olan düşmanlığımı sorgulayan olmamıştı. Bu konuyu neden yazışmaya döktüm? Neden böyle düşünenlere genelde seslenmek istedim. İşin içine benden, yapımdan çok uzak olan bir mefhum karıştı Düşmanlık. Kaldı ki eski bir THY çalışanı söz konusu beyefendilere APH’ ın bir köşesinde düşmanlık yapmak istese bile ne yazar? Ayrıca insanlar hakkında peşin hüküm vermeyi çok çok yanlış bulan , vebir takım uygulamalara karşı olmakla düşman olmanın ayırımını yapabilecek bir yapıya sahip olduğumu düşünürüm..
Her ne ise, Aırporthaber’ de yazdığım yazılara en acımasız yorumu yazanlardan medeni cesaret sahibi biri ile geçtiğimiz hafta Ataköy A Plus Kahve Dünyasında buluştuk. Aslında telefonumu ona iki ay kadar önce vermiştim ama yeni aradı. Kendisi gibi düşünen THY mensubu birçok arkadaşının da bulunduğunu söyledi.
“Siz Türk Hava Yollarında bir süre çalışmış ve şirketi tanıyan, burada işlerin nasıl döndüğünü az çok bilen birisiniz. Yazılarınızı arada bir okuyoruz. Türk Hava Yollarına ve üst yönetimine her zaman düşman gözü ile bakmanızın nedenini anlamıyoruz. Genel Müdür yeni geldi. İlker Bey daha eski. Personele yakın biri. Bu insanların tenkit edecek nelerini gördünüz? Her yazınızın konusu onlar. Ne sıkıntınız olduğunu açık açık söyleseniz de biz de anlasak. Bu düşmanca tavrınızın arkasında farklı siyasi görüşünüz mü var. Bu güne kadar hiç bir yorumda size bu suali soran kimse olmadı Aslında verebilecek cevabınızın olmadığını cümle âlem biliyor. Artık yazılarınız için başka konular seçseniz iyi olur. Vs.”
Konuşacağımız konuyu bildiğim için yanımda üç, dört yazımın çıktısını da götürmüştüm. Ancak görüşmeye gelen arkadaşımızın “ Benim gibi düşünen çok kimse var” sözü üzerine kendi söyledikleri ile birlikte bu görüşmeyi isimsiz olarak kaleme alıp alamayacağım konusunda müsaadesini istedim. Nezaket gösterip olur, benim açımdan fark etmez dediler. Bu cevapları kendisine fazla uzatmadan şifahi olarak verdim. Tatmin olup olmadığını ise tam olarak anlayamadım. Şimdi de kendisi gibi düşünen diğerleri için ona söylediklerimi yazıya döküyorum.
Bu söylevde doğru olan iki husus var. Biri THY’ nın sıklıkla konu seçilmesi ve siyasi görüşümün konuştuğum arkadaştan da, Türk Hava Yollarının tepe yöneticilerinden de farklı olduğu. Bunlar su katılmamış doğrular. Kaldı ki söylenildiği gibi Türk Hava Yollarının, kurumların siyasi görüşü yoktur. Yöneticilerinin ve çalışanlarının siyasi görüşü olur. Koyu Beşiktaşlıyım. Ama siyasi görüşüm aynı şekilde koyu renk değil. En azından onların da hatalarını görebiliyorum. Çalıştığım dönemde ise saygı duyduğum yöneticileri de tenkit edebiliyor ( arkalarından değil ) ve gerekirse kendilerine karşı da çıkabiliyordum. Biat kültürü ile yetişmiş biri değilim. Bu da görüştüğümüz delikanlı ve bu yazıda adı geçen üst zevatla belirgin bir farkım olsa gerek. Kim ne derse desin bu huyumu çalışırken de çok severdim, şimdi de çok seviyorum.
THY’ de bir süre çalışmadım. Eminim ki görüştüğüm arkadaşın yaşından daha uzun seneler sektörde çalıştım. . Ve de çok şeyimi Türk Hava Yollarına borçluyum. Yazılarımı arada bir okuyan insanların benim THY’nin bu iki tepe yöneticilerine düşmanca tavrımı fark edebilmesi zor.
