Evet, ileriyi mi göremediler, yoksa benden sonra tufan mı dediler. Bilmiyorum? Ama hata yaptılar. Amatörlük yaptılar. Hırslarına yenildiler. Tepelerde oturan bir,” 2007 “yılında şirkette 2003 öncesi işe girişli kimse kalmayacak buyurmuştu” Dediklerini yaptılar. O zamanda kendilerini ikaz etmiştik. Okuduklarını zannetmiyorum. Şirketi istihdam yönünden şişmanlattılar. Hem de nasıl. O zamanlarda şirket çalışanlarının kıdem yaşının 6,5 civarına düştüğünü hatırlıyorum. Evet, THY Yönetimi her ay yayımlanan hangi iş grubunda kaç personel çalışıyor ve THY Personelinin kıdem yaşı bilgisini dokümandan kaldırdı. Evet kıdem yaşı ortalaması nasıl 6,5 ‘a düşer? Herhalde bunu anlatmama gerek yok. Seneler geçti şimdi normale dönebilmenin en azından normale yaklaşmanın yollarını araştırıyorlar herhalde Birilerini üzmeden bunu yapmak mümkün değil. Hatırlarımsınız eski personelin iş akdi feshedilince nasıl da alkış tutuyorlardı yorumlarında. Evet bu yazının başlığı Temel Kotil Bey’e atfen yazılmıştır. “Bizim çocuklar” kendi deyişidir.
Geçen haftaki yazıma bir okur aşağıdaki yorumu göndermiş. Okuyunca 14 Kasım 2016 tarihinde Airporthaber için yazdığım “Keşke 2003 Öncesi İşe Girenlerin Hepsini THY’den Dışlamasaydık” başlıklı yazımı hatırladım. Buldum ve tekrar okudum. O yazıyı aynen bu köşeye alsam bu günkü düşüncelerimi % 90 oranında kapsardı. Ancak girişteki birkaç paragrafını alıp % 10’ nu bu günkü şartlara göre şekillendirmek bana daha uygun geldi. Bakalım sizler aynı görüşte mi olacaksınız. Altı sene önce yazılan yazı bugün içinde geçerli olabiliyorsa varın siz hesap edin.
KEŞKE, AKŞAM ÇOK YEMESEYDİM. SN. KOTİL GİRMEZDİ RÜYAMA-Gelelim 2016’ da yazdığım yazıya “ Dün gece rüyamda Sn. Temel Kotil ile birlikteydim. Saat 02. 00.’ de halen sohbet ediyorduk Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü görevine devam ediyormuş. Gece boyunca Temel Bey çok üzgündü. Nedeni mi? hayli büyük bir miktarda çalışanı Türk Hava Yollarından uzaklaştırıldıktan sonra bundan kaynaklanan rahatsızlığı şimdi hisseder olmuş. Sn. Genel Müdür hayli kısık ve çok alçak bir sesle konuşuyordu. Zorlanıyordum onu duymakta. Sanki vicdanının sesi onu rahatsız ediyordu da ondan böyle kendi kendine konuşuyor gibiydi. Ama rüya bu ya. Yine de söylediklerini duydum ve not aldım. Okuyun ve görün. Bakın bana neler mırıldanmış Sn. Kotil.
“Hiç düşünemedik bu günlerin gelebileceğini. Her günümüzün bayram olacağına inanmıştık. Hesapta bu kriz hiç yoktu. Keşke bir kenara ayırmış olsaydık onların bir kısmını. İhtiyat akçesi saklıyormuş gibi. Bunu yapmamakla büyük hata ettik? Eğer 2003 öncesi girenlerin bir bölümünü şirketten uzaklaştırmamış olsaydık bu günlerde böylesi bir sıkıntıyı yaşamazdık. Şimdi kaldırır atardık tümünü birden. Bizim çocuklara da dokunmamış olurduk böylece. Peki; şimdi nasıl seçeceğiz işten çıkartılacakları? Hepsi bizim çocuklar
Allahtan İnsan Kaynakları oldum olası liste tutar. Eskiden de varmış bu çalışma. İşe alınan kim kimin yakını, kime kim tavassut etti işe girişte. Hele önce 2003 ve 2004 yılında işe girenlere kimler aracılık etmiş bir bakalım. O dönemlerde bizden olup, yaşlılıktan ötürü kenara çekilen, sistem tarafından unutulan, sistemin gözünden düşen ve vefat eden kimseler varsa onların aracılık ettikleri çalışanları önce alalım listeye. Malum, Sistemin eskimişlerinin bizim üzerimizde yıkıcı bir etkisi olmaz ne de olsa. Türkçesi, kuvvetliden zayıfa güncellenmiş bir tavassut listesi çıkartıp bakalım.
