THY’ daki bu çirkin Kumpası Kimler, nasıl şekillendirdi başlıklı yazıma gelen bir yoruma verdiğim cevapta “KALEME ALDIĞINIZ YORUMU ANLAMAK İÇİN ZORLANDIM. KONUYU YALNIZ ABBAS BEY BANA ANLATMIŞ OLSAYDI YAZIYI BU ŞEKİLDE KALEME ALMAZDIM. MAHKEME KARARLARI, NEDEN SONUÇ İLİŞKİLERİNİN ANALİZİ KONUYU BURALARA GÖTÜRDÜ.” demiştim. Nedense bu not kimsenin dikkatini çekmedi. Bir kısım kaliteli tenkit yorumları yanında kalitesi yorumlayanın şahsiyeti ile eşdeğer olan menfi çirkin yorumların varlığı THY adına beni üzdü. Sivil Havacılık mensupları aynı hususları gerekirse daha ağır bir şekilde ancak içinde bulundukları sisteme yakışacak bir tarzla dile getirebilmeliydi.
Yazımda adı geçen Sn. Ahmet Bozdemir ve Sn. Mevlüt Kayar beylerle hayli uzun telefon görüşmelerim oldu. Ayrıca bana konu ile ilgili bilgiyi mail ile de verdiler. Kendilerine teşekkür ediyorum. Her ikisi de çok kibardılar. Gönderilerin uzunluğu nedeni ile özetlerini çıkartıp kendileri ile paylaştım. Bu anlatımları yazımın alt bölümünde bulacaksınız.
İlkyazımdaki “THY’ nin çalışanına ne deni acımasızca davranabildiği” sözüm için Sn. Temel Kotil’ den özür diliyorum. Bu konuda empati yapmak beni kendime getirdi. Ben de olsam sorumlusu olduğum şirketin insan kaçakçılığı ile ilgili bir konuda yazılı ve sözlü basında isminin geçmesini istemez, Abbas ve diğer bazı kişiler için muhtemelen eldeki verilere bakarak aynı kararı verirdim. Kendileri için şahıslardan ziyade, kurumun önemli olması gerektiğini kabul ediyor ve tekrar samimiyetle özür diliyorum. Özrümün bir nedeni de 20.000 kişiden fazla istihdamı olan bir şirkette bir Genel Müdürün aşağıda sıraladığım konulardaki araştırmayı bizzat yapma durumunda olmamasıdır. Bunlar, bu rakamlar aşağıda da ifade edildiği üzere karar aşamasında sn. Genel Müdürün önüne konulmalıydı. Bu arada kendilerinden Kumpasın baş organizatörlerinde şeklinde bahsettiğim için Nairobi Müdürü Mevlüt Beyden de özür diliyorum. Tüm bunların bir Müdürün dışında şekillenmiş olabileceğini düşünemedim.
ŞİMDİ GELELİM BENİM BU YAZIYI NEDEN BU ŞEKİLDE YAZDIĞIMA.
Bir konuya dikkatinizi çekmek isterim. Bu tür yazılarda bir sonucu doğuran ana unsur ve birde tali unsurlar var. Tali unsurlardaki bir hata ana unsuru tartışılır hale getirmez. Her konuyu kendi kompartımanında ayrı mütalaa etmek gerekir. Örneğin Ahmet beyin Abbas Türk Hava Yollarından ayrıldıktan 33,5 ay sonra kadrolu olmasının tarafımca yanlış yazılması. Bu yanlış ama tartıştığımız sonucu etkileyen bir faktör değil. Önemli olan kadroyu almak değil fonksiyonu üstlenmek. Ahmet beyin fonksiyonu Abbas’ın ayrılışı ile aynı anda üstlendiğini yazının ilerleyen bölümünde göreceksiniz. Tabii ki bunun da cevabı var. Nairobi’ de başka personel olmaması bu durumu hazırlayan en önemli faktör. Ana unsuru oluşturan konu tüm açıklığı ile ortaya konulabiliyorsa tali unsurlardaki bu tür oynamaların sonuca etkisi olmayacaktır. Eğer yorumcuları rahatlatacaksa bu hata için tabii ki özür dileyebilirim. .Bu arada Abbas’ın yaptığı hatalar da var tabii ki. İçinden bulunduğu durum nedeniyle Ahmet ve Mevlüt beye tehdit mesajları çekmesi akıllı bir iş değil. Daha önce şahitliğini talep ettiği insana cephe alması da ha keza doğru bir davranış değil..
