THY Yönetim Kurulu Başkanının, kurum çalışanlarını bilgilendirmekten hayli öte bir amaç taşıyan ve maksadının tedavüldeki en saf çalışan tarafından bile zorlanmadan anlaşılması mümkün görülen “Sendika fırsatı es geçti” başlıklı zam açıklamasını (01 Mart 2024, Cuma 19:39:31) okumuşsunuzdur. Bunu kaleme alanlar esasen amaçlarını duyurunun başlığında ifade etmişler. Bu açıklamadan yaklaşık 3,5 saat sonra ise Hava-İş Başkanınca yapılan (1 Mart 2024, Cuma 23:05:59) TIS detayı ile ilgili Sendikanın cevabi seslenişini de okumuş olduğunuzu zannediyorum.
KİMİN BURNU UZUN (?)
Evet, iki Başkan ve tek bir muhatap. Her iki seslenişte THY çalışanlarına hitap ediyor. Ve de aynı konuda iki değişik, birbirini suçlayan ve taban tabana zıt iki açıklama. Bunlardan biri doğru. Başka bir deyişle bu iki Başkandan biri en hafif deyimi ile çalışanlara yanlış bilgi veriyor. Acaba hangisi ve neden?
Bay Bolat duyurusunda “Maalesef Sendikamızın TİS sürecini sonuna kadar götürme arzusunda olduğu görülüyor.” diyor. Vede bunu TIS ‘de arabuluculuk sürecine girilmesinden (08 Mart) Bir hafta kadar önce söylüyor. Sizce bu sesleniş manidar değil mi? Evet “bu süreci sonuna kadar götürmek” sözü ile neyi kastediyor dersiniz? Sürecin sonunda ne var? Seslenişinin sonunda çalışanlara bunu fısıldayarak ne elde etmeyi umuyor? Grev oylamasına gidip, eski bir ağabeyinin izinden yürüyerek, benzeri bir metot ile bu oylamayı kazanıp Sendikayı güçsüz duruma düşürmeyi amaçlıyorsa bunun kendisine ve şirkete nasıl bir fayda sağlayacağını anlamak mümkün değil. Trolleri ve yalakaları dışında artık bu sendika şöyle, böyleleri ise dinletecek fazla kimse bulamaz. Yaratacağı bu ortamda Hava-İş yöneticilerinin aleyhinde olanların bile sendikayı destekleyeceğini düşünebilmek gerek. Hani derler ya “ırmağı geçerken at değiştirilmezmiş” İşte o hesap. İnşallah ben yanılıyorumdur ve Bay Bolat’ın böyle bir kurgu yoktur beyninde.
KIZILDERİLİLER DOĞRU SÖYLEMİŞLER AMA.
“Sular yükselince, balıklar karıncaları, Sular çekilince ise Karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı " karar verir”
Hayat merdiveninin çeşitli basamaklarında yaşadığımız çeşitli olaylarda bu sözün dikkate alınmasının gerekli olduğunu bizlere anlatan örnekler o kadar çok ki. Buna rağmen asırlardır doğruluğu bilinen bu sözün yanlış olduğunu ortaya koyabilmek için yoğun bir çaba var etrafımızda. Günümüzün insanları bu ve benzeri işlerde zaman harcama konusunda sonsuz kabiliyetliler. Haklarını teslim etmek gerekir.
Malum, yaşamda, insanlar artık bir yere doluşan suyun kendiliğinden çekilmesini beklemiyorlar. Yapay kanallar açarak veya suyun akışını hızlandırmak için değişik düzenlemeler yapıyorlar. Bay Bolat’ın yapmak istediği de bu. Suyu Motorlarla kanalize etmek istiyor. Malum THY’ de motor çalışanlar. İstiyor ki kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar vermesin. Bunun da örneklerini gerek normal yaşamınızda ve gerekse iş yaşamında görebilmek her zaman mümkün. Kızılderililer teknolojik ilerlemeyi hesaba katmamışlar belli ki. Keşke suyu falan karıştırmadan, “Kuvvetli olan zayıf olanları boğar” deselerdi, günümüz insanına uygun olanı daha kestirmeden tarif etmiş olurlardı
NORMALDE SENDİKA DAHİL KİMSE GREV UYGULANMASINI KOLAY KOLAY ARZU ETMEZ.
Evet, Bay Bolat’ın amacı çalışanlara tiz bir “grev” ıslığı çalarak korkutmak ve iş görenlerin sendikaya baskı kurmalarını sağlayarak THY teklifini, kendi önerisini kabul ettirmek. Bu mümkün olmaz ise Sendikanın bu süreci sonuna kadar
sonuna kadar (?) götürmesini körükleyecek uygulama, yaptırım ve girişimlerde bulunmak. Amaç bu. Bazıları, olandan bitenden haberi olmayanlar halen THY’ deki grev yasağından bahsediyor. Bu arkadaşlarımız 6336 sayılı kanunun 62 ci maddesine bakmalı.