Listenin iİk sırada tavassut edenlerin adı soyadı ve bugün nerede ve ne iş yaptıkları. Onların aracılığı ile işe alınanların isim ve soyadları ikinci sırada alıyor. Başka bilgiye ise gerek yok. Naçar biz sıralamayı yalnız birinci sıraya bakarak yapacağız. Başka çare var mı? Evet; insanları işe almak kolay ve güzeldi. Herkes gülüyor ve teşekkür ediyordu. Ya şimdi? Bana haklarını helal ederler mi dersiniz? Bizden olduklarını unuturlar mı acaba? Evet; keşke 2003 öncesi girenlerden bir kısmını kara günler için yastık altına koyup saklasaydık ne de iyi olurdu.
Fakülteyi bitirdikten sonra iki yüksek lisans ve bir doktora eğitimimi tamamladım Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Havacılık ve İleri Kompozit Laboratuvarının kurucusuydum ve yöneticiliğini yaptım. Tüm bu deneyime rağmen, THY için bu basit ihtimal hesabını kurgulayamadım ve zamanında, düşünemedim. Üzüntüm işte bundandır.” Diye noktaları rüyamdaki konuşmasını Sn. Kotil.
Evet tekrar etmek istiyorum. Bu yazının başlığı Temel Kotil Bey düşünülerek yazılmıştır.
Hoş benim rüyalarım doğru çıkmaz ama yine de Temel Beyin içinde bulunduğu duruma üzüldüm. Rüya bile olsa zor iş. Biz kimsenin işinden olmasını istemeyiz. Eğer bu iş yapılacaksa başka çözüm de yok gibi. Allah herkese yardım etsin. Özellikle Temel Beyin halefine. Bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek. Hani bir söz var ya. Bugün bana ise, yarın da sana. İşte o hesap. Temel Beyin “bizim çocuklarının” kulağına küpe olur inşallah.
SAYIN KOTİL. BAY BOLAT KARŞISINDA ÇOK AMATÖR KALDINIZ. Evet şimdide aynı durum yaşanıyormuş. Ben yorumcunun yalancısıyım. Arkadaşımızın yazdığı yorum yukarıda. Sn. Kotil, döneminde İKALE uygulanıyor muydu, yoksa ondan sonra Bay Aycı’mı uygulamaya koydu bilemiyorum? Hatırlayamadım. Sorduğum arkadaşlardan da bir geri dönüş almadım. Her ne ise Bay Bolat döneminde işin cılkı çıktı ki, bu uygulama basında fazlası ile yer aldı. Ya durduruldu ya da çok sessiz uygulanıyor.
Her ne ise Bay Bolat ve yöneticileri bizim çocukların işten uzaklaştırmaları halinde onların çıkartacakları gürültüyü asgariye indirecek bir yöntemi uygulamaya koydular.
Emekli edilecek olan çalışanlara “Danışmanlık” görevi verilecek ve kendilerine belirli bir süre (Altı ay deniyor, doğru nu bilemem? daha bu görevin karşılığı olan ücret ödenecek (tabii kazanılmış sosyal haklarına ilaveten). Bu şahısların hizmetinin şirkete bir katkısı olacak ise neden emekli ediliyorlar? Tabii bunun cevaplanmasına olanak yok. Ama şunu sorabilirim Bay Bolat’a. Bugün itibarı ile kaç danışmanınız var? Boş bırakmayın danışın onlara. Size yol göstereceklerdir?
Bu uygulamayı yapan başka bir şirket var mı? Bilemiyorum. Herhalde yoktur. En azından ben duymadım ve görmedim. Ancak yine de bir havayolunun en tepesindeki beyefendiye sordum, cevabı iki kelimeydi. “Güldürme bizi” Yukarıda da söylediğim gibi ben yorumcunun yalancısıyım.