Özellikle konular ile ilgili güncel olmaları nedeniyle bunları benden iyi bilmesi gereken THY çalışanlarının yazının bu bölümünü dikkatle okumalarını rica ediyorum. Abbas’ın suçluluğunu ifade eden eldeki tek yazılı delil Soca’nın ( Ağır Organize Suçlarla Mücadele Kurumu ) yazısı. Bilindiği üzere SOCA 01 Nisan 2006 ila 07 Ekim 2013 tarihleri arasında görev yapmış, bu tarihten sonra faaliyeti durdurulmuş bulunan “İngiliz Ulusal Güvenliğine” bağlı, her konsoloslukta görevlisi bulunan bir kurumdu. Ve de İkinci aleyhte delil ise kimse tarafından mahkemeler süresince de teyit edilmemiş bulunan “ 2 İngiliz Ajanının “ THY Genel Müdürünü ziyareti esnasındaki beyanları. Bu yazıma ek olarak sizlere doküman sunmayacağım.
Ancak anlatımı sizlerin nazarında belgeleyecek dokumaların nerede bulunduğunu söyleyeceğim. Küçük bir araştırma ile yazdıklarımın teyidinin rakamlarla alınabilmesi mümkün. Merak edenlerin ilgi ve bilgisine sunuyorum.
Soca’nın THY Genel Müdürüne sunduğu ve bir hafta önceki yazımda ağırlıklı olarak üzerinde durduğum ilk yazısında Nairobi’ de mevcut olduğu ifade edilen durumu özetleyen en önemli cümle; “THY’nin TK 1132 no’lu Nairobi seferlerinin yaklaşık 12 ay öncesinden başlamasından bu yana Organize Göçmen kaçakçılığı suçlularının hedefi haline geldiğine işaret eden İngiltere istihbaratını tarafınıza iletmek üzere yazıyorum. Bu yönde geçtiğimiz aylarda yetersiz belgeli yolcu sayısı artış göstermiş bulunmaktadır. Söz konusu artış İngiltere ve Nairobi havalimanında çalışan uluslararası meslektaşlarımız tarafından fark edilmiştir” şeklinde.
Evet; yazının bu cümlesini okuyunca 2009 yılının ilk aylarında minimumda olan bu tür yolcu sayısının bu süreçte arttığını ve yüzlerce belki de daha fazla belgesiz veya sahte belgeli Kenyalının İstanbul üzerinden Londra’ya seyahat ettiğini düşünmeniz normal. Bu durumda adamlar ne yapsın? Tabii ki bir yazı ile THY’ yi uyaracaklardır. 2009 senesinde THY İngiltere’de yanılmıyorsam Birmingham, Stansted, Heatrow, Manchester’ e uçuş yapıyordu. Şimdi merak edenlerin, uydur kaydır yazı yazıyorsunuz diye yorum yazanların yapacağı tek iş THY’ nın Mali İşler Ünitesi ile görüşüp 2009 yılında Nairobi çıkışlı ve Londra varışlı kaç Kenyalı transit yolcu için Türk Hava Yollarının İngiltere’ye ceza ödediğini öğrenmekten ibaret. İngilizler bu tür her yolcu için o yolcuyu ülkelerine taşıyan Havayoluna bir ceza uyguladıklarına göre en doğru rakamı Türk Hava Yollarının bu ünitesindeki kayıtlardan bulabilirsiniz. Ben THY mensubu olmadığım için bunu sormam ve öğrenmem mümkün değil. Hatta siz isterseniz İngiltere’de uçuş yapılan dört havalimanına belgesiz veya eksik belge ile gönderilen yolcuların tümünü alt alta yazıp toplayabilir ve bunların hepsinin Londra’ya uçurulduğu şeklinde değerlendirebilirsiniz. Fark etmez ve sonucu etkilemez. Sizce 2009 yılı boyunca Nairobi’den kaç Londra’ya kaç yolcu bu şekilde gitmiş ve aylar itibarı ile nasıl bir yükseliş trendi ortaya çıkmıştır. Türk Hava Yolları ile söz konusu noktaya bir ay bu tür yirmi yolcu giderken takip eden ay bu rakam 120’ ye mi yükselmiştir. Yoksa 120 iken 320 mi olmuştur. Sene sonunda 520 mi? yoksa 1020’’mi olmuştur.. Mantık o ki; şayet bu rakam çok çok düşükse Soca’nın yazıdaki ifadesi yanlıştır. Genel Müdürün etrafında Sivil Havacılığı ve bu konudaki uygulamaları bilen birileri olsaydı onun dikkatini bu yöne çekebilir ve bu rakamları karar aşamasında Sn. Genel Müdürün önüne koyabilirdi.. Evet; 2010 yılının 2.ci ayında Abbas Nairobi’ den ayrılana kadar durum felaketmiş. Yazıdan anlaşılan bu..