BAY BOLAT: FARZ EDİN Kİ SENDİKA GREVE GİTTİ. VE ONLARA İSTEDİĞİ ZAMMI VERMEDİNİZ? YİNE DE GREV SONLANDI. ŞİMDİ SİZ BAŞARILI BİR TEPE YÖNETİCİ SAYILIR MISINIZ?
Farz edelim ki sendika grev ilan etti. Kanun zaten sendikaya bu hakkı veriyor ve de olur ya Cumhurbaşkanımızda grevi ertelemedi. 3 ay sürdü bu grev diyelim. Koca bir filonun yerde yatmasını çalışanların ve de yolcuların, insanların çektiği sıkıntıyı da bir kenara koyalım. THY’nin oluşacak büyük boyuttaki zararı da ayrı bir konu.
Ve de sonuç sizin dediğiniz olsun. Sendikanın istediği meblağı vermeyin. Hatta bir adım öte grev öncesi teklifinizin altında bir meblağla anlaşılmış olsun ve de grev sonlansın. Trollerinizin ve “yaşa Başkan, en büyük Başkan bizim Başkan” “Allah seni başımızdan eksik etmesin” vb. tezahürat yapan yalakalarınız dışında sizi kim alkışlayacaktır? Çalışanlar mı? Yolcular mı? Kamuoyu mu? Yoksa sizi bu makama atayan siyasi irade mi? Hiçbiri Bay Bolat. Bu durumda acaba siz başarılı bir tepe yönetici sayılabilir misiniz?
BAŞARILI YÖNETİCİ ŞİRKETİ GEREKSİZ BİR MACERAYA SÜRÜKLEMEDEN UZLAŞMA YOLU BULAN KİMSEDİR BAY BOLAT. DOLAYISI İLE “ES GEÇEN SENDİKA, SÜRECİ SONUNA KADAR GÖTÜRMEK İSTİYOR VB. SAFSATALARDAN VAZ GEÇİN. HAKLIYSANIZ BUNU İNSANLARA ANLAYABİLECEKLERİ ŞEKİLDE ANLATINIZ.
EVET, BAY BOLAT SİZDEN ÖNCE THY YK BAŞKANI OLAN DÖRT YÖNETİM KURULU BAŞKANI DA SİYASİ İRADEYE EN AZ SİZİN KADAR YAKINLARDI?
2003’ den bu yana, önce Abdurrahman Gündoğdu Bey atanmıştı THY’ nin tepesine. Daha sonra Candan Karlıtekin Bey görevi devraldı Bir sonra Hamdi Topçu Bey geldi tepeye ve hayli uzun sayılabilecek bir dönem kaldı yönetimde. Onu İlker Aycı Bey takip etti. Bu göreve atanması sürpriz olmadı. Ve de şirketin tepesine siz atandınız 2022’ de. Beklenmiyordunuz, adınız bile zikredilmemişti. Sürpriz oldunuz.
Bu yöneticilerin hepsi bir asgari müşterekte birleşiyorlardı. O da siyasi iradeye çok yakın olmalarıydı. Belki de sizin olduğunuzdan da fazla. Görevde kalış süresini siyasi iradeye olan yakınlıklar belirleseydi sizden öncekilerden biri şu anda bu görevini sürdürüyor olurdu. Bugün siz belki de THY’ deki Genel Müdür Yardımcılığı görevini halen yürütüyor veya büyük bir ihtimalle de THY’ deki gelişmeleri bizler gibi dışarıdan izliyor olurdunuz.
Her ne ise o yöneticilerimiz Türk Hava Yollarından ayrıldıklarına göre görev noktanızdaki hizmet süresinin siyasi iradeye yakınlıkla belirlendiğini düşünmemek gerekiyor. Süreyi yakınlığın değil, siyasi iradeyi temsil eden ve sizleri o göreve atayan siyasi iradenin çalışmalarınızdan duyduğu memnuniyetin ve bunun kamuoyuna yansıma şeklinin belirlediği bir gerçek. Bu beni etkilemez diye düşünmeyin. Unutmayın ki Cumhurbaşkanımız aynı zamanda siyasi iradenin en önde gelen temsilcisi. Başka bir deyişle iktidardaki partinin de Başkanı. Dolayısı ile göreve atandığınız zaman size verilmiş olduğunu ifade ettiğiniz 3 senelik görev süresi garantisinin (?) yapacağınız “büyük bir hataya Kadar” şeklinde revize edilmiş olması doğal kabul etmek gerek. Bu size nasıl bir etki yapar bilmem ama bizleri şaşırtmaz. Evet bu şirket şu veya bu şekilde bir greve giderse ve de siz bunu beyanlarınız ve anlaşılmaz tutumunuz ile körüklerseniz bu da YK BŞK’ lığı görevinizde yapabileceğiniz en büyük hata olur.