Evet gidelim biraz eskilere. Yukarıdaki görselde anlatılanlar doğru ise ve listeden silinen o insanın ismi resmi makamlar tarafından bildirilince hemen işten çıkartılıyorsa sorulabilecek tek sual var ama şu anda o suali yöneltmiyorum. Bu adamın 211’lerin (Tabii Bay Bolat’ın işe aldığı 2 kişi hariç) genelde suçlandığı FETÖ’ ye müzahir olmak ile ilgili olduğu bilinmiyor muydu? Bay Bolat’a. Bakın Mahkemelerin yaptığı tüm araştırmalara güvenmeyip, alınan kararları dikkate almadan kurduğu komisyona 211 kişiyi inceletti. Onunla da yetinmedi, bizzat baktı. Ve de bula bula 2 kişi buldu. Allah bilir onlar için de ayrıca güvenlik soruşturması bile yaptırmıştır(?) Zira kendileri sizden, bizden ayırımı yapmaktan hiç hoşlanmazlar (?) Yapanlara da çok ama çok kızarlar (?)
Fatih Altaylının 2013 yılı Eylül ayında Habertürk’ deki bir sözünü not almışım. Ne Zaman Adam Oluruz. Kurumlar Kişilere Kurban edilmediği zaman. Bizim Şirket kimlere kurban edilmedi ki? ve de halen edilmiyor ki?
CNN TÜRK HAKAN ÇEVİK VE AHMET BOLAT.
Sn. Ahmet Bolat’ı öncelikle kutluyorum. Kendilerinin THY’ de 2005 yılından beri çalışmış olmalarının yansımalarını kuvvetle hissettim bu söyleşide. Duraklamadan, konuşma aralarına hıımım vb. düşünme süresi koymadan suallerin cevaplandığı bir söyleşiydi.
Bilmem sizler Amerikalıların tüp bebek tedavisi için Meksika’ya taşındıklarını bilir misiniz? Meksika’da bu konuda bir hastanesi olan bir Türk arkadaşımız organize ediyor bu işi. Bay Bolat’ın Amerika’dan ülkemize sağlık Turizm’inin yapılandırılması konusunda söyledikleri çok dikkat çekici. Doğru bir noktaya parmak basmışlar. Bu proje iyi bir reklam kampanyası desteği ile mutlak başarılı olacaktır. Zira sağlık hizmetleri Amerika’ da inanılmaz boyutta pahalı.
Ben Ahmet Bolat aleyhinde hayli fazla yazan biriyim. Ancak şirketle ilgili duygularım bellidir. Bir not.: Ben gazetecilik tahsili yaptım. Bu denli uzun ve detaylı bir söyleşide suallerin önceden kendisine verilmiş olmasını düşünmemek gerekir. Sorular Bay Bolat’a önceden verilmiş ise konunun yabancısı olmayanlar söyleşiyi dinlerken bu hususu verilen cevaplardan anlar ve hissederler. Ben dinlerken böyle bir hisse kapılmadım. Yanılabilir miyim? Tabii ki mümkün.
Doğrusunu isterseniz Sn. Bolat’ın birkaç sorunun kendisinde yöneltilmesinden veya yöneltilmemesinden memnun olacağını Hakan Çelik Beye söyleşi öncesi ifade etmiş olması mümkün ki, bunu da yadırgamamak gerekir. Ben bunları yaşamış biriyim. Bu konuda, özel sektör, devlet kuruluşu, Çetin veya Metin fark etmez. Bugün de yarın da Hakan Çelik beyin karşısında kim olursa olsun aynı durum yaşanacaktır.
Ancak dikkatimi çeken tek husus söyleşinin son 15-20 saniyesi hariç istihdamla ilgili hiçbir sual yöneltilmemesiydi. (Kaptan ve kabin memuru alımları dışında) Örneğin Toplu İş sözleşmesinde yer almasına rağmen pilotlara ödenmeyen pazar mesai ücretleri, şirketin bankalardan aldığı promosyon bedelinin çalışanların maaşlarına tekabül eden kısmının personele verilip verilmeyeceği, tayinler, yönetici sayıları vb. Evet bizler THY’ de istihdamla ilgili hususların yalnız Ahmet beyin kontrolünde gelişmediğini düşünüyoruz. Ve de şirket bünyesinde de öyle söyleniyor. Tabii ki bu belirtilen konuda Bay Bolat’a sual yöneltilmemesinin nedeni olamaz ve de değildir. Her ne ise bu durumun HOŞ bir söyleşiye gölge düşürmesi HOŞ DEĞİL.
Yorumlar Tüm Yorumlar (65)