Evet; 18 Mart’ta Abbas şirketten uzaklaştırıldı. Onun Nairobi’den ayrılmasından.46 gün sonra, şirketle iş ilişkisinin kesilmesinden ise 19 gün sonra ne oldu biliyor musunuz? THY Nairobi bürosu 06.4.2010 tarihinde ULUSAL GÖÇMENLİK KONFERANSINDA katılımcılara bir bilgilendirme yaptı ve sunumda şirketin belgesiz veya eksik belge ile seyahat eden yolcularla nasıl mücadele ettiği anlatıldı. Bu sunumu da Soca’ya THY Nairobi Müdürü yerine mahalli memur Ahmet Bozdemir verdi. Ve de Genel Müdür Temel Kotil bey bu toplantıyı takiben SOCA’ dan 25..4. 2010 tarihli ikinci bir yazı aldı. Bu yazı da ilki gibi Grek Cooper imzasını taşıyordu. Tabii ki önemli olan; İstanbul’da görev yapan bu şahsı Nairobi’deki konsolosluğun hangi görevlisinin bilgilendirdiği hususudur. Bu bilgi akışını da muhtemelen Ahmet Bozdemir’in gönderdiği açıklamada adı geçen Simon Groves isimli Kenya İngiltere Konsolosluğu görevlisi olan zat yapıyordu.
Mr Cooper bu ikinci yazısında yapılan sunumun ne denli etkileyici olduğunu, sunumu yapan THY çalışanı Bay Bozdemir’in profesyonelliğini dile getirerek, bu çalışanın özellikle göçmen kaçakçıları durdurmadaki yaklaşımını ve yolsuzluğa karışan personele tolerans tanımayan tutumunu övgü ile Sn. Genel Müdüre iletiyordu. Mr. Cooper. Operasyonun başarılı bir şekilde sonuçlandığını ifade ederken yapılanların gerek THY ve gerekse Organize Suçlar Kurumu ve İngiltere Hudut Polisi için önemli bir zaferi temsil ettiğini “ bildiriyordu bu yazısında. Ne mutlu ki Ahmet Özdemir Bey kendi çalıştığı kurum bir tarafa İngiltere’nin iki devlet kuruluşunun bir zafer kazanmasına vesile olmuştu. Türk Hava Yolları Nairobi bürosundan bu suçlama ile bir kişi görevden alınmış ve iş akdi feshedilmişti. O da garibim Abbas. Bu da demektir ki, Ahmet Abbas’a tolerans tanımamıştı. Oysaki şimdi konunun bu kısmı ile ilgisinin olmadığını ve de aşağıda verdiği bilgilere sonra ulaştığını ısrarla söylüyor.
Teşekkürler birbirini takip etmiş ve İngiltere İstanbul Konsolosluğuna gelişmeler ile ilgili görevi icabı periyodik olarak bilgi sunan Simon Groves isimli Kenya İngiltere Konsolosluğu görevlisi, Nairobi Müdürlüğüne 4.8.2010 tarihinde bir teşekkür de kendisi göndermiş. Ve bu yazıda da o da Ahmet Bozdemir için ayrı bir paragraf açmayı ve de diğer mektuplarda da görüldüğü üzere kendisi ile ilgili üst seviyede methiyede bulunmayı ihmal etmemiş.
O zaman Ahmet Bey Nairobi Müdürümüydü? Hayır. Nairobi’ de bir şef miydi? Hayır. Ahmet Nairobi Müdürlüğünün bağlı olduğu Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı veya Başkanımıydı ? Yine Hayır? Sn. Kotil kendisini arayıp, bana iki İngiliz ajanı geldi şeklindeki bilgiyi Ahmet’e mi vermişti? İmkânsız. Nairobi Müdürüne bile bu bilgi verilmemişti. Peki; Ahmet neydi ve Ahmet kimdi? Onu da siz bulun artık.
Bu hikâyenin tarihleri ile düzgün bir şekilde anlatılması halinde tarafsız okurlar bir tarafa kargaları bir güldüreceğine eminim. Yaptığı bir işten ötürü bir çalışanı öne çıkartmak ve üstlerine takdim etmek tabii ki normal hatta belki de iyi çalışanların hak ettikleri yere gelmelerine yardımcı olacaksa yapılması gereken bir şeydir.
Ancak bunun çok iyi düşünülerek yapılması gerektiği de açık. İyi düşünülmez ise en kibar deyişle bir hatanın, bir yanlışlığın belki de bir kötülüğün ikrarı haline de dönüşerek yüceltmek istenilen şahsı aşağılara da çekebilir.. Hani biz de bir söz var. Kaş yapayım derken göz çıkartmak derler ya. İşte o hesap. Bilmem anlatabildim mi?
Şimdi bir kez daha aynı şeyi söylüyorum. Türk Hava Yolları Mali İşler kayıtlarında 2009 yılında İngiltere’nin Türk Hava Yollarına belgesiz veya eksik belgeli yolcuları Londra’ya uçurmuş olması nedeni ile uyguladığı parasal cezaların tüm kayıtları ( her yolcu için ayrı ayrı olmak üzere ) mevcut. Hele bu listeyi bir çıkartıp bakın. Son aylarda bu tür yolcularda artış olmuş mu? Soca’nın ilk ve ikinci yazısını bu rakamları elde edince düşünün ve değerlendirin. Bir de 2010 zafer yılında İngiltere makamlarının Türk Hava Yollarına aynı nedenle gönderdikleri ceza sayısına bakın. (?) İkisini seneyi de karşılaştırın.
Düşünmeğe ve değerlendirmeğe yatkın bir kafası olmayanlar zaten düşünemeyecek ve “ Ulan Editör “ ile başlayan veciz yorumlarını yine yapacaktır. Onlar dert değil.
Evet, bu bilgiden sonra Mahkeme sefahatini irdelemek gerek. Onu da daha ileriki günlerde yorumcular ve okuyucular isterse yaparız. Neden THY insan kaçakçılığı gibi büyük bir suç işleyen bir çalışanı hakkında işine son verdiği anda suç duyurusunda bulunmadı. İlk Hukuki adım neden Abbas tarafından atıldı, THY Neden delil ve şahit sunacağız diye ertelettiği duruşmayı takip eden duruşmada delil ve şahit sunmadı veya sunamadı vb... vb? THY’nin nihayet ve nihayet geç kalınmış dahi olsa bulunduğu suç duyurusu başvurusu ile ilgili olarak Yargıtay nasıl karar verdi?
SN. BOZDEMİR VE KAYAR’IN VERDİĞİ BİLGİLER. ( Kendilerinin mutabakatı ile yayınlanmaktadır )
SN. AHMET BOZDEMİR: Gönderdiği mailde Gülen okullarında okumadığını ve Nairobi’nin en büyük fakültesinde tahsilini ( Mezuniyet belgesini jpg formatında göndermiştir.) tamamladığını Türk Hava Yollarına yalnız Abbas beye İngilizce yapılan iletişim konularında yardımcı olarak girdiğini, onun tüm işlerine yardımcı olduğunu belirtiyor. Soco’nun tüm çalışanların telefonlarını dinlediğini, şirketin ve Abbas dışındaki çalışanlarının bu tür işlere bulaşmadığının anlaşıldığını, Abbas beyin ise telefon görüşmelerini dinlenmesini takiben yakalandığını, Müdür Mevlüt Kayar beyin Kenya “Liason of Immigration” bürosunun dönem Başkanı Simon Groves’i tanımamasına rağmen yazıda yakınlıkları varmış gibi gösterilerek iftira atıldığını ifade etmektedir. Abbas beyin Türkiye’ye çekilmesinin ise İki İngiliz Ajanının Genel Müdürü ziyaret edip, olayları ve gelişmeleri anlatmalarını takiben gerçekleştiğini ve bu bilgilere Abbas beyin şirketle iş ilişkisinin kesilmesini takiben vakıf olduğunu belirtiyor. Oturma müsaadesi konusunu ise doğrulayarak hatanın gayri meşru kazanç sağlamak amacı ile bu işlerle uğraşan aracı tarafından yapıldığını, konunun resmiyete ( mahkemeye ) intikal ettiğini ve suçsuzluğunun belgelendiğini dile getiriyor. Abbas beyin iş akdinin feshinden sonra onun yerine atanmasının söz konusu olmadığını ve onun ayrılışından 18 ay sonra Mahalli pazarlama sefi ve 33,5 ay sonra merkezi atandığını ifade ediyor. Bütün bunların belgesini gösterebileceğini ve bu belgelerin THY de mevcut olduğunu bildiriyor. Abbas beyin kendisini mail yolu ile ölümle tehdit ettiğini, bunu üstlerine duyurduğunu ve Müdürünün de bu bilgiyi THY Güvenlik birimi ile paylaştığını ve Abbas beyin Nairobi uçuşunun bu nedenle engellendiğini belirtiyor. Abbas beyin tüm bu konuları kendisine bağlamasının üzücü bir iftira olduğunu ifade eden Bozdemir, arzu etmem halinde Simon Groves ile temas kurabileceğimi ve ( Adı geçen şahsın mail adresini vererek ) sormak isteyeceğim diğer hususların olması halinde cevaplayabileceğini ifade etmiştir.