AŞAĞIDAKİ RESİMDE YER ALAN İKİ PARAGRAFA DİKKAT EDİN LÜTFEN. BAZI İNSANLAR YAŞAMLARI İLE BİRLİKTE YÖNETİCİLİK SANATINI DA ANLATIRLAR. İŞTE ONLARDAN BİRİ. RAHMETLİ FEVZİ AKKAYA.
HAVA-İŞ VE ÇETİN ÖZBEY’İN BUGÜNE KADAR Kİ TUTUMU?
Şimdi bu yazımı okuyup bana bir şeyler hatırlatmak isteyenler olacaktır. Hava-İş’in bu yönetiminin aleyhinde az mı yazı yazdın diyeceklerdir. Evet yazdım. Gerekirse yine yazarım. Bugün de yarın da. Topçu bey dönemindeki sendika seçimlerini takiben köşem de konuyu çok misafir ettim.
Ben Tatlıbal beyi tanımam. Hiç karşılaşmadım. Ama Hamdi beyi tanıyordum ve de olanı biten hep aklımdaydı. Benim yazılarımın konusu dönemin YK Başkanının sendika yönetimine talip olan adayı desteklediğini açık seçik ilan etmesi ve bu şahsın seçimi için personele gizliden (?) tehdide varan bazı telkinlerde (?) bulunmasıydı. Ve de VPN ile aslan kesilen THY çalışanlarının yönetim destekli adayı, korkarak seçmeleriydi. Seçimlerde Bay Tatlıbal için oy kullananlar
Daha sonra ona VPN ile saldırmayı de ihmal etmediler tabii ki. Tabii o dönemde Sendika aleyhinde yapılan yorumların hemen hemen hepsi “Ben Sendikanın bu yönetimine oy vermedim “ile başlıyordu. Komikti. THY’ de 2 ci bir sendika da canlandı. Hava-Sen. Hava-İş yöneticilerinden şikayetçi olanlar neden ve hangi düşünce ile o sendikanın üyesi olmadılar. Neden Hava-Sen’e üye olup Toplu Sözleşme yapma yetkisini vermediler. Yine korkudan mı? Bunu yapmayanların, yapamayanların bugün şikâyet etme hakları olabilir mi?
Her neyse, bugün aradan on senenin üzerinde zaman geçti. Bay Tatlıbal Sendikacılık konusunda uzmanlaşmıştır herhalde Her konuyu ayrı kompartımanlarda değerlendirmek gerektiğini vurgulayan çok doğru bir söz var. Hepimizin o dönemde kendisine yakıştırdığımız “sarı “renginde bir değişiklik oldu mu? Veya olduğunu hissediyor musunuz bilemiyorum (?) Rahmetli Babası Cafer Tatlıbal beyefendinin AKP eski Milletvekili olması kendisini daha ne kadar takip eder ki acaba?
BAY TATLIBAL, BOLAT BEY GİBİ ÇALIŞANLARI, SENDİKA ÜYELERİNİ AYRIŞTIRIYOR MU?
Bay Tatlıbal’ ın davranışlarında Bolat Beyin ruhuna yerleşmiş olduğuna inanmış bulunduğum aynı siyasi düşünceye sahip olanlara yönelik çirkin bir ayrımcılık varsa bunu şimdiye kadar neden açık açık söylemediniz? Yorumlarınız arasında böyle bir anlatıma ve örneğe hiç rastlamadım. Evet, bu tür çalışanları destekleyerek Sendika başkanı toplumunun, sizlerin, menfaatlerini zedeleyen davranışlarda bulunuyorsa, neden zamanında haykırmadınız.
Bugün sendika İstifa şeklinde VPN destekli yorum yazmakla yol alınmaz. Bırakın bunları. Konuya yakışır şekilde ciddi davranın. Kendinizi “var gibi yok” durumuna düşürmeyin. Şu andaki durumunuz aynen budur. Ve de her şeyi zamanında yapmak gerekir. Ve de şimdi muhalefet yapmanın zamanı değil. TIS’ in öyle veya böyle sonlanmasını takiben herkes eteğindeki taşları döksün, doğrusu budur. Kuvvetliyseniz TİS’ in imzalanmasını takiben Sendikayı olağanüstü genel kurula götürün.
HER İŞİ ZAMANINDA YAPMAK GEREKİR.