Gelelim sadede. İlker Aycı Beyi hiç tanımam. Hiç bir yerde kendilerine rastlamış değilim. Türk Hava Yollarına 2014 Nisan ayında “Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi” olarak atanmalarını takiben resmini gördüm. O zaman İnternetten kendisi ile ilgili bilgileri okudum. Ve tanıdım. Tanıyınca da bağımsız unvanını kendileri ile benim anladığım manada yan yana koyamadım. Ama kendileri ilgili kanundaki Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi tanımına tabii ki uygundu.
06 Nisan 2015 tarihinde Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı oldular. Daha on beş gün geçmeden bir duyuru ile THY çalışanlarına seslendi kendileri. İçinde bulunduğumuz süreçle ve yaşadıklarımızla yan yana konunca inanılması ve uygulanması zor olan uygulamalar vaat ediyordu. Bana göre acele etmişlerdi.
Her ne kadar bu duyuruda eski yönetimin bir devamı olduklarını söyledilerse de “Bir ve beraberiz. Şunun ya da bunun şirketi yok. Yönetim Kurulu Başkanının İcra Kurulu Başkanının, Genel Müdürün adamı diye bir şey yok. Bu eskiden vardı diye söylemiyorum. Falancı yönetim kuruluna yakın, falancı hissedara yakın yok. Birlikteyiz. Beraberiz diyordu Sn. Başkan.” Kendisinin siyasi görüşü zaten biliniyordu Bu dönemde bu makama AKP’li olmayan birinin getirilmesini hiç kimse beklenmiyordu herhalde? İşte bu beyefendi sizlere siyasi görüş dahil, torpil , şunun bunun yakını vb.. şeylerin çalışanları değerlendirme ölçüsü olmayacağını söylüyor. Bekleyip görmelisiniz. Ve de söylediklerini yapıyorsa da ona sarılmalısınız. Aslında normalleşme dönemi olarak kabul etmek istediğim bu süreçte ben İlker Beyden değil ama sizlerden, çalışanlardan korktuğumu ifade etmiştim. Zira yeni biri geldi, hele bir duralım ne yapacak bir görelim demiyor kimse. Ve böyle düşünmüyor. Tabii ki bu arkadaşlar THY çalışanlarının bütününü temsil etmedikleri gibi, sayı olarak da çok küçük bir bölümü. Türk Hava Yollarını ülkemizin genel şartlarından soyutlayamazsınız. Yönetim Kurulu Başkanınız da karşı çıkılması mümkün olan veya olmayan bir takım baskılara mutlak muhatap olacaktır. Kendinizi onun yerine koyun ve öyle düşünün. Artıların eksileri götüreceği prensibini işte bu hassas noktada hatırlayın ve işletin” demiştim bu konudaki seslenişimde. Hangi parlak zekâ bunun düşmanca bir yaklaşım olduğunu düşünebilir anlayabilmek mümkün değil.
22 Haziran 2015 ayında yazdığım bir yazıda ise beyefendiden aşağıdaki şekilde bahsetmiştim. Aycı Beyin atacağı adımları bekliyoruz: Yönetim Kurulu Başkanı hangi konuların üzerinde duracağını ve de öncelik sıralarını bu süreç içerisinde mutlak belirlemiştir. Dolayısı ile Türk Hava Yollarının hepinizin benden iyi bildiği sorunlarını sıralayıp yazıyı uzatmayacağım. Her ne kadar Türk Hava Yollarının bazı mensupları YK Başkanının uçak temizlik hizmetine soyunmasını nasıl alkışlayacaklarını şaşırdılar ve bazı gayretkeşler bunu ilk kez yaşanan özel bir davranış olarak yorumladılarsa da, umarım ki, kendileri işçi elbisesi giyip uçak yükleme ve boşaltma ekibine de destek olmaya çalışmazlar. İlker beyi samimi olarak sevenlerle, THY için müspet adımlar atmasını bekleyenlerin bu hareketten haz duymadıkları kesin. Hayati konularda adım atmalarını heyecanla bekliyoruz. Bu ifadelerde mi düşmanlık sezinlediniz?
İlker Bey 2014 Nisan ayında Türk Hava Yollarına bağımsız yönetim Kurulu üyesi olarak atanmış ve Nisan 2015’ de ise yönetim Kurulu Başkanı olmuştu. Arada tam bir sene var. Yönetim Kurulu Bağımsız Üyesi olması nedeni ile İlker Bey şirket Yönetim Kurulunun geçen bir senelik, icraatlarına ortak olan biri. Neler olduğunu saymama gerek yok. 2015 Nisandan itibaren de direk sorumlu olan bir mevkide. Bu sözler doğru değil mi? Düşmanlık neresinde?
21 Ekim 2016’ THY Genel Müdürü olarak atanan Bilal Ekşi bey ile tanışmıştım. O mu beni davet etti ben mi bir konu için gittim hatırlamıyorum. İlk ve son karşılaşmamızdı bu. Yanından ayrılırken gördüğüm bu insan THY’ nın son dönemdeki insanlarının hepsinden farklı gelmişti bana. Kendi kendime belki de tanıdıklarımın arasında en iyisi budur diye mırıldanmış ve bu görüşümü THY’ mensubu eski arkadaşlarım ile de konuşmuş ve Airporthaber’ deki 31 Ekim 2016 tarihli yazımda da okurlarla paylaşmıştım. Aynı yazımda “ Hatta THY şanslıdır veya bu atamaya Bin Ali Beyin Türk Hava Yollarını kayırması bile diyebilirim. Ve Tuz mayayı ekşitmeden 10 -11 sene ilk halinde tutabiliyorsa hem THY hem de çalışanları için Bilal Bey güzel kurabiyeler yapabilir. Yok; tuzun etkisi bu süre için yetersiz kalıyorsa ekşiyen o mayadan ne kurabiye ne de ekmek yapılır. Ekmeği içine banmak için yoğurt bile çalınmaz. Dilerim ki Bilal Beyin öz mayasına koyduğu koruyucu tuz onu, fikir ve düşüncelerini ekşitmeden muhafaza etmiş olsun. “ gibi görüşlerimde bu yazımda yer almıştı. Bunun neresinde düşmanlık var?
Böyle düşmanlık dostlar başına. Çok senelerce önceki Başmüdürümüz Erdoğan Yücetin beyin biz sözünü hatırladım. Kendisi ile birçok konuda ayrı düşünürdük, ama sonuçta başmüdürümüzdü. Saygıda kusur etmez ve işin standart akışında sorun yaşamazdık tabii ki. Bir gün bana “ Birçok dostum olacağına senin gibi bir düşmanım olsun” Aklıma bu geldi. Yetmiş yaşını geçtim.İlk kez birilerine düşmanlıkla suçlandım.Hoş değil.
Evet; bu yazı ile ben tüm aynı şekilde düşünenleri cevaplamış oldum. Şimdi siz beni cevaplayın. Akıllı insanlar karşılarındaki kişilere içinden çıkamayacakları soruları üretme imkânı veren sualler yöneltmezler. Bunu da bir kenara not alın ve de unutmayın.
İlker Beyin çalışanlara seslenişini bulun ve de orada dile getirdiği hususları yerine getirip getirmediğini düşünün ve söyleyin bana.
İlker Bey, personele seslenişinde vaat ettiği hususları yerine getirdi mi? Türk Hava Yollarında herkese aynı gözle baktı mı? Aynı şekilde davrandı mı? İnsanların siyasi görüşlerine göre ayırım yapmadı mı? Şirketi bir bütün olarak gördü mü? Çalışanlara adaletli ve gerçekçi davrandı mı? Ve en önemlisi emrinde görev yapan tüm yöneticilerinin sizlere aynı şekilde eşit davranmalarını sağlayabildi mi? Eğer hepsine cevabınız evetse ve de kimsenin de buna itirazı olmaz ise, kendisini zevkle ve saygıyla alkışlarım.
Evet; tepe yöneticilerinize düşman olduğumu düşünüyorsunuz? Nedeni ortada. 2003 yılı sonrası THY’ na girenler 2003 öncesinin THY çalışanlarını düşman gibi görmeye programlandılar da ondan. Her ne kadar THY’ den ayrılmış olsak da bizler de onlardanız ya. Bu ruh hali sizlere bir önceki tepe yönetiminizdeki ikilinin mirası. Siyasi görüş farklılığının düşmanlık yarattığını düşünmek bile cahillik ve basitlik. Bu tür insanlar hem yakışıksız hem de kötüler. Allah topunu tez vakitte bildiği gibi yapsın.
Yorumlar Tüm Yorumlar (25)