SN. MEVLÜT KAYAR. Sn Kayar verdiği bilgide Nairobi’de Abbas beyle bir sene karşılıklı saygılı bir ilişki çerçevesinde çalıştıklarını ifade ederek Ahmet beyi salt Abbas beyin İngilizce lisanı konusundaki yetersizliğinin işini mümkün olduğunca az etkilemesi ve de Kenya’yı iyi tanıması nedeni ile istihdamına karar verdiğini ve de müşterek çalışmaları esnasında adı geçen ikilinin birbirinin eksikliklerini çok güzel kapattıklarını ifade etmektedir.. 2010 yılının başında Abbas beyin ailesini Nairobi’ye getiremeyeceği ve bu nedenle başka bir yere atanmasını talep ettiğini dile getiren Kayar, Nairobi’nin THY İstasyonları içinde dış tayin açısından cazip bir yer olmaması nedeni ile zor durumda kaldığını, buna rağmen Abbas beyin talebini istemeden de olsa üstlerine ilettiğini, belirtmektedir. Bu konuşmadan kısa bir süre sonra Abbas beyin merkeze çekildiğine ilişkin mesajın geldiğini belirten Mevlüt Bey Başkan Yardımcısını arayarak nedenini sormasına rağmen tatminkar bir cevap alamadığını, bunun üzerine istasyonun durumunu göz önüne alarak işlemin en azından yeni birisi bulunana kadar ertelenmesi talebinde bulunduğunu ( Satış ve İnsan Kaynakları ünitelerine gönderdikleri her iki mesaj da yazışmada mevcut ) ve de talebinin reddedildiğini ve insan kaynaklarının acil intikal istediğini ( mail de mevcut) beyan etmektedir. . Bilahare Abbas beyin kendisini aradığını ve de iş sözleşmesinin feshedildiği bilgisini vererek mahkemede kendisine şahitlik yapıp yapamayacağını sorduğunu ve kendisini “ bu şahitliği yapacağını ve de birlikte çalıştığı süre zarfında Abbas beyin her hangi bir usulsüzlüğüne rastlamadığını söyleyebileceğini beyan ettiğini ifade ediyor. Ve de daha sonra bu konuda kendisinin ne Abbas ve ne de THY tarafından aranmadığını belirtiyor.
Sn. Kayar, Genel Müdürün özel kalemi ile konuyu görüşüp işlemin nedenini öğrenmek istemesine rağmen muhatabının konuyu görüşmek istememesini şirketin adının bu tür olaylara karışmasının istemediğine bağladığını ifade etmiştir. Abbas’ın iş akdinin feshinin kimin talimatı ile neden feshedildiğinin disiplin kurulu raporunda belirtildiğini ve oradan öğrenilebileceğini, THY gibi şirketlerde bu işlemler yazışmalar aracılığı ile yapıldığından Abbas beyin iş akdinin feshedilmesi hususun nasıl geliştiği ancak bu yazışmalardan öğrenilebileceğini belirtiyor.
Daha sonra iki İngiliz yetkilinin Genel Müdürü ziyaret edip Abbas beyin Nairobi’ den uzaklaştırılması talebinde bulunduğunu, konunun Genel Müdür Temel Kotil ve Mehmet Karataş beylerce tüm detayları ile bilindiğini, kendisinin bu konuda ( Abbas beyin Türkiye’ye çekilmesi ve THY’ den uzaklaştırılması ) hiç bir şekilde taraf olmadığını ifade ederken Kenya’ da insan kaçakçılığının ne şekilde yapıldığına ilişkin teknik bilgi sunmuş ve Abbas beyin bu zincir içerisinde rol alıp almadığını bilmediğini, gelişmelerden sonra konu ile ilgili olarak kendisine sual yönelten insanlara “ inşallah rol almamıştır’ dan başka cevap vermediğini ve Ahmet beyin Abbas beyin yerine atanmasının söz konusu olmadığını belirterek kaçak yolcu konusunda yaptıkları başarılı çalışmalar ve bu tür yolcu sayısındaki azalma nedeni ile teşekkür aldıklarını (teşekkür mektubunu tarafıma sunmuştur) dile getirerek başka bir şey öğrenmek istenilmesi halinde seve seve yanıtlayacaklarını ifade etmiştir.
Yorumlar Tüm Yorumlar (34)