Evet, Sn. Okurlar. Şu an Sendikayı veya Başkanını tartışacak zaman değil. İçinde bulunduğunuz durumu doğru değerlendirin. Yukarıda da ifade ettiğim üzere “her olayı ayrı kompartımanlarda değerlendirmek” şart. Siz Sendikanın ve Başkanın şu anda nerede, hangi noktada durduğuna bakın. Yapıcı tenkitleriniz varsa esirgemeyin. Tenkitlerinizi yazın. Gönderin. Sendika istifa diye yorum yazanlara ve bunu beğendim diye işaretleyenlere şu an için aldırmayın. Onların amacı Bay Bolat’ınkinden farklı değil. YK Başkanına THY’ na girişlerinden ve halen THY’ de bulunabilmelerinden kaynaklanan borçlarını Bolat Bay ne söylerse söylesin destekleyerek ödüyorlar.
BENİM YERİM BELLİ. KENDİME YAKIŞTIRDIĞIM YERDEYİM.
Öyle veya böyle bu konu kapandıktan, neticelendikten sonra Sendikadan ve Başkanından şikâyetiniz varsa ve de şayet haklıysanız cürmüm ne kadardır bilmem ama yerim sizlerin yanında olacaktır. Kendime yakıştırdığım budur.
HAVA İŞ TEMSİLCİLERİ EKİP TERMİNALİNE SOKULMADI. THY’ DE SKANDAL KARAR.
Yazıyı burada noktalamıştım ki Airporthaber’ de “Hava-İş temsilcileri Ekip Terminaline sokulmadı başlıklı haberi okudum. Alt Başlık THY’ DE SKANDAL KARAR. Şaşırdım. Bu benim aklıma Rahmetli Fazlı Tunalıgil Beyefendiyi getirdi. Seneyi hatırlamıyorum bile. Askere giderken eşimi kendilerine ve muhterem hanımefendiye teslim etmiştim Fazlı beyin işyerine İlk kez ziyarete gitmiştim. Büyük bir fabrikaydı. İşleri çok iyiydi. Beni karşıladı. Odasına çıkarken büyük bir toplantı salonunda küçümsenmeyecek bir kalabalık gördüm. Hayırdır bu ne toplantısı diye sordum. Hele odaya
Girelim anlatırım dedi. Ve de anlattı. Kısa keseceğim.” Bizim buralarda sendikal faaliyetler hayli yoğun. (x) sendika bizim çalışanlarımızla görüşmek istediğini bildirerek izin talep ettiler. Tabii ki müsaade ettik. Bu nasıl bir izin, olur mu böyle şey diye sordum. Olur, gördüğün gibi oldu işte diye cevapladı. Ben izin vermesem çalışanlar ile iş çıkışında veya yarın sabah iş gelişlerinde görüşürler. Yasak koymak iyi bir şey değil. Bu daha iyi dedi. İşçilere bu toplantı duyurulunca 3 çalışan temsilcisi kendisine gelip biz ne diyelim diye sormuşlar. Kendilerine bize ne fayda sağlayacaksınız diye sorun, size sağlanan haklarla mukayese edin ona göre cevaplayın, saklayacak bir şeyimiz yok demişler. Benim ziyaretim sonlandıktan sonra geçerken aynı odaya bir kez daha baktım. Toplantı devam ediyordu. O akşam geç saatte rahmetli Fazlı beyin evine gittim meraktan. Toplantının sonucunu sordum. Ha pek bir şey olmadı. Sendikacılar odama geldi ve teşekkür ettiler. Teşekkürlerinin sebebi kendilerine toplantı için izin vermem değil, işçi arkadaşlarımın çalıştıkları şirketten memnuniyetiydi ve kendilerine bu işyerinde çalışanlara sağlanan maddi imkanlar ve sosyal haklardı. Bunun için bir sendikanın işverene teşekkür etmesine rastlamak zordu
Tabii ki işçilere sağlanan imkanları ve sosyal hakları sordum. Bizim sendika temsilcilerimizle konuş onlar anlatsın dedi. İşçi temsilcilerine sendika temsilcisi dermiş. Ama Baş temsilci benim diye de ilave etmeyi unutmadı.
Ve ben iki üç gün sonra işçi temsilcileri ile önerdiği konuşmayı yapıp detayları öğrendim. Çalışanların eşleri özel hastanede doğum yapıyorlardı, İşçi emekli olunca oğlu veya kızı işe alınıyordu vb. Fazlı bey ve eşi rahmetli oldular. Herhalde vefatından önceki rahatsızlığı sırasında sattılar şirketi. Firma halen aynı isimle çalışıyor. Bu nedenle ismini vermiyorum. Ve aynı nedenle maddi konuları ve diğer sosyal haklarını yazmadım. Neden mi, şu anda çalışanların şirketlerinden mutlu olup olmadıklarını bilmiyorum da ondan. Fazlı beye rahmetler diliyorum.
Bu anlatım Ahmet Bolat Beyin bir kulağından girer, diğerinden çıkar. Ondan eminim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (92)