Sizlere vardiyalı çalışma konusunda iki üç hafta önce bilgi talebinde bulunan kibar bir okurumuz ile geçen hafta aynı isteğini yorumunda dile getiren bir arkadaşımız nedeni ile sesleniyorum. Vardiyalı çalışma konusunda benim kanaatim Sivil Havacılık sektöründe THY Dışındaki şirketlerinin Vardiyalı Çalışanlarını İstismar ettikleri yönünde.
Bu arada sektörümüzde vardiyalı çalıştırdıkları personeline bu mesai şeklinden ötürü adı her ne olursa olsun (+) bir ödeme yapan bir kuruluş / şirket var ise var ise ondan / onlardan özür diliyorum. Bu durumda tabii ki köşemde bunu okurlarımla özürlerimle birlikte paylaşmayı da görev addederim.
Doğru olan insan sağlığına zarar veren hiçbir şeyin karşılığının para ile ödenmesinin mümkün olmadığıdır. Buna rağmen iş yaşamındaki zorunluk bizi bunu tartışmaya maalesef mecbur bırakıyor. İnşallah ülkemiz bunları aşar ve bu tür konuları artık konuşmaz ve tartışmayız. Torunlarımız bunu görürler mi? Bilemiyorum.
İşçilerin ve işverenlerin hak ve sorunlulukları konusunda dayanak anayasa olarak görülür. Anayasanın dışında ülkemizin uluslararası arenada taraf olduğu anlaşmalar da bu başlığımızın hukuki dayanakları olarak görülmektedir.
İş hukuku temel alındığında ve buradan hareketle işçilerin ve işverenlerin hak ve sorumlulukları incelendiğinde baz almamız gereken kanun ve yönetmelikler bulunur. Bunların başında, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 4857 Sayılı İş Kanunu ve bu kanunlar baz alınarak düzenlenmiş olan yönetmelik ve tebliğler yer alır. Belirtilen kanunlar ve bu kanunlara göre düzenlenmiş olan yönetmelik ve tebliğler işçilerin ve işverenlerin hak ve sorumlulukları konusunun hukuki dayanakları olarak bilinmektedir
Evet işe girerken vardiyalı çalışmayı kabulleniyorum şeklinde bir belge imzaladıktan bir süre sonra iş gören bu şekilde çalışma istemiyorum derse şayet işverenin normal mesai ile çalışılan bir ünitesinde personel ihtiyacı yoksa bu durum işverene çalışanın iş akdini tek taraflı feshetme hakkı verir. Şayet işveren vardiya şeklini değiştiriyor ve bu değişiklik yaşamınızda köklü bir değişiklik yapıyorsa veya mesai saati kanunun öngördüğü süreden fazla ise veya işveren personel karşı kanunla belirlenmiş olan sorumluluklarını yerine getirmiyorsa konu hukuka intikal eder. Bu durumda işten ayrılmak isteyen personelin tazminat alıp alınamayacağına mahkeme karar verir. Yazının geri kalanını okumadan bunları aklımızda tutmamızda fayda var.
Yine de aşağıdaki Hint atasözünü de hatırlatmak isterim. Evet konumuz olan Vardiyalı çalışmanın çalışan sağlığı.
İlgili menfi etkileri bilinmektedir. Ancak Sivil Havacılık başta olmak üzere şartlar bu tür bir çalışma şekli uygulamasını zaruri kılmaktadır.
Vardiyalı Çalışmanın İnsana Zararları ve Bu Konudaki Araştırma Sonuçları:
Bu bilgileri daha önce paylaşmıştım. Geçmiş günlerde BBC’ de yayınlanmıştı, 04 Kasım günü ise CNN aynı haberi verdi. Sonuçları "Occupational and Environmental Medicine" dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçlarına göre: Vardiyalı çalışma düzeninin insan beynini zamanından önce yaşlandırabileceği ve zihinsel becerileri köreltebileceği ifade ediliyor. Swansea Üniversitesi ve Toulouse Üniversitesi'nin yaptığı araştırma için Fransa'da üç bin kişi hafıza, hızlı düşünme ve genel bilişsel aktiviteleri inceleyen testlere tabi tutuldu . Yapılan bu çalışmada bilim adamları vardiyalı çalışanların hafızası ve bilişsel hız testlerinin düzenli saatlerde çalışan insanlara göre ciddi ölçüde çok daha kötü olduğunu saptadılar.
Toulouse ve Swansea üniversiteleri araştırmacıları 10 yıldır düzensiz vardiya ile çalışan insanlarda görülen kavrama geriliği düzeyinin normal yaşa bağlı gerileme de 6 yıllık düzey ile eşdeğer olduğun fark edildiğini belirtiyorlar Araştırmada "asosyal çalışma saatleri" olarak adlandırılan vardiyalı çalışma düzeninin bunama, uyku bozukluğu ve başka birçok hastalığa sebep olduğu da vurgulanıyor. Peki; vücut saatimiz ne istiyor? Biyolojik saatimiz aslında gün içinde aktif olmaya ve gece uykuya geçmeye programlı.
Stockholm Karolinska Enstitüsü bilim adamlarının Anna Karin Hedström başkanlığında yaptığı ve sonuçları Analsa of Neurology dergisinde yayınlanan araştırmaya göre 20 yaşından önce en az üç yıl vardiyalı bir işte çalışanların MS olma ihtimalinin neredeyse yüzde 50 arttığını gösterdi. Yaşları 16 ile 70 arasında 13 binden fazla kişi üzerinde yapılan değerlendirmede, bilim adamları, vardiyalı işlerde çalışmanın aralarında kalp, dolaşım, tiroit bezi rahatsızlığı ve kanserin de bulunduğu bir dizi hastalığa yakalanma ihtimalini artırdığını belirten bilim adamları, buna yetersiz uyku ve biyolojik saatin bozulmasının yol açtığını tahmin ediyorlar. Ayrıca gece vardiyası çalışanlarının güneş ışığına az maruz kaldığı için D vitamini eksikliği de oluşuyor. Yapılan bazı çalışmaların sonucuna göre D vitamini eksikliği beyin fonksiyonları ile doğrudan bağlantılı. Ltf.Bakınız
(https://www.evrensel.net/haber/303069/gece-vardiyasinin-zararlari-saymakla-bitmiyor)- (https://www.ceeol.com/search/article-detail?id=690034
YAZIYI UZATMAMAK İÇİN BU KONUYU UZUN UZUN ANLATMAYACAĞIM. LÜTFEN GOOGLE VE ÖZELLİKLE YANDEX’ DE “VARDİYALI ÇALIŞMANIN İNSAN SAĞLIĞINA ZARARI” YAZARAK BAKIN VE OKUYUN. GENÇ OLMANIZ NEDENİ İLE MUHTEMELDİR Kİ BELLİ ARAZLARI BUGÜN HİSSETMEYEBİLİRSİNİZ. BİRAZ DAHA YAŞ ALINCA BUNLARI KUŞKUSUZ YAŞAMANIZ OLASIDIR.
Türk Hava Yollarında Vardiya Priminin Geçmişi:
Konumuz Türk Hava Yollarının çalışanlarına ödediği vardiya primi miktarının azlığı ve çokluğu değil. 1961 ve bunu takip eden senelerde Hava-İş ile imzaladığı toplu iş sözleşmesinde bu vardiya primini kabul edip (Lütfen bakınız https://www.havais.org.tr/hakkimizda/sozlesmeler) ödemeye başlamış olması. Bildiğim kadarı ile bu konu hiçbir toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde Hava-İş’le THY arasında bir anlaşmazlık maddesi olmadı. Neden acaba?
Hukukçular Bu Konuda Ne Diyor?
Geçmişte bu konuya ilişkin olarak beş hukukçudan görüş talep etmiştim. Genel görüş; Özellikle vardiyalı çalışma, İş Güvenliği ve İş Sağlığına ilişkin konuların prensiplerinin yasalarda tanımlanmış olduğu ve temel kuralın işverenlerin yasa ile düzenlenmiş olan bu esaslara uyması olduğu şeklinde. Bilim adamlarının araştırmalar sonucu elde ettiği bulguların iş yaşamımızın uygulama prensipleri arasına girebilmesi ise ancak konunun yasal mevzuat kapsamına alınmasını takiben mümkün olabileceği bunun dışında bilimsel görüşlerin uygulamaya aksetmesini beklemenin gerçekçi bir yaklaşım olmayacağını belirtirken hukukçu kardeşlerim bana kısa yoldan “hayal kurma “demiş oldular. Bu arada 3 hukukçu risk taşıyan bu çalışmanın karşılıksız yaptırılmasının bir anlamda “İSTİSMAR “olarak değerlendirilebileceğini de söylemeyi ihmal etmemişlerdi. Ta o zamandan beri söyledikleri aklımda.
Doğrusunu isterseniz istismara ilişkin kanunlarımızda mevcut hukuksal müeyyide nedir? Bilemiyorum. Daha doğrusu mevzuatlarımızda bu konuda herhangi bir caydırıcı unsur mevcut mu diye sormak gerek? Herhalde yoktur. Olsa bile ülkede bu denli işsizlik varken işten olma korkusunun hukuka müracaatı önleyeceği mutlak. (Lütfen Bakınız (https://aksan.av.tr/tr/blog/detail/16)
Bu suali hukukçulara yönelteli hayli uzun zaman geçti. O tarihten bu yana söz konusu uygulamanın mevzuatında çalışanların lehine denilebilecek bir değişiklik olmadı. Sağlık otoritelerinin ve bilim adamlarının görüşleri de yukarıda. Her şey işe giriş esnasında kaçınılmaz olarak imzaladığınız o sözleşme maddesinde ötürü geri dönülmez oluyor. Ya kabul edecek bu şartlarla çalışacaksınız, ya da işe kabul edilmeyecek veya imzaladıktan sonra sözleşme maddesine sadık kalmaz iseniz işten tazminatsız olarak çıkartılacaksınız
Onlar İnsan İse Bizim Çalışanlarımız İnsan Değil mi?
AMERİKA’ da işyerlerinde vardiyalı çalışma yapan personele, bu çalışma şeklinin insan sağlığına olan zararı göz önüne alınarak ek bir ödeme yapıldığı bilgisini aldım.
İNGİLTERE’ de fazla vardiyalı çalışanlar için ayrı bir ödeme mevcut değil. Ancak gece mesai yapan çalışanlara saat ücretleri x 2 olarak ödeniyor. (Bizzat çalışandan personelden alınmış olan bilgidir.)
AVUSTURYA Viyana’da, uygulama İngiltere dekinin benzeri. Akşam mesaisi saat ücreti farklı olarak (x 2) olarak fiks edilmemiş olmasına rağmen personelin gece mesaisi saat ücretleri farklı olarak ödenmektedir
AVRUPA BİRLİĞİ üye ülkeleri arasında vardiyalı çalışma durumunda ek ödeme uygulamaları ülkelere göre farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak, vardiyalı çalışan personele ek ödeme yapılması yaygın bir uygulamadır. İşçi hakları ve çalışma koşulları, her ülkenin yasalarına ve düzenlemelerine tabidir. (Yapay Zekâ’ nın verdiği bilgidir)
ALMANYA. Almanya’da bir üniversitede görev yapan kardeşimin gönderdiği bilgi, ülkede insan sağlığına verilen önemi vurgulayan mahiyette.” Firmalar çalışanlarını insan sağlığına zararı kanıtlanmış bir şekilde çalıştıramaz ve bunun para ile karşılığı da verilemez” Onlar nerede, biz neyi tartışıyoruz?
Bu Suali Önce Siz Cevaplayın.
Bir insanı, içinde bulunduğu kötü bir durumdan istifade ile sağlığa zararlı ve aile yaşam dengesini sarsacağı açık olan bir çalışma şeklini hiçbir maddi karşılık almadan yapmaya mecbur etmek amacı ile iş akdine vardiyalı çalışma ile ilgili “KABUL” maddesi koyup bir anlamda aday personeli buna mutabakat vermeğe zorlamak istismar sayılmaz mı (?) Aday çalışan bu çalışma şeklini reddetmesi durumunda işe kabul edilmeyeceğini bilmektedir (?) Davranış vardiyalı çalışmanın kabulünün işe alınma konusunda en önemli şart olduğunu ortaya koymakta mıdır (?) Dolayısı ile yapılan işlemin aday personelin istismar edilerek ona zoraki bir şekilde angarya yüklemek şeklinde isimlendirilmesi kabulü zorunlu olan bir gerçek değil midir (?)
Evet yukarıdaki metinde konu ile birbiri ilintili dört adet soru yöneltilmektedir. İlk üçüne cevabı “evet” olan birinin dördüncü suali” Hayır” olarak cevaplamasının makul ve kabul edilebilir bir mantık çizgisi sayılmaması gerektiğini takdirinize sunuyorum.
T.C. Anayasası Madde 18- TC. Ceza Kanunu- ILO Sözleşmeleri Ne Diyor?
Madde 18 – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Türk Ceza Kanunu: Zorla çalıştırma ve insan ticareti gibi istismar ve angarya içeren fiiller suç olarak düzenlenmiştir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeleri: Türkiye'nin de taraf olduğu ILO sözleşmeleri, zorla çalıştırma ve angaryanın yasaklanmasını ve bu tür fiillerin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını öngörmektedir.
Yapay Zekâ Destekli Görüşlerim:
Evet, bir insanın içinde bulunduğu kötü durumdan istifade ederek onu zor bir işi yapmaya mecbur edercesine mutabakat vermeye zorlamak istismar sayılır. Bu şekilde yaptırılan iş de angarya olarak nitelendirmek mümkündür. İSTİSMAR, bir kişinin güç veya otoritesini kullanarak başka bir kişiyi zayıf noktasından yararlanmak ve onu kendi çıkarları için kullanmak anlamına gelir. Bu durumda, zor durumdaki kişinin acziyetinden ve çaresizliğinden faydalanarak, onu bu işe adeta mecbur etmek istismarın açık bir örneğidir. ANGARYA ise kişinin, zorla ve karşılıksız olarak çalıştırılması anlamına gelir. Bu şekilde yaptırılan iş, genellikle kişinin kendi çıkarına değil, onu çalıştıran kişinin/ kurumun çıkarına olur. Bir durumun istismar olup olmadığını belirlemek için şu kriterlere bakılabilir:
Güç dengesizliği: Zorlayan kişi ile zorlanan kişi arasında bir güç dengesizliği var mı?
Rıza: Zorlanan kişi işe rıza gösteriyor mu? Yoksa korku, tehdit veya baskı altında mı çalıştırılıyor?
Karşılık: Zorlanan kişi çalışmasının karşılığında adil bir ücret veya başka bir tazminat alıyor mu?
Eğer bu kriterlerden herhangi biri karşılanıyorsa, durum büyük olasılıkla bir istismardır.
Yapılan bir işlemin Angarya sayılabilmesi için: Kişinin rızası olmadan çalıştırılması gerekir. Kişiye çalışmasının karşılığında adil bir ücret veya başka bir tazminat ödenmemesi gerekir. Kişinin çalıştırılması, onu çalıştıran kişinin çıkarına olmalıdır. Eğer bu şartlar da karşılanıyorsa, o zaman yaptırılan iş angarya olarak nitelendirilebilir.
SONUÇ:
Ben hukukçu değilim. Yine de bu konudaki görüşlerimi paylaşıyorum. İlk madde hukukçu ile görüşmek olduğuna göre hukukçu süzgecinden geçeceği için altındaki hiçbir maddenin sizler açısından bir riski olmayacaktır. Ayrıca bu konudan mutazarrır olan çok fazla insan var. Mutlaka aile fertleri arasında hukukçu olanlar da mevcuttur.
En kolayı olmakla birlikte en riskli yöntem bir sendikaya üye olmak. Sendikanın bu konuyu süratle halledeceği mutlak. Ancak yukarıda da ifade ettiğim üzere yakın geçmişte yaşanan benzeri bir uygulamadan ötürü iş akdi feshedilen çalışanların üzüntüsünü yaşamıştık Bunu kimse göze almayacaktır diye düşünüyorum. Bunu sendikaya da danışsanız sizi düşünerek bize hemen üye olun demeyeceklerine eminim. Tabii bunu deneyebilirsiniz.
1-Yukarıdaki 4 aşamalı soruyu bir veya iki hukukçu ile görüşün. Bakalım hak verecekler mi?
2-Konuyu üstlenecek iş hukuku konusunda uzman bir avukat veya hukuk bürosu bulun. Onlarla anlaşmayı eğer davayı geriye dönük olarak kazanmaları halinde bundan faydalanacakların örneğin 6’ ar aylık vardiya primi toplamlarını kendilerine ödeyeceğinizi vadedin (6 ay gelişi güzel ifade ettiğim bir süredir., Bu husus sonuçta bir pazarlık konusudur.) Bu ay hesabı faydalanacak insanların sayısına göre haliyle değişecektir. Bu noktada sorun hukukçuya verilecek vekaletin şirketler tarafından duyulmasıdır. Bunun önleminin nasıl alınabileceği hususunda noter size yol gösterebilir. Tabii ki hukukçuya yapılacak olan ödeme konusunda başka bir yöntem uygulanması da mümkündür. Bu sizden para çıkışı olmadan işin kotarılması için aklıma gelen bir yöntemdir. Tabii ki muhatabın kabulüne bağlıdır.
3-Daha sonra birlikte çalıştığınız şirketten ayrılmış 2-3 arkadaşınızı ikna ederek bu konuda görev yaptıkları eski şirketi mahkemeye vermek hususunda ikna edin. Ve mahkemelerin gidişatını takip edin.
4-Sanal medyadaki hesaplarınızdan hiçbir şekilde bu konuda yazışma yapmayın. Kimin kime nasıl davranacağını bilemezsiniz. Paylaşımınızın işverene ulaştırılmış olmasını görmek sizin için kötü bir sürpriz olur. Bunu yakın geçmişte yaşayıp işinden olan biri ile tanışmıştım.
5-Bu konu ile ilgili olarak işyerinizde hiç kimse ile konuşmayın. Bu konudaki sohbet iş yerinde yapılmamalı. Duvarların kulağı var derler ya?
6-Bu arkadaşlar mahkemeyi kazandıkları takdirde aynı karar sizin için de mahkemelerde emsal teşkil edecektir. Gerisi kolaydır.
Hukukular görüşümü paylaşmasalar bile ben yine aynı çizgide düşünmeyi sürdüreceğim. Ta ki ikna edeceğim bir hukukçu bulana kadar bu konuda düşünmeyi sürdüreceğim.
Ana konu bir kişinin güç veya otoritesini kullanarak başka bir kişiyi zayıf noktasından yararlanarak ve onu kendi çıkarları için kullanması ve zor durumdaki kişinin acziyetinden ve çaresizliğinden faydalanarak, onu bu işe adeta mecbur etmektir. Ve de bu istismardır / angaryadır.
Bu mantık doğru ise ki bunu öngörmesi doğaldır, sonuca ulaşmak uzak bir ihtimal sayılmaz. Sizce denemeğe değmez mi?
Yorumlar Tüm Yorumlar